İsrail başbakanı niçin öldürülmüştü?

İsrail Başbakanı İzak Rabin.
İsrail Başbakanı İzak Rabin.

1990’lı yıllar İsrail için de küresel Yahudi lobisi için de dışarıdan görüldüğünden çok daha önemliydi. İsrail Başbakanı İzak Rabin’in Filistin Kurtuluş Örgütü Lideri Yaser Arafat’la barış yapmayı amaçlayan çabaları ve bu doğrultudaki bazı uygulamaları, İsrail toplumunu daha önce hiç görülmeyen bir gerilime sürüklemiş ve tam anlamıyla birbirine karşıt iki kamp haline dönüştürmüştü!

İsrail devletinin ülke içi istihbarattan sorumlu örgütü Şin Bet, Filistinlilerle barış yapılmasına kesinlikle karşı olan İsrailli “sağcıların” bu barışı engelleme konusunda ne kadar kararlı olduklarını iyi hesap edememişti.

4 Kasım 1995 akşam saatlerinde İsrail Başbakanı İzak Rabin bizzat kendisinin düzenlediği barış mitinginden ayrılıp konutuna dönerken, aşırı sağcı İsrailli Yahudi Yigal Amir tarafından başından vurularak öldürüldü!

Bu “sansasyonel cinayetten” yedi ay önce de 20 Şubat 1995 tarihinde Milliyet gazetesinde yayınlanan yazısında Yahudi profesör Nora Şeni, Türkiye’de kimliklerden “din hanesinin” çıkarılmasını istedi.

Yahudi lobisinin “sağ kanadı” sertleşiyordu/saldırganlaşıyordu. Biz de 25 Mart 1999 ve 21 Temmuz 2000 tarihli makalelerimizde bu çok önemli konuyu işleyerek yerli ve millî güçlerimizi uyarmıştık.

Türkiye’deki mason localarında 1982 yılına kadar uygulanmayan, “Müslüman masonlar”a Yahudi/Musevi âyini yaptırılması da 1982 yılında 12 Eylül 1980 darbesinin komutanı mason Kenan Evren’in emriyle başlatılmıştı.

Loca’nın ortasında büyük bir kürsünün üzerinde en altta kapalı bir Kur’an-ı Kerim, onun üzerinde kapalı bir İncil, onun üzerinde de “açık bir Tevrat” ve onun üzerinde de İsrail’in sembolü olan yedi kollu şamdan…

Nüfus cüzdanlarında Müslüman yazılı olan profesörler, generaller, büyükelçiler ve diğer “Müslüman kişiler” bu kürsünün çevresinde dönerek Tevrat’tan ayetler okuyorlar.

Biz bu uygulamaların hem dînî inancımıza, hem de millî güvenliğimize aykırı olduğunu ve derhal son verilmesini isteyince de başımıza gelmeyen bela kalmamıştı. Hem mason derneğinden, hem TRT TV’deki hem spiker hem prodüktör görevlerimizden atılmıştık, hem de deli raporu almıştık…

Başbakan İzak Rabin’i vuran İsrailli Yigal Amir’in hedefinde Dışişleri Bakanı Şimon Perez de vardı! Ama Şimon Perez, Rabin’den farklı bir yolu izleyerek miting bölgesinden ayrılmıştı. Tam bu noktada, Şimon Perez’in Filistinliler’le yapılan barış görüşmelerine tamamen karşı olduğunun bilinmesi önemlidir. Ama hem Yigal Amir hem de Şimon Perez, Filistinlilerle yapılan barış görüşmelerine karşı oldukları halde Yigal Amir’in niçin Şimon Perez’i de öldürmek istediği daha da önemlidir.

Efsaneleştirilen istihbarat servisi Şin Bet’in Başbakanı koruyamamış olması, Şin Bet şefi Karmi Gillon’un görevden alınmasını gerektirmişti. Ama buradaki derin bağlantının düğüm noktası, Şimon Perez’in mitingden dönüş için özellikle kendisi planlayarak İzak Rabin’den farklı bir yol izlemesidir.

Yigal Amir’in bağlı olduğu aşırı sağcı İsrailli grubun içinde bir Şin Bet ajanı vardı ve bu ajan, Şimon Perez’e bağlıydı. Ama bu Şin Bet ajanının da, Şimon Perez’in kendisinin de bilmediği bir şey daha vardı: İzak Rabin’i öldüren aşırı sağcı İsrailli örgütün yöneticileri Şimon Perez’i de öldürmek için karar almışlardı! Bunu sadece suikastçı biliyordu.

Artık biz de cevabını kimsenin tam olarak bilemeyeceği derin sorumuzu soralım:

- Miting dönüşünde Şimon Perez’in, İzak Rabin’den farklı bir rotayı bilinçli olarak seçmesi tamamen içgüdüsel bir tesadüf müydü yoksa hiç kimsenin bilmediği ve artık bilemeyeceği başka özel bilgileri mi vardı?

İstihbarat dünyasının bazı örtülü/derin operasyonları işte böyledir. Ne kadar bilirseniz bilin, ne kadar zeki olursanız olun bazen aşamayacağınız bir sınıra çarparsınız.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım