Çin’in “bir kuşak bir yol”una Hindistan alternatifi Avrupa’ya İsrail üzerinden Türkiye’siz bir rota

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 9 Eylül 2023’te Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de gerçekleşen G20 zirvesine katıldı ve IMEC projesinin henüz imzası kurumadan sıcağı sıcağına zirveyi izleyen basın mensuplarına tepkisini ifade ederek "Türkiye olmadan koridor olmaz diyoruz. Türkiye önemli bir üretim ve ticaret üssü. Doğudan batıya giden trafik için en uygun hat Türkiye'den geçmek zorunda" dedi.
Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesi küresel planda ABD’yi ve Hindistan gibi Asya’daki devasa bir rakibi tabir yerindeyse “tek ayak üzerinde” yakalamış ve binlerce yıldır doğu-batı ticaretinin ana damarı olarak bilinen “İpek Yolu”nun yeniden ihyası olarak ticaret savaşlarının âdeta pimini çekmişti. “Drink Coca Cola” sloganıyla özetlenen ve dünyanın her yerine sinen Amerikan ticari hegemonyası ilk kez ciddi bir rakiple sınanmaya başlamıştı.
“Yumuşak güç” olarak bilinen ticari hegemonyanın belli bir seviyeyi aşınca “hard güce” evrilmesiyse eşyanın tabiatıydı. Nitekim Coca Cola’nın girdiği birçok ülkede Amerikan üslerinin bulunması hiç de tesadüf değildi. Sovyetler yıkıldıktan hemen sonra Coca Cola’nın fabrikalar kurmaya başladığı eski Demirperde ülkelerinin yıllar sonra Amerika’nın başını çektiği askeri ittifak NATO’ya katılması nasıl bir tesadüf değilse, Afrika kıtasında Amerikan ticari hegemonyasını kıran ve üstünlüğü ele geçiren Çin’in yurtdışındaki ilk askeri üssünü Afrika boynuzundaki Cibuti’de konuşlandırması da bir tesadüf değildi.

Gwadar hamlesi küresel denklemi değiştirdi
Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin küresel planda ABD’yi ürküttüğü kadar Asya’daki rakibi Hindistan’ı da ürküttüğünü söylemiştik. Çin bu bağlamda rakiplerini dehşete düşürecek bir iş yaptı ve Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) projesini duyurdu. Proje kapsamında Pakistan’ın Umman denizine açılan Gwadar limanını merkez alan yeni bir konsept geliştiren Çin, Gwadar havaalanı için 230 milyon dolarlık krediyi hibeye dönüştürmekle kalmadı, Gwadar limanını Pakistan sahil yoluna entegre edecek otoyol projesi için de 140 milyon dolarlık krediyi faizsiz olarak verdi.
CPEC projesi, Çin işgalindeki Doğu Türkistan topraklarından başlayıp Pakistan’ı boydan boya geçerek Gwadar ve Karaçi limanlarıyla Çin’i petrol güzergâhı olarak bilinen Hürmüz Boğazı’na ve Hint okyanusuna bağlıyor ve bu mânâda “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin mühim bir bileşeni. Proje kapsamındaki otoyollar, liman ve serbest bölge yatırımlarının toplam maliyetinin 2025 yılı itibariyle 65 milyar doları bulduğu açıklandı. Proje kapsamında Pakistan’da 29 endüstri şehri kurulacağını ayrıca not edelim. CPEC projesiyle Pakistan, Çin ürünlerinin dünyaya açılmasında lojistik bir üs hâline gelecek, kilit bir rol oynayacak.
Projenin Çin açısından önemi, Malakka Boğazı'na alternatif olması. Malezya ile Endonezya arasındaki Malakka Boğazı, dünya ticaret hacminin yüzde 25’ine sahip. Ayrıca Çin’in petrol ithalatının yüzde 85’i buradan geçmek zorunda. CPEC projesiyle ihracat-ithalat yolu yarı yarıya kısalmakla kalmıyor, aynı zamanda Çin açısından yıllık en az 10 milyar dolarlık bir lojistik tasarrufu sağlanıyor. Bu, Çin mallarının dünyaya daha rekabetçi bir fiyatla satılması mânâsına geliyor. Pakistan’ın ise diğer gelirler bir yana sadece otoyol gelirlerinden yılda 5 milyar dolar kazanç sağlayacağı söyleniyor.
Çabahar Gwadar’a karşı

Çin’in Pakistan’daki hamlesine Hindistan kayıtsız kalmadı ve 13 Mayıs 2024’te Gwadar limanının adeta ikizi sayılan İran’ın Çabahar limanını 10 yıllığına işletmek üzere Tahran yönetimiyle anlaştı. Bu, Hindistan açısından yıllardır üzerinde çalıştığı ama bir türlü kotaramadığı işin nihayet mutlu sonla bitmesi demekti. Anlaşmanın hemen ardından Hindistan Başbakanı Modi’nin ofisinden yapılan açıklamada “Ortadoğu ülkeleriyle stratejik bağların daha da güçleneceği” açıklaması yapıldı. Çin-Pakistan ittifakıyla nefesi daralan Hindistan, İran sayesinde tekrar nefes almaya başladı diyebiliriz.
Çabahar limanı, petrol güzergâhı Hürmüz Boğazı’na Gwadar’dan daha yakın, dolayısıyla Körfez ülkeleri ve bilhassa BAE ile çok yakın ilişkiler kuran Hindistan açısından önemi büyük. Diğer yandan Hindistan, İran üzerinden Orta Asya’ya ve Afganistan’a daha rahat ulaşabilecek. Afganistan’ın hububat ihtiyacını Hindistan’ın karşıladığı biliniyor.
Bir diğer husus ise yeni bir enerji koridorunun gündeme gelmesi. Hindistan’ın İran'ın Çabahar limanıyla Mumbai Limanı arasında yeni bir boru hattı kurmayı planladığı, bu hat üzerinden Orta Asya ile Ortadoğu enerji hatlarını birbirine bağlamayı düşündüğü söyleniyor.
Asıl hamle Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru
Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesine asıl cevap ise Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru olarak açılımı yapılan IMEC projesi oldu. 9 Eylül 2023'te Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yapılan G20 Zirvesi’nde ev sahibi Hindistan ile ABD, BAE, Suudi Arabistan, Fransa, Almanya, İtalya ve AB yetkilileri tarafından imzalanan projenin akıl babasının BAE lideri olduğunu Modi’nin, “Bin Zayed olmasa bu proje gün yüzü göremezdi” cümlesinden öğreniyoruz.

İşte bu noktada şu soru gündeme geliyor: 22 Haziran 2024’te Irak’ın Fav limanını Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlayacak olan Kalkınma Yolu projesinin dörtlü mutabakat zaptını imzalamak üzere Enerji ve Altyapı Bakanı Süheyl Muhammed el-Mezrui’yi Bağdat’a gönderip kendisi Erdoğan ile defalarca görüşen Bin Zayed ikili mi oynuyor?
Neden derseniz, IMEC Hindistan’dan deniz yoluyla BAE’ye varıp oradan kara yoluyla Suudi Arabistan ve İsrail’e ulaşıyor, oradan da Akdeniz yoluyla Yunanistan üzerinden Avrupa'ya açılıyor. Dolayısıyla bizzat BAE’nin imza attığı Türkiye-Irak arasındaki Kalkınma Yolu’nu by-pass etmekle kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’yi denklem dışı bırakıp, İsrail ve Yunanistan’ı projenin kilit ülkeleri olarak öne çıkarıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan projeye tepkisini gösterdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 9 Eylül 2023’te Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de gerçekleşen G20 zirvesine katılmış ve IMEC projesinin henüz imzası kurumadan sıcağı sıcağına zirveyi izleyen basın mensuplarına tepkisini ifade ederek "Türkiye olmadan koridor olmaz diyoruz. Türkiye önemli bir üretim ve ticaret üssü. Doğudan batıya giden trafik için en uygun hat Türkiye'den geçmek zorunda" demişti.
Türkiye-Irak Kalkınma Yolu’na imza atan BAE’nin aynı zamanda bu projeyi akim bırakmaya çalışan IMEC’in de faal bir şekilde içinde yer almasını Türkiye not etmeli ve BAE ile ilişkilerde mühim bir parametre olarak göz önünde bulundurmalı. Bu bağlamda BAE’nin Türkiye’nin KAAN savaş uçağı gibi son derece kritik ehemmiyete sahip stratejik projelerinde yer alma girişimleri bu parametre dikkate alınarak reddedilmeli. BAE, Türkiye’nin kozmik odasına kesinlikle buyur edilmemeli.

Bin Zayed neyse Bin Selman da aynısı
Sadece Türkiye’nin değil bütün Arap dünyasının menfaatine gelişen Türkiye-Irak Kalkınma Yolu projesini desteklemek yerine Hindistan, israil ve Yunanistan gibi Türk ve İslam düşmanı ülkelere menfaat sağlayan IMEC projesine Suudi Arabistan’ın da tıpkı BAE gibi iştahla sarılması size şaşırtıcı gelmiş midir acaba?
IMEC projesi duyurulduktan bir hafta sonra Suudi Veliaht Prensi Bin Selman’ın yıllar sonra bir Amerikan televizyonuna çıkıp beyanat verdiğini ve Fox TV’ye şöyle konuştuğunu hep birlikte not edelim:
"Bu proje, Hindistan'dan Avrupa'ya malların ulaşma süresini üç ila altı gün kısaltacak. Bu da zamandan ve paradan tasarruf sağlayacak, daha güvenli ve daha verimli olacak. Bu proje sadece ticârî malları taşımakla, demiryolları ve limanlar inşa etmekle ilgili değil. Avrupa, Ortadoğu ve Hindistan'a fayda sağlayacak enerji şebekelerini, veri kablolarını ve diğer bütün şeyleri birbirine bağlamakla ilgili. Hem bizim için hem de Avrupa ve Hindistan için büyük bir hâdise."