Çete işi yeni korona virüsü korku dağlarını devirdi
Sanıldığı kadar ölümcül çıkmayan yeni bir laboratuvar işi salgınla daha karşı karşıyayız. Şimdilik hakında kimse pek bir şey bilmiyor. Bilenler ise sessiz... Adındaki ‘yeni’ ibaresine de aldanmamak gerekiyor. Aslında ne virüs yeni, ne de virüs oyunları... Genetik teknolojisinin gelişmesiyle daha güçlü biyolojik silahlara dönüştürülen virüs, bakteri ve mantarlar, insanlıktan öç almaya çalışan vahşilerin elindeki en etkili korku ve yok etme aracı.
Aslında daha fazlasını yapma imkanına sahipler ve çok kez de denediler de. Ama bir türlü istedikleri başarıyı elde edemiyorlar. Çünkü ölüm sadece virüsler veya hastalıklarla ilişkili bir durum değil. ‘Ölümün önündeki en büyük engelin ecel’ olduğunu herkes bilir. Söylediklerimizin hiçbiri tedbirsiz olunması mânâsına elbette gelmez. Düşmanı tanıyıp, ona göre techiz olmak da İslam’ın bir emri. Gavurdan dost olunmayacağı, şeytanîlerin insanlıkla hesabı olduğu da bildiğimiz bir başka gerçek. Korkunun ecele faydası olmadığını, önemli olanın aklı ve mantığı kullanmak olduğunu görmek zorundayız.
Şimdi size ‘korona virüsü’nün yeni sürümüyle ilgili gelişmelerden kesitler sunacağız. İşte son bir ayın özeti:
Aslında bir biyolojik silah olan Korona virüsü iddiaya göre aslında kuşlar ve memelilerde hastalıklara sebep olan bir virüs.
MERS-CoV ve SARS-CoV. MERS-CoV, yani uzun ismiyle Middle East respiratory syndrome-related coronavirus (Ortaşark solunum sendromu) ilk defa 2012 yılında Suudi Arabistan’da servis edilmişti. Hastalığın develerden geçtiği ileri sürülüyordu. Hiçbir zaman doğrulanamayan bu iddiayı dillendirmek işlerine geliyordu. Yoksa adama “ne halt ediyorsun” diye sorarlardı. SARS-Cov versiyonuna göre daha hafif seyrediyor en azından şimdilik. SARS-Cov ise (uzunadıyla Severe acute respiratory syndrome-related coronavirus. Her iki virüs türü de, bugün yine kaynağı Çin olan ve 2019-nCoV olarak adlandırılan virüsün (uzun adıyla Novel korona virüs yani yeni korona virüs) akrabası olduğu kaydediliyor. Bu akrabalığın hangi laboratuvarda kurulduğundan ise hiç söz edilmiyor.
İşte korona virüs ile ilgili ilk bilgilerin kamuyla paylaşılmasından bu yana yaşanan gelişmeler:
31 Aralık 2019
Dünyayı kasıp kavuran salgınla ilgili kamuya ilk resmi açıklama, geçtiğimiz yılın son gününde yapıldı. Çin’in Wuhan bölgesi Belediye Sağlık Komisyonu bir rapor yayınlayarak “Wuhan’da bilinmeyen bir salgın tespit edildi. Salgının Deniz Ürünleri Pazarı’ndan kaynaklandığı sanılıyor” dedi. Fakat gizemli hastalığın bu pazarda ne işi vardı? Bu soru hâlâ muamma. Ama bir kere virüs yayılmaya başlamıştı.
- 1 Ocak 2020
- Söz konusu ‘balık pazarı’ kapatıldı. İnternette yayınlanan bu pazarla ilgili videolar, pazarın aslında ‘balık pazarı’ olmadığını da gösterdi. Pazarda yarasadan yılana, köpekten fareye kadar her türlü canlı hayvan satılıyordu.
5 Ocak 2020
Bildirilen vak’a sayısı 59’a yükseldi. Dünyayı yeni tip korona virüsü hakkında yavaş yavaş endişeye sevk edecek bilgiler servis edilmeye başlandı.
- 9 Ocak 2020
- Çin Hastalık Kontrol Merkezi, söz konusu 59 vakanın 19’unun yeni bir virüse bağlı olduğunu açıkladı. Böylece zaten var olan ‘Korona virüs’ten farklı bir alt tür olan yeni vürüs resmen tanımlanmış oldu. Yeni virüse 2019-nCov adı verildi. Bu arada virüs nedeniyle kayıtlı ilk ölüm vakasının da 9 Ocak’ta gerçekleştiği duyuruldu.
16 Ocak 2020
Yeni virüs, korku filmlerinde anlatılan biçimiyle yayılıyordu. Beraberinde korku da... Pek çok ülkeden peş peşe vakalar rapor edildi. Tayland ve Japonya virüsün tespit edildiğini ilk duyuran ülkeler oldu.
- 21 Ocak 2020
- Virüs ilk defa kıtaları aştı. ABD, 15 Ocak’ta Wuhan’dan gelen bir kişinin 16 Ocak’ta karantinaya alındığını açıkladı.
23 Ocak 2020
Virüsle ilgili ilk resmi açıklamanın yapılmasının üzerinden 1 ay bile geçmeden vaka sayısı 620’ye, ölü sayısı ise 17’ye ulaştı. Dünya Sağlık Örgütü acil kodla toplandı ancak henüz alarm duruma geçmeye gerek olmadığını açıkladı.
24 Ocak 2020
Çin, 15 milyonluk Wuhan’da sadece bin yataklı özel bir hastane inşaa etmeye başladığını ilan etti. Sadece korona virüs vak’alarının alınacağı hastanenin 3 Şubat’ta hazır olacağı (10 gün içinde) açıklandı. Çin’in bu kararında, hastalığın özellikle diğer hastaların tedavi olduğu hastanelerde hızla yayılması etkili oldu.
Aynı gün 900 kişinin virüsten hasta olduğu, bunlardan 26’sının öldüğü açıklandı. Yani ölüm oranı vaka toplamının yüzde 3’üne yaklaşmıştı.
Türkiye ise ilk tedbirlerini almaya başladı. İstanbul Havalimanı’nda, Çin’den gelen tüm yolcular termal kamera taramasından geçirilmeye başlandı.
25 Ocak 2020
Virüs bu kez Avrupa’nın kapısını çaldı. Fransa, ilk vakayı duyurdu. Öte yandan bir gün önce 26 olan ölü sayısı 41’e yükseldi. Çin, yaklaşık 41 milyon kişinin yaşadığı 13 şehri karantinaya aldı. Şehirlere giriş çıkış yasaklanırken, gıda stoğu için marketler yağmalandı.
- 26 Ocak 2020
- Virüsten etkilenenlerin sayısı 2 bini aştı. Ölü sayısı ise 56 oldu. Dünya Sağlık Örgütü, yeni risk değerlendirmesinde “bölgesel olarak yüksek ancak küresel olarak orta derecede risk var” diyerek yine alarm zillerini çalmaya gerek görmedi.
27 Ocak 2020
Ölü sayısı 80’i aştı. Kayıtlı hasta sayısı ise 2 bin 800 oldu. Bu arada virüsün kuluçka döneminde de yayılabildiği belirlendi. Moğolistan, Çin sınırını kapattı. Fransa ve Almanya, Wuhan’daki vatandaşlarını tahliye etmek için operasyon planı yapan ilk ülkeler oldu. Çin’de başkent Pekin’in de içinde olduğu pek çok şehir ve eyalette okullar kapatıldı. Karantinanın sınırları genişletildi.
28 Ocak 2020
Ölü sayısı artık “100’ün üzerinde” yahut “200’e yakın” şeklinde ifade edilmeye başlandı. Vaka sayısı ise 5 bine yaklaştı. Çin’de tüm okullar ve üniversiteler tatil edildi. Yüzlerce demiryolu hattı ve havalimanı kapatıldı. Pekin, Çinlileri yurtdışına seyahat etmemeye çağırdı. Bu arada hastalığa karşı ilaç ve aşı geliştirilmesi için Çin, ABD, Avustralya ve AB ülkeleri çalışmalarına hız verdi.
- 29 Ocak 2020
- İstanbul Havalimanı’nda termal kamera sayısı iki katına çıkarıldı. Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de virüse rastlanmadığını açıkladı. Avustralya ise virüsü laboratuvar ortamında çoğaltabildiğini açıkladı. Bu arada vaka sayısı 6 bini geçerken ölü sayısı da 132 kişi olarak açılandı.
30 Ocak 2020
Senaryo ve failden, kısaca olup bitenden haberdar olan Dünya Sağlık Örgütü, işte vakti geldi dercesine “Küresel Acil Durum” ilan etti. Acil durum ilanı ülkeleri salgınla mücadele konusunda iş birliği yapmaya ve kaynakları ortak kullanmaya, ayrıca salgının yayıldığı ülkelerin vatandaşlarını sağlık ve hijyen tavsiyelerine uymaya teşvik etmekten başka bir mânâya gelmiyor. Ayrıca bazı şehirler ve bölgeler için seyahat uyarısı yapabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün ülkelerin kamu sağlığı tedbirlerini denetleme yetkisi de bulunuyor. Aynı gün THY, Çin seferlerini 9 Şubat’a kadar iptal ettiğini açıkladı.
31 Ocak 2020
İtalya, yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle 6 ay boyunca OHAL ilan etti. Çin’de vak’a sayısı 10 bin, ölü sayısı ise 213’ yükseldiği açıklandı. Türkiye, virüsün çıkış noktası olan Vuhan’da yaşayan 34 Türk vatandaşı ile 7 Azerbaycan, 7 Gürcü ve 1 Arnavut vatandaşını ülkeye getirmek için harekete geçti. Ayrıca sosyal medyada, İstanbul’daki Çinli bir çocukta virüs tespit edildiği iddiaları ortaya atıldı. Sağlık Bakanı, yaptığı açıklamada çocukta virüse rastlanmadığını duyurdu.
Öte yandan virüsün tespit edildiği ilk günden bugüne kadar Türkiye’ye 11 bin Çinli giriş yaptı.
Dünyanın en büyük maske üreticisi Çin, Türkiye’den 200 milyon maske talep etti. Virüs, Çin dahil 20 ülkede görüldü.
SON DURUM
Yeni tip korona virüsü hakkında henüz kimse hiç bir şey bilmiyor. Bilinen şu; bu virüs nedeniyle Çin kötü günler geçiriyor. İnsanlıktan neler gizlendiğini, hangi oyunların oynandığını, fail veya faillerin kim olduğunu henüz kimse bilmiyor. Bir başka bilinen, medyanın yangına görükle gittiği ve sosyal medyada işlerin çoktan çığırından çıktığı. Bir başka gerçek de dünyaya olanca gücüyle bağlı kimselerin büyük panik yaşadığı. Ölüm korkusunun pek çok kişide virüsten daha tehlikeli neticeler doğurduğu.
Şüphesiz tartışma devam edecek ve nasipse biz de haftaya aydınlandığı kadar gerçekleri aramaya devam edeceğiz.