Ardından 40 iti havlatan kurt

Özellikle FETÖ’cüler, kendileriyle amansız bir mücadele içinde olan Kekeç’in vefatını, güçlü bir düşmandan kurtulmuş ve zafer kazanmış kadar sevinçle karşıladı. Muhalif, solcu ve FETÖ’cülerin Kekeç’in arkasından yazdıkları ise “Arkasından 40 iti havlatmayan kurt, kurt değildir” sözünü hatırlattı. Yaşarken bu sürüyü çok inleten Kekeç, vefatıyla da onlara ıstırap olmaya devam etti.
Özellikle FETÖ’cüler, kendileriyle amansız bir mücadele içinde olan Kekeç’in vefatını, güçlü bir düşmandan kurtulmuş ve zafer kazanmış kadar sevinçle karşıladı. Muhalif, solcu ve FETÖ’cülerin Kekeç’in arkasından yazdıkları ise “Arkasından 40 iti havlatmayan kurt, kurt değildir” sözünü hatırlattı. Yaşarken bu sürüyü çok inleten Kekeç, vefatıyla da onlara ıstırap olmaya devam etti.

Ömrü boyunca 2 kanser, 2 darbe, bir işgal girişimi ve sayısız hainle mücadele etti. Verdiği bütün mücadelelerden belki zaferle çıkamadı ama hepsinden de alnının akıyla çıkmayı başardı. Son savaşını, görünür sahipleriyle ömür boyu mücadele ettiği görünmez bir düşmana karşı verdi. Belki bunu da kaybetmeyebilirdi ama Ahmet Kekeç, hiç de âdil olmayan bir çarpışmada, karanlık ‘korona’ tarihine yeni bir kurban olarak kaydedildi.

Koronavirüs salgını pandemi seviyesine yükseltildikten 2 gün sonra yazdığı yazının başlığı “Korona ve FETÖ-PKK ortaklığı” oldu. Başlıkta adı geçse de, yazıda koronadan sadece bir kere bahsediliyor ve sonra da adı anılmaz oluyor. “Dikkatimizi korona vakasına verdiğimiz için, ‘geri planda’ neler döndüğüne çok dikkat edemiyoruz” diye başlayan uzunca yazının geri kalanı, ikinci cümlede özetleniyor: Sosyal medyada muazzam bir “FETÖ-PKK dayanışması” var.

  • Ahmet Kekeç, 13 Mart’ta yazdığı bu yazısında, sinsi bir hastalığın perdelediği gerçek dünyadaki sinsi pazarlıkları ve ortaklıkları gün yüzüne çıkarmaya çalışıyordu. Bundan önceki yazılarında da aynı şeyi yaptı. Akşam gazetesinde yayımlanan son yazısı “Siz CHP'liler hep böyle misiniz?”de de yine doğru bildiğini yapıyor ve kötülerle savaşıyordu.

“10 Kupona çevik bir veriyoruz”

17 yaşında Gırgır dergisinde mizah öyküleri yazmaya başladığında da, mizahı hiç bırakmadan devam ettiği gazete yazılarında da hep aynı şey için mücadele etti. 28 Şubat paşalarının en kudretli oldukları dönemde Akit gazetesindeki köşesinde “Türkiye’nin yakasını bırakın” başlığıyla bir yazı yazdığında da; bu yazı nedeniyle ağır ceza mahkemesinde yargılanırken “10 kupona Çevik Bir veriyoruz” başlıklı yazıyı kaleme alırken de hep aynı Türkiye’nin hayalini kuruyordu.

Memleketi için hep iyi şeyler düşündü ve istedi. Bu nedenle de kötü adamlar tarafından hep ‘yandaş’ diye anıldı. Onlara 14 Nisan’da “Kim ki bundan sonra bana yandaş derse!” yazısıyla cevap verdi ama elbette bu cevap da muhatabı tarafından anlaşılmadı. Buna rağmen durmadı. Ömrü boyunca yapması gerektiğini düşündüğü şeyi yaparak laf anlamazlara laf anlatmaya çalıştı.

Ahmet Kekeç’in vefatının ardından sosyal medyada beklenen mutat hareketlenme de çok nazlanmadı. Başta FETÖ’cü teröristler olmak üzere, kendine ‘muhalif’ diyen FETÖ muhipleri ve ‘solcu’ diyen ‘fon’ medyası, yaşarken mücadele edemedikleri ve her sözünün altında kaldıkları Ahmet Kekeç’in arkasından içlerinde kalan kini kustu.
Ahmet Kekeç’in vefatının ardından sosyal medyada beklenen mutat hareketlenme de çok nazlanmadı. Başta FETÖ’cü teröristler olmak üzere, kendine ‘muhalif’ diyen FETÖ muhipleri ve ‘solcu’ diyen ‘fon’ medyası, yaşarken mücadele edemedikleri ve her sözünün altında kaldıkları Ahmet Kekeç’in arkasından içlerinde kalan kini kustu.

Belki çalışmaya daha da devam edecekti. Ama ömrü boyunca görünür sahipleriyle mücadele ettiği görünmez bir düşmana yenildi. 2 kez kanser tedavisi gören Ahmet Kekeç, karanlık ‘korona’ tarihine yeni bir ‘kurban’ olarak kaydedildi. Geride güzel bir mücadele ve Eyüp Sultan haziresinde bir mezar taşı bıraktı.

Vefatıyla bile kötülere ıstırap oldu

Ahmet Kekeç’in vefatının ardından sosyal medyada beklenen mutat hareketlenme de çok nazlanmadı. Başta FETÖ’cü teröristler olmak üzere, kendine ‘muhalif’ diyen FETÖ muhipleri ve ‘solcu’ diyen ‘fon’ medyası, yaşarken mücadele edemedikleri ve her sözünün altında kaldıkları Ahmet Kekeç’in arkasından içlerinde kalan kini kustu. Özellikle FETÖ’cüler, kendileriyle amansız bir mücadele içinde olan Kekeç’in vefatını, güçlü bir düşmandan kurtulmuş ve zafer kazanmış kadar sevinçle karşıladı. Muhalif, solcu ve FETÖ’cülerin Kekeç’in arkasından yazdıkları ise “Arkasından 40 iti havlatmayan kurt, kurt değildir” sözünü hatırlattı. Yaşarken bu sürüyü çok inleten Kekeç, vefatıyla da onlara ıstırap olmaya devam etti.