Batının fişini kim çekti? Elektriğin fişi çekilse, nefesimiz de kesilecek

Gün ortası, İstanbul’un göbeğinde hayat durmuş. Minarelerden öğle ezanı yükselecek, ama hoparlörler sessiz. Marketlerde insanlar sıralanmış, çünkü ne kasa ne de POS cihazları çalışıyor, alışveriş yapmak imkânsız. Kartla ödeme devri bitmiş, ama ceplerde nakit yok, çünkü herkes karta alışmış. Bakkallar yeniden kral; veresiye defterleri açılmış. Metrolar, trenler raylarda kalmış, trafik ışıkları çalışmıyor, kornalar susmuyor. Telefonlar şarjsız, internet kopuk. Hastanelerde jeneratörler vızıldıyor, ameliyatlar yarım. Türkiye, elektriksiz bir kaosta. Düşünsenize, elektrik tamamen gitse, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada böyle sahneler yaşanmaz mı? Nitekim Nisan 2025’te Avrupa’da, İspanya’dan Portekiz’e bu karanlık gerçek oldu. Peki, bu bir tesadüf mü, yoksa fişi çeken birileri mi var?
İspanya ve Portekiz’de büyük elektrik kesintisi


28 Nisan 2025’te İspanya ve Portekiz tarihin en büyük elektrik kesintilerinden birine teslim oldu. Madrid’den Lizbon’a, Barselona’dan Sevilla’ya 60 milyon insan karanlığa gömüldü. Metrolar durdu, havalimanları kilitlendi, hastaneler jeneratörlerle tutundu. İspanya’da trafik ışıkları söndü, caddeler kaosa sürüklendi. Portekiz’de telefon ve internet hatları çöktü, iletişim koptu. Resmi açıklamalar, kesintinin “ani bir enerji üretim kaybından” kaynaklandığını ve Avrupa şebekesinden kopma yaşandığını belirtti. İspanya’nın millî elektrik şebekesini işleten Red Eléctrica, siber saldırı ihtimalini reddetti ancak Portekiz’in enerji hatlarının sahibi REN, “nadir bir atmosferik olay”dan söz etti. Yetkililer, aşırı sıcaklık değişimlerinin yüksek voltaj hatlarında “anormal salınımlar” ortaya çıkardığını dillendirdi.
Bu hâdise 2021 yapımı Blackout dizisini akla getirdi. Dizide, Avrupa’yı vuran bir elektrik kesintisi kaosu tetikliyor; tıpkı 2025’te olduğu gibi. Şebekeler çöküyor, şehirler karanlığa teslim oluyor. Dizide kesintinin bir siber saldırıdan mı, yoksa daha derin bir komplodan mı geldiği sorgulanıyordu. Gerçek hayattaki bu kesintiler, “tesadüf olamayacak kadar tanıdık” dedirtiyor.
İngiltere’deki gizemli kesintiler
N-TV.de’nin haberine göre İspanya ve Portekiz’deki kesintilerden saatler önce İngiltere’de tuhaf olaylar yaşandı. 27 Nisan 2025 Pazar sabahı Lincolnshire’daki Keadby 2 gaz santrali, yüksek talebi karşılamak için devreye girmesi gerekirken çalışmadı ve sabaha kadar devre dışı kaldı. Aynı anda İngiltere ile Danimarka’yı bağlayan “Viking” hattının gücü sıfıra düştü, saatlerce elektrik akışı olmadı. Akşam 18:00 civarında şebekede frekans dalgalanmaları yaşandı. İngiliz operatör Neso, olayları açıklayamadı ve soruşturma başlattı. Bu, Mr. Robot dizisindeki hackerların, enerji şebekelerine saldırarak küresel sistemi çökerttiği bir sahneyi anımsatıyor. İnsan düşünmeden edemiyor, gerçek hayatta da benzer bir oyun mu oynanıyor?

Güneş patlaması bahanesi
NASA yıllardır güneş patlamalarının (solar fırtına) elektrik şebekelerini çökertebileceği konusunda uyarıyor. Sözde, güneşten gelen elektromanyetik dalgalar, yüksek voltaj hatlarını ve trafo merkezlerini vurarak küresel çapta kesintilere yol açabilirmiş. 1859’daki ‘Carrington Hâdisesi’ gibi tarihi misaller veriliyor; o dönemde telgraf hatları yanmış, iletişim kaosa sürüklenmiş.
NASA 2025’te Güneş döngüsünün zirvesinde olduğumuzu söyleyerek bu riskin arttığını iddia ediyor. Ancak bazı uzmanlara göre “Güneş patlaması” açıklaması koca bir yalan, “NASA’nın Güneş fırtınası hikâyesinin, küresel elitlerin kirli oyunlarını örtbas etmek için uydurulmuş bir kılıf” olduğunu düşünenlerin sayısı ise hiç de az değil.

Diğer yandan peki, neden böyle bir bahane uydursunlar? Çünkü Güneş patlamaları, kesintileri “tabîî afet” gibi göstererek halkın şüphelerini bastırmanın mükemmel bir yolu. Teknik arızalar veya siber saldırılar sorgulanacağına, herkes gökyüzünü suçluyor. Böylece İspanya, Portekiz ve İngiltere’deki gibi kesintilerin ardındaki gerçek aktörler gölgede kalıyor.
Bazı teorisyenler, NASA’nın bu uyarılarla halkı “Büyük Sıfırlama”ya hazırladığını düşünüyor: Elektrik şebekeleri kasıtlı olarak çökertilecek, ama suç tabiata atılacak. Kimileri, “Güneş patlamaları dedikleri, aslında elitlerin elektromanyetik silah testleri mi?” diye soruyor. HAARP gibi tartışmalı projeler bu teorilere yakıt katıyor; bazıları bu teknolojilerin enerji şebekelerini uzaktan manipüle edebileceğini iddia ediyor.
Dahası, NASA’nın SpaceX gibi şirketlerle yakın ilişkileri, uzaydan gelen sinyallerle şebekeleri sabote etme ihtimalini akla getiriyor. Elon Musk’ın Starlink uyduları, sadece internet için mi var, yoksa daha karanlık bir amaç mı taşıyor? Gerçek şu ki, Güneş patlamaları gibi “tabîî” bir bahane, küresel elitlerin kaos planlarını gizlemek için biçilmiş kaftan.

Niyetleri ne?
İspanya, Portekiz ve İngiltere’deki kesintiler sosyal medya ve forumların da ana gündemi. İnsanlar bu olayların “küresel elitlerin” yeni dünya düzeni için bir operasyonu olup olmadığını tartışıyor. Peki, bu kesintilerle ne hedefleniyor olabilir?
● Banka Hesaplarının Sıfırlanması:
Kesintiler, banka sistemlerini çökertebilir. Blade Runner 2049’da, bir küresel kesinti sonrası tüm dijital kayıtlar siliniyor ve toplum “sıfırlanıyor”. Gerçek hayatta, kesintiler banka veritabanlarını hedef alarak hesapları sıfırlayabilir, insanları nakitsiz bırakabilir.
● Dijital Paraya Geçiş:

Nakit kullanımını bitirmek için kesintiler bir araç olabilir. Bankalar çökerse, hükümetler “güvenli” bir dijital para sistemine geçişi hızlandırabilir, her işlemi izlenebilir hale getirerek bireylerin iktisâdî hürriyetini kısıtlayabilir.
● Sosyal Kredi Sistemi:
Çin’deki gibi bir sosyal kredi sistemi kesintilerle dayatılabilir. Elektrik ve internet olmadan kaos yaşayan toplumlar, “düzeni sağlamak” için biyometrik kimlik ve sosyal puanlama sistemlerini kabul etmeye zorlanabilir.
● 15 Dakikalık Şehirler:
Kesintiler, insanları büyük şehirlerden uzaklaştırıp “15 dakikalık şehirler”e sıkıştırmayı hedefleyebilir. Enerji kıtlığı bahanesiyle, insanlar belirli bölgelere hapsedilebilir, hareket özgürlüğü kısıtlanabilir.
● Toplum Kontrol ve Gözetim:
Kesintiler, kaosu tetikleyerek sıkıyönetim veya olağanüstü hâl ilanını meşrulaştırabilir. Bu, hükümetlerin gözetim sistemlerini güçlendirmesine ve kişilerin hürriyetlerinin kısıtlamasına zemin hazırlar.


● Korku ve İtaat:
Kesintiler, toplumlarda korku ve belirsizlik oluşturarak insanları otoriteye boyun eğmeye zorlayabilir. Elektriksiz bir dünyada çaresiz kalan kitleler, “güvenlik” vaadiyle her türlü kontrol mekanizmasını kabul edebilir.
Bu teoriler, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) eski başkanı Klaus Schwab’ın açıklamalarıyla daha da güçleniyor. Schwab, 2020’de Covid-19 dalaveresi sürecinde “Bu kriz, büyük bir sıfırlama için bir fırsat olarak kullanılmalı” derken, 2023 Davos toplantısı öncesi ise “O kadar büyük bir siber saldırı olacak ki bütün dünyada internet bağlantısı kesilecek. Yeni internete ise yalnızca biyometrik/dijital kimliğe sahip olanlar erişebilecek” uyarısında bulunmuştu. Benzer bir denemede Covid-19’la, küresel çapta korku pompalayarak insanlar aşı olmaya zorlanmıştı.
Elektrik kesintileri de toplumların kaos ve korkuyla dijital kimliklere, sosyal kredi sistemlerine veya dijital paraya razı edilmesi için yeni bir senaryo olabilir mi? Pandemi ve kesintiler aynı amaca mı hizmet ediyor?
Popüler kültürde kesintiler: Tesadüf mü, mesaj mı?

Elektrik kesintileri ve küresel kontrol temaları popüler kültürde sıkça işleniyor. Blackout’ta Avrupa’nın karanlığa gömülmesi, 2025 kesintileriyle ürkütücü bir benzerlik taşıyor. Revolution’da elektriklerin kesilmesi, toplumları çökertiyor ve birilerinin planı olduğu ortaya çıkıyor. Mr. Robot’ta hackerlar, enerji şebekelerine saldırarak sistemi sıfırlıyor. Blade Runner 2049’da bir kesinti, tüm dijital kayıtları siliyor ve dünya “yeniden başlıyor”. The Trigger Effect’te bir kesinti, toplumsal düzeni kaosa sürüklüyor.
Bu temanın sürekli işlenmesi tesadüf mü? Pekçok kimse bu yapımların bir “ön hazırlık” olduğunu düşünüyor. Predictive programming (öngörü programlama) teorisine göre küresel elitler, planlarını popüler kültür aracılığıyla kitlelere sızdırıyor. Hollywood, kitleleri “büyük sıfırlama”ya alıştırmak için bu senaryoları normalleştiriyor olabilir. Bu yapımlar sadece eğlence mi, yoksa bir mesaj mı?
Fişi çekilen bir dünya
Elektrik, modern hayatın damarlarında akan kan gibi. Onsuz ne bir adım atabiliyoruz ne bir nefes alabiliyoruz. Elektrik, bizi fişe bağlı bir hasta gibi tutsak etmiş; fiş çekilse nefesimiz kesilecek. Birkaç saatlik kesintilerde bile trafikte kaos, evlerde çaresizlik yaşıyoruz. Peki, ya bu kesintiler günlere, haftalara uzarsa? Şehirler karanlığa gömülür, toplum çöker. Düşüncesi bile ürpertici.
Kim derdi ki bir gün tüm dünya bir salgının pençesine düşecek, sokaklar bomboş kalacak, insanlar evlerine hapsolacak? Ama “olmaz” denilen oldu. Covid-19, Contagion filmini âdeta gerçeğe çevirdi. Salgını öngörenler, “komplo teorisyeni” diye alay konusu edildi, ama tarih onları haklı çıkardı. Şimdi benzer senaryo elektrik kesintileri ile mi yazılıyor?

Abone olmak için: www.birlikte.com.tr/gercek-hay...