Gerilimin en önemli nedeni silah baronları

Son yıllarda Rusya ve Çin de bu pastadan büyük paylar almaya başladı.
Son yıllarda Rusya ve Çin de bu pastadan büyük paylar almaya başladı.

ABD, Suudi Arabistan’ın bir numaralı silah tedarikçisi olmaya devam ediyor. Rusya, S-400 savunma sistemi ile payını arttırmayı hedefliyor. Birleşik Krallık hariç Avrupa’nın pastadaki payı ise istisnai alımlar haricinde kayda değer bir artış göstermiyor.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI)’nin Mayıs 2019 tarihinde yayınladığı “İran, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Askeri Harcamaları ve İthalatları” başlıklı raporunda bu dört ülkenin 1994- 2018 yılları arasındaki askeri giderleri detaylı şekilde masaya yatırıldı. 15 yıllık süreç içerisinde ortaya çıkan tablo, her dört ülkenin de askeri harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasılalarına (GSYH) nispetle büyük artışlar gösterdiğini ortaya koyuyor. Suudi Arabistan ile BAE’nin yaptığı harcamalar sonucu, İran ve Katar’a kıyasla daha farklılaşmış ve gelişmiş askeri kabiliyetlere kavuştuğu, raporun öne çıkan bulgularından biri. Ancak raporun başında, söz konusu devletlerin askeri harcamalar konusunda pek şeffaf olmadığı, dış dünya ile yeteri kadar bilgi paylaşmadığı için elde edilen bulguların ve sonuçların önemli bir kısmının tahmin ve dolaylı kestirimlere dayandığı bilgisi veriliyor. Dolayısıyla buradaki bilgilerden hareket edilirken bu husus göz önünde bulundurulmalı. Şimdi tek tek ülkelere bakalım:

İRAN İNİŞLİ ÇIKIŞLI

1994-2018 arasında İran İslam Cumhuriyeti’nin yaptığı askeri harcamalara bakıldığında dikkat çeken iki nokta var. Birincisi, harcamaların zirve yaptığı tarih, 2006’ya denk geliyor. İkincisi en büyük düşüş 2012-2013 yıllarında yaşanıyor. Bu dönemde Avrupa Birliği’nin İran’a karşı ekonomik ve finansal ambargo uyguladığı döneme denk düşüyor. 2015’de ABD ile nükleer enerji konusunda anlaşmaya varılmasından dolayı İran ekonomisindeki ferahlama, askeri harcamalara da yansıyor, ta ki geçtiğimiz yıla kadar. 2018’de harcama ve yatırımları 13.2 milyar dolar ile GSYH’nın yüzde 2.7’lik kısmına denk düşüyor.

Diğer ülkelerle mukayese edildiğinde, 2009-2018 arasında İran’ın toplam askeri ithalatı, aynı dönemde Suudiler’in askeri ithalatının sadece yüzde 3.5’ine denk geliyor. Bu dengesizlikte en büyük faktörlerden biri Tahran’ın yaşadığı ekonomideki darboğaz kadar BM Güvenlik Konseyi’nin 2010 yılında aldığı yaptırım kararıyla Tahran’a gelişmiş silah sistemlerinin transferini kısıtlamış olması. 2016’da Rusya’dan alınan S-300 savunma sistemi ise bu karara tabi olmamış istisnalardan biriydi. İran’ın silah aldığı ülkelerin başında Rusya ve Çin geliyor. 2014-2018 yılları arasındaki tüm askeri gereç ve silah ithalatının yüzde 96’sı Rusya’dan, kalan yüzde 4’ü ise Çin’den gerçekleştirildi.

SUUD ASKERİ HARCAMADA DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ

SIPRI’nin bulgularına göre Suudi Arabistan 2018 yılında yapmış olduğu 67.6 milyar dolarlık askeri harcama ile dünya çapında ABD ve Çin’den sonra en fazla askeri harcama yapan üçüncü, körfez bölgesinde ise birinci ülke oldu. 1996-1998 yılları arasında askeri harcamaları yüzde 56, 2003-2007 yılları arasında yüzde 76 ve son olarak 2011-2015 arasında yüzde 63 oranında arttı. 2014’de petrol fiyatının düşmesi sonucunda gelirleri hayli azalan Riyad’ın son iki seneki harcamaları ise inişliçıkışlı oldu. 2018 yılında yaptığı 67.6 milyar dolarlık askeri harcamayla GSYH’nın yüzde 8.8’lik devasa bir kısmını bu işe ayıran Suudi Arabistan’ın, Yemen’de BAE ile ortak yürüttüğü askeri müdahale dolayısıyla bu muazzam bütçeyi gözden çıkardığını unutmamak gerekir.

GSYH’ye oranla yüzde 15’lik devasa bir askeri harcamayı ise 2015 senesinde yaptığını, kıyas için de en çok askeri harcama yapan dünyadaki ilk 15 ülkenin harcamalarının GSMH’larına oranının yüzde 4’ü geçmediğini de buraya not düşelim. Peki, Suudiler’in askeri gereç ve silah ithalatı ne durumda? 2014-2018 yılları arasında dünyanın en fazla askeri ithalatını gerçekleştiren ülke unvanını alan Suudi Arabistan’a silah ve askeri gereç satan ülkelerin başında ABD ve Birleşik Krallık geliyor. Bunları Fransa ile İspanya takip ediyor. 2016 yılında ABD Başkanlık koltuğuna Donald Trump’ın geçmesinden sonra ise iki ülke arasındaki ilişkiler çok farklı bir boyut aldı.

SUUDİLER NÜKLEER GÜÇ PEŞİNDE

Trump’ın damadı Jared Kushner üzerinden kurulan özel ilişkilerin geldiği noktada, yakın bir dönemde Suudilere nükleer teknoloji transferi mevzu bahis oldu. Hatta ABD Temsilciler Meclisi, Trump yönetiminin Suudi Arabistan’a “son derece hassas nükleer teknoloji transferi gerçekleştirme” peşinde olduğu iddiasıyla soruşturma başlattı. Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi, nükleer teknoloji transferi projesiyle ilgili hazırladığı raporda, Beyaz Saray’ın Suudi Arabistan’ın çeşitli bölgelerine birden fazla nükleer reaktörün kurulması için görüşmelerin yapıldığı, nükleer reaktörlerin bölgedeki dengeleri bozabileceği, aynı zamanda nükleer silahlanmayı artırmayı teşvik edeceği belirtildi. Her ne kadar Suudi kaynaklar enerji kaynağı çeşitliliğini artırmak için nükleer teknolojiyi istediklerini belirtmiş olsa da, mevzunun Riyad’ın bölge hâkimiyeti açısından kendine rakip gördüğü Tahran’ın nükleer silah geliştirmesiyle alakalı olduğu tahmin ediliyor.

Son yıllarda Rusya ve Çin de bu pastadan büyük paylar almaya başladı. Rus devlet savunma sanayi şirketi Rostec’in CEO’su Seygey Çemezov, geçtiğimiz sene verdiği bir mülakatta Suudilerin S-400 savunma sistemi alımı için Rus yetkililerle görüşmede olduğunu açıklamıştı. 2017 yılının Ekim ayında Suudi Kralı Selman b. Abdülaziz’in Moskova’ya gerçekleştirdiği resmi seyahati takiben çıkan söylentileri Rostec böylece doğrulamış oldu. Aynı gezide Rus kalaşnikof tüfeklerinin Suudi Arabistan’da üretilmesi üzerine ikili görüşmeler gerçekleştiği de Sputnik haber ajansı tarafından iddia edilmişti.

Suudi ordusunun envanterine dâhil ettiği silah ve gereçler arasında en dikkat çekicileri şunlar:

- 2016 yılında anlaşması yapılan, ABD’den alınacak 154 adet F-15SA modeli savaş uçağı (seyir füzeleri ve diğer takip kabiliyeti olan mühimmat ile birlikte)

- 2009-2017 yılları arasında Birleşik Krallık’tan alınmış 72 adet Typhoon modeli savaş uçağı (seyir füzeleri ve diğer takip kabiliyeti olan mühimmat ile birlikte)

- 2011-2015 yılları arasında İspanya’dan alınmış 6 adet havada yakıt ikmal kabiliyeti olan tanker uçak

- 2014-2018 yılları arasında ABD’den tedarik edilmiş 23 adet PAC-3 tipi savunma sistemi.

- 2018 yılında ABD’den sipariş edilen 7 adet THAAD modeli füze savunma sistemi.

- 2014-2018 yılları arasında Avusturya, Kanada, Fransa, Gürcistan, Güney Afrika ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu pek çok ülkeden alınmış 4000’nin üzerinde zırhlı araç. Aynı dönemde ABD’den alınmış 338 tank.

- 2015 yılında Fransa’dan tedarik edilmiş 3 adet devriye gemisi. 2017 yılında ABD’den alınmış 4 adet fırkateyn. 2018 yılında İspanya’dan alınmış 5 fırkateyn.

Özetleyecek olursak ABD, Suudi Arabistan’ın bir numaralı silah tedarikçisi olmaya devam ediyor. Rusya, S-400 savunma sistemi ile payını arttırmayı hedefliyor. Birleşik Krallık hariç Avrupa’nın pastadaki payı ise istisnai alımlar haricinde kayda değer bir artış göstermiyor.

KATAR ARTIK VERİ PAYLAŞMIYOR

Katar’ın yapmış olduğu askeri harcamalar, 2010 sonrasına dair sağlıklı resmi rakamlar devlet tarafından paylaşılmadığı için elde mevcut değil. En son 2010 yılında 1.9 milyar dolar harcandığı, bunun da GSYH’nın yüzde 1.5’ine denk geldiği biliniyor. Katar’ın paylaştığı resmi bilgilere göre 2002-2010 yılları arasındaki harcamaları ise İran, Suudi Arabistan ve BAE’ye kıyasla son derece düşük kalıyor. 2010 kırılma yılı olmasının sebebi, Katar’ın Libya ve özellikle Suriye’de etkin bir rol oynamaya başlamasına ve bölgede “oyun kurucu” pozisyonuna heves etmesine denk geliyor. Bu dönemden itibaren bölgedeki diğer ülkelere kıyasla hayli etkisiz ve küçük olan ordusuna yatırım yapmaya başlıyor, Doha. Katar’ın askeri proje ve harcamalarda yabancı tedarikçilerle imzaladığı anlaşmaların meblağlarından yola çıkarak oluşturulan tabloya göre, 2001-2010 arasında imzalanan anlaşmaların büyüklüğü toplamda 1.5 milyar dolar tutarken, 2014- 2018 arasında 50 milyar doları buluyor. Ancak bu sayılara ordunun düzenli olarak ödediği maaşlar, eğitim ve operasyon maliyetleri eklenmediğini, çünkü Katar’ın bu bilgileri saklı tuttuğunu not düşelim.

2009 ile 2018 arasında Katar’ın toplam askeri ithalatı yüzde 225 oranında artarken, en büyük tedarikçisi ABD ve hemen ardından Almanya oluyor. 2009-2014 arasında:

- ABD’den 9 adet Patriot PAC-3 savunma sistemi alınırken,

- Almanya’dan 62 adet Leopard-2 tankı,

- Çin’den ise kısa menzilli balistik füze tedarik ediliyor. 2014’ten itibaren;

- ABD’den 36 adet F-15QA modeli,

- Birleşik Krallık’tan 24 adet Typhoon modeli

- Fransa’dan 36 adet Rafale modeli savaş uçağı alımı için

- İtalya’dan 4 adet fırkateyn

- Fransa’dan 490 adet, Türkiye’den 641 adet zırhlı araç alımı için anlaşmalar imzalanıyor.

Son uçağın 2025 yılında teslim edileceği öngörüldüğünde, Katar’ın seyir füzeleri ve diğer güdümlü mühimmatla donanmış toplamda 96 adet gelişmiş savaş uçağı olacak. 2018 itibariyle Katar’ın sahip olduğu savaş uçağı sayısı ise 12.

SUUDİLERİ BAE İZLİYOR

En son 2014 yılında resmi kaynakların paylaştığı verilerden yola çıkılarak yapılan tahminlere göre BAE’nin askeri harcaması o sene GSYH’nın yüzde 5.6’sına denk gelen 22.6 milyar doları buldu. Bu sebeple 2014’de BAE Ortadoğu bölgesinde Suudi Arabistan’ın hemen ardından 2., tüm dünyada ise 14. en büyük askeri harcama yapmış ülke oldu. 2018 bütçesinin de 2014 bütçesinden daha az olmadığı, hatta harcamaların iki sebepten ötürü artmış olabileceği tahmin ediliyor: Birincisi Yemen’de Suudi Arabistan’ın yürüttüğü askeri müdahaleye verdikleri destek. İkincisi de Libya’da aktif olarak yürüttükleri askeri operasyon.

BAE, 2003-2018 yılları arasında silahlı kuvvetleri bünyesinde yürüttüğü modernizasyon sonrası, 3 adet yakıt ikmal uçağı, 8 adet uzun menzilli taşıma uçağı ve 10 adet korvet tipi savaş gemisinin yanı sıra, ABD’den alınmış 9 adet Patriot PAC-3 savunma sistemi ile 2 adet THAAD savunma sistemine sahiptir. BAE, istihbarat etkinliğini geliştirme amacıyla SAAB firmasına 5 adet erken uyarı ve kontrol uçağı ile Fransa’ya 2 gözetleme uydusunu, 2019’un sonunda teslim edilmek üzere sipariş verdi. Son 5 yılda BAE’ye en fazla askeri teçhizat ve silah sağlayan ülkeler ABD ve Fransa’dır.