Arap dünyasının son kalesi düşecek mi?

 BAE, aşı örneğinde görüldüğü gibi Tunus’u iki paralık etmek için elinden geleni esirgemiyor. İşin vahimi, Abir Musa gibi satılık ultra sekülerlerin yanına Kays Said gibilerinin çabucak ekleniyor oluşu. Bu arada Gannuşi halen direnmeye devam ediyor. Yine sakin, yine bilgece bir duruşla... Arap dünyasının son kalesi düşecek mi, asıl kritik soru bu. Düşerse bir daha ayağa kalkması zor görünüyor çünkü.
BAE, aşı örneğinde görüldüğü gibi Tunus’u iki paralık etmek için elinden geleni esirgemiyor. İşin vahimi, Abir Musa gibi satılık ultra sekülerlerin yanına Kays Said gibilerinin çabucak ekleniyor oluşu. Bu arada Gannuşi halen direnmeye devam ediyor. Yine sakin, yine bilgece bir duruşla... Arap dünyasının son kalesi düşecek mi, asıl kritik soru bu. Düşerse bir daha ayağa kalkması zor görünüyor çünkü.

İşin vahimi, Abir Musa gibi satılık ultra sekülerlerin yanına Kays Said gibilerinin çabucak ekleniyor oluşu. Bu arada Gannuşi halen direnmeye devam ediyor. Yine sakin, yine bilgece bir duruşla... Arap dünyasının son kalesi düşecek mi, asıl kritik soru bu. Düşerse bir daha ayağa kalkması zor görünüyor çünkü.

Dubai Güvenlik Güçleri’nin başındaki Dahi Halfan Temim, Siyonist Arap zihniyetinin önde gelen isimlerinden biri olarak biliniyor. Daha önce İsrail lehine yaptığı akıl almaz paylaşımlarıyla Araplara saç baş yolduran Temim, aynı zamanda iflah olmaz bir İhvan düşmanı.

22 Temmuz günü twitter üzerinden yaptığı paylaşım ise Tunus’ta yaşananların kimler tarafından tezgahlandığına dair en açık delil.
22 Temmuz günü twitter üzerinden yaptığı paylaşım ise Tunus’ta yaşananların kimler tarafından tezgahlandığına dair en açık delil.

22 Temmuz günü twitter üzerinden yaptığı paylaşım ise Tunus’ta yaşananların kimler tarafından tezgahlandığına dair en açık delil. Bakın ne demiş Temim?

“Sevindirici haberler var. Yeni bir darbe. Hem de sağlam. İhvancılar için geliyor.”

Aradan birkaç gün geçiyor, 25 Temmuz’da, tam da Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yapılacakken Dubaili Temim’den talimat almışçasına Tunus’ta bir darbe yapılıyor. Cumhurbaşkanı Kays Said, Başbakan Hişam el Meşişi’yi görevden alıyor, meclisin kapısına kilit vuruyor ve milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırıyor. Bu arada “gafil avlanmayalım” kabilinden ülkede akşam 7 - sabah 6 saatleri itibariyle 1 aylık sokağa çıkma yasağı ilan ediyor.

Sanki çete lideri

Yaptığı açıklama ise seçimle işbaşına gelmiş bir cumhurbaşkanından ziyade silah zoruyla idareye el koyan çete liderini hatırlatıyor:

“Cumhuriyet ilanının yıldönümünde kader Tunus'ta bir dizi istisnai önlem almamızı gerektiriyor. Birçok kamu kuruluşunun çöktüğünü, yakma ve yağma operasyonlarının olduğunu ve bazı mahallerde iç çatışma çıksın diye para ödeyecek kimselerin varlığını fark etmişsinizdir. Bu arada tek kurşun bile atan olursa, güvenlik güçlerimiz onu kurşun yağmuruna tutacak."

Gelin, bundan bir yıl öncesine dönelim.

Burgiba döneminin kalıntılarından Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musa’nın başını çektiği ultra seküler grup, meclis kürsüsünde Nahda ve Gannuşi aleyhine kışkırtıcı konuşmalar yaparak ülkede tansiyonu bir anda yükseltiyor. Buna ülkenin seküler medyası da destek verince mesele iyice alevleniyor. Abir Musa, o günlerde Gannuşi aleyhine meclis kürsüsünden şöyle bağırıyor:

Çok tanıdık bir üslup

“Seninle ve senin bağlı olduğun örgütle el sıkışanlar Tunus’a ihanet ediyor. Çünkü sen Tunus’un iyiliğini istemeyen, Tunus devletini tanımayan, Tunus’un bağımsızlığını ve önder Burgiba’yı hiçe sayan bir örgüte bağlısın.”

Bu üslup size tanıdık geliyor mu?

Neyse... Bu kışkırtmalar neticesinde Tunus meclisinde dört bloktan 73 milletvekilinin talebi üzerine 30 Temmuz 2020 günü Meclis Başkanı Gannuşi için güven oylaması kararı çıkıyor. Abir Musa ile yandaşları bir yandan BAE cihetinden gelen çil çil altınları “cukkalarken”, diğer yandan Gannuşi’den kurtulacakları için ellerini ovuşturmaya başlıyorlar.

Peki Gannuşi ne durumda? Hasımları arkalarına medyayı ve sosyal medya trollerini alıp her türlü çirkefliği yaparken sakin bir üslupta konuşmayı seçiyor:

“Meclis Başkanlığına tankla değil seçimle geldim. Güven oylamasından rahatsız değilim. Bu nedenle güven oylaması yapılmasını kabul ettik. Mecliste çoğunluğa sahibiz. İstesek dört blok tarafından sunulan güven oylaması talebini düşürebilirdik. Fakat 73 milletvekilinin iradesine saygı duyduk. Bu az bir sayı değil. Tunus demokrasisine saygı için durumu kabul ettik."

Demokratik darbe yapamayınca

Derken 30 Temmuz günü geliyor ve güven oylaması yapılıyor. 217 sandalyeli mecliste sadece 133 milletvekili oylamaya katılıyor. 54 sandalyeli Nahda Hareketi ile 19 sandalyeli Onur Koalisyonu meclise gelmiyor. Gannuşi’yi düşürmek için gereken 109 oy alınamıyor. Abir Musa ve yandaşları 97 oyu zar zor denkleştiriyor.

Ve Gannuşi halka sesleniyor:

"Devrimi yapan sizlersiniz. Onu 10 sene korudunuz. Yine koruyalım. Özgürlüğe sımsıkı tutunduğu sürece Tunus'un her zaman bir geleceği olacak."

Bu arada Gannuşi neyle suçlanıyordu biliyor musunuz?

- Meclise danışmadan ferdi kararlar almak.

- Dış ilişkilerle alakalı Tunus'un diplomatik vizyonuyla uyuşmayan açıklamalarda bulunmak.

Lafı dolandırmalarına bakmayın. Türkiye’nin Libya operasyonuna sıcak bakmasıydı bütün mesele. Dün kirli oyunlarıyla güya demokratik bir darbe yapmayı deneyip başarısız olanlar, bugün demokrasi putunu yemeyi tercih ederek doğrudan darbe teşebbüsünde bulunuyorlar.

Bir aşı komedisi

Kendilerinin BAE parasıyla siyaset yaptıklarını cümle alem biliyor ama onlar Nahda mensuplarının yolsuzluktan yargılanmaları için bugüne dek bir yerlerini yırtıp durdular. Hele geçtiğimiz mart ayında yaşanan aşı komedisine ne demeli? Bir ülke ancak bu kadar aşağılanabilirdi.

Tunus Meclisi Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu Başkanı Bedreddin el Gammudi, BAE’den Tunus’a korona aşıları geldiğini ifşa edince ortalık karışıyor. Gammudi, gelen aşıların emniyet mensupları, siyasetçiler ve üst düzey yetkililere dağıtıldığını söylüyor çünkü. İşin tuhafı, Tunus Sağlık Bakanlığı sözcüsü Nisaf bin Aliyye ülkeye aşı girişinden haberi olmadığını ısrarla vurguluyor.

Fakat sosyal medyada vaziyet iyice köpürüyor. Kazan kaynıyor resmen. Bunun üzerine cumhurbaşkanlığı makamından 500 bin doz aşının ülkeye geldiği ama henüz kimseye aşı vurulmadığı açıklaması yapılıyor. Fakat ok bir kere yaydan çıktığı için bu açıklama kimseyi tatmin etmiyor. Hem aşılar konusunda bir şeffaflık yok, hem de BAE medyası aşı dolayısıyla Tunus halkını fena halde rencide eden haberler yapmaya başlıyor.

BAE, aşı örneğinde görüldüğü gibi Tunus’u iki paralık etmek için elinden geleni esirgemiyor. İşin vahimi, Abir Musa gibi satılık ultra sekülerlerin yanına Kays Said gibilerinin çabucak ekleniyor oluşu. Bu arada Gannuşi halen direnmeye devam ediyor. Yine sakin, yine bilgece bir duruşla... Arap dünyasının son kalesi düşecek mi, asıl kritik soru bu. Düşerse bir daha ayağa kalkması zor görünüyor çünkü.

Kays Said
Kays Said