FETÖ, masonlara nasıl operasyon yaptı?

Masonlar.
Masonlar.

Devlet kurumlarından dindar çevrelere, Kemalistlerden LGBT’cilere, solculardan liberallere, medyadan iş dünyasına, askerden polise, siyasetten mason localarına dek her yere hâkim olmaya çalışan masonik terör örgütü FETÖ, mensubu olduğu mason localarına da operasyon çekmekteydi.

Masonlara yönelik mesajlar genellikle FETÖ’nün haftalık haber dergisi Aksiyon eliyle veriliyordu. Masonlarla ilgili haberler genellikle firari Ahmet Dönmez imzasıyla çıkıyordu. Bir başka firari FETÖ’cü Faruk Mercan ise 03.04.2006 tarihli Aksiyon dergisinin 591. sayısında “Masonların iç savaşı” başlıklı, bir haber dergisi açısından son derece uzun sayılabilecek 10 sayfalık mesaj mahiyetli analiz yayınlamıştı.

Yazının konusu 2003-2005 yılları arasında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasının eski büyük üstadı ve daha sonra suçlamalardan berat eden Kaya Paşakay’a yönelik 7 milyon dolarlık yolsuzluk ithamıydı ve locadan yapılan ihraçlardı.

Locadan ihraç edilenler sıradan bir üye değil, bir önceki üstadı azamı olan Kaya Paşakay ile eski genel sekreter Koray Darga ve eski Hazine Emiri (sayman) Prof. Sait Sevgener’di. Mason Paşakay, Enver Paşa’nın amcası Halil Kut’un torunu bir diplomattı ve locanın tepesine tırmanmış bir kişiydi. Paşakay, 11 Ocak 2005 tarihinde mason arkadaşları Asım Akin, Harun Kuzgun ve Murat Çim ile beraber Çankaya Köşkü’nde Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret etmişti. Sezer o heyete masonluğa çok olumlu baktığını ve masonik prensipler sebebiyle masonların çok özel bir konuma sahip olduklarını belirtmişti. Hatta Sezer, “Sizi ülkemizde Atatürkçülüğün, laikliğin koruyucusu ve teminatı olarak görüyorum ve bundan büyük mutluluk duyuyorum” demişti. Mason üstadının kızı Ahu, 1995 yılında güzellik yarışmasında 4. gelmiş, sonra intihar ettiği açıklanmıştı. Aralarında Paşakay’ın da olduğu üç genç kızın intiharında mason Adnan Oktar suç örgütünün sorumlu olduğu ortaya çıktı.

"Bu hadisede bilinmeyen meseleler var"


Kaya Paşakay’dan sonra o tarihte 14 bin üyesi olan Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasının üstatlığına 2006’da Asım Akin getirilir. St. Joseph Lisesi kökenli ve Çapa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim dalında görev yapan Prof. Akin, selefi Paşakay’ı, locanın 7 milyon dolarını iç etmekle suçlayarak 17 Aralık 2005 tarihinde (17 Aralık tarihi de ilginç) masonluktan ihraç eder.

O günlerde Aytunç Altındal’ın Gerçek Hayat dergisine verdiği mülakatta “Bizim Masonlar üfürükten, dandik masonlar. Sadece emir kulları. Avrupa’dakiler, Amerika’dakiler ‘şöyle şöyle yapacaksınız’ diyor, bizimkiler de onu yapıyor. Türkiye’de ‘Kelebek Sevenler Derneği’ kursanız, orada bir suistimal olsa derhal Cumhuriyet Savcıları el koyar. Sokakta kestane satan adama ‘Gel buraya, sen vergini verdin mi’ diyor bu devlet. Burada bedeli 7 milyon dolar olduğu öne sürülen bir suiistimal var. Cumhuriyet Savcıları niye üstüne gitmiyor, belli değil…” diyerek eleştirdiği mesele hakkında geçtiğimiz haftalarda (Nisan 2020) vefat eden “Cumhuriyet Dönemi Masonlar” kitabının yazarı Orhan Koloğlu da bu meseledeki garipliği şu cümlelerle dile getiriyordu:

  • “Gayet açık söyleyeyim. Bu hâdisede tam bilmediğim bir şey var. Mason kurumları kendi iç yapılarındaki olayları, daima kendi içlerinde kapatmışlardır. Bu olayda şaşırtıcı olan husus bu. Bir büyük üstad diğer büyük üstadı hemen suçluyor. Bu masonluğun kendi yapısına uymuyor. Bu tür bir açığa çıkma olayının bir sebebi olması lazım. Bunun araştırılması gerekir. Çünkü Mason geleneklerinde sadece siyasi çekişmeler açığa çıkıyor. Siyasi değilse masonluğu damgalattırmamak için şimdiye kadar daima kendi içlerinde kapatırlardı. O zaman nedir bu açığa çıkmanın sebebi? Henüz bilmediğimi ben de itiraf edeyim.”

Masonlar Türkiye'deki başörtüsü yasağıyla birebir ilgilendi

Gazetecilerin, Altındal’ın ve Koloğlu’nun da dediği gibi bu işte bir gariplik vardı. Ama neydi? Aslında mesele sonradan anlaşılmıştır ki, FETÖ’nün locaları da yönetme meselesinden başka bir şey değildir. Zira o tarihte süreci çok iyi takip eden gazeteciler, bunun baş terörist Gülen’in locaları da ele geçirmesine itiraz edenlere yönelik bir sindirme operasyonu olduğunu dile getiriyorlar.

FETÖ’cü Faruk Mercan ise o uzun makalesinde şunları yazar: “Dört ay öncesine kadar Türkiye’deki 14 bin masonun büyük üstadı olan Kaya Paşakay’ın 7 milyon dolarlık yolsuzluk iddiasıyla yeni büyük üstad tarafından ihraç edilmesi, Türk masonları arasında iç savaş başlattı. Dört ay öncesine kadar Türkiye’deki 14 bin masonun büyük üstadı olan Kaya Paşakay, “Neden ihraç edildiniz?” sorumuza işte bu cevabı veriyor. Oysa eski büyük üstad Paşakay’ı ihraç eden yeni büyük üstad Asım Akin’e göre sebep gayet basit: “Masonik ilkelere aykırı davranışları sebebiyle masonlukla ilişkisi kesildi.”

Masonlukta 32. dereceye kadar yükselen, İstanbul cemiyet hayatının renkli isimlerinden Doktor Seyfi Basa’nın tam dört yıl önce Aksiyon’a yaptığı açıklama ile izah etmek mümkündü. Türkiye’de masonluğun esaslarını iyi bilenlerden biri olduğunu özellikle vurgulayan Seyfi Basa, “Masonluk da bozuldu. Orada da insan ilişkileri bozuldu” demişti. Bu çerçevede dile getirilen en güçlü tez, Türk masonları arasında “ulusalcılar” ile “evrenselciler” çatışmasının yaşandığı.

Masonlar Türkiye’deki türban yasağı ile doğrudan ilgiliydi. Nitekim bir süre önce de Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erdoğan Teziç, “kutsal gerçek” deyimini kullanmıştı. Anayasa Mahkemesi başkanı seçilen Mustafa Bumin, yasaktan yana tavır alınca Teziç, “Başkan kutsal gerçeği dile getirdi” demişti ve “kutsal gerçek” masonik bir deyimdi.

Türban yasağı ile masonları ilişkilendiren bir diğer gelişme, Fransa’nın en büyük Mason topluluğu “Grand Orient de France’ın büyük üstadı Jean-Michel Quillardet’ın, geçtiğimiz yılın aralık ayında Milliyet’e yaptığı açıklamaydı. Paris’te düzenlenen “laiklik” konulu toplantıya Türkiye’den Mason Locası büyük üstadlarından Hüseyin Özgen’i konuşmacı olarak davet etmelerinin sebeplerini açıklayan Fransız mason üstadı şunları söylemekteydi: “Öncelikle Türkiye’de önemli bir laiklik geleneği var. Yine Türkiye’de önemli bir masonik gelenek var ki bu gelenek Cumhuriyet rejimi ve laik rejimin kuruluşunda önemli rol oynamıştır. Ayrıca bu yıl Fransa’da Türkiye’nin AB üyeliği çok tartışıldı. Biz de Masonlar aracılığıyla Türkiye’nin kendisini bu konuda anlatabileceğini düşündük.” Fransız mason üstadına göre, Türkiye’de laikliğin tehdit altında olması durumunda, laikler ve demokratlar harekete geçecekti. Haberdeki dikkat çekici bir diğer vurgu, “Fransız masonlar, başörtüsü yasağının sadece ortaöğrenim kurumlarında değil, üniversite ve özel okullarda da uygulanmasını istiyor” denilmesiydi.

İstanbul’daki ofisinde karşı karşıya oturduğumuzda, “Sizinle şu anda yetkili bir mason olarak değil, çok çok yetkili bir mason olarak konuşuyorum” diye söze başlayan mason üstadının, medyayı kastederek, “İçinizde tahmin edemeyeceğiniz kadar sayıda mason var” sözleriyle kastettiği kişilerden biri de Nail Güreli’ydi…”

FETÖ’cü Aksoy’un yazısı dikkatle okunduğunda tüm mesajın mason localarına yönelik olduğu görülüyor. Özetle FETÖ, mason localarına diyor ki, “Sizin ve üyelerin her şeyini biliyoruz. Boyun eğmediğiniz zaman icabına bakarız.” Ancak FETÖ’nün 15 Temmuz hezimetine en çok üzülenler masonlar oldu. Çünkü FETÖ, masonların İslam’a karşı can ve dâvâ kardeşiydi.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım