Kara paranın karanlık koridorları

FinCEN Belgeleri, şüphesiz ki ABD’nin bir hamlesi. Kendi sisteminin bekâsı uğruna birilerinin önüne yüklü bir fatura konacağı ortada. Deutsche Bank üstünden Almanya’yla bir hesaplaşmanın yaşanacağını tahmin etmek de güç değil. Kendi suçlarının devam edebilmesi için başka suçluların cezalandırılması gerekiyor çünkü.
FinCEN Belgeleri, şüphesiz ki ABD’nin bir hamlesi. Kendi sisteminin bekâsı uğruna birilerinin önüne yüklü bir fatura konacağı ortada. Deutsche Bank üstünden Almanya’yla bir hesaplaşmanın yaşanacağını tahmin etmek de güç değil. Kendi suçlarının devam edebilmesi için başka suçluların cezalandırılması gerekiyor çünkü.

“FinCEN Belgeleri” ise “şimdiye dek sızdırılan en detaylı ABD Hazine kayıtları.” Çok sayıda uluslararası bankadan toplanmış verileri kapsıyor. Belgeler, bankacılık sisteminin suç şebekeleriyle gayrimeşru ilişkisinin mahiyetini teşhir ediyor.

Büyük hesaplaşmanın adı bu sefer FinCEN belgeleri. 20 Eylül günü, ABD merkezli haber sitesi Buzzfeed’e sızdırılan belgeler, dünyanın en büyük finans kuruluşlarının yaptırımları nasıl ihlal ettiğini, kara para aklama operasyonlarına nasıl çanak tuttuğunu ve 2 trilyon dolar değerindeki şaibeli işlemlerde ne tür bir rol üstlendiklerini gözler önüne seriyor. Uluslararası bankacılık sisteminin en mahrem sırlarının ortaya saçıldığı bu belgeler birilerinin canını çok yakacak.

  • Yalnızca uzmanların nüfuz edebileceği nitelikteki raporlar, kirli paranın ülkeler arasındaki seyahatinin güzergâhını ortaya koyarken bir yandan da bankaların ve rejimlerin buna engel olmaktaki başarısızlığını anlatıyor. Doğrusu, ortada olan başarısızlıktan ziyade isteksizlik. Rakamların ve işlemlerin diline âşinâ olanlara göre, kara paranın aklanabilmesi için bankalar ve hükümetler işleri kolaylaştırıyor, “suçlular”ın önünü açıyor.

Havalelerden yüklü komisyonlar alıyorlar çünkü. “Suçlular”, banka patronları ve politikacı elitler, bu güzergâh boyunca sıkı yoldaşlar. Uyuşturucu baronları, namlı dolandırıcılar, yolsuzluğa batmış bürokratlar, oligarklar, bu maskeli baloda gönüllerince dans edebiliyorlar.

Yasadışı yollarla edindikleri serveti, itibarlı bir bankada açılmış hesaba aktararak suçla olan bağının izlerini örtmeleri o kadar da zor değil. Vergi cennetlerinde kayıtlı paravan şirket hesaplarıyla çitlerin etrafını dolaşıp hedeflerine ulaşabiliyorlar. Böylece kolluk güçlerinden ve vergi kurumlarından servetlerini kaçırabiliyorlar.

FinCen neyin nesi?

“Kara para aklama, kurbansız bir cürüm değil.” Bu korunaklı arazi, yeni suçları ve yolsuzlukları teşvik etmekten başka bir işe yaramıyor. Çeteler fena hâlde zenginleşirken, çalınan vergiler ve daralan millî bütçelerle kaybeden daima halklar oluyor. Telaffuzu bile güç bu meblağlar miktarınca gadre uğrayan yoksullar ve uyuşturucu kurbanlarının yakınlarının payına ise künhüne eremedikleri sisteme kahretmek düşüyor.

“Kara para aklama, kurbansız bir cürüm değil.” Bu korunaklı arazi, yeni suçları ve yolsuzlukları teşvik etmekten başka bir işe yaramıyor
“Kara para aklama, kurbansız bir cürüm değil.” Bu korunaklı arazi, yeni suçları ve yolsuzlukları teşvik etmekten başka bir işe yaramıyor

Finansal katakullilerle alâkalı sırlar daha önce de medyaya sızdırılmıştı. Lüksemburg, İsviçre, Panama, Paradise Belgeleri, ünlü isimlerin offshore hesaplarını deşifre diyor, nasıl vergi kaçırdıklarını gösteriyordu. Bu dokümanlar birkaç kuruluşa ait bilgiler içeriyordu. “FinCEN Belgeleri” ise “şimdiye dek sızdırılan en detaylı ABD Hazine kayıtları.” Çok sayıda uluslararası bankadan toplanmış verileri kapsıyor. Belgeler, bankacılık sisteminin suç şebekeleriyle gayrimeşru ilişkisinin mahiyetini teşhir ediyor.

 Trump’ın önceki kampanya menajeri Paul Manafort, İranlı Reza Zarrab, firari iş adamı Jho Low ve Rus mafya lideri Semion Mogilevich.
Trump’ın önceki kampanya menajeri Paul Manafort, İranlı Reza Zarrab, firari iş adamı Jho Low ve Rus mafya lideri Semion Mogilevich.

Peki, FinCEN neyin nesi? ABD’nin Mâlî Suçlar Araştırma Ağının kısaltması. 1990’da Hazine Bakanlığı’na bağlı olarak kuruldu. Görevi, kirli paranın aklanması, “terörizm”in finansmanı, ekonomik yaptırımlardan sıyrılma ve diğer mâlî suçlarla mücadele için gerekli bilgileri toplamak ve analiz etmek. Dolarla işlem yapan uluslararası bankalar şüpheli gözüken işlemleri bu birime raporlamak durumunda. FinCEN, salt beyana bakmayıp kendi istihbarat ağıyla da şaibeli işlemleri kayıt altına alıyor.

Şüpheli eylem bildirimi

Burada bir mefhum öne çıkıyor: SAR. ‘Şüpheli İşlem Bildirimi’ mânâsına gelen SAR, müşterilerin hesaplarındaki para hareketleriyle ilgili şüphe çekici gelişmeleri bankanın, yetkililere bildirdikleri raporlar. Banka, müşterisinin faaliyetlerinden işkillenirse bir SAR düzenleyip FinCEN’e iletmek durumunda. Uyum Görevlileri denen gözlemciler bu işle vazifedâr.

İktisadî suçların belirtilerini andıran geçmiş işlemleri, risk profili yüksek veya sabıkalı müşterilerin işlemlerini onlar raporluyor. ABD’de faaliyet gösteren kuruluşlar buna mecbur. 30 gün içinde hem de... Yeni bilgilerle şüphe oluşmuşsa yıllar geçse bile dosyalanabiliyor. Aksi hâlde bankalar cezaî yaptırımlarla yüz yüze kalabilir. Söylemeye gerek yok ki, şaibeli bir işleme dair deliller varsa banka para akışını kesmek için tedbir almak zorunda.

Bankalardan toplanan SAR’lar, FinCEN tarafından analize tabi tutulduktan sonra güvenlik güçleriyle paylaşılır. Suçları tetkik için kullanılsa da SAR’lar birer suç delili sayılmaz. İlla ki bir suiistimal olduğu manasına da gelmez. Fakat FinCEN’in tahkikatı için hayatî bilgiler sunar. SAR'ın izinsiz ifşası ise sürmekte olan soruşturmaları tehlikeye atacağı, hem finans kuruluşlarını, hem de bu dosyaları tertipleyen memurların güvenliğini tehdit edebileceği için suçtur.

FinCEN, elindeki SAR’lardan ancak binde 2’sini sızdırmış. Kime? New York’taki BuzzedFeed News isminde bir haber sitesine. O da Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu ICIJ ile paylaşmış. ICIJ, 88 ülkeden 400 gazeteciyi seferber ederek 2 bin 100 civarındaki SAR dosyasını 16 ay boyunca incelemiş. Gazeteciler yaptıkları röportajlarla da destekleyerek, 2 trilyon dolar tutarındaki bu işlemlerde “yasadışı paranın akışına dair benzersiz, kuşbakışı bir görünüm” sağlamışlar.

Kara liste

Çıkan sonuç şu: Bankalar şaibeli hesap hareketlerini görüyor ve adım atmıyorlar. Raporların 5’te 1’i açık finans cenneti sayılan İngiliz Virgin Adaları’nda adresi görünen bir müşteriye ait. Sızıntılarda öne çıkan isimler Trump’ın önceki kampanya menajeri Paul Manafort, İranlı Reza Zarrab, firari iş adamı Jho Low ve Rus mafya lideri Semion Mogilevich.

 Firari iş adamı Jho Low
Firari iş adamı Jho Low

Chelsea’nin sahibi Abramoviç ise rakip futbolculara gizlice yaptığı yatırımlarla radara yakalanıyor. 13 milyar dolarlık servetiyle Abramoviç, 2018’de İsrail vatandaşlığına geçmiş bir Yahudi. Uluslararası kanunlara aykırı olarak inşa edilen Doğu Kudüs’teki yerleşimlere yüz milyonlarca dolar bağışta bulunması ise üstünde durulmaya değer bir ihlal olarak görülmüyor.

Adı en çok geçen bankalar ise Standard Chartered, HSBC, JPMorgan ve Deutsche Bank. İngiliz bankacılık devi Standard Chartered, Arap Bankası’nın Ürdün şubelerinin “terör finansmanından” suçlu bulunmasından yıllar sonra dahi havaleye devam etmekle itham ediliyor. Banka, İran’a uygulanan ambargoları deldiği için ABD tarafından geçen yıl 1,1 milyar dolar cezaya çarptırılmıştı. Aynı banka, Liverpool Futbol Kulübünün göğüs sponsoru.

Chelsea’nin sahibi Abramoviç ise rakip futbolculara gizlice yaptığı yatırımlarla radara yakalanıyor.
Chelsea’nin sahibi Abramoviç ise rakip futbolculara gizlice yaptığı yatırımlarla radara yakalanıyor.

HSBC’nin sabıkası ise epey kabarık. Sadece İngiltere’nin değil Avrupa’nın en büyük bankası 2012’de Latin Amerika’daki uyuşturucu kartellerine 881 milyon dolar aktardığını kabul etmişti. 1,9 milyar dolar ceza ödeyerek davalardan kurtulmuş olsa da dolandırıcılıkları ayyuka çıkmış şahısların para transferlerine aylar sonra bile göz yummuştu. Bu iki bankanın da büyük hissedarı Rothschild…

HSBC’nin sabıkası ise epey kabarık. Sadece İngiltere’nin değil Avrupa’nın en büyük bankası 2012’de Latin Amerika’daki uyuşturucu kartellerine 881 milyon dolar aktardığını kabul etmişti.
HSBC’nin sabıkası ise epey kabarık. Sadece İngiltere’nin değil Avrupa’nın en büyük bankası 2012’de Latin Amerika’daki uyuşturucu kartellerine 881 milyon dolar aktardığını kabul etmişti.

Rockefeller’e ait Amerikan yatırım bankası JP Morgan ise Londra’da kime ait olduğu belli olmayan bir hesap üzerinden 1 milyar dolar aktarımına izin verdi. İşlemden sonra da “bu hesabın FBI’ın en çok aranan 10 kişi listesinde yer alan bir mafya babasına ait olabileceğini” fark etti.

  • Kara listenin başını ise Deutsche Bank çekiyor. Şüpheli işlemlerin yüzde 62’sini (1,3 trilyon dolar) o gerçekleştirmiş. Deutsche Bank’ın adı kara parayla birlikte ilk kez anılmıyor. Almanya’nın en büyük bankası 2015’te ABD yaptırımlarını ihlal ettiği için 258 milyon dolar ceza ödemeyi kabul etmişti. “Şeffaf olmayan yöntem ve uygulamaları” terk ettiğini ilan etse de belgeler aksini söylüyor.

Kullanışlı bir silah

Dünya çapında kara para aklamakla suçlanan 20 isimden biri, bizim için hayli tanıdık: Reza Zarrab. Türkiye’de Sarraf soyadını kullanan Zarrab, İran’ın ABD yaptırımlarını delmek için kullandığı bir mızrak ucuydu. Kurduğu paravan şirketler ve kuryeler ağıyla Birleşik Arap Emirlikleri Merkez Bankası, Standard Chartered ve Deutsche Bank üzerinden milyarlarca dolar nakit ve altını transfer etmişti. 2007-2016 yılları arasında sadece Standard Chartered ona ait 5,8 milyar doların havalesini gerçekleştirmişti. Belgelere göre bu transferler Zarrab ABD’de tutukluyken de devam etmiş.

Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın ortağı Zarrab, İran’da nüfuzlu bir ailenin üyesi olarak büyük paralara hükmediyordu. Türkiye’de de FETÖ darbesinin ön hamlesine gerekçe olan faaliyetlerini müteakip 2016’da Disneyland’a giderken tutuklanmış ve itirafçı olmuştu. Şirketlerinden birçoğu ailesi tarafından işletilmeye devam ediyor. Kendisi de ABD’nin elinde kullanışlı bir silah. Vurmak istedikleri hedefin üstüne onun beyanlarını doğrultmaları yeterli.

FinCEN Belgeleri, şüphesiz ki ABD’nin bir hamlesi. Kendi sisteminin bekâsı uğruna birilerinin önüne yüklü bir fatura konacağı ortada. Deutsche Bank üstünden Almanya’yla bir hesaplaşmanın yaşanacağını tahmin etmek de güç değil. Kendi suçlarının devam edebilmesi için başka suçluların cezalandırılması gerekiyor çünkü.

Deutsche Bank üstünden Almanya’yla bir hesaplaşmanın yaşanacağını tahmin etmek de güç değil. Kendi suçlarının devam edebilmesi için başka suçluların cezalandırılması gerekiyor çünkü.
Deutsche Bank üstünden Almanya’yla bir hesaplaşmanın yaşanacağını tahmin etmek de güç değil. Kendi suçlarının devam edebilmesi için başka suçluların cezalandırılması gerekiyor çünkü.

HSBC’nin sabıkası ise epey kabarık. Sadece İngiltere’nin değil Avrupa’nın en büyük bankası 2012’de Latin Amerika’daki uyuşturucu kartellerine 881 milyon dolar aktardığını kabul etmişti. 1,9 milyar dolar ceza ödeyerek davalardan kurtulmuş olsa da dolandırıcılıkları ayyuka çıkmış şahısların para transferlerine aylar sonra bile göz yummuştu.

Deutsche Bank
Deutsche Bank

FinCEN Belgeleri, şüphesiz ki ABD’nin bir hamlesi. Kendi sisteminin bekâsı uğruna birilerinin önüne yüklü bir fatura konacağı ortada. Deutsche Bank üstünden Almanya’yla bir hesaplaşmanın yaşanacağını tahmin etmek de güç değil. Kendi suçlarının devam edebilmesi için başka suçluların cezalandırılması gerekiyor çünkü.