Allah bu milleti korudu - 15.07.2016

15 temmuz
15 temmuz

Günler hatta aylar öncesinden 30 Ağustos 2016’da Erdoğan’ın YAŞ kararları ile FETÖ’cü generelleri tasfiye edeceği konuşuluyordu.

FETÖ ise gemiyi zaten çoktan azıya almıştı. Millete saldırmak için bekleşen kuduz köpeklere dönüşmüşlerdi. Kendilerinden çok emindiler ve ansızın askeri bir hamle ile Türkiye’yi işgal edeceklerini düşünmekteydiler. MOSSAD ve CIA’de, RAND Corp. gibi başka yerlerde hesap üstüne hesaplar yapıldı. Selehaddin Eyyubî’nin haçlılardan Kudüs-ü Şerif’i kurtardığı 15 Temmuz 1099 ve yine Yavuz Sultan Selim’in Kudüs-ü Şerif’i Osmanlı toprağına dönüştürdüğü 15 Temmuz 1516’ya misilleme olarak 15 Temmuz günü Türkiye’nin işgal tarihi olarak belirlendi. Tarihin en uzun gecesi için geç bir saat kararlaştırıldı. Ancak Allah hesaplarını bozdu ve işgal girişimi erken saate çekildi. Allah-ü Teâlâ’nın izin ve inayeti ile milletin kalbinden ölüm korkusu çekip alındı. Önce yüzbinler, ardından Cumhur Reisi Erdoğan’ın çağrısı ile milyonlar sokaklara döküldü. Binlerce kişi gazi oldu, 252 vatan evladı da şehid… Ama bu asil millet mukaddesatının hiç birini çiğnetmedi. Ecdadına layık olarak Türk ve Müslüman düşmanlarını püskürttü. CHP Genel Başkanı’nın aralarından sıvıştığı tanklar, atlet ile durduruldu, F-16’lar ise değneklerle…

Bu zafere kimileri hadsiz şekilde ‘demokrasi zaferi’, İslam’ın şehidlerine de ‘demokrasi şehidi’ deseler bile, millet bunları asla benimsemedi. Millet, demokrasi için değil, Allah için sokağa çıkmıştı, şehidler ise demokrasi için değil, Allah için can vermişti. Nihayetinde zafer bizimdi. Emanete sahip çıkmıştık. Ve bu zafer yarım asırlık terör örgütünün şeytanî yüzünün yedi düvel tarafından görülmesini sağladı. Maskeler düştü, kel göründü, kral sanılanların birer soytarı oldukları anlaşıldı. Din ve diyanet adına milleti söğüşleyenlerin iblisin veletleri olduğu anlaşıldı. Ama nasıl ki, iblis insanın kanında dolaşıyorsa ve yalanın kralı ise, iblisin iki ayaklı veletleri de devletin ve milletin tüm kılcal damarlarındaydı ve temizlemek zaman alacaktı. Ayrıca yalan konusunda ustaları ile yarışıyorlardı. İçeride Türk adı taşıyan ama ne Türk, ne de Müslüman olmayan siyasî, iktisadî, dinî ve askeri nüfuza sahip işbirlikçileri vardı. Onların da temizlenmesi gerekiyordu ama bunun için de zaman lazımdı.

Fakat bir gerçek vardı, Allah (c.c.), Dini Mubini İslam’ı vadettiği gibi korumaktaydı. Bu aziz milleti de korumuştu. Artık onu hiçbir güç yenemezdi ve yenemeyecek de inşaallah!