Anadil sorunu Kazakistan’ın kangreni olmaya devam ediyor

Nursultan Äbişulı Nazarbayev, Kazak siyasetçi, Kazakistan Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı. 24 Aralık 1990'da başladığı cumhurbaşkanlığı görevinden 19 Mart 2019'da istifa etti. Günümüzde Türk Devletleri Teşkilatı ömür boyu onursal, Kazakistan Güvenlik Konseyi ve Nur Otan partisi başkanıdır.
Nursultan Äbişulı Nazarbayev, Kazak siyasetçi, Kazakistan Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı. 24 Aralık 1990'da başladığı cumhurbaşkanlığı görevinden 19 Mart 2019'da istifa etti. Günümüzde Türk Devletleri Teşkilatı ömür boyu onursal, Kazakistan Güvenlik Konseyi ve Nur Otan partisi başkanıdır.

Rus çarı Birinci Petro, 1701 yılında “Türkleri her gün öldürmek lazım” demişti. Çariçe 2. Katerina da: ‘Eğer Türkler kendi tarihlerini öğrenirlerse yine dünyanın yarısını fethetmek isteyecekler’ demiş, Türkistan istilasından sonra Türk tarihinin öğretilmesine yasak getirmişti. Rus dili hâlen Kazakistan’da ikinci resmi dil. Ve Kazak dili anavatanında ÜVEY EVLAT gibi.

Ukranya'da yaşanan kriz, bizi Rus milletinin Kazakistan’daki durumuna tamamen farklı bir şekilde bakmaya zorladı. Kazakistan’ın kuzey doğusunda ağırlıklı olarak Rusça konuşuluyor ve Sovyet dönemini arzulayanlar burayı “eski Rusya toprakları” olarak görüyorlar. Benzer senaryolar tekrarlanabilir mi?

SSCB’nin çöküşü sırasında Kazakistan’da yaklaşık 6 milyon Rus nüfusu vardı ve sayıları her yıl azalmaya doğru gitmişti.

Bu dönemde, eski Sovyetler Birliği ülkelerinden Rusya’ya göç eden Ruslar ve Rusça konuşanlar arasında Kazakistan’dan gelen göçmenlerin payının %40 olduğunu belirtmek gerekir. Buna karşılık, Baltık ülkelerinden Rusya’ya göçmenlerin payı o dönemde sadece %3’tü.

Bu bir paradokstur: Kazakistan’da, komşu Tacikistan gibi belli etnik gruplararası çatışmalar olmamıştır. Öyle olsa bile, “Slav” meselesinin bununla hiçbir ilgisi olmadığını biliyoruz. 1991 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Rusların yüzde 74,8’i Nursultan Nazarbayev’e oy verdi.

Ayrıca Kazak makamları dil ve zihniyet konusunda oldukça temkinli bir politika izledi ve bu günümüze kadar devam etmekte. 1989 Kazak Sovyeti’nin Diller Yasası, Rusça’yı etnik gruplar arası iletişim dili olarak tanımladı ve Kazakça’ya devlet dili statüsü verdi.

Ruslar çıldırmış durumda.
Ruslar çıldırmış durumda.

1995 yılında ise Anayasa Konseyi bazı değişikliklerle “Rusça’nın Kazakça’nın yanında resmi olarak kullanılmasına” karar verdi. Bu hüküm, 1997 tarihli Kazakistan Cumhuriyeti Diller Yasası’nda da tekrarlandı. 2004 Diller Yasası çok fazla değişmedi. Sonuç olarak, Kazak makamları bu dil konusunda çok temkinli bir politika izlediler ve meseleyi sorunsuz yürütmeyi başardılar.

“Eski Rus Toprağı” ne demek?

Fakat günümüzdeki durum bizi Rus milletinin Kazakistan’daki durumuna tamamen farklı bir açıdan bakmaya zorluyor. Kazakistan’ın kuzeydoğusunun ağırlıklı olarak Rus olduğu ve Sovyet dönemini özleyenlerin burayı “eski Rus toprağı” gördüğü bir sır değil. Bu size bir tür saçmalık gibi gelebilir. Ancak Ukrayna’daki durum, böyle aptalca bir hipotezin bile bir noktada gerçekleşebileceğini gösteriyor.

  • Kazakistan’ın Ukrayna krizine ilişkin tutumunu netleştirmesi ve sert bir şekilde eleştirmesinin ardından Moskova, Kazakistan üzerindeki baskıyı artırdı. Son zamanlarda Kazakistan’da bazı provokatörler, Kazaklar ve Kazak diline aykırı paylaşımlarını yoğunlaştırdılar. Buna ek olarak, Kazakistan’ı Rusya’nın bir parçası olarak gören yazılar çoğalmaya başladı.

‘Türkler tarihlerini öğrenirse dünyanın yarısını fethetmek ister’

Bu söylemler sadece son zamanda gelişmedi.

Tarihten örnek vermek gerekirse,

• Rus çarı Birinci Petro, daha 1701 yılında “Türkleri her gün öldürmek lazım” demişti. Tarih boyunca Türkleri pek çok isimlerle andılar. Ya göçebe dediler ya da Peçenek. Hazar dediler, Hun dediler, Sak dediler, Skif (İskit) dediler.

• Çariçe 2. Katerina’nın dediklerini de hatırlayalım: ‘Eğer Türkler kendi tarihlerini öğrenirlerse, yine dünyanın yarısını fethetmek isteyecekler.’ Bu yüzden Türkistan istilasından sonra Türk tarihinin öğretilmesine kesinlikle yasak getirdi. Bununla yetinmedi, Türkistan katliamlarında rolü olanları özel madalyalar ile ödüllendirdi. Çünkü doğuda Ruslar için en tehlikeli millet, Kazak/Kıpçak ağırlıklı Türk topluluklarıydı. Rusların Kazaklar üzerindeki ağır baskısı ve suni açlıklarla sindirme politikasının asıl sebebi işte budur. Rus Çarlığı tarihten silindi ama aynı politikayı Sovyet Rusya’sı ve günümüzde Rusya federasyonu miras olarak devraldı.

İki resmi dil sadece Kazakistan'da

Günümüzde Kazakistan, çift dilli resmi dilden dolayı krizin tam merkezinde yer alıyor. Eski Sovyet coğrafyasından örnek verecek olursak; Ukrayna’da Ukranca, Gürcistan’da Gürcüce, Ermenistan’da Ermenice, Özbekistan’da Özbekçe, Tacikistan’da Tacikçe, Türkmenistan’da ise Türkmence resmi dil iken Kazakistan’da iki dil var. Çünkü 1995’te bağımsız Kazakistan’ın anayasasına yeni bölüm eklendi. Bu bölümde Kazakçanın yanı sıra Rusçanın da resmi dil olması yer alıyordu. Ayrıca eklenen satırda “Kazakistan’da yaşayan her milletin kendi dilini geliştirme ve yaşatma hakkı var” deniliyordu.

Bu madde Kazakistan’ı ikiye ayırıyor. Bir kısım Kazak şöyle diyor. “Zâten Rusya Federasyonu diye bir devlet varken, biz neden Rus dilinin statüsünü korumakla mükellef olalım? Kazakistan Rusya’ya bağlı bir cumhuriyet değil ki. Dolayısıyla Kazakistan’ın Rusçayı resmi dil statüsünden çıkarması lazım.”

Toplumun içinde, çok kültürlü ve çok milletli Kazakistan’da ikinci resmi dil konusuna hoşgörüyle bakanlar da mevcut.

Kazak dili üvey evlat

Uluslararası hukuka göre millet; siyasi olarak örgütlenmiş şekilde belli bir toprak üzerinde bir arada yaşayan, dil, tarih, ekonomik hayat ve kültürel özellikler yönünden ortaklık gösteren en geniş insan topluluğunu ifade ediyor. Ve bu çerçevede Kazakistan topraklarının köklü sahibi Kazaklardan oluşuyor. Eğer Kazak toplumu başlı başına bir millet ise neden çift dilli olsun ki? Kazakistan’ın anayasayla koruma altına aldığı dilleri koruyacak kendi ülkeleri var. Peki, Kazak dilini koruyacak başka bir devlet var mı?

Bağımsızlıktan bu yana kamuoyunda tartışılan ana konulardan biri de dilin statüsü. Dilini ve zihniyetini unutmuş bir milletin geleceğinin karanlık olduğu açık. Cumhurbaşkanı Tokayev ilk konuşmasında Kazak dilinin kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.

‘Kazak dilinin devlet dili olarak rolünün artacağı ve etnik gruplar arası iletişimin dili olacağı zamanın geleceğine inanıyorum. Ama bu seviyeye ulaşmak için hep birlikte çalışmamız gerekiyor.’

Kazakistan Şehri.
Kazakistan Şehri.

Cumhurbaşkanı’nın bu açıklaması birçok dilbilimcinin kafasında olan bir konuyu gündeme getiriyor. Çünkü dil konusunda yapılan tüm girişimlere ve söylenen güzel sözlere rağmen Kazak dili hâlâ anavatanında ÜVEY EVLAT gibi.

Bilim adamlarına göre her iki haftada bir yeryüzündeki dillerden biri silinip gidiyor. 21. yüzyılın sonunda, bugün konuşulan 6.000’den fazla dilin yarısı artık konuşulmayacak. Diller ortadan kalkınca o dilin sahipleri de başka dillerin/milletlerin içinde eriyip tarihten silinmiş olacaklar. Bu korkunç senaryonun bir parçası olmamak için Kazakistan’da hem hükümet hem de halk, kendi öz değerlerini teşvik etmeli ve yaşaması için çalışmalı.