Kanla abdest caiz mi?

Kanla abdest caiz mi?
Kanla abdest caiz mi?

Her yıl müteakib yıla daha fazla acı ve gözyaşı devrediliyor. Şüphesiz dünya tarihinde çok trajik savaşlar, katliamlar, soykırımlar, işgaller yaşandı. Muhtemelen dünya bu kadar fesad ve zulmü daha önce pek görmedi.

‘Devletlerin dostluğu değil menfaati vardır’ derler. Evet, bu modern dünyanın özeti gibidir aslında. Afganistan eski Devlet Başkanı Hamid Karzai, 2013 yılında Obama döneminde ABD’li yetkililerin kendisine “terörün kriteri terör değil, ABD çıkarlarını tehdit eden şeyler” olduğunu söylediklerini ifşa etti. ABD bunu Karzai’ye itiraf etmese bile fiili durumdan bunu zâten biliyoruz.

HAMAS ve İslâmî Cihad, ABD’nin çıkarına hizmet etseler şüphesiz “terör örgütü” damgası yemezlerdi. PYD/YPG neden terör örgütü sayılmayıp aksine bir ABD birliği gibi donatılıyor? Çünkü Amerika’nın çıkarlarına hizmet ediyor da ondan.

Mesela ABD 1997’ye, AB ise 2004’e kadar PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmedi. Her ikisi de FETÖ’yü hâlâ terör örgütü olarak görmüyor. PKK’yı kabule ise mecbur kaldıkları için göstermelik olarak terör örgütü sayıyorlar. PKK’yı donatan da ABD, AB, İngiltere ve İsrail’in bizatihi kendisi.

Geçtiğimiz ay 12 yiğidimizin şehid düşmesinin müsebbibi de bu ahlâksız ülke ve yapılar. Amaçları Türkiye gündemini değiştirmek, Gazze’de yapılan soykırımı gündem dışına itmek, Türkiye’nin dikkatlerini başka yöne çekmek için bizatihi organize edilmiş alçaklıktan başkası değil.

  • Günümüzde terör örgütleri ile mücadele etmek hemen her devletin baş edebileceği bir durum. Ancak ardında büyük devletlerin olduğu terör yapılarıyla mücadele kolay değil. Zîra gerçek terörü, bu örgütleri maşa olarak kullanan devlet görünümlü terör yapıları yapmakta. Bu çerçevede ABD, İsrail, İngiltere, Almanya gibi terör hâmisi yapıların bizatihi kendileri terörist.

Dünyanın barış gezegeni olmasının önündeki yegâne engel, bu terör yapılarının hırs, kin, saplantı, ihtiras, sapkınlık ve insanlıktan nasipsizliğidir, başkası değil.

Dünya cinsi sapık bir güruhun idaresi altında zulmün her nev’ine mâruz bırakılıyor. Bu sapkınlığın temelinde siyonizmi de maşa olarak kullanan satanizm yatmakta. Pagan, siyonist, evanjelist, agnostik, gnostik, ateist, apateist, panteist, komünist, deist, materyalist, politeist, disteist, henoteist, monist, düalist, transteist, Budist, Hindu vs. hangi isimle tarif ederse etsin hepsi özünde hepsi satanizmin şubeleridir.

Hıristiyan ve Musevilik ise semâvî bir din değil aksine yukarıdakilerine benzetilmiş din soslu beşerî ideolojiler. Müslümanlar ikide bir “üç semâvî’ şeklindeki söylemini terk etmeli. Semâvî tek bir din vardır, o da Hz. Âdem (a.s.)’den bugüne dek İslam’dır. İslam’ın son hâli, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e gelmiş ve kıyamete dek Allah-ü Teâlâ’nın muhafazası altında. Bunun dışında bir din yoktur. Batılı yönetimleri rahatsız eden ve Gazze’yi ayakta tutan şey de tam budur.

Gazze direnişi nedeniyle İslam’ı seçenlerin sözleri, geçmişte sahip oldukları sözde din ve ideolojilerin kendilerini nasıl bir boşluk ve buhrana soktuğunu açıkça gösteriyor. Bizi başarısız kılan şey ise bu mükemmel dinin icaplarını yerine getirmeyerek düşmana benzemekten kaynaklanıyor.

Bugün dünyanın maddî ve mânevî buhranının asıl müsebbipleri batılılar veya Doğulular değil, aksine İslam’dan uzak bir hayat süren tüm Müslümanlar. Sözleriyle fiilleri örtüşmeyen bizleriz asıl suçlu olan. Gazze’deki soykırımın da gerçek suçlusu biziz. Bizden sorar bunun hesabını Allah!

2023’ü bitirip 2024 senesine girdiğimizde Gazze’deki, Doğu Türkistan’daki, Keşmir’deki, Hindistan’daki, Yemen’deki, Libya’daki, Somali’deki, Sudan’daki, Irak’taki, Suriye’deki, Nijer’deki akan kanların, dökülen göz yaşlarının, arşa çıkan ağıtlarının, tecavüze uğrayan kızların çığlıklarının, imdat diyen herkesin hesabını biz Müslümanlardan soracak Allah!

  • İslam’dan uzaklaşıp, düşmanımıza benzeyip, Allah’ın yardımından mahrum bırakılarak zillete düşmemiz dolayısıyla zulümlere mâni olamayışımızın hesabını fert fert hepimize soracaklar!
  • Ve biz o gün zalimlerden daha çetin bir suâl ve hesaba mâruz kalacağız!

Düşmanın izini takip ederek acizleşmemizin, konfor ve makamlardan fedâkarlık edemeyişimizin, ümmetin ve insanlığın dertleriyle dertlenmeyişimizin, düşmanın silahıyla silahlanmayışımızın, her nev’i cihaddan geri duruşumuzun, boykot etmeyi bile beceremeyişimizin, çocuklarımızı gavur çocukları gibi yetiştirişimizin hesabı soruduğunda ne diyeceğiz Cenâb-ı Hakk’a?

Haydi, birlikte ne diyeceğiz onu düşünelim!

Sükutun ikrar olduğunu bilmeyen yoktur.

O halde cevabı olan varsa bir adım öne çıksın!

Bize yazsın da biz de neşredelim!

2024 senesinin Müslümanlar ve bütün insanlığın diriliş yılı olmasını Cenâb-ı Hakk Teâlâ hazretlerinden niyaz ederiz!

Vesselam!