BAE çizgiyi aşıyor

İsrail’le normalleşmeyi bir adım ödeye taşıyan Birleşik Arap Emirlikleri, İslam’a ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e hakaret eden bir futbol takımına sponsor oldu. BAE’li birtakım iş adamının finanse edeceği, ırkçılığıyla nam salmış Beitar Jerusalem futbol takımını yakından tanıyalım.

İsrailli bir televizyon kanalı, önceki hafta Birleşik Arap Emirlikleri'nin Beitar Jerusalem isimli futbol kulübüne sponsor olacağını açıkladı. BAE’nin sponsor olacağı kulübün İslam’a, Peygamber (s.a.v.)’e ve Araplara olan ırkçı ve düşman yaklaşımı, iki ülke arasındaki normalleşmenin boyutlarını da gözler önüne serdi. ABD’yle yakınlaşmak uğruna İsrail’le iş yapan BAE, resmî dinini hiçe sayarak Araplara düşmanca yaklaşan Beitar Futbol Kulübü’ne ekonomik destek verecek. Bu kulüp, İsrail liginde hiç Arap futbolcu oynatmamış tek takım olarak biliniyor.

Takıma Müslüman futbolcular transfer edilmesine bile büyük tepki gösteren taraftar, maçlarının çoğunda “Araplara ölüm” şeklinde sloganlar atıyor. Ortadoğu Yahudileri Mizrahiler’in kulübü olarak bilinen Beitar’ın ırkçı taraftar oluşumu La Familia (Aile) ve futbol kulübünün, İsrail halkı üzerinden etkisinin büyük olduğu bilinen bir gerçek.

• 1936 yılında kurulan Beitar Jerusalem, en radikal Yahudi grubu olan Mizrahilerin yanı sıra sağcı siyasetçilere yakınlığıyla biliniyor. İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, Beitar'ın sıkı bir takipçisi olmasının yanı sıra, kulübün yönetiminde de göreve alıyor. Kulübün eski başkanıysa Musevî asıllı Rus iş insanı Arkadi Gaydamak.

Gaydamak’ın şöhreti pek de iyi sayılmaz. Kimisi onu silah kaçakçılığıyla tescillenmiş Rusya kökenli oligark olarak, kimisi Fransa’da yaptığı karanlık işlerle servetini genişleten bir iş insanı olarak niteliyor. 2005 yılında başkan olan Gaydamak’ın Kudüs belediye başkanı olmak amacıyla kulübe yatırım yaptığı hakkındaki söylentilerden bir diğeri. Geçen sene göreve gelen Başkan Moshe Hogeg ise bir girişimci. 2018 yılında yaptığı açıklamayla kulüplerinde Arap oyunculara da yer vereceklerini söyleyen Hogeg, bu konuda henüz somut bir adım atmadı.

Holiganların egemenliği

Gaydamak döneminde Çeçenistan’da yapılan bir hazırlık maçı sonrası, iki futbolcunun takıma transferi ülke gündemine bomba gibi düştü. Tarihi boyunca Arap ve Müslüman oyunculara imza attırmayan kulüp ilk olarak iki Müslüman oyuncuyla anlaşma yaptı. O oyuncular, Zaur Sadayev ve Dzhabrail Kadiyev idi. Medya yayınlarıyla olay ülke çapında yankı bulmaya başlarken, takımın taraftar oluşumu, radikal La Familia’da da protestolar baş göstermeye başladı.

Tribünden futbol takımına tepkiler çığ gibi büyürken, Beitar taraftarlarının çok sevdiği siyasetçi Benyamin Netanyahu da Müslüman oyuncuların takımdan çıkarılmasını savundu. Zaur Sadayev takımla çıktığı ilk maçta takımını öne geçiren gole imza attı. Gol sonrası bir kısım taraftar stadyumu terk ederken, La Familia açtığı pankartla bu iki futbolcuya kinini kusuyordu: “Beitar sonsuza dek saftır.”

Yapılanlar sadece pankart açmakla da kalmadı. Oyuncuları sürekli tehdit eden taraftarlar, kulüp binasına molotof kokteyli attı. Olayları bastırmak için devreye güvenlik güçleri bile girdi. Taraftar grubu, sokaklara dökülerek, polisle çatıştı. Aileleriyle tehdit edilen futbolcular, tüm bu tepki ve baskılar sonucu, iki futbolcu takımdan ayrılmak zorunda kaldı. Sağ kanadı iktidara taşımak için sokaklara dökülen, gösteriler yapan La Familia için siyasi gücü arkasına alan holigan grubu demek pek de yanlış olmaz.

Irkçı belgesele Emmy ödülü

2016 yılında Emmy ödülüne layık görülen, adını La Familia’nın bir maçta açtığı pankarttaki slogandan alan “Forever Pure” belgeseli iki Müslüman futbolcunun başına gelen olayları konu alıyor. Belgeselde, takımın o dönem savunma oyuncularından olan Arjantinli Darío Fernández, yaşananlar için şu cümleleri kuruyor: "Yahudiler, tarih boyunca ırkçılıktan en çok mustarip olan toplumlardan birisi. Şimdiyse onların böyle şeyler yapmasını anlayamıyorum."

Bu skandal sonrası Başkan Arcadi Gaydamak, kulübü devretti. Gaydamak yaşananları ve kulüpten ayrılışını "Beitar'dan daha fazla zarara uğramadan kurtulduğum için çok mutluyum. Beitar'ın sahibi olmamak çok rahatlatıcı" sözleriyle değerlendirdi. Beitar’da aşırılıklarla karşı karşıya kalan oyuncular ilerleyen dönemlerde farklı ülkelerde forma şansı buldular. O isimlerden Zaur Sadaev, geçen sezon Süper Lig ekiplerimizden Ankaragücü’nde süre aldı.

Kulübe ‘Trump’ ismini eklediler

Takımın geçen sezon renklerine bağladığı Ali Muhammed isimli oyuncu, yine taraftarlarca hedef alındı. Oyuncunun isminden rahatsız olanlar, oyuncudan adını değiştirmesini bile istedi.

Aynı kulüp, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasından sonra Beitar Jerusalem olan adını ‘Beitar Trump Jerusalem’ olarak değiştirdiğini duyurmuştu. Bu değişikliğin geçici mi kalıcı mı olduğuna dair detaylı bir açıklamaya yer verilmemişti. Kulübün Facebook sayfasında "Kudüs 70 yıldır, Başkan Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in ebedî başkenti olarak kabul eden cesur kararına kadar uluslararası açıdan tanınmayı bekliyordu" paylaşımı yapılmıştı.

İşte bu takım, halkı Müslüman, yönetimi siyonist sever BAE’nin paralarıyla yaşatılacak.