Gassan Selame, BM’deki oyunu deşifre etti - İkiyüzlü liderler daima Hafter’i desteklediler

Gassan Selame Libya Lideri Serrac ile
Gassan Selame Libya Lideri Serrac ile

“Güvenlik Konseyi üyeleri konferansın düzenlenmesini istemediler. Bir yıl boyunca uğraştığımız barış girişimleri sona erdi. Liderlerin vicdanları yok. İnsanların canını kurtarabilirlerdi. Bu önemli ülkelerin liderleri Libyalıların kanı pahasına, halkın geleceği ile oynadılar. Hafter’i destekleyen ülkelerin ikiyüzlülüğü Libya’da 14 ay kan akmasına neden oldu.”

BM Libya Eski Özel Temsilcisi Gassan Selame

Gassan Selame
Gassan Selame

İsviçre’de, Cenevre kentinin alâmet-i fârikası sayılan Leman gölüne nâzır bir noktada İnsânî Diyalog Merkezi bulunuyor. Merkez, kendisini şu cümlelerle takdim ediyor:

“İnsânî Diyalog Merkezi, insaniyet, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine dayanan İsviçre merkezli özel bir diplomasi kuruluşudur. Misyonumuz; diyalog ve arabuluculuk yoluyla silahlı çatışmaların önlenmesi, azaltılması ve çözüme kavuşmasına yardımcı olmaktır.”

Merkezi şu günlerde öne çıkaran mühim bir gelişme yaşandı. 2 Mart 2020’de görevinden istifa eden BM Libya eski özel temsilcisi Lübnanlı diplomat Gassan Selame tam dört aylık suskunluğunu bozdu ve ilk kez konuştu. ‘The Mediator’s Studio / Arabulucu Stüdyosu’ adıyla yayın hayatına merhaba diyen yeni podcast programına konuşan Selame, gündemi sarsacak çok önemli ifşaatlarda bulundu.

Sistemin İçinden Gelen Bir İsim

Berlin Konferansı bir tiyatrodan ibaretti
Berlin Konferansı bir tiyatrodan ibaretti

Önce Selame’yi bir tanıyalım. Gassan Selame, Beyrut doğumlu olsa da aslen Lübnan dağlarının eteğindeki Kefer Debyan kasabasından. Kasabanın nüfusu daha ziyade Katolik Marunîlerden oluşuyor. Eşi de bir Lübnan Ermenisi olan Mary Bogosyan. Selame, Paris Siyaset Araştırmaları Enstitüsü’nde profesörlük yapmış, aynı kuruma ait Paris Uluslararası İlişkiler Okulu’nun bir dönem dekanlığını üstlenmiş bir akademisyen aynı zamanda. 2000-2003 yılları arasında ise Lübnan Kültür Bakanı.

22 Haziran 2017’de Alman diplomat Martin Kobler’in yerine BM Libya özel temsilcisi olarak atandığı vakit Avrupa Konseyi Dış İlişkiler uzmanı Mattia Toaldo’nun yorumu şöyle olmuştu:

  • “Selame, Kobler'den farklı bir figür. Her şeyden önce bir Arap, Lübnan'da bakanlık yapmış biri. Bu nedenle Libya'daki siyaseti iyi biliyor. Libya’daki tarafların onu kandırması hayli zor görünüyor. Bölgede yetişen, burayı bilen birisi olduğu için onun söylediklerini çürütmek, ona karşı tavır almak pek öyle kolay olmayacak. Ayrıca Libya’ya gelen her BM elçisi ya Müslüman Kardeşler'e yahut BAE'ye yakın olmakla suçlanıyor. Selame Lübnanlı bir Hıristiyan olduğu için bu tür suçlamaları yapmak mümkün olmayacak. Bence onun gelişi büyük bir avantaj. Dahası, arabuluculuk konusunda tecrübeli bir isim. Burma'daki görevi, öğretim üyeliği geçmişi ve bizzat kendi ülkesi Lübnan'daki tecrübeleri son derece önemli.”

Sistemin İpliğini Pazara Çıkardı

Cenevre İnsani Diyalog Merkezi Villa Plantamourn
Cenevre İnsani Diyalog Merkezi Villa Plantamourn

Gassan Selame görüldüğü gibi sistemin adamı, “içerden” biri. Ama insanın vicdan damarları kurumamışsa sistemin içinden gelip ipliğini pazara çıkarabilir. Selame’nin yaptığı da işte bu. İnsânî Diyalog Merkezi’nin ‘Arabulucu Stüdyosu’ programında BM Libya özel temsilciği görevinden niçin istifa ettiğinin sebebini hiç çekinmeden söylemiş. Peki, neymiş sebep? İkiyüzlülük.

BM Güvenlik Konseyi’ni oluşturan beş daimi üye devlet var, biliyorsunuz. ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa. Selame'ye göre dünya sisteminin tepesinde oturan bu beş devlet, görevi boyunca büyük bir ikiyüzlülük örneği gösterip ona “YETER ARTIK!” dedirtmiş. Şu sözler yutulur cinsten değil.

  • “Güvenlik Konseyi'nin çoğu üyesi tarafından arkadan bıçaklanıyorsunuz. Çünkü Hafter'in Trablus'a saldırdığı gün Libyalılar niçin onu durdurmadığınızı söyleyip sizi eleştiriyor ama adamın arkasında Güvenlik Konseyi üyelerinin desteği var. ”

Barış Konferansını Sabote Ettiler

Hafter Trablus’un suyunu bile kesmişti
Hafter Trablus’un suyunu bile kesmişti

ABD ve Rusya Hafter’in Trablus kuşatmasına destek vermiştin
ABD ve Rusya Hafter’in Trablus kuşatmasına destek vermiştin

Çeteci Hafter 4 Nisan 2019 tarihinde başkent Trablus’a saldırı emri verdiğinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Trablus’taydı. Trablus’tan önce Mısır’a uğramış, Hafter'e destek veren Sisi yönetimiyle görüşmüştü. Peki, Guterres’in derdi neydi? Niçin Trablus'a gelmişti?

Trablus'un 462 kilometre güneybatısında, Tunus ve Cezayir ortak sınırında yer alan, ‘çölün incisi’ nâmıyla mâruf tarihi Berberi kasabası Gadames o günlerde önemli bir toplantıya ev sahipliği yapmak için sabırsızlanıyordu. 1986 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirasına dâhil edilen bu güzelim kasaba Libyalılar için son bir umut haline gelmiş, 14-16 Nisan tarihlerinde yapılacak Millî Diyalog Konferansı’na hazırlanıyordu. Guterres, bütün tarafları ziyaret ederek konferans için yapılması gerekenleri not alma derdindeydi.

İşler yolunda giderse konferansta ülke çapında yapılacak parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için tarih belirlenecek, seçimler sonrasında geçiş süreci tamamlanıp Libya’daki iç savaş sona erdirilecekti. Libya neredeyse bir yıldır bu konferansı iple çekiyordu. Libya'daki taraflar ve aşiretlerden gelecek temsilciler belirlenmiş, konferansa sayılı günler kalmıştı.

Ama olmadı...

Trablus'un Düşmesi İçin Uğraştılar

Hafter çetesi Trablus'u kuşatsa da 14 ay boyunca şehri ele geçiremedi.
Hafter çetesi Trablus'u kuşatsa da 14 ay boyunca şehri ele geçiremedi.

Niçin olmadı?

Öyle bir kalleşlik yapıldı ki Guterres de, Selame de, bütün Libya halkı da sadece bakakaldı.

Herkes seferber olmuş, Gadames Konferansı için son hazırlıkları yerine getirmeye çalışırken Güvenlik Konseyi üyesi devletler çoktan Hafter'e yeşil ışık yakmıştı. Hafter de Trablus'u şok bir saldırıyla ele geçirmenin planlarını yapmaya koyuldu. Saldırı için BM Genel Sekreteri’nin Trablus'u terk etmesini bile beklemediler.

Maksat zaten Trablus hükümetini gafil avlayıp dize getirmek değil miydi? Yoksa sürprizin ne mânâsı kalırdı?

Fakat işler hiç de beklendiği gibi gitmedi. Hafter çetesi Trablus'u kuşatsa da 14 ay boyunca şehri ele geçiremedi. 4 Nisan 2019’da başlayıp 4 Haziran 2020’de sona eren kuşatmanın kaybedeni Hafter, faturayı masum halka ödetmekte sakınca görmedi. Kuşatma boyunca atılan bombalar ve füzeler nedeniyle yüzlerce sivil can verdi, 150 bin kişi evini terk etti ve yaklaşık 900 bin kişi de insânî yardıma muhtaç hale geldi. Gözü dönmüş Hafter, 2 buçuk milyon nüfuslu başkentin suyunu bile kesti.

Bakın, Gassan Selame o günleri nasıl tasvir ediyor:

  • “Güvenlik Konseyi üyeleri konferansın düzenlenmesini istemediler. Bir yıl boyunca uğraştığımız barış girişimleri sona erdi. Liderlerin vicdanları yok. İnsanların canını kurtarabilirlerdi. Bu önemli ülkelerin liderleri Libyalıların kanı pahasına, halkın geleceği ile oynadılar. Hafter’i destekleyen ülkelerin ikiyüzlülüğü Libya’da 14 ay kan akmasına neden oldu.”

İyi Polis-Kötü Polis Oyunu

Hafter
Hafter

19 Nisan 2019 tarihli Reuters haberinin başlığı şöyle diyordu: “ABD ve Rusya, BM tarafından yapılacak bir Libya ateşkesi çağrısını desteklemeyeceklerini söylüyorlar.” Dikkatinizi çekerim, o sırada kuşatma altındaki Trablus şehrine ölüm yağıyordu ve Hafter’i kınamayı bırakın, silahlarını geri çekmesini bile kimse istemiyordu. Ortada dört başı mamur iyi polis – kötü polis oyunu vardı. İngiltere, Güvenlik Konseyi’ne “Hafter kınansın, ateşkes yapılsın” şeklinde teklif getirmiş ancak Rusya hemen çekince koymuş, peşinden de ABD ve Fransa Hafter'in katliama devam etmesi gerektiğini savunmuştu.

Bu manzara karşısında BAE, Suudi Arabistan, Mısır ve Bahreyn gibi ülkelerin sadece birer figürandan ibaret oldukları da ortaya çıkmış oluyordu.

Hafter'e Silah Ve Adam Gönderdiler

Şu sözler de Selame’ye ait.

  • "Berlin Konferansının hemen ertesi günü masamda Güvenlik Konseyi üye ülkeleri tarafından Libya’ya gönderilen silahların, paralı askerlerin ve uçakların fotoğrafları duruyordu."

Zaten bardağı taşıran da bu oldu. Berlin tam bir tiyatro sahnesine dönüşmüştü. 19 Ocak’taki Berlin Konferansında 55 maddelik bir barış planı öngörülmüş ama Hafter’in sırtını sıvazlayan küresel güçlerin temsilcileri, suya sabuna dokunmadan fotoğraf çektirip ülkelerine geri dönmüştü. İşin aslı, kimsenin barışı iplediği filan yoktu. Mesele, Hafter’e nefes aldırmak, zaman kazandırmaktan ibaretti.

Alman Elçiden Teyit

Almanya daimi Güvenlik Konseyi üyesi değil. Fakat bu ay Güvenlik Konseyi Başkanı bir Alman, ülkesinin BM temsilcisi Christoph Heusgen. Ve Heusgen de Gassan Selame gibi sürecin bir tanığı. Selame’nin söylediklerini düzenlediği basın toplantısıyla teyit etti.

“Silah tesliması konusuna gelince, aralarında Güvenlik Konseyi üyelerinin de bulunduğu Berlin Konferansı’na iştirak etmiş bazı ülkelerin halen Libya'da çatışan taraflara silah gönderiyor oluşu bir utanç vesilesidir.”