Bir nefes ötede

Film, 2019'da 7. Kanada Ekran Ödülleri'nde "En İyi Film" de dahil olmak üzere sekiz adaylık aldı.
Film, 2019'da 7. Kanada Ekran Ödülleri'nde "En İyi Film" de dahil olmak üzere sekiz adaylık aldı.

Filmin merkezinde bu gaz bulutundan kurtulup hayatta kalmaya çalışan üç kişilik dağılmış bir aile var.

Orijinal ismi Dans La Brume... Türkçeye tercümesi ise “Bir Nefes Ötede” şeklinde yapıldı. Fransız yapımı olan film, 27 Nisan 2018 tarihinde seyircisiyle buluşmuştu. Mevcut salgından evvelki salgınların da tesiriyle olsa gerek, senaryo doğal olmaktan öte bir felâketi konu ediniyor. Ancak asıl etkilendiği nokta ise Paris’te yakın zamanda yaşanan ve şehrin tamamını teyakkuza geçiren “sis.”

  • Kanadalı yönetmen Daniel Roby’nin imzasını taşıyan eser, apokaliptik bir gerilim vaadi ile ekranların karşısına oturtmayı başarıyor izleyicileri ve sözünü de tutuyor.

“Bir Nefes Ötede” Paris’te yaşanan deprem sonrası şehri bir anda saran zehirli bir gaz bulutunun içine sokuyor ve âdetâ nefesleri kesiyor. Ekranın başından bir dakika ayrılamadığımız senaryoda başrolleri paylaşan Romain Duris ve Olga Kurylenko’nun oyunculuklarını ise ayrıca tebrik etmek düşüyor bizlere.

Daniel Roby tarafından yönetilen ve 2018'de piyasaya sürülen
Daniel Roby tarafından yönetilen ve 2018'de piyasaya sürülen

Filmin merkezinde bu gaz bulutundan kurtulup hayatta kalmaya çalışan üç kişilik dağılmış bir aile var. Teknoloji dünyasının sarıp sarmaladığı bütün bir hayatı, birbirlerinden koparılmış aile fertlerini, sadakatsiz dostlukları alttan alta hissedebiliyorsunuz izlerken. Üç kişilik ailenin küçük kızı ise, filmin kurgulandığı yakın gelecekte doğan çocukların çoğunda görülen bir hastalıktan mustarip.

Henüz 12 yaşlarında olan kızı, diğer birçok akranı gibi teknolojik bir balonda yaşıyor. Bütün hayatları bu balonda geçen çocukların daima oksijeni dışarıdan kapsüllerle sağlanıyor. Baba Kanada’ya yaptığı bir seyahatten kızının tedavi umuduyla geri dönüyor ancak çok geçmeden de gaz bulutu bütün şehri tasallutu altına almaya başlıyor. Sis belli bir seviyede yavaşlasa da her bir saatte bir santim yükselmeye devam ediyor ve içine aldığı insanları anında öldürüyor.

Mevcut salgından evvelki salgınların da tesiriyle olsa gerek, senaryo doğal olmaktan öte bir felâketi konu ediniyor.
Mevcut salgından evvelki salgınların da tesiriyle olsa gerek, senaryo doğal olmaktan öte bir felâketi konu ediniyor.

Şehrin insanları ne yapacaklarını bilmeksizin hayatta kalma mücadelesine başlıyor. Kaçacak bir yerin olmayışı insanları apartmanların üst katlarına sığınmaya mecbur bırakıyor. Fakat ne elektrik, ne su, ne de yiyecek bir şeyleri vardır. Hayatta kalmak için verilen gayretler tabii olarak kötü niyetli kimselerin de ortaya çıkmasına sebep oluyor. Sisin içerisinde oksijen tüpüyle yaşayabileceklerini gören bu tipler, birbirlerinin tüplerini almak için gerektiğinde cinayeti göze alıyorlar.

Babanın böyle bir kargaşada kızının yaşaması için verdiği mücadele ise takdire şayan. Kilometrelerce yolu oksijeninin bitmesi pahasına gitmekten çekinmemesi bir tarafa karşılaştığı onca sıkıntıyı keskin zekâsıyla çözmesi ‘babalık’ hissinin sınır tanımadığını göstermekte.

Tahmin edileceği üzere oksijenler kısıtlı ve ikmâl gelmesi imkânsız. Balonun içerisinde yaşayan müzmin hastalıklı bir küçük çocuğun, sonunu beklemektense sisin içine girmeyi tercih etmesiyle filmin bam teline gelinir. Çünkü bu sis o çocuklara hiçbir şey yapmamaktadır. Âdeta doğuştan mahkûm yaşayan çocuklar bu sis ile hürriyetlerine kavuşmuşlardır. Şimdi o balonlara girme sırası yetişkinlerdedir.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım