En başından beri mazlumların sesi olmayı başardı

'Büyük Doğu’dan sonra mevcut yayın dünyasını sarsan ve okuyucu beklentilerini ciddi bir şekilde yükselten bir mecraydı.'
'Büyük Doğu’dan sonra mevcut yayın dünyasını sarsan ve okuyucu beklentilerini ciddi bir şekilde yükselten bir mecraydı.'

Üstünden yirmi yıl geçse de Gerçek Hayat’ın ilk sayılarının çıktığı günleri hatırlıyorum. 2000 yılında Eskişehir İletişim’de öğrenciydim. Bir edebiyat sever ve iletişim öğrencisi olmak dışında o yıllarda yazdıklarını yayınlamaya başlayan genç bir kalem olarak neredeyse üzerinde harf gördüğümüz her yayını okumaya çalışıyorduk.

Böyle bir ortamda Hakan Albayrak, Gökhan Özcan ve Murat Menteş gibi sevdiğimiz ve önemsediğimiz kişilerin bir araya gelip yeni bir cephe açmaları başlı başına heyecan vericiydi. Adalet ve hakkaniyet kaygısıyla somutlaşan Hakan Albayrak’ın, vicdan ve merhametimizin latif sesi Gökhan Özcan’ın, zeka ve üslubun matrak şubesi Murat Menteş’in çıkardığı bir dergi olması kıymetini daha da artırıyordu. Derginin dördüncü atlısı ise Murat Zelan’dı.

GENÇLER TARAFINDAN BEĞENİLDİ

Mesele ve havadislerin İslâmî bir bilinç ve yaklaşımla ele alındığı, kültür-sanatın bir çeşniden ibaret kalmadığı, düşünce yazılarının aktüel dosyaların gerisinden gelmediği, röportajların dolu dolu olduğu yeni bir tarz getirmişti Gerçek Hayat. Bu tarz ise özellikle gençler tarafından beğenilip benimsenmişti. Bu anlamda Büyük Doğu’dan sonra mevcut yayın dünyasını sarsan ve okuyucu beklentilerini ciddi bir şekilde yükselten bir mecraydı.

En başından beri mazlumların sesi olmaya adaydı Gerçek Hayat, bunu da başardı.