Batı medyası PKK’nın çocuk askerlerini görmezden geliyor

Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne göre bu anlatılanlar bir savaş suçu. PKK/PYD’nin savaş suçu işlemekten mahkûm edilmesi gerekiyor. Bu gerçek, Batılı müttefiklerinin niçin üç maymunu oynadığını da izah ediyor aslında. Eğer terör örgütü savaş suçundan mahkûm olursa, destek verenler de elbet sorgulanacak, bunu çok iyi biliyorlar.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne göre bu anlatılanlar bir savaş suçu. PKK/PYD’nin savaş suçu işlemekten mahkûm edilmesi gerekiyor. Bu gerçek, Batılı müttefiklerinin niçin üç maymunu oynadığını da izah ediyor aslında. Eğer terör örgütü savaş suçundan mahkûm olursa, destek verenler de elbet sorgulanacak, bunu çok iyi biliyorlar.

13 yaşındaki yeğeninin terör örgütü tarafından 2015 yılında Kandil’e kaçırıldığını, burada iki yıl eğitim gördükten sonra Suriye’ye gönderildiğini ve 2019 yılında, sadece 17 yaşında iken Deyrizor’daki bir çatışmada öldüğünü ifşa edenler var artık. Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne göre bu anlatılanlar bir savaş suçu. PKK/PYD’nin savaş suçu işlemekten mahkûm edilmesi gerekiyor. Bu gerçek, Batılı müttefiklerinin niçin üç maymunu oynadığını da izah ediyor aslında. Eğer terör örgütü savaş suçundan mahkûm olursa, destek verenler de elbet sorgulanacak, bunu çok iyi biliyorlar.

Çocukların asker olarak istihdamını durdurmaya yönelik dünya çapındaki kampanyanın Birleşmiş Milletler tarafından benimsenmesinin üzerinden tam 20 yıl geçti. Türkiye’nin de imzacılar arasında bulunduğu 170 ülke, 18 yaş altı çocukların askere alınmasını, savaş ve çatışmalarda kullanılmasını suç sayıyor.

Çocukların asker olarak istihdamını durdurmaya yönelik dünya çapındaki kampanyanın Birleşmiş Milletler tarafından benimsenmesinin üzerinden tam 20 yıl geçti
Çocukların asker olarak istihdamını durdurmaya yönelik dünya çapındaki kampanyanın Birleşmiş Milletler tarafından benimsenmesinin üzerinden tam 20 yıl geçti

Bu anlaşma nedeniyle bir zamanlar 17 yaşındaki çocukları askere alıp savaşa gönderen ABD ve İngiltere dâhil olmak üzere pek çok ülke bu uygulamayı terk etmek zorunda kaldılar. Ancak burada bir ikiyüzlük söz konusu. Zira ABD ve müttefikleri uluslararası hukuka uyduklarını söylerken bir yandan da çocukların eline silah veren PKK/PYD gibi terör unsurlarını desteklemekten geri durmuyorlar.

  • Geçtiğimiz günlerde Türkiye-Suriye sınırındaki Derbesiye kasabasında yaşayan 16 yaşındaki Suriyeli Kürt kızı Revan Aleku'nun ortadan kayboluşu buna dair bir örnek. Perişan haldeki babası Ümran, Revan'ın silahlı bir grup tarafından kaçırıldığını ve onu başka bir terörist gruba teslim ettiklerini söylüyor.

Baba Ümran, kızının evine geri gönderilmesi için ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Kobani’ye doğrudan çağrı yaptı. İşin gerçeği, Revan tek örnek değil. PKK/PYD terör örgütünün cirit attığı topraklarda eline zorla silah verilen pek çok çocuk var.

Aileler artık sesini yükseltiyor

Kürt aileler, korku nedeniyle bu konuda uzun süre sessiz kalsa da artık durum değişmeye başlıyor. Bunda şüphesiz sosyal medyanın yaygınlaşması da rol oynuyor. Kürt aileler sosyal medya vasıtasıyla şikâyetlerini kamuoyuna duyurmaya çalışıyorlar.

Batı medyası ne yazık ki, Kürt ailelerin çığlıklarını duymak için pek çaba sarf etmiyor.
Batı medyası ne yazık ki, Kürt ailelerin çığlıklarını duymak için pek çaba sarf etmiyor.

Batı medyası ne yazık ki, Kürt ailelerin çığlıklarını duymak için pek çaba sarf etmiyor. Onların dikkatini kadınlara eşit muamele propagandası daha fazla çekiyor. Kız çocuklarının eline silah verilmesini bilerek görmezden geliyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün durumu belgeleyen raporları da PKK/PYD’yi savunan Batı medyası tarafından sümenaltı ediliyor, kamuoyuna duyurulmuyor.

Gerek medya, gerekse hükümetler cihetinden gelen cılız seslerin ise görüntüyü kurtarmaktan başka amaç gütmediği ortada. Zira iş gereğini yapmaya, PKK/PYD’ye açık bir tavır almaya gelince ortada kimse kalmıyor. Tavır almak bir yana, terör örgütüne yapılan para ve silah yardımları tam gaz sürüyor. Daha fazla çocuk kaçırılıp eline silah verilsin ve ölüme gönderilsin diye...

Bizimle alay ediyorlar

Haziran 2014’te 18 yaş altı tüm çocukları bir ay içerisinde terhis ederek evlerine göndereceğini taahhüt eden, üstelik bunu bir de imza ile tasdik eden terör örgütü ile Batılı destekçileri daha o zamanlar tiyatro oynuyordu. Bir ay sonra güya 149 çocuğu evlerine geri gönderdiklerini ilan edip bunu bir de propaganda malzemesi olarak kullanmaya kalktılar. Oysa Derbesiye’deki evinden silahlı gruplar tarafından baskın yapılıp kaçırılan 16 yaşındaki Revan örneğinde görüldüğü gibi, binlerce Kürt çocuğu PKK/PYD terör örgütü tarafından zorla cepheye sürülmeye devam ediliyor. Dünyanın gözünün içine baka baka, hepimizle alay ederek yapıyorlar bunu.

  • 13 yaşındaki yeğeninin terör örgütü tarafından 2015 yılında Kandil’e kaçırıldığını, burada iki yıl eğitim gördükten sonra Suriye’ye gönderildiğini ve 2019 yılında, sadece 17 yaşında iken Deyrizor’daki bir çatışmada öldüğünü gazetecilere ifşa edenler var artık. Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne göre bu anlatılanlar bir savaş suçu. PKK/PYD’nin savaş suçu işlemekten mahkûm edilmesi gerekiyor. Bu gerçek, Batılı müttefiklerinin niçin üç maymunu oynadığını da izah ediyor aslında. Eğer terör örgütü savaş suçundan mahkûm olursa, destek verenler de elbet sorgulanacak, bunu çok iyi biliyorlar.

Duamız Revan’ın babası Ümran gibi evladını terör örgütüne kaptıran ailelerle birlikte. İnşallah sağ salim çocuklarına kavuşurlar. Bir çocuğun tabut içinde eve dönmesi çok acı çünki