Batı’nın Müslümanlara veda partisi

Stop Islamisation of America 2010 yılında kuruldu ve Avrupa’daki hempalarından daha belirgin biçimde İsrail yanlısı.
Stop Islamisation of America 2010 yılında kuruldu ve Avrupa’daki hempalarından daha belirgin biçimde İsrail yanlısı.

Kendi kendileriyle alay edercesine özgürlük kavramını dillerine pelesenk eden bu komiteler, Batı’nın pagan ve Haçlı ruhuna ayna tutuyor. Sokağa yansıyandan daha geniş bir yelpazeyi temsil ettiklerine ise şüphe yok. Sanal âlemde gösterdikleri kitleselleşme başarısını sokağa taşıyamadıkları eleştirisine maruz kalsalar da kuklacılar istedikleri an Batı’nın sokaklarını Müslümanlar için mezbahaneye çevirebilir. “Hoş geldin kültürü” çoktan sona erdi. Batı, Müslümanlar için veda partisine hazırlanıyor.

Mushaf yakıcılar yeniden iş başında. Tam da Hazreti Muhammed (s.a.v) ile alay eden karikatürlerin Carlie Hebdo dergisince tekrardan yayımlanmasının arifesinde. Yeni bir İslam düşmanlığı dalgası tırmandırılmak isteniyor. Bu sefer merkez üssü İskandinavya. Vikingler diyarındaki provokasyonlar, hangi kuklalar ve kuklacılarca icra ediliyor?

  • İsveç’in Malmö kentinde bir grup, cuma namazı çıkışında cami önünde Kur’an yakmak için izin istedi. Polis izin vermedi fakat bir parkta yakabileceklerini söyledi. 28 Ağustos’ta Dan Park öncülüğündeki küçük topluluk, Mushaf-ı Şerifi yakışlarını ve tekmeleyişlerini filme alıp yayınladı.

Dan Park, 52 yaşında bir “sokak sanatçısı.” Doğrusu sanatçı sıfatı onun için yakışıksız bir yakıştırma. İşi gücü, siyahlara, göçmenlere ve Müslümanlara saldırmak olan tam bir provokatör.

Mushaf yakıcılar yeniden iş başında.
Mushaf yakıcılar yeniden iş başında.

2011’de, tanınmış 3 siyahî İsveçliyi çıplak ve zincire vurulmuş gösteren fotomontajla bir afiş hazırlamış, altına da “Zenci kölemiz kaçtı” yazmıştı. Park, hakaret ve ırkçı ajitasyon içeren başka suçlarından ötürü en son 2018’de de tazminata ve hafif hapis cezalarına çarptırılmış ama uslanmamıştı.

Norveç katilli Breivik’e sempatisini saklamayan Park, sanat eleştirmenlerince ciddiye alınmayan bir sahtekâr. Sol geçmişinin de etkisiyle kendisini ırkçı olarak görmüyor. “Özgür düşünce ve ifade hürriyetine inanan, toplum sola giderse sağa, sağa giderse sola giden aykırı bir tip” olarak tanımlıyor.

“İsveç polisi müslümanları seviyor”

Dan Park, Mushaf-ı Şerifi yakma eylemini Danimarkalı faşist Rasmus Paludan’la dayanışma adına gerçekleştirdi. Bir avukat olan Paludan, daha kıdemli ve ünlü bir provokatör. 2017’de kurduğu Stam Kurs (Sabit Hat), ülkesindeki 300 bin Müslüman’ın kovulmasını ve İslam’ın tamamen yasaklanmasını savunan bir parti. Önceki seçimde parlamentoya girmesine ramak kalan Paludan, gündem olmak ve eleman devşirmek için Kur’an yakma furyasına çok önceden katılmıştı. O da birkaç kez ırkçı tahriklerinden ötürü hafif cezalar almıştı.

Gittiği her yerde onlarca insanın tutuklandığı kargaşalar çıkarmasından ötürü İsveç’e girişi 2 yıllığına yasaklanmıştı. Paludan, cuma günü İsveç’e girmek ve cami önünde sansasyonel bir olay çıkarmak niyetindeydi ama sınır kapısından içeri alınmadı. “İsveç polisi, açıkça Müslümanları seviyor ve görevlerini yapmaya cesaret edemiyor” diye bir sitemde bulunarak geri dönmek zorunda kaldı.

 Dan Park işi tüm Müslümanlara saldırmak olan bir provokatör.
Dan Park işi tüm Müslümanlara saldırmak olan bir provokatör.

Sempatizanları, kendilerinden bekleneni yapacaktı ama. Görüntüleri paylaşmalarının ardından İsveç’in üçüncü büyük kenti, nüfusunun yüzde 40’ı göçmenlerden oluşan, 320 bin nüfuslu Malmö’de 300 Müslüman genç, sokağa çıkarak saygısızlığı protesto etmek adına birkaç araca ve dükkâna hasar verdi. Göz yaşartıcı bombalarla dağıtılan gruptan 15 kişi gözaltına alındı.

Ertesi gün de Norveç’in başkenti Oslo’da Stopp islamiseringen av Norge (Norveç’in İslamîleşmesini Durdurun) adlı örgütün mensuplarıyla faşizm karşıtları arasında taşlı sopalı kavga yaşandı. Irkçı bir kadının Kur’an’ı yırtıp, “Sokaklarımızda ırkçı istemiyoruz” sloganı atan topluluğun üstüne atmasıyla başlayan kavgaya polis müdahale etti. Etrafları polisle çevrilen SIAN’ın sözcüsü, “Burası Oslo. Biz ifade özgürlüğümüzü kullanabiliriz fakat Irak’taki gibi bir güvenlik bölgesini andırıyor” diyerek duruma tepki gösterdi.

Odin'in askerleri

İngilizce Stop İslamization of Norway diye bilinen oluşum bu kargaşa için var. Senelerden beri mevcut ve muhtemel tüm gerilimleri kullanarak Müslüman göçmenleri terörize ve kriminalize etmek için yapmadıkları melanet bırakmadılar. Kur’an’ın sahifeleri arasına domuz eti dilimleri koyarak yakmak dâhil. Daha fazla nasıl iğrençleşebiliriz sorusuna yeni cevaplar bulabilecekleri muhakkak.

Senelerden beri mevcut ve muhtemel tüm gerilimleri kullanarak Müslüman göçmenleri terörize ve kriminalize etmek için yapmadıkları melanet bırakmadılar.
Senelerden beri mevcut ve muhtemel tüm gerilimleri kullanarak Müslüman göçmenleri terörize ve kriminalize etmek için yapmadıkları melanet bırakmadılar.
SIAN, 2000’lerin başında ezana karşı kurulmuş bir komitenin devamı aslında. 2008’de bu adı almadan da “totaliter İslam’a karşı demokratik değerleri savunma” iddiasıyla mücadele veriyordu. 2011’de liderleri Arne Tumyr 3 bin mensupları olduğunu söylüyordu. Müslüman göçmenleri Nazi işgalcileriyle benzeştiren Tumyr, defalarca Mushaf-ı Şerifi yakmış ve sokak çatışmalarında bulunmuş biri. Kendisinden sonra gelen Anna Braten de mushaf yapraklarını bizatihi yırtıp üstüne tükürmeyi bir ritüel hâline getirmiş durumda. 200 bin kişiye ulaştıkları internet radyolarında da kinlerini kusmaktalar.

Norveç ve İskandinavya’da İslamofobiyle anılan muhtelif oluşumlardan bahsetmek mümkün. Bunlar matruşka misali iç içe veya birbirinin devamı. Aralarında fraksiyon ve liderlik davaları olsa da temelde birler ve aynı havuza akıyorlar.

Norveç ve İskandinavya’da İslamofobiyle anılan muhtelif oluşumlardan bahsetmek mümkün
Norveç ve İskandinavya’da İslamofobiyle anılan muhtelif oluşumlardan bahsetmek mümkün

İngiltere’deki emsaline öykünerek kurulmuş Norwegian Defence League ile Odins Soldater anılmaya değer. Vikinglerin tanrı-kralı Odin’in askerleri, bilhassa geceleyin devriye attıkları Finlandiya’daki sokak fesatlarında, başrol oyunculardan. Norveç Katili Breivik’in temasta olduğu Counter-Jihad da tüm Batı ülkelerinde faal olan derin bir militan yapılanma.

PKK’nın dostları

Stop İslamization of Norway, başta Stop İslamization of Denmark olmak üzere bunların tamamıyla akraba olsa da ana örgüt Stop Islamization of Europe idi. 2012’de birtakım ihtilaflarla ayrıştılar. Filhakika bunların tamamını aktifleştiren, militanlaştıran başka bir oluşum var ki, onu anmadan geçemeyiz: PEGİDA.

Dan Park, Mushaf-ı Şerifi yakma eylemini Danimarkalı faşist Rasmus Paludan’la dayanışma adına gerçekleştirdi.
Dan Park, Mushaf-ı Şerifi yakma eylemini Danimarkalı faşist Rasmus Paludan’la dayanışma adına gerçekleştirdi.

2014’te Kobani ve Rojava adları tüm dünyanın zihnine metazori kazınırken, Türkiye’de 6-7 Ekim cinayetleri yaşanırken Avrupa’da da bir hareketlilik vardı. DEAŞ’ın HD kalitede çekilmiş katliam videolarının büyük bir kampanyayla dolaşıma sokulduğu o günlerde, Holigans Gegen Salafisten (Selefi Karşıtı Holiganlar) Köln’de sahneye çıktı ve beklenmedik çeşitlilikteki bir kitleyi meydanlara döktü. 48 polisin yaralandığı agresif gösteri büyük ses getirdi ve Dresden’deki çıkışın habercisi oldu.

  • Counter-Jihad bağlantılı politikacı Lutz Bachmann, ateşli bir PKK taraftarı olarak, DEAŞ tarafından Kobani’de köşeye sıkıştırılmış dostlarına destek sunmak için 10 Ekim’de Dresden’de bir miting tertipledi. Kısa adı PEGİDA olan Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar, her geçen gün sayılarını artırdı ve Ocak 2015’te 25 bin kişiyle gösteri düzenlediler.

“Kendi kültürümüzü korumak için”, “Alman topraklarında din savaşlarına karşı” sloganlarını öne çıkaran oluşum, tüm Avrupa için bir model teşkil etti ve ilham verdi. Charlie Hebdo hâdiselerinden sonra da zaten varlığına gerek kalmadığı için fesholundu.

Stop Islamisation of Europe 2007’de teşkil olunmuştu.
Stop Islamisation of Europe 2007’de teşkil olunmuştu.

“İslamofobi sağduyunun doruk noktasıdır”

Charlie Hebdo provokasyonu, Stop Islamisation of Denmark’a havale edilmişti. Danimarka’da cami inşalarını durdurmaya kendini adamış grubun başında Anders Graves Pedersen bulunuyor ve bu şahıs Stop Islamisation of Europe’un da kurucusu. Merkezinde Danimarka birimiyle İngiliz İslam karşıtları olan Stop Islamisation of Europe 2007’de teşkil olunmuştu. Örgütün hedefi, “İslam’ın Avrupa’da belirleyici bir politik güç oluşunu engellemek” şeklinde takdim edilmektedir.

“Irkçılık, insan aptallığının en düşük şeklidir, ancak İslamofobi sağduyunun doruk noktasıdır” diyorlar. Bu doruk noktasında tüm Müslüman ülkeler boykot edilmekte, Müslüman ürünlerini pazarlayan ünlü markalar dahi boykottan kurtulamamaktadır. Müslümanları Avrupa’dan söküp atma emelindeki grubun Yahudi muhabbeti ise dikkatlerden kaçmamaktadır. Yahudi karşıtlığını telin eden mitingleri buna örnektir.

Yahudiler de bunu karşılıksız bırakmayıp Londra’daki Harrow Cami yapımına karşı İsrail bayrakları taşıyan bin kişiyle hazır bulunmuşlardı. Kendilerini “Harrow Yahudi cemaatinin liderleri” olarak tanımlayan birkaç haham ise cami derneğine bir mektup yollayarak “saldırı altındaki Müslüman dostlarımızı ve komşularımızı destekliyoruz” demiş, Stop Islamisation of Europe’u“çirkin yalanlar” söylemekle, “nefret ve korku yaymakla” itham etmişti.

Kuklacı Sion

İthamlara aldıracakları yok. Finlandiya, Rusya, Fransa, Polonya, Romanya dâhil 11 Avrupa ülkesinde örgütlü olan Stop Islamisation yapılanması, Sırbistan ve Hindistan gibi İslam düşmanlığında köklü bir tarihleri olan ülkelerde de bu adla varlık gösteriyor. ABD’nin bundan geri kalması düşünülemezdi.

  • Stop Islamisation of America 2010 yılında kuruldu ve Avrupa’daki hempalarından daha belirgin biçimde İsrail yanlısı. Bu iki kıtadaki oluşumun birleşerek kurduğu çatı örgütün ismi de neye hizmet ettiklerini adeta bağırarak anlatıyor. International Freedom Organizations Unite to Create Stop Islamization of Nations; kısaltması: SION.

Kendi kendileriyle alay edercesine özgürlük kavramını dillerine pelesenk eden bu komiteler, Batı’nın pagan ve Haçlı ruhuna ayna tutuyor. Sokağa yansıyandan daha geniş bir yelpazeyi temsil ettiklerine ise şüphe yok. Sanal âlemde gösterdikleri kitleselleşme başarısını sokağa taşıyamadıkları eleştirisine maruz kalsalar da kuklacılar istedikleri an Batı’nın sokaklarını Müslümanlar için mezbahaneye çevirebilir.

“Hoş geldin kültürü” çoktan sona erdi. Batı, Müslümanlar için veda partisine hazırlanıyor.