Arap kışı Amerikan baharı

Şüphesiz ki, Trump derin Amerika’nın seçim hileleri ile koltuğundan indirildi. Bu ise Amerika’nın geleceği açısından onarımı imkânsız derin bir yara açtı. ‘Geri dönme’ vaadiyle koltuğu teslim eden Trump’ın yargılanması neredeyse imkânsız. Çünkü böyle bir durumda Trump yeni bir parti kurup, Cumhuriyetçileri tarihe gömebilir. Yargılamaya kalkmak ise savaşa dahi yol açabilir.
Şüphesiz ki, Trump derin Amerika’nın seçim hileleri ile koltuğundan indirildi. Bu ise Amerika’nın geleceği açısından onarımı imkânsız derin bir yara açtı. ‘Geri dönme’ vaadiyle koltuğu teslim eden Trump’ın yargılanması neredeyse imkânsız. Çünkü böyle bir durumda Trump yeni bir parti kurup, Cumhuriyetçileri tarihe gömebilir. Yargılamaya kalkmak ise savaşa dahi yol açabilir.

2011’in tam bu günlerinde Tunuslu Muhammed Buazizi’nin kendini yakması ile başlayan, ardından Mısır, Libya, Yemen, Suriye gibi ülkelere sıçrayan isyan dalgası ‘Arap Baharı’ olarak isimlendirilmişti

Tabiat kanunları gereği, bahardan sonra yazın gelmesi icap ederdi. Tunus, Mısır, Yemen, Libya diktatörlerinin koltuktan edilmesine rağmen, Arap ülkelerine bahar gelmek şöyle dursun eskisinden beter kışlar geldi.

Yemen, Suriye, Libya’da çıkan Batı mahreçli iç savaş neticesinde milyonlarca kişi öldü veya sakat kaldı, çok daha fazlası yerini yurdunu terk etti. Bunca kan ve gözyaşı, Batılı liberal, seküler aç kurtları insafa getiremedi.

Bunca şeye rağmen hâlâ daha fazlasını istedikleri için iç savaşları körüklemeye devam ediyorlar. Tarihin en kadim medeniyetlerinden olan Yemen artık can çekişiyor. Libya ise Türkiye’nin müdahaleleri ile bir nebze olsun şimdilik rahat.

  • Mısır’ın tarihinde ilk kez seçimle gelen devlet başkanı, demokrasi havarilerinin teşvik ve desteği ile mason ve anne tarafından Yahudi Sisi eliyle devrildi. Devrilmekle kalmadı, hapishanede gözler önünde öldürüldü. Batıdan sonra İslam topraklarında masonluğun beşiği durumundaki Mısır’dan daha fazlası beklenemezdi de.

Aynı dönemde Suriye’deki rejim karşıtı gösteriler başlamıştı. Suriye askerinin bir kısmı kendi halkı üzerine bomba atmamak için rejime karşı çıkmasıyla başlayan iç savaş 10 yıldır ne yazık ki devam ediyor. Şii Lübnan Hizbullah(!)’ı, Şii İran rejimi ve sıcak denizlere erişme hayalinin adımını gören Rusya’nın da rejim tarafında savaşa girmesi dengeleri değiştirdi.

2012 tarihli haberlere, özellikle de BBC ve DW’nin Türkçe sitelerine bakarsanız “Depo, en son bu hafta Suriye’den getirilen 25 bin adet nohut, bakla ve diğer baklagillere ait tohum numunesiyle takviye edildi” cümlesi ile karşılaşacaksınız.

Peki, neydi bu?

Bilen bilir ki, küresel çetenin Norveç’e bağlı Svalbard takımadalarında buzların içinde ‘Nuh’un Gemisi’ diye adlandırdıkları ‘tohum depoları’ var. Bir kısmı 2003’te Irak’ın işgali sırasında Suriye’ye götürülen tohumlardan, bir bölümü ise Suriye’nin kendi tohumlarından oluşan bu tohumları teslim etmesi şartıyla ‘Beşar Esed’e koltuk garantisi verildi.

  • Esed teklifi kabul ederek koltuğunu garantiye aldı. Suriye iç savaşının en çok gözardı edilen yönü buydu ve hâlâ devam etmekte. Çünkü tohum, Batılı canavarların gelecek garantisi! Bu arada şu sıralarda Ankara’da yani Tarım Bakanlığı’nda bir çalışma sürüyor.

Milyonlarca liralık yatırımla ‘kadim, geleneksel, atalık, tabiî’ diye isimlendirilen tohumlarımız da hibritleştirilenler gibi şirketlere peşkeş çekilmek üzere. Mesela küresel veya mahalli bir firma, gerçek Ayaş domatesini ve/veya Kırkağaç kavununun tohumu çoğaltıp götürdü. Genetik dizilimine bakılacak ve o firmaya tescil edilecek. Ayaşlı Ahmet Efendi veya Ayaş Belediyesi, Ayaş domatesinin tescili için Bakanlığa gittiğinde, “Kusura bakmayın, bunu daha önce Bayer, Synegenta, DuPont, Basf, Dow, KWS gibi şirketlerden biri aldığı için talebinizi reddediyoruz. Siz çoğaltıp ticarileştiremezsiniz” denilecek.

Şeytanî zekânın nasıl işlediğini gördünüz mü? Çünkü tohum gelecektir ve tohuma sahip olan geleceğe sahip olur. Yahut elinizdeki tohumları vererek koltuğu garantilersiniz.

Obama döneminde Arap halklarına bahar diye pazarlanan cehennem bitmedi, ama mazlum ahının bir tecellisi olarak Amerikan baharının yaklaştığı haberleri geldi. 6 Ocak’ta Amerika Birleşik Devletlerinin kongre binasının ABD halkı tarafından ele geçirilmesi hiç şüphesiz vahşi Amerika rejimi için tarihi bir ders niteliğinde.

Şüphesiz ki, Trump derin Amerika’nın seçim hileleri ile koltuğundan indirildi. Bu ise Amerika’nın geleceği açısından onarımı imkânsız derin bir yara açtı. ‘Geri dönme’ vaadiyle koltuğu teslim eden Trump’ın yargılanması neredeyse imkânsız. Çünkü böyle bir durumda Trump yeni bir parti kurup, Cumhuriyetçileri tarihe gömebilir. Yargılamaya kalkmak ise savaşa dahi yol açabilir.

İşte bu yüzünden Amerika için sonun başlangıcı başlamıştır. Er veya geç bir iç savaş, Kuzey, Güney veya daha fazla bölünmeye yol açabilir. ‘Arap Baharı’ denilen şey Arapların cehennemi oldu. O halde sıra Amerikan Baharı’nda.

Vesselam!