Az daha Yakup Kadri'nin ismi değişiyordu

Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Benim ismim “Yakub”dur. İlle de bunu “p” ile yazacaksın dediler. Ben tabii buna râzı olmuyorum, değiştirmem diyorum. Oradan kan ter içinde doğru Atatürk’e gidiyoruz. Çünkü o, müşküllerin halli için bizim hocamız. Gider gitmez, “Efendim dedim, bir de benim meselem çıktı.” Atatürk nedir o mesele diye sorunca: “İsmimi Yâkup yapmak istiyorlar” dedim ve devam ettim.

Türkçe imlâmızın en büyük problemlerinden birisi de kelimelerin sonunda “p” mi yoksa “b” mi kullanılacağıdır. Sizleri harf inkılâbını yapan heyette bulunmuş Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “p” ile olan imtihanıyla baş başa bırakıyoruz:

“Harf meselesinden sonra bir de imlâ meselesi ile karşı karşıya kaldık. Gerçekten bu güçlüğü Ahmed Cevad’ın müşkülpesentliği, daha doğrusu ilmî titizliği büsbütün zor bir hâle sokmuştur. Meselâ mâzi sigaları “d” harfi ile nihâyet bulurdu. Gitmişdi, gelmişdi gibi… O ise, hayır diyordu. Bunların doğrusu gitmişti, gelmişti şeklinde olacaktır. Bu durum bizde isyan duygusu uyandırıyordu (…)

Benim ismim “Yakub”dur. İlle de bunu “p” ile yazacaksın dediler. Ben tabii buna râzı olmuyorum, değiştirmem diyorum. Oradan kan ter içinde doğru Atatürk’e gidiyoruz. Çünkü o, müşküllerin halli için bizim hocamız. Gider gitmez, “Efendim dedim, bir de benim meselem çıktı.” Atatürk nedir o mesele diye sorunca: “İsmimi Yâkup yapmak istiyorlar” dedim ve devam ettim: “Benim ismim bir defa beynelmileldir, her yerde “b” ile yazılır. Tevrat’ta Jacob diye geçen isimdir. Kur’an’da da geçen bir isimdir: Yâkub Suresi vardır.”

Bunun üzerine Atatürk gülerek dedi ki: “A be birader, sen de beynelmilel bir isim almasaydın.” Baktım ki, büsbütün Yâkub’u hatta “p” yi bile kaybedeceğim “pekiyi” dedim.”

Güler misiniz, ağlar mısınız?