Aklınızı alacak korona ve morona aşıları çıktı

Varlığı şüpheli korona salgını konusunda ‘komplo teorisi’ diye küçümsenen her şeyin doğru çıktığı günlerin başındayız. Sonbaharla birlikte pazarlarda arz-ı endam edecek olan sözde ilaç ve sözde aşılarla şeytanî emellerine erişecekler. Tabiî biz itiraz etmez ve değirmenlerine su taşımazsak.
Varlığı şüpheli korona salgını konusunda ‘komplo teorisi’ diye küçümsenen her şeyin doğru çıktığı günlerin başındayız. Sonbaharla birlikte pazarlarda arz-ı endam edecek olan sözde ilaç ve sözde aşılarla şeytanî emellerine erişecekler. Tabiî biz itiraz etmez ve değirmenlerine su taşımazsak.

Önce korkuttular sonra da herkesi korona aşı ve ilacını beklemeye yönelttiler. Zira artık iyice netleşti ki, yönetmen korona süreciyle ilgili daha yeni ‘perde’ demiş. Meğer şu an koronanın en az 30 farklı türü varmış. Belli ki yönetmen dersine iyi çalışmış ve her ülkede farklı bir sürümünü sahneliyor.

Ellerinde aşıları çoktan hazır, aslında fare ve insan deneyi edebiyatını falan çoktan aşmışlar. Sadece korkunun Kaf dağına ulaşmasını, herkesin aşı için yalvarmasını bekliyorlar. Bakmayın öyle onlarca ülkedeki onlarca kişinin aşı çalışması yapar gibi yaptığına. Başarsalar da seri üretimine izin verilmez. Zira işgalci tıbbın müftüsü FDA onay vermez. FDA’nın kime onay vereceği çoktan bellidir zaten.

Kısa adı QMC olan Teksas merkezli Amerikan şirketi Quantum Materials Corp çoktan işi halletmiş bile. Tescilini dahi aldığı projesinin adı ‘QDX Defter Blockchain’ veya QDX HealthID.'

Peki, proje ne?

COVID-19 için blockchainli aşı sertifikası.

Firmanın CEO'su Stephen B. Squires tarafından yapılan açıklamada, “COVID-19 gibi salgınları izlemek için QDX HealthID ile aşıyı birleştirdik” deniliyor. “Aşı pasaportu” olarak adlandırdıkları bu teknoloji, kuantum noktaları, ışıkla aydınlatıldığında farklı renkler yayan yarı iletken malzemelerden oluşan nanoparçacıklar şeklindeymiş. Zaman kaybı, kâğıt ve bürokrasiye son vereceklermiş. Bu teknoloji ile yanınızda kimlik taşımanıza ve kendinizi ispat etmeye de ihtiyacınızın olmayacağı belirtiliyor.

  • Peki, işi kiminle yapıyorlar? Bildiniz, Bill Gates’le! “Çözümleri” yani belâ teknolojilerinin verileri, Microsoft Azure bulutu içinde barınacakmış. Mevcut EMR sistemleriyle entegre çalışmaktaymış. Hyperledger Sawtooth kurum blok zincirine dayanıyor ve akıllı sözleşmeler için Dijital Varlık Modelleme Dili'ni (DAML) kullanıyormuş.

Girişimin ortakları arasında Evernym, ID2020, uPort, Hollandalı araştırma organizasyonu TNO, Microsoft, ConsenSys Health ve danışmanları Luxoft ve başka şirketler de yer alıyormuş.

Onlar bunu yaparken, bizimkiler “üç üniversitede Kovid-19 izole edildi” diye göbek atıyorlar. Bir rektör de çıkıp, üniversitemizi dezenfekte ettik diye basın açıklaması yapıyor. Bir başkası, şeytan şirketlerden birinin eski ve pahalı bir ilacını keşif gibi duyuruyor. Başka biri çıkıp, Madagaskar Devletinin korona için geliştirdiği bitki kökenli virüsü yok eden ilacını ‘yeni değil, zaten biliniyordu’ diye küçümsüyor.

‘Siz ne yaptınız’ diyen yok. Gerçi sormaya ne hacet? Hepsi Batılı ilaç firmalarının korku dağından çıkacak paketlerini bekliyor.

Bir yandan bunlar olurken, diğer yandan koronaya iyi geldiği iddia edilen ve milyonlarca kutu depolanan, hidroksiklorokin ihtiva eden sıtma ve romatizma ilacının insanları öldürdüğü tespit edildi. New York'da üç kişi, Dünya Sağlık Örgütü'ne geç kaldığı için, ABD'nin Missouri eyaleti ise Covid-19 salgını nedeniyle Çin yönetimi ve Çin Komünist partisi hakkında dava açtılar.

  • Yani varlığı şüpheli korona salgını konusunda ‘komplo teorisi’ diye küçümsenen her şeyin doğru çıktığı günlerin başındayız. Sonbaharla birlikte pazarlarda arz-ı endam edecek olan sözde ilaç ve sözde aşılarla şeytanî emellerine erişecekler. Tabiî biz itiraz etmez ve değirmenlerine su taşımazsak.

Diğer bir mesele ise SSCB döneminde infilak eden Çernobil Nükleer Santral çevresindeki yangın. Haftalardır söndürülemeyen yangın yeni bir radyasyon salgınına neden olabilir mi? Evet, böyle bir risk var ama çok da endişelenmeye gerek yok. Zira 30 yıla yakındır zaten yediğiniz pek çok gıdaya taammüden radyasyon veriliyor. Tabii ki, bizlerin iyiliği değil, şirketlerin çıkarı için. Detayları sayfalarımızda okuyacaksınız.

Ancak bu süreçte Afrika’nın Avrupa ve Amerika’dan sonra şimdi de Çin tarafından talan ve işgalini de sakın aklınızdan çıkarmayın. Zira Afrikalının ekmeği ve göz nuru, bu kez de bücür sarı ırk tarafından yağmalanıyor.

İftarı fakir fukara ile yapmanız niyazı ile

Vesselam!