Düşman füzesine NAZAR değecek

Erbakan'ın bahsettiği silah gerçek oldu.
Erbakan'ın bahsettiği silah gerçek oldu.

16 yıl önce donanmada bir grup subay, keskin nişancı tüfeği dürbünleri ve denizaltı periskopunu uzaktan tespit etmek için bir proje tasarladı. Projenin çok kritik teknolojilere kapı açacağını, 2023 yılında Türkiye'nin 'lazer taarruz silahı'nda dünyanın ilk 3 ülkesinden biri olacağını o subaylar şüphesiz ki tahmin edemezdi.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda bir grup subayın 16 yıl önceki beyin fırtınası, Türk ordusunun benzersiz bir yeteneğe kavuşmasını sağladı. Donanma bünyesindeki ARMERKOM biriminde (Araştırma Merkezi Komutanlığı) çalışan denizciler, 2007 yılında LAPTES adında bir projeyi ortaya attı.

Lazerle Parıltı Tespit Sistemi'nin kısaltmasından oluşan LAPTES, arazide gizlenmiş ve çıplak gözle farkedilmesi mümkün olmayan keskin nişancı tüfeklerinin dürbününü 'lazer parıltısı' ile bulmayı hedefliyordu.

Sistem aynı zamanda denizaltıların su yüzeyini gözetlemekte kullandığı periskopu yukarı çıktığı anda fark edebilecekti.

Aradan beş yıl geçti. Mühendisler böyle bir lazer tespit sistemi tasarlayıp îmâl edebilmek için geceli gündüzlü çalışmış ve projeyi başarmıştı.

2012 yılına gelindiğinde ARMERKOM ekibinin masasında, ulaşılan yeni seviyeyi bir üst noktaya taşıyacak kritik bir dosya vardı artık. Donanma kurmayları bir gemi savar füzesine ilk kez 'lazer tabanlı elektronik taarruz' (ET) saldırısının talimatını vermişti.

Buna göre su yüzeyine yakın bir irtifada gemiye doğru uçan son derece tehlikeli bir seyir füzesine, lazer sistemiyle aldatma/karıştırma denemesi yapılacak ve füzenin elektro-optik sensörleri köreltilecekti.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün Türkiye'yi silahlı işgal denemesinde bulunacağı 2016 yılı yaklaşırken vatansever mühendisler bu projeyi de başardı: Güdümlü füzelerin elektro-optik algılayıcıları lazerle tespit edildikten sonra elektronik taarruzla bertaraf edilebiliyordu.

Şüphesiz ki böyle bir yetenek harp sahasında yeni kapılar açıyordu. Akıllarda ise millî sanayi hamlesinin öncüsü, 28 Şubat'ta boncuk boncuk terletilmiş merhum Başbakan Necmettin Erbakan'a ait şu sözler vardı:

"Adamın 40 tane uçak gemisi var. Ben de yapayım desen yaptırmıyorlar. Seni gelip bombalayacak. Kaldı ki sen 40 tane yaparken o 80 tane daha yapacak. E ne yapacaksın?

Cenâb-ı Allah, Rahman ve Rahîm. Şimdi o geminin üzerinde öyle bir manyetik alan oluşturursun ki, füze fırlatmak için emir veren komutanın sesini o subay duyamaz.

Ayrıca onun atmış olduğu füzeyi havada yakalarsın; elektronik kumandayla geri çevirir, onu atan geminin üzerinde parçalarsın. Teknoloji, Allah'ın rahmeti ve bir fırsattır. Bunu yaptığın zaman senin uçak gemisi yapmana lüzum bile kalmaz. Bu noktada artık düşman uçak gemileri senin sayılır; nasıl olsa attığı bütün mermiler kafasında patlayacak."

Denizde ve karada oyunu bütünüyle değiştirebilme potansiyeline sahip bu teknolojinin bütünleşik halde tek platformda hazırlanması için 2016 yılında yeni bir karar verildi. ARMERKOM ve Savunma Sanayii Başkanlığı, sistemin geliştirilmesi ve kullanılacağı yere göre birkaç farklı modelin üretimi konusunda METEKSAN'ı görevlendirdi.

Sürecin başından beri bu kritik projede görev almış mühendisleri bünyesinde toplayan şirket, 5 yıllık bir çalışma sonunda imâl ettikleri platforma NAZAR adını vererek, bunu 2021 IDEF'te kamuoyuna açıkladı.

NAZAR Lazer Elektronik Harp Sistemi.
NAZAR Lazer Elektronik Harp Sistemi.

Bu silahın nasıl çalıştığını, METEKSAN Savunma Genel Müdür Yardımcısı Özgür Cankara şöyle anlatıyor:

"Bir füze sistemi hayâl edelim. Bu füze bir tehdit olarak platformumuza doğru geliyor. NAZAR, öncelikle doğru dalga boyunda bir lazer kaynağı ile bu füzeyi aydınlatıyor. Aydınlattığı sırada füzenin arayıcı başlığında 'kedigözü parlaması' dediğimiz bir yansıma oluşuyor.

Biz onu çıplak gözle göremiyoruz ama NAZAR Sistemi'nin kameraları bu parlamayı fark ediyor ve takip etmeye başlıyor. Takip ederken de doğru modülasyonda yönlendirilmiş bir lazer ışınını arayıcı başlığa doğru yönlendiriyor. Bu sırada arayıcı başlık körleşiyor, hedefini göremez hâle geliyor ve artık füze hedefe değil, bambaşka bir yere doğru yönleniyor. Dolayısıyla bulunduğumuz hedef, platform için bir tehdit olmaktan çıkıyor.

Nazar Sistemi lazer teknolojilerini kullandığı için söz konusu füzeler şu anda bu tür teknolojilere karşı çok dirençsiz. Bu yüzden de Nazar Sistemi'nin etkisi oldukça yüksek olacak. Diğer yandan çok maliyet, etkin bir sistem, çünkü sadece lazer ışığı kullanıyor bu tür operasyonlar için..."

Karada konuşlandırılmak üzere hazırlanan taşınabilir NAZAR'ın; deniz ve hava üsleri, ileri muharebe karargâhları, aynı zamanda rafineri, baraj, nükleer santral gibi kritik tesislerin korunmasında kullanılacağı ifade edildi. Ancak geçtiğimiz günlerde TCG GÖKOVA fırkateyninde yaşanan gelişme, NAZAR'ın sadece karadaki tesisleri değil, bundan böyle savaş gemilerini koruma amacıyla da görevde olacağını ortaya koydu.

Gemilerin deniz dalgalarıyla boğuştuğu bir ortamda kendisine yönelen füzeyi kilometrelerce uzaktan tespit ederek onu takibe alıp, nokta hassasiyetle lazer ışınlarına tâbî tutmayı hedefleyen NAZAR DENİZ, GÖKOVA fırkateyninin ardından Türk donanmasındaki diğer savaş gemilerinin de standart donanımlarından biri olacak.
Gemilerin deniz dalgalarıyla boğuştuğu bir ortamda kendisine yönelen füzeyi kilometrelerce uzaktan tespit ederek onu takibe alıp, nokta hassasiyetle lazer ışınlarına tâbî tutmayı hedefleyen NAZAR DENİZ, GÖKOVA fırkateyninin ardından Türk donanmasındaki diğer savaş gemilerinin de standart donanımlarından biri olacak.

Gemilerin deniz dalgalarıyla boğuştuğu bir ortamda kendisine yönelen füzeyi kilometrelerce uzaktan tespit ederek onu takibe alıp, nokta hassasiyetle lazer ışınlarına tâbî tutmayı hedefleyen NAZAR DENİZ, GÖKOVA fırkateyninin ardından Türk donanmasındaki diğer savaş gemilerinin de standart donanımlarından biri olacak.

Bu öyle bir 'standart' donanım ki, Türkiye'yi ABD ve Çin'le birlikte dünyanın ilk üç ülkesinden biri olma konumuna taşıdı. Bir savaş durumunda gemilerin bekâ kabiliyetini önemli ölçüde artıracak NAZAR; ABD, Avrupa ve Rusya menşeili o çok ünlü seyir füzelerini işe yaramaz hâle getirebilir.

İnanılmaz ama evet artık böyle bir ihtimâlimiz var.

Şimdi sıra Erbakan'ın bahsettiği bir sonraki hedefi başarmaya geldi: Lazer atışlarıyla körleştirilen füzenin kontrolünü ele alıp, onu ateşleyenin üzerine göndermek...

  • Ve 18 Mart geldi, o uçakları herkes gördü
  • Türklerin teknolojide gerileme dönemi sona erdi. 18 Mart 2023 tarihi, asırlardır süren uykudan uyanışın somut resmi oldu.
  • Teknolojide asırlardır geri giden Türklerin yeniden yükseliş dönemine girdiğinin somut biçimde ilân edildiği tarih 18 Mart 2023 oldu. Milli Muharip Uçak (MMU), HÜRJET ve ANKA-3 motor çalıştırıp, TUSAŞ pistlerinde boy gösterdi. Ne var ki, hangardan çıkış töreni için en az iki yıl öncesinden planlanmış etkinlikler 6 Şubat deprem felaketi nedeniyle yapılamadı. Uçakların taksi testlerine ilişkin sosyal medyada yayınlanan görüntülerini milyonlar buruk bir tebessümle evlerinde alkışladı.
  • İnsansız uçak ANKA-3 piste çıktı
  • Kanatlarının altında her kılığa giren ŞİMŞEK, mühimmatı takılı olduğu halde pistte gördüğümüz insansız uçak ANKA-3 yakında semalarda boy gösterecek. Saatte 800 kilometre hıza ulaşması beklenen ANKA-3, iki bin kilometreyi aşan bir menzilde 'derin harekâtların' icrasında kullanılacak.
  • ANKA-3.
  • Hava-yer görevi doğrultusunda tasarlanan insansız uçak radarda neredeyse görünmüyor. Bu özelliğiyle düşman bölgede stratejik hedeflere gizlice yaklaşmak için Türk Silahlı Kuvvetleri'nin elindeki önemli aygıtlardan biri olacak. Yakın bir gelecekte, düzinelerce ANKA-3'e, yine düzinelerce KIZILELMA'nın eşlik ettiği günleri göreceğiz.
  • Akrobat HÜRJET göz kamaştırdı
  • 12 kilometre irtifaya bir dakikada tırmanan akrobasi uçağı HÜRJET, dünya hafif taarruz uçak pazarını hareketlendirmeye aday görünüyor. HÜRJET her şeyiyle tastamam halde hangardan çıktı, motor çalıştırdı ve sorunsuz biçimde yürüdüğünü kanıtladı. 2 bin 200 kilometre menzile saatte 1700 kilometre hızla ulaşmayı planlayan HÜRJET, aynı zamanda TCG ANADOLU gemisinde de konuşlanacak. Türk Hava Kuvvetleri'nin 16 tane birden sipariş verdiği milli HÜRJET, uçuş testlerine çok yakında başlıyor.
  • HÜRJET.
  • Bu ülkenin tapusu: Milli Muhârip Uçak
  • Tasarımı, inşası, emeği geçen mühendisleri ve Türkiye'ye yaşattığı heyecanla romanları, filmleri hak eden Milli Muharip Uçak (MMU), yapılmış olduğuna inanmayanları 18 Mart 2023 günü bir kez daha hüsrana uğrattı. Daha önce TUSAŞ tesislerinin içinden görüntüsü paylaşılan savaş uçağı, bu kez pistte oldukça 'yakışıklı' hâliyle her kesimden insanın kalbine girmeyi başardı. Nitekim artık Türkiye'nin de F-35 yahut F-22 ayarında bir uçağı vardır.
  • Bu yılsonuna kadar ilk uçuşunu yapması planlanan MMU, gelecekte Türkiye'nin kaderine etki edecek en önemli savaş platformu durumunda. Blok-0 denilen ilk 3 MMU'nun testleri tamamlandıktan sonra 2028 itibariyle uçağın Blok-1 seviyesinde seri üretimine geçilecek. Uçak motorunun TRMotor-TEI ortaklığında üretimi başarılınca '5. nesil' hüviyetine tam anlamıyla ulaşacak MMU, hem hava-hava hem de hava-yer görevlerini icrâ edecek. Havacılığın kurtuluş savaşı olarak görülen MMU, bunu yaparken tepeden tırnağa millî mühimmatlar kullanacak. Çift motorlu uçağın 1,8 Mach (2200 km/saat) hıza ulaşması planlanıyor.