Bir avuç kadın, erkeklerin yapamadığını yaptı

Yenilmez, “Bir avuç kadın, erkeklerin yapamadığını yaptı, bunu da heder etmeyelim” diyerek herkesi Diyarbakır’a desteğe çağırıyor. ​
Yenilmez, “Bir avuç kadın, erkeklerin yapamadığını yaptı, bunu da heder etmeyelim” diyerek herkesi Diyarbakır’a desteğe çağırıyor. ​

Ülkesini kötüleme fırsatı bulduğunda sıraya giren ‘duyarlı’ sanatçılar, Diyarbakır’daki anneleri görmezken, Sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu Ahmet Yenilmez önce annelere destek videosu yayınladı, ardından da Diyarbakır’a gidip annelerin elini öptü. Bu aileler için büyük bir destekti. Biz de Yenilmez’i bulmuşken, hem anneleri, hem de Diyarbakır üzerinden terörü konuşalım istedik. Meral Akşener’in varlığını CHP’ye, Canan Kaftancıoğlu’nun da Demirtaş’a bağladığını söyleyen Yenilmez, önce CHP’nin kurtulması gerektiğini ifade ediyor.

Bu topraklara gelip giden ve buralarda sevilen bir sanatçısınız. Sahâbe diyarı Diyarbakır’ın terörle anılmasını nasıl açıklarsınız?

Baktığınız zaman ilk kardeş kanının düştüğü toprakları konuşuyoruz. Resme oradan beri bakarsak, bugünkü içinde bulunduğumuz hâlin tahlilini yaparız. Ama bu coğrafyada bazı vilayetler var, Urfa gibi mesela. Abdullah Öcalan aslen Urfalı olmasına rağmen terör örgütü orada istenilen boyuta gelemedi. Buradaki demografik yapının da, buradaki şehrin kültürel, medeniyet tanımının da bunda etkisi vardır.

Biz buraları iki yüz yıllık savaştan sonra, tabiri caizse Osmanlı bir anaysa, ana doğumda öldü ve ölü ananın kucağına Türkiye Cumhuriyeti devleti verildi. Ne anasını emebildi, anne sütü emmediği için bağışıklık sistemi zayıf kaldı. Keçi sütü de yoktu. Çünkü keçisini, koyununu, davarını, ineğini, ekmeğini her şeyini nefere yetiştirmekten başka bir derdi olmadı. Durum böyle olunca bu zayıf bağışıklık sistemiyle, ufacık bir sineğin kanadından nezle olduk, zatüre olduk.

Düşünsenize bu bağışıklık sisteminin zayıflığında, Cumhuriyetin ilk yıllarından mevcut AK Parti iktidarına kadar, ki biraz orada değişikliğe gidildi, buralar sürgün yeri olarak kullanıldı. Eski Marksistler, Leninistler, Kürt terör örgütleri, adına “İslâmî terör” örgütü diyen örgütlerden sakıncalı devlet memuruna kadar, özelllikle öğretmen kadroları hep buralara yollandı.

Bütün bu yapılanmalar burada devletten önce vardı. Bugün hâlâ burada bize kapısını açın bir kişi varsa, bu çok büyük bir başarıdır. Hâlâ burada AK Parti genel anlamda ikinci parti konumundaysa, bu büyük bir olaydır. “Orda bir köy var uzakta” diye ilkokul sıralarında öğrendiğimiz şarkıdaki köye gitmezsek, görmezsek, Okyanus’un ötesinden gelir adam girer, o köy senin olmaz.

Dün acılı bir baba destek için yayınladığınız videoyu görünce “yüreğimi çıkartıp vermek istedim ona” dedi. O kadar önemli desteğiniz. Siz de kalkıp geldiniz buraya. Sanatçılar en ufak destek açıklaması yapamazken, ne düşünerek geldiniz buraya?

Bu bizim meselemiz. Aslında bu ateş sadece buradaki insanı yakmıyor. Bugün elimiz yüreğimizin üstünde, acaba Anadolu’da hangi eve ateş düşecek diye? Şu anda yüz yıl önce doymazların doyamayıp yeniden sınır çizmesiyle geldiğimiz durumu yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları böyle çizilmeseydi de, 30-40 km daha ileride çizilseydi, belki bu kadar şehit vermeyecektik. Öyle kurnazca bir sınır çizilmiş ki, teröre verdiğimiz en fazla şehidi o sınırın yanlış çizilmesinden veriyoruz.

Bununla da yetinilmedi, 30-40 yıldır ortada bir harita dönüyor. İstanbul, İzmit, İzmir, Balıkesir, Bursa’yı Avrupa Birliğine almak, bu bölgede de özerk bir yapı oluşturmak, ortada da bir Anadolu bırakmak. Bunun adı Sevr’e yeni modaya göre bir elbise dikmektir. Onun için ben bu anaların yaptığı hadiseyi Şerife bacıya benzettim. O gün Şerife ana Sevr’e karşıydı, bugün de bu analar.

ÖNCE CHP’NİN KURTARILMASI LAZIM

HDP’nin önünün doğru adres olmadığını söyleyenler var. Sizce?

BBP, Anavatan ittifakıyla meclise girdiği zaman enteresan bir şey yaşamıştık. Maraş’tan bir partiliyi PKK kaçırmıştı. Yenge de Muhsin başkanı aramış, başkan da DEP milletvekillerinden birine o partilinin hemen bırakılmasını söylüyor. Bir saat sonra yenge başkanı arayarak eşinin aradığını, yola çıktığını söylüyor. O sırada mecliste konuşmalar yapılıyordu. Başkan hemen kürsüye çıkıp, “Beyler, terörü Kandil’de aramayın, mecliste arayın” diyerek olayı anlatıyor.

Travma ne biliyor musun? PKK terör örgütü Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu Türkiye Cumhuriyetine kastetmeye çalışmıyor mu? Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu partinin milletvekili, Sakine Cansız’ın hayat hakkı olduğunu iddia ediyor. Ve Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu devletin mahkemesi buna ceza verdi diye, CHP tepki gösteriyor. Bunu görmemiz lazım. Bırak dağdaki terörü, asıl travma burada. Önce CHP’nin kurtarılması lazım. Türkiye’nin ‘Alisiz Alevilik’ sorununu halletmesi lazım. Ve bugün CHP, ‘Alisiz Alevilik’ iddiası altında olanların işgali altındadır ve bu memleketin beka meselesidir. Asıl sorun buradadır.

İkinci sorun, 45 yaşındaki Selahattin Demirtaş Türk siyasetini CHP üzerinden dizayn ediyor. Canan Kaftancıoğlu’yla yapıyor bunu. Türkiye’deki oyun başka. Deniz Baykal’ı kaybettik. Mevzilerimizi o kadar kolay kaybediyoruz ki... Şimdiki CHP’ye insanın en tabi hayat hakkını izah etmek zorunda kalıyorsun. Suriyelileri izah etmek zorunda kaldı bu iktidar. Meral Akşener varlığını CHP’ye bağlamış, Canan Kaftancıoğlu da Selahattin Demirtaş’a. Bizim bu zinciri kopartmamız lazım.

Günlerdir HDP kapısı önünde bekleyen annelerin bir feryadı var. Bu feryad çocuklarını getirmeye yeter mi?

Kesinlikle yeter. Eğer taraf olduğunu iddia eden insanlar trübüne oynamazsa yeter. Rahmetli Seyid Ahmet Arvasi, ülkücü hareketin fikir duayenlerindendir, şöyle demişti: “Bak oğlum üç çeşit ülkücü vardır. Ülkücüler 12 Eylül öncesinde öldüler. Gönlümüz diler ki inşallah şehittirler, biz öyle anmak istiyoruz. İkincisi ülkücü geçinenler, ben de dâhil şimdi samimiyetsizliğimizin bedelini işkencede ödüyoruz. Bundan sonraki dönem ülkücülükten geçinenlerin dönemi olacak, orada yer olmayacak size.” AK Parti vardı, şimdi AK Parti’den geçinenler oluştu. Her bir olaydan geçinme peşinde olan bir sınıf var.

Twitter’dan bir gün iki gün destek verirsin. Bunun için bekledim, her bir olayda ben olmayım dedim. Ben arada bir yerde olayım, üçüncü olayım, dördüncü olayım dedim. Bekledim ama burada da bir umut kırılmasına sebep olacak. Kayyumla ilgili gösterilere sanatçılar destek oluyor, ama buraya gelmiyorlar. Öyle bir noktaya geldim ki, bari bir şey yapalım diyerek kalkıp geldim. Oturup twit atmakla olmaz, kalkıp gelin kardeşim. Hepinizin parası var, yoksa para toplayalım aramızda.

Bir toplum değişmek ve düzelmek istemezse o toplumu düzeltemezsiniz. Ve ilk kez, ister acıya say, neye sayarsan say, bir avuç kadın, erkeklerin yapamadığını, kerli ferli adamların yapamadığını yaptı. Bunu da heder etmeyelim. Komşumuza anlatacağız, arkadaşımıza anlatacağız, köşe yazarına anlatacağız, kalk diyeceğiz, bildiğin gibi değil, git oraya... Yalnız gidin ki her gidişiniz olay olsun.