Irak devleti rüştünü ispat etmeli

  Saldırının arkasında Başbakan Kâzımî’ye dönük bir mesajın varlığı da inkâr edilemez. Milisler, Bağdat içindeki güçlerini göstermek, bu gücü bypass etmenin sanıldığı kadar kolay olmayacağını bilfiil ortaya koyma derdinde. Saldırı bu yönüyle, kendini tasfiye etmek isteyen hükümete karşı bir gözdağı, bir gövde gösterisi aynı zamanda. Böyle bir gözdağı, Irak’ın içinde bulunduğu kırılgan durumu göstermesi açısından ayrı bir öneme sahip.
Saldırının arkasında Başbakan Kâzımî’ye dönük bir mesajın varlığı da inkâr edilemez. Milisler, Bağdat içindeki güçlerini göstermek, bu gücü bypass etmenin sanıldığı kadar kolay olmayacağını bilfiil ortaya koyma derdinde. Saldırı bu yönüyle, kendini tasfiye etmek isteyen hükümete karşı bir gözdağı, bir gövde gösterisi aynı zamanda. Böyle bir gözdağı, Irak’ın içinde bulunduğu kırılgan durumu göstermesi açısından ayrı bir öneme sahip.

Kâzımî hükümeti milisler konusunda artık sözü geçip fiil aşamasına geçmek zorunda. Milisler konusunun ertelenmesi sorunu her geçen gün daha da büyütüyor, ilerde daha pahalıya patlayacak bir duruma sürüklüyor. Irak devleti bir an önce bu yaraya neşter vurup rüştünü ispat etmeli.

Şu anki Irak Başbakanı Mustafa el Kâzımî, Mayıs 2020'de hükümeti devraldığından beri denetimsiz milis güçlerini kontrol etmeye, silah bıraktırmaya, devletin prestijini kurtarmaya dönük bir politikayı çekinmeden dile getiriyor. Ülkedeki pek çok siyasî oluşum da bu politikayı destekliyor, silahların gölgesi altında siyaset yapmanın artık sona ermesi gerektiği gerçeğinde birleşiyor. Hükümetin bu konuda müşahhas adımlar atması yönünde beklentiler mevcut. Fakat bu iş sanıldığı kadar kolay olmayacak, bu belli. Başbakanın açıklamalarına rağmen denetimsiz milis güçleri kaskatı bir Irak gerçeği. Devletin gücünü hiçe sayan bu yapılar ülkenin imajına büyük zarar veriyor.

Milisler krize neden oluyor

ABD büyükelçiliğine yönelik füze saldırıları ve Bağdat'taki diplomatik misyonların hedef alınmasının ardından, Washington yönetimi Bağdat’taki büyükelçiliği kapatıp Erbil’e nakil niyetini açıkça dile getirdi. Nakil gerçekleşmese bile böyle bir tehdidin gündeme gelmesi Irak hükümeti açısından son derece can sıkıcı. İstikrarsızlığın hüküm sürdüğü Bağdat’a nispetle Erbil daha stabil ve daha güvenli görünse de madalyonun öbür yüzü gözden kaçmamalı.

ABD büyükelçiliğine yönelik füze saldırıları ve Bağdat'taki diplomatik misyonların hedef alınmasının ardından, Washington yönetimi Bağdat’taki büyükelçiliği kapatıp Erbil’e nakil niyetini açıkça dile getirdi.
ABD büyükelçiliğine yönelik füze saldırıları ve Bağdat'taki diplomatik misyonların hedef alınmasının ardından, Washington yönetimi Bağdat’taki büyükelçiliği kapatıp Erbil’e nakil niyetini açıkça dile getirdi.

30 Eylül Çarşamba akşamı Haşdı Şabi 30. Tugayına bağlı bir grup milis, Şeyh Emir köyü eteklerinden Erbil Uluslararası Havaalanına altı füze fırlattı. Bu mesajın taşıdığı mânâ gayet açık. ABD, Irak sınırları içinde Erbil’e değil, nereye giderse gitsin güvende olmayacak. Bu füze saldırısının ardından KDP lideri Hoşyar Zebari televizyona çıktı ve Irak hükümetinin artık milis güçlerini denetim altına alması, Bağdat’taki Yeşil Hat ve Uluslararası bölgenin milislerden tamamen temizlenmesini gerektiğini dile getirdi.

Hoşyar Zebari'nin bu açıklamaları, Bağdat'taki Şii partilerin, bilhassa KDP liderinin halk kitlesine ve onun terörle mücadele çabalarına ettiğini düşünen El Fetih İttifakı’nın öfkesine neden oldu. Dahası, Haşdi Şabi milisleri çileden çıktı ve harekete geçerek KDP’nin Bağdat bürosuna yürüdü. Milisler büroyu yakıp yıkarken Irak polisi sadece izlemekle yetindi.

Durum bu minvalde gelişince tüm Kürt siyasi partileri, sadece KDP’yi değil bütün bölgeyi temsil eden bayrağın yakılmasını şiddetle kınadılar. Kâzımî hükümeti, partinin Bağdat'taki şubesini koruyamayacak ve suçluları adâlete teslim edemeyecekse başka seçeneklerin gündeme gelmesi kaçınılmaz görünüyor. Buna göre ya parti Bağdat şubesini tamamen kapatacak, yahut da burayı korumak için artık Irak emniyetine değil, bölgeden getireceği kendi silahlı güçlerine güvenmek durumunda kalacak. Bu arada Bağdat’taki saldırının gerçekleştiği gün Selahaddin vilayetinin Belad ilçesinde Haşdi Şabi 42. birliği olan Asaib Ehli Hak milisleri 8 vatandaşı kaçırıp infaz etti.

Mesele Zibari’nin dile getirdiğinden daha büyük

Milislerin hâdiseleri Irak geçici hükümeti açısından ciddi sıkıntılara neden oluyor. Ülkede seçimlerin yapılması için uygun ortamı sağlamaya çalışan yönetim, ülkede resmi otoriteyi iplemeyip kaos çıkaran, bombalama, cinayet ve suikastlara devam eden, elçiliklere ve siyasi partilere yönelik saldırılara kalkışan milisler yüzünden bir türlü istenilen icraatları gerçekleştiremiyor. Irak devleti bir türlü ülkede kontrolü sağlayamıyor, anarşi ve kargaşa yüzünden reformlar ve projeler hayata geçirilemiyor.

Haşdi Şabi milislerinin KDP Bağdat şubesine yaptığı saldırının altında başka bir neden daha olduğu söyleniyor. O da Erbil ile Bağdat arasında imzalanan "Sincar" anlaşması. Milisler, kendi nüfuz alanlarını daraltacak bu anlaşmanın sahada uygulanmasını engelleme peşinde. Sincar şu anda güvensizlik ve istikrarsızlıktan mustarip olan bir bölge. Yerinden edilenlerin geri dönüşü gibi acil çözüm bekleyen sorunlar mevcut.

  • Bu saldırının arkasında Başbakan Kâzımî’ye dönük bir mesajın varlığı da inkâr edilemez. Milisler, Bağdat içindeki güçlerini göstermek, bu gücü bypass etmenin sanıldığı kadar kolay olmayacağını bilfiil ortaya koyma derdinde. Saldırı bu yönüyle, kendini tasfiye etmek isteyen hükümete karşı bir gözdağı, bir gövde gösterisi aynı zamanda. Böyle bir gözdağı, Irak’ın içinde bulunduğu kırılgan durumu göstermesi açısından ayrı bir öneme sahip.

İran yanlısı milisler, Kâzımî hükümetini içte ve dışta yıpratarak zayıflatmaya çalışıyor, ancak bu girişimlere rağmen Kürt tarafı bu denklemi anlıyor, yeni hükümetle olumlu ilişkiler kurmaya çalışıp tartışmalı alanlar, bütçe ve maaşlarla ilgili sorunlara çözüm bulmaya çalışıyor. Meseleler geçtiğimiz yıllarda dağ gibi birikti. Hem Bağdat hem de Erbil, milislerin bu ilişkiyi etkilemesine, sabote etmesine izin vermemeli, iki taraf da sorunların çözümüne odaklanmalı.

Kâzımî hükümeti milisler konusunda artık sözü geçip fiil aşamasına geçmek zorunda. Milisler konusunun ertelenmesi sorunu her geçen gün daha da büyütüyor, ilerde daha pahalıya patlayacak bir duruma sürüklüyor. Irak devleti bir an önce bu yaraya neşter vurup rüştünü ispat etmeli.