Biz sizin bildiğiniz Müslümanlardan değiliz

Biz sizin bildiğiniz Müslümanlardan değiliz...
Biz sizin bildiğiniz Müslümanlardan değiliz...

Müslümanlığı sadece “Elhamdülillah Müslümanım” demekten ibaret sanan, zekâttan çalan, namazı eda etmekten imtina eden Müslümanlardan… Emniyet şeridinden giderek polisi görünce şeride girmeye çalışan, yol vermeyene küfreden kimselerden, bunun kul hakkı olduğunu muhakeme etmesini beklemek zannımca saflık olsa gerek. Bunları muhakeme edemeyen Müslümandan, Filistin meselesi dolayısıyla boykot beklemek de öyle.

Müslüman, Allah’ın rızasını kazanmak için çabalayan insandır. Tanzimat dönemi yenilikleri ile zemini hazırlanan, Cumhuriyet ile birlikte ekilen, irtica geliyor çığırtkanlıkları ile çapalanan Müslümanlık nihayet meyvelerini verir oldu. Kimi paranın rızasını kazanma çabasına koyuldu, kimi de sosyal medyada daha fazla “like” kazanma çabasına... Hakkın rızasını kazanma çabası yerini muhtelif gayelere bıraktı. Tabii Müslümanın rıza kazanma hedefi değişince, Devlet’in de anlayışı değişti. Gerçi Cumhuriyet ile birlikte Devlet de kimliksiz kalmıştı.

Kimlik nasıl kazandırılmaz?

Ev halkının anlayışı, Devlet anlayışına sirayet eder. Türk halkı siyaseten muhafazakâr ve milliyetçidir. Fakat bu anlayışa sahip yaş aralığı sanırım 45 ve üstünde kaldı. Çocuklarımızın eğitimi için onlara emsal olacak hayatlar süremedik. Onlara emsal olmamamız için ellerinden gelenleri yapanlar oldu ve biz de onların rızasını kazanma çabası içerisine girdik. Kendi nefsimize söz geçiremedik, çocuklarımıza söz geçirsinler diye İmam Hatiplere gönderdik. Fakat orada emsal olmasını beklediğim zihniyet çoktan farklı ‘mecraların’ ellerine geçmişti.

İmam Hatip’e öğrenci gönderdik, Hadis-i Şerifleri reddeden hocalardan hadis dersi, deist hocalardan akaid dersi, ateist hocalardan Kur’an okumasını öğrendiler. Bunlar hangi İmam Hatip’te diye mutlaka soranlar olacaktır. Tedrisat bir bütündür. Parça parça ele alınamaz. Siz Kelam dersinde Allah’ın varlığından bahsederken, Fen Bilgisi dersinde öğretmen evrimden bahsediyorsa çocuk bu ikilemden çıkamaz.

Hadis dersinde hoca hadisleri anlatırken, Akaid dersinde hoca hadisleri reddediyorsa çocuk bu dilemmadan çıkamaz. Kur’an-ı Kerim dersinde hoca çocuklara beddua ederken, Siyer hocası Peygamber’imizin (sav) çocuk sevgisini anlatıyorsa çocuk bu ikilemden çıkamaz. Çıkamadılar da zaten…

Onlara anlatılan her mevzu tartışmalı ve tutarsız. Üstüne bir de hürriyet ve müsâvât gelince… Ebeveynine benzemek istemeyen çocuklar, Muhafazakâr-Milliyetçi kimlikten de rahatsız olmaya başladılar.

‘Biz sizin bildiğiniz Müslümanlardan değiliz’

Çocuklar Allah’ın rızası için değil, ebeveynlerinin rızası için Müslüman kimliğine sahip olduklarından kendilerini ispat için “biz sizin bildiğiniz Müslümanlardan değiliz” savunmasına geçtiler. Siz kimin bildiği Müslümanlar gibisiniz? Şeriat dediğiniz zaman tüyleri diken diken olan, hilafet dediğiniz zaman ‘kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz’ diyen Batı’nın istediği gibi Müslümanlar oldular.

Müslümanlığı sadece “Elhamdülillah Müslümanım” demekten ibaret sanan, zekâttan çalan, namazı eda etmekten imtina eden Müslümanlardan… Emniyet şeridinden giderek polisi görünce şeride girmeye çalışan, yol vermeyene küfreden kimselerden, bunun kul hakkı olduğunu muhakeme etmesini beklemek zannımca saflık olsa gerek. Bunları muhakeme edemeyen Müslümandan, Filistin meselesi dolayısıyla boykot beklemek de öyle.

Çocuklar doğu-batı dilemmasından kurtarılmalı

Savunma sanayiinin millî çalışmalarından nasıl ki gurur duyuyorsak Millî Eğitim Bakanlığı da üzerine düşeni yapmalı ve acilen millî tedrisat meselesini artık çözmelidir. Avrupa müktesebatı dolayısıyla üniversiteler dâhil benzemeye çalıştığımız Avrupa tedrisat sisteminden vazgeçilmeli, çocuklar Doğu-Batı dilemmasından kurtarılmalıdır. Çocukları Doğu-Batı dilemmasından kurtaramadığımız müddetçe “biz sizin bildiğiniz Müslümanlardan değiliz” cümlesi ile itikat eden; kadınlığı tırnak ojelerinde, dudak boyalarında, erkekliği kollarında, bacaklarında dövmeden ibaret sanan Müslüman sayısı hızla artmaya devam edecektir.

Müslümanların bu coğrafyadan umutları var, bizim Müslüman ecdada borcumuz var, bunun için Batı’ya yaren olmaya çalışan Müslümanlıktan, Allah’a kul olmaya çalışan Müslümanlığa ulaşmak duası ile…