Artık sigarayı söndürün

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, sigara ve tütün ürünlerini kullananların dünya ekonomisine toplam maliyeti 1 trilyon avroya yakın.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, sigara ve tütün ürünlerini kullananların dünya ekonomisine toplam maliyeti 1 trilyon avroya yakın.

Geçtiğimiz mayıs ayının 31’inde ‘Dünya Sigarayı Bırakma Günü’ ile birlikte 15 yaş üstü nüfusta sigara kullanım oranları paylaşıldı. Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) yayınladığı verilere göre, Türkiye yüzde 28’lik oranla tütün tüketimi bakımından dünya birincisi konumunda. Kabaca, Türkiye’de 15 yaş üstü erkeklerin yüzde 41,7 ve kadınların yüzde 14,9’u sigara kullanıyor. Çoğunluk hâlâ erkeklerde olsa da sigara kullanan kadınların sayısında endişe verici bir artış var. Türkiye’nin sigara tüketiminde Çin, Fransa, Yunanistan ve Rusya gibi ülkeleri geride bırakarak birinci sıraya yükselmesi bize sigaradaki beklenen fiyat artışlarının bir işe yaramadığını gösteriyor. Malımızla birlikte canımızı da yakan bu illetin fiyatı, verdiği hasarın yanında yine çerez parası…

Mayıs ayında resmi enflasyon yüzde 70’e ulaşırken, sigaradan alınan Özel Tüketim Vergisi de (ÖTV) arttı. 2016’da ÖTV gelirlerinin yüzde 24,2’si tütün mamullerinden gelirken, bu oran 2021’de yüzde 32,9’a çıktı. Görünürde devlet kasasına giren para miktarının arttığı görünse de, sigaranın götürüsü getirisinden kat kat fazladır. Üstelik bu bedeli sadece sigara içenler değil içmeyenler de ödüyor.

Sigara konusunda net, kapsamlı ve güncel veriye ulaşmak kolay değil. Ancak eldeki veriler dehşet verici. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, sigara ve tütün ürünlerini kullananların dünya ekonomisine toplam maliyeti 1 trilyon avroya yakın. Bu rakama, sigaraya ödenen paranın yanında, tedavi masrafları ve iş kayıpları da dahil.

Sigara fiyatlarının bugünkünün neredeyse yarısı kadar olduğu 2020’de yıllık yaklaşık 88 milyar liralık sigara satın alınıyordu ve sigara kaynaklı hastalıkların tedavisi için de 24 milyar liralık sağlık harcaması yapılıyordu. Bugüne gelindiğinde, hem fiyatlar hem de tüketim miktarında bir artış söz konusu.

‘Para benim, can benim” diyenler bu facianın sorumlusu!

Sigara fiyatıyla cep yaksa da asıl zararı hem bedene hem de çevreye. Yani cep yakmakla kalmıyor, fena halde can da yakıyor. DSÖ verilerine göre, Türkiye’deki ölümlerin erkeklerde yüzde 31’i, kadınlarda ise yüzde 12’si tütün kullanımına bağlı hastalıklar yüzünden gerçekleşiyor.

Ölümlerde dikkat çeken önemli bir detay daha mevcut: Tiryakiler tarafından zehirlenen ve pasif içici olarak tanımlananların sayısı bir hayli yüksek. Türkiye Sigarayla Savaş Derneği’nin açıkladığı verilere göre, her yıl 25 bin kişi ağzına sürmediği sigara yüzünden can veriyor. Yanlarında içilen sigara dumanına mâruz kalan binlerce insan, tiryakilerin bencil davranışı yüzünden ölüp gidiyor. “Para benim, can benim” anlayışının nasıl bir fâciaya yol açtığı net olarak görülüyor.

Kafe ve restoranlarda sigarasız alan bulmak imkânsız gibi bir şey olmuş durumda. Kaldırımlardan parklara, sokaklardan otobüs istasyonlarına kadar tüm açık alanların sigara dumanına terk edilmesi, şehirlerimizin değişmez özelliği haline gelmiş. Sigara içmeyen birinin dumana mâruz kalmadan yâni pasif içici olmadan şehirde hareket etmesi neredeyse imkânsız. Her yıl hektarlarca ormanın küle dönüşmesinde sigara izmaritlerinin payı ise ayrı bir bahis konusu. Fiyat artışları çözüm değil. Meseleyi kökten halledecek çözüm önerilerine ihtiyaç var. Ayrıca sigara içenlerin kendilerine verdiği zararın ötesinde bir durum mevcut. Çocuklar, gebe kadınlar, hastalar ve yaşlılar başta olmak üzere herkes için büyük bir tehdit söz konusu.

SGK tedbir almalı

Ülkemizde her türlü hastalığın tedavisi ücretsiz ve bedeli SGK tarafından karşılanıyor. Kişi içki içiyor doğan her türlü rahatsızlık bedelsiz tedavi ediliyor. Kişi sigara içiyor her türlü rahatsızlığı yine SGK’ca karşılanıyor. Bunlar yüzünden kazalar ve yangınlar meydana geliyor nasılsa bunları da devlet karşılıyor. Kısaca zararlı alışkanlıkların neden olduğu her şeyin faturası SGK gibi kurumlara dolayısıyla topluma kesiliyor. Oysa bu, sigara içmeyenlerin haklarının gaspıdır. Onların tedavi giderlerinin içmeyenlerin prim ve vergileri ile karşılanmasının bir an evvel önüne geçilmesi gerekiyor.