Ciddi güçler, Tsunami 21 ve Fincen Belgeleri

11 Eylül 2001 saldırılarından sonra kendisiyle yapılan ikinci mülakatta Dr. Koryagina hibrit yapının (Mega grup) Amerika’nın bu saldırı sonucu finansal manada düşmesini beklediğini ve düşmemesine çok şaşırdıklarını ama tekrar saldıracaklarını söylemişti.
11 Eylül 2001 saldırılarından sonra kendisiyle yapılan ikinci mülakatta Dr. Koryagina hibrit yapının (Mega grup) Amerika’nın bu saldırı sonucu finansal manada düşmesini beklediğini ve düşmemesine çok şaşırdıklarını ama tekrar saldıracaklarını söylemişti.

FinCen belgelerini Dr. Koryagina’nın 19 yıl önce kullandığı deyimle “ciddi güçlerin” direnişi olarak görmek zannederiz hata olmayacaktır. Belgelerden gözümüze ilk çarpanları çocukken söylediğimiz bir tekerlemeyle birleştirdiğimizde çıkan sonuç şu oldu. “HSBC yakalamış, JP Morgan ve BAE Merkez Bankası temizlemiş, Barclays pişirmiş, Deutsche ve Standard Chartered yemiş, ciddi güçler de eve gelince “hani bana hani bana” demiş. Fillerin savaşında çok çimenler ezilecek gibi…

Geçen haftaki yazımızda “11 Eylül 2001” saldırılarının yıldönümü vesilesiyle o dönemde Rusya Devlet Başkanı Putin’in danışmanı olan “Dr. Tatiana Koryagina” nın sadece bir kaç ay öncesinden saldırıları haber verdiğini söylemiş ve analizlerinin bir kısmını sütunumuza taşımıştık.

Amerika’ya karşı saldırı planı ile ilgili ne demişti Dr. Koryagina?

“Amerika’ya bu saldırıyı hazırlayanlara karşı ciddi güçler hazırlık halindedirler. “

Yani “tesadüfün” bu kadarı.

Görünüşe göre 11 Eylül 2001 saldırılarının yıldönümünü sadece biz hatırlamamışız.

Daha hâdisenin haftası geçmeden galiba bu “ciddi güçler” tarafından ortaya FinCEN belgeleri dökülüverdi.

Peki nedir bu fıncen belgeleri?

“2016'da Panama Belgeleri'ni, 2017'de Cennet Belgeleri'ni (Paradise Papers) yayınlayan Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ), küresel bankacılık devlerinin karıştığı yolsuzluk, kara para aklama, terör finansmanı, illegal altın ticareti gibi suçları anlatan yeni dosya.”

  • Başka neler aktarmıştık geçen hafta Dr. Koryagina’dan?
  • “Bunu planlayan grubun elinde tuttuğu 300 trilyon dolarla gücünü yasallaştırarak “yeni dünya hükümeti” kurmayı planladığını.”
  • Geçen hafta ortaya dökülen FinCen belgelerinden bir haber:
“İngiliz Bankası HSBC, 2 trilyon dolar para aklanmasında aracı oldu.”

Ama durun daha bitmedi, eş zamanlı haberlerin bu kadarı da diyeceğiniz başka ilginç gelişmelerde oldu.

Bu haber de bizim basınımızdan:

“Türkiye’den kaçırılan 500 milyar dolara ulaşmak için hazırlıklar yapılıyor. MASAK, bir aracı kurumdan İsviçre, Lichtenstein, Man Adası, Şeysel Adaları, Virjin Adaları ve diğer vergi cennetlerine para gönderenlerin listesini aldı. (…) Yurtdışına kaçırılan yaklaşık 500 milyar doların peşine gelecek yılın ocak ayından itibaren düşecek. (…) ABD'ye para kaçırma ve burada farklı paravan şirketler üzerinden para aklamanın önünü kesmek için ABD'de de çalışmalar devam ediyor. “Para Aklamayla Mücadele Yasası” adı verilen tasarının hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratların desteğini aldı ” (14 Eylül 2020)

Dr. Koryagın tespitleri

Resmi birleştirmeden önce Dr. Koryagina’nın 2001 yılı söyleşisinden kalanları da ilave edelim.

  • • 30 yıl gölge ekonomiler ve 10 yıl organize suçlar hakkında araştırmalar yapan biri olarak son zamanlarda dünyada meydana gelen finans krizlerinin birileri tarafından organize edildiğini ya da planlandığını farkettim.
  • • Dünyada ekonomik gelişmeleri, gölge ekonomileri ve organize suçları araştırırken dünya ekonomisini yavaşlatmak ve çökertmek isteyen gölge güçler hipotezi üzerine çalıştım.
  • • Çalışmalarım sonucunda farkettim ki, 19. yüzyılın sonlarından itibaren bazı gizli yapılar dünyada yaşanan çok hızlı ekonomik /endüstriyel gelişmelerin ve büyük artış gösteren dünya nüfusunun gezegene zarar verdiğine inandığı için ekonomileri yavaşlatarak nüfusun azaltılması için çalışmalar yapıyorlar.
  • • Dünyanın iktisadî gelişmesinde uygulanan neo liberal konsept sadece ekonomi amaçlı bir yapı değil, ekonomileri bir organizasyonun kontrolü altında tutma amaçlı bir yapıdır. Oluşturdukları bu iktisadî balonun kaderi patlayarak ekonomileri çökertmesidir ve bu insanların amacı da ekonomileri yavaşlatarak çökertmektir.
  • • Neo liberal ekonomileri uygulayan ülkelerin hepsinin ekonomileri 5-10 sene içerisinde çökmüştür.
  • • Dünya ekonomisini yavaşlatıp çökertmek isteyen bu grupların 11 Eylül’de Amerika’ya saldırmalarının sebebi, bu ülkenin dünyanın en büyük ithalatçısı olmasıdır. Orada yaşanacak ekonomik çöküş bir tsunami dalgası gibi tüm dünyaya yayılacak ve ekonomileri yavaşlatacaktı.

Dr. Koryagina 11 Eylül saldırılarından önce yaptığı bu çalışmasını “Tsunami 21” olarak adlandırmıştır ve bu saldırıların Amerika’nın ekonomik çöküşünü hızlandırmak için yapılmış bir terör saldırısı olduğunu söyler.

Dr. Koryagina 11 Eylül saldırılarından önce yaptığı bu çalışmasını “Tsunami 21” olarak adlandırmıştır ve bu saldırıların Amerika’nın ekonomik çöküşünü hızlandırmak için yapılmış bir terör saldırısı olduğunu söyler.
Dr. Koryagina 11 Eylül saldırılarından önce yaptığı bu çalışmasını “Tsunami 21” olarak adlandırmıştır ve bu saldırıların Amerika’nın ekonomik çöküşünü hızlandırmak için yapılmış bir terör saldırısı olduğunu söyler.

• Herkes, organize suçları ve mafyanın yanında dünyada gizli örgütlerlerin de varolduğunu bilir. Araştırmalarım sırasında 21. yüzyılda bunların, yani gizli finansal oluşumlar, suç/mafya örgütleri ve ezoterik yapıların biraraya gelerek oluşturduğu hibrit bir yapıyı farkettim. En büyük finansal güçlerini sahip oldukları spekülatif bankacılık yapılarından almaktadırlar. Sermayelerini oluşturdukları ana kaynakları ise illegal uyuşturucu, silah, seks ve zaman zamanda organ ticaretidir.

Özetlersek, Rusya devlet başkanı Putin’in o dönemde danışmanlığını yapan Dr. Koryagina bundan tam 19 yıl önce dünyayı yönetme arzusundaki bu yapının ekonomileri yavaşlatıp çökertmeyi, dünya nüfusunu ve 11 Eylül saldırılarıyla Amerika’nın ekonomik çöküşünü başlatmayı amaçladığını söylemektedir.

Korona yıkımı

11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan ve Irak istilaları ile Amerikan ekonomisinin ne hâle getirildiğini bugün hepimiz biliyoruz ve bu durum Amerikan Başkanı Trump’ın ağzından da sıklıkla teyit edilmektedir.

Buna 11 Eylül saldırılarının 20 yıldönümünde Amerika’ya Korona pandemisi ile getirilen ikinci ekonomik yıkım dalgasını ekleyip yine geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan ve başında Jeffrey Epstein’in gözüktüğü “Lolita express” seks/finans karışımı hibrit yapıyı hatırınıza getirin.

  • Dr. Koryagina’nın tespitlerine ilave olarak:
  • • “İktisadî 11 Eylül ve şuur altı hasadı” başlıklı yazımızda Korona meselesinin 11 Eylül’ün devamı olduğunun mesajının bilinçaltınıza verildiğini ve Amerika’nın ekonomik çöküşünü gerçekleştirmeye çalışanlarla buna direnen güçlerin savaş halinde olduğunu,
  • • “Geleceği kurgulayanlar, zamanı donduranlar” başlıklı yazımızda “The Economist” dergisinin 2015 kapağı üzerinden dünyanın hem fizikî hem de ekonomik olarak yavaşlatıldığının 5 sene öncesinden nasıl resmedildiğini,
  • • “Geri sayım” başlıklı yazımızda dünya ekonomisinin yüzde 95’inin, 14 küresel âile şirketi tarafından yönetildiğini, toplam varlıklarının 50 trilyon doların üzerinde olduğunu, birbirleriyle iç içe geçmiş olan bu dev şirketlerin devletler üzerinde kendi lehlerine sürekli yaptırım uyguladığını araştırmacı David Rothkopf’dan iktibas etmiştik.

1318 şirketten oluşan bir şebeke

Yine aynı yazımızda The Network of Global Corporate Control” (Şirketlerin Küresel Denetim Ağı) adlı araştırmaya göre dünyada küresel ölçekte birbirine bağlı olan 1318 şirketten oluşan bir ‘ağ’ bulunduğunu, 2007 verilerine göre söz konusu küresel ağın dünya ekonomisinin toplam cirosunun yüzde 60’ını gerçekleştirmekte olduğunu, bu ağın çekirdeğini ise, “Süper Varlık” olarak adlandırılan 147 şirket oluşturduğunu, bunların dünya ekonomisindeki payının ise yüzde 40 olduğunu vurgulamıştık.

Peki başka neler vurgulamıştık?

“147 şirketin bulunduğu listedeki ilk 49’u bankalar ve finans kuruluşları oluşturuyor: En başta İngiliz Barclays Bank, onu Capital Group Companies takip ediyor. Listede JP Morgan, Goldman Sachs, UBS, Credit Suisse gibi bankalar dikkat çekiyor. Trilyonlarca dolara hükmeden bu şirketler, dünya ekonomisi üzerinde muazzam bir yaptırım gücüne sahipler.”

Yani anlayacağınız Dr. Koryagina’nın bahsettiği yapının bir şekilde zaten hepimiz farkındayız. Belirli sayıda araştırmacılar bu ahtapotun beynini görebilselerde araştırmacıların büyük çoğunluğu ahtapotun kendince yakalayabildiği sadece bir kolunu görmekte ve onu ahtapotun beyni sanmaktadırlar.

Bu yüzden medyamızda sıklıkla arzı endam eden araştırmacılarımız, kendileri de gerçekten inanarak, sizi dünyayı falanca filanca gizli örgütünün/yapının idare ettiğine inandırmaya çalışırlar.

Aslında büyük çoğunluğu ahtapotun sadece değişik kolları ile boğuşmaktadırlar.

İşte büyük resim

Oynanan Korona pandomimi sırasında küçük orta boyutlu işletmeler çöküp iflas ederlerken Amerika’nın en zengin 400 kişisinin serveti 250 milyar Dolar artmış, Amerikan Başkanı Donald Trump’ın serveti 600 milyon dolar azalmış. (Forbes)

Bu 400 kişinin sizce acaba kaç tanesi bu hibrit yapının üyesidir?

Hatta soruyu daha kolay tarafından soralım. Bu 400 kişi içerisinde bu hibrit suç örgütünün üyesi olmayan bir kişi var mıdır?

İşte bu bahsettiğimiz karmaşık hibrit yapının merkezinde bulunan ve en önemli güç odağı olan bankaları vuracak bir operasyon düzenlendi ve FinCen belgeleri basına sızdırıldı.

FinCEN, ABD Hazine Bakanlığı'na bağlı çalışan ABD'deki Mali Suçları Araştırma Ağı'nın (US Financial Crimes Enforcement Network) kısaltması.

Öyle süslü cümlelere gerek yok.

Dünya ticaretinde Amerikan Doları kullanılan her transferi inceleyebilen bu sayede tüm ilişkileri bilen, Amerika’nın büyük finans gözüdür.

88 ülkeden 400'den fazla gazetecinin 16 aylık çalışması sonucu ortaya çıkan FinCEN Dosyaları, 2 bin 500'ün üzerinde dokümandan oluşuyormuş.

FinCEN belgeleri, yaklaşık 2 trilyon dolarlık para transferini kapsıyormuş ki Dr Koryagina’nın bahsettiği hibrit yapının elinde tuttuğu 300 trilyon Doları düşününce buna sadece devede kulak diyebiliriz.

Üstelik sızan belgeler 2000-2017 döneminde bankalar tarafından yapılan raporlamalarının sadece küçük bir bölümü imiş.

Sızdırılan belgelerde seçilen tarih aralığı dikkatinizi çekmiş olmalı.

“11 Eylül 2001 saldırısının hemen öncesinden başlayıp Trump’ın göreve geldiği ilk yıllara kadar” ki bölümün bir kısmını kapsıyor.

Ekim sürprizi

Anlayacağınız birileri bu hibrit yapıya bir şeylerin sadece ucunu göstermiş durumda.

İsterseniz buna “Ekim sürprizi” de diyebilirsiniz.

Hani şu 4 yılda bir Kasım ayında yapılan Amerikan Başkanlık seçimlerinin hemen öncesindeki ay olan Ekim’de yaşanan ve seçimin sonuçlarını etkileme potansiyeli olan “beklenmedik” hâdiselere adını veren ve önceki yazılarımızda her an beklediğimizi vurguladığımız hâdise.

11 Eylül 2001 saldırılarından sonra kendisiyle yapılan ikinci mülakatta Dr. Koryagina hibrit yapının (Mega grup) Amerika’nın bu saldırı sonucu finansal manada düşmesini beklediğini ve düşmemesine çok şaşırdıklarını ama tekrar saldıracaklarını söylemişti.

Muhtemelen o saldırı şu an Amerika merkezli olarak tüm dünyada Korona ile yaşanıyor ya da test ediliyor diyelim.

Tedarik zincirleri kırıldı, ekonomiler çöktü, dünyanın adeta dönüşü yavaşladı.

FinCen belgelerini Dr. Koryagina’nın 19 yıl önce kullandığı deyimle “ciddi güçlerin” direnişi olarak görmek zannederiz hata olmayacaktır.

Belgelerden gözümüze ilk çarpanları çocukken söylediğimiz bir tekerlemeyle birleştirdiğimizde çıkan sonuç şu oldu.

“HSBC yakalamış, JP Morgan ve BAE Merkez Bankası temizlemiş, Barclays pişirmiş, Deutsche ve Standard Chartered yemiş, ciddi güçler de eve gelince “hani bana hani bana” demiş.

Fillerin savaşında çok çimenler ezilecek gibi…