Kılıçdaroğlu’nun dostları ve kurultay tiyatrosu

Kılıçdaroğlu’nun dostları, Millet İttifakının gizli ortağı terör örgütü uzantısı HDP, FETÖ’nün gazıyla ortaya çıkan ama bir varlık gösteremeyen İyi Parti, Refah Partisi’nin devamı olarak yol alan ama AK Parti karşıtlığından her yöne savrulan Mili Görüşçü Saadet Partisi ve son zamanlarda millet ittifakına eklenmesi beklenen AK Parti’den ayrılan iki grubun kurduğu Deva ve Gelecek Partisi. Bu isimleri “dostlarımız” başlığı altında birleştiren ana unsur ise ‘Erdoğan düşmanlığı!’
Kılıçdaroğlu’nun dostları, Millet İttifakının gizli ortağı terör örgütü uzantısı HDP, FETÖ’nün gazıyla ortaya çıkan ama bir varlık gösteremeyen İyi Parti, Refah Partisi’nin devamı olarak yol alan ama AK Parti karşıtlığından her yöne savrulan Mili Görüşçü Saadet Partisi ve son zamanlarda millet ittifakına eklenmesi beklenen AK Parti’den ayrılan iki grubun kurduğu Deva ve Gelecek Partisi. Bu isimleri “dostlarımız” başlığı altında birleştiren ana unsur ise ‘Erdoğan düşmanlığı!’

CHP geçen hafta sonu “iktidara yürüyüş kurultayı” adıyla 37. olağan kongresini yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu tek başına aday olup, genel başkanlığa seçildi. Kılıçdaroğlu’nun “Dostlarımızla iktidar olacağız” söylemi ise kurultaya damgasını vuran kısım oldu. Zira bu söylem, CHP’nin tek başına iktidar olma iddiasının tamamen bittiğinin göstergesiydi. Peki, Kılıçdaroğlu’nun ‘dostları’ kimdi? Kurultaylar şampiyonu CHP’nin kukla tiyatrosuna buyrun.

CHP’nin 37. Olağan Kurultayı, “iktidara yürüyüş kurultayı” olarak isimlendirilse de, yine koltuk sağlamlaştırma kurultayı olarak tarihe geçti.

Zira hep söylendiği gibi, CHP’de iktidar olmak değil, genel başkanlık önemlidir. Zaten bu kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu “Dostlarımızla iktidar olacağız” söylemiyle tek başına iktidar iddiasını da sonlandırmış oldu. Tek adamlığı eleştirdi, tek aday olarak koltuğunu korudu. Bunu dert etmeyen CHP de, 1251 delegenin oyuyla Kemal Kılıçdaroğlu’nu 6. kez CHP Genel Başkanlığına seçti.

CHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklayan Aytuğ Atıcı, İlhan Cihaner ve Tolga Yarman yeterli imza sayısını bulamayınca meydan Kemal Kılıçdaroğlu’na kaldı. Girdiği her seçimden yenilgiyle çıkan Kılıçdaroğlu, hâlâ iktidarı devireceğinden, ülkeyi düzelteceğinden söz etti ama herhangi bir yol haritası çizmedi. Bunu nasıl başaracaksınız sorusunu ise kendisi sordu, cevabını da “Dostlarımızla” şeklinde verdi. 12 Eylül rejiminin ürünü eski siyasi partilerin aynı adla tekrar açılmasını engelleyen yasanın 1992’de kaldırılmasıyla Deniz Baykal’ın CHP’nin genel başkanlık koltuğuna geçmesinin üzerinden tam 28 yıl geçti. Bu ülkede her dönem yüzde 20-25’lik bir kemik kitleye sahip olduğu halde tek başına iktidar olamayan bir tek CHP vardı, artık o da hayallerinden vazgeçti.

Ana Unsur Erdoğan Düşmanlığı

Salona Z kuşağını etkilemek için rap şarkısıyla giren Kılıçdaroğlu’nun sık sık tekrarladığı ‘dostlarımız’ ifadesi, yerel seçimlerdeki gizli ve aşikâr ittifakıydı.
Salona Z kuşağını etkilemek için rap şarkısıyla giren Kılıçdaroğlu’nun sık sık tekrarladığı ‘dostlarımız’ ifadesi, yerel seçimlerdeki gizli ve aşikâr ittifakıydı.

Salona Z kuşağını etkilemek için rap şarkısıyla giren Kılıçdaroğlu’nun sık sık tekrarladığı ‘dostlarımız’ ifadesi, yerel seçimlerdeki gizli ve aşikâr ittifakıydı. AK Parti karşıtı ne kadar muhalif varsa toplamış, onların oylarıyla üç büyük şehri kazanmıştı. “31 Mart yerel seçimlerinde o duvarın arkasına geçtik. Şimdi o duvarı dostlarımızla birlikte ve milletimizin ferasetiyle parça parça edeceğiz” sözleri işte bu öz güvenin sonucu.

Kılıçdaroğlu’nun dostları, Millet İttifakının gizli ortağı terör örgütü uzantısı HDP, FETÖ’nün gazıyla ortaya çıkan ama bir varlık gösteremeyen İyi Parti, Refah Partisi’nin devamı olarak yol alan ama AK Parti karşıtlığından her yöne savrulan Mili Görüşçü Saadet Partisi ve son zamanlarda millet ittifakına eklenmesi beklenen AK Parti’den ayrılan iki grubun kurduğu Deva ve Gelecek Partisi. Bu isimleri “dostlarımız” başlığı altında birleştiren ana unsur ise ‘Erdoğan düşmanlığı!’

Yeni İttifak Ortakları

Genel Başkanlık için adaylığını koyan, ancak belediye başkanlarının aşıyla, işiyle tehdit ettiği için delegelerin imzalarını çektiğini iddia eden İlhan Cihaner, konuşmasında Kılıçdaroğlu’nun dostlarını şu ifadelerle anlattı:

  • “Genel başkanın saydığı maddeler içerisindeki, ekonomiyi yeni oluşacak demokrasi ittifakıyla düzelteceğiz dedi. Şu andaki ekonomiyi batıran Ali Babacan ile mi yapacağız bunu arkadaşlar? Bir başlık da dış politikaydı. Stratejik derinliğin sorumlusu kim? Davutoğlu, yeni ittifak ortağımız. Babacan, yeni ittifak ortağımız. Bir köşe yazarı dedi ki, CHP PM'sine belirlenecek üyeler Ali Babacan ile uyumlu çalışmaya göre belirlenecek. Onun için orada da çok çok dikkatli olun lütfen.”

CHP’liler Bile ‘Tiyatro’ Diyor

Salgın nedeniyle izleyicinin olmaması, kurultayın sönük geçmesine sebep olsa da, güçlü belediye başkanlarının delegeleri işiyle, aşıyla tehdit ederek parti içi muhalefeti susturması bakımından, Kılıçdaroğlu’nun siyasi hayatının en rahat kurultayını atlattığı söylenebilir. O kadar rahat ki, CHP’nin içinden dahi ‘tiyatro’ olarak isimlendirildi.

Kürt Sorunu Mu PKK Sorunu Mu?

Kılıçdaroğlu kurultay konuşmasının üç yerinde ‘Kürt sorunu’ndan söz etti.

Bu ülkede PKK değil de Kürt sorunu varmış gibi konuşan Kılıçdaroğlu, Kürt sorununu da muhtemelen yine ‘dostları’ndan HDP’lilerle çözmeyi düşünüyor anlaşılan. PKK sevicilere ‘dostum’ diyen Kılıçdaroğlu, bu ülkede CHP’nin yol açtığı Kürt sorununun çoktan halledildiğini ya bilmiyor, ya da bilmek istemiyor. Cumhuriyet tarihinden itibaren CHP’nin bizzat başını çektiği Kürt sorunu, AK Parti sayesinde Kürtlerin birçok hakkına kavuşmasıyla aşılmış durumda. Ama CHP Kürtlerle değil de teröristleri besleyen PKK’nın siyasi uzantısıyla dostluk kurmaya devam ettiği için bunlardan haberdar değil. Geçmişte yapılanlar için özür dilemedikleri gibi, Kürt sorununa nasıl bakacakları da muamma.

CHP’yi Yönetmek Zor

Geçen yıl, "Emin olun, Allah inandırsın, devleti yönetmek CHP'yi yönetmekten çok daha kolaydır” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu seçildi seçilmesine de, asıl tantana partisini nasıl yöneteceğine karar verecek olan PM üyelerinin seçiminde koptu. Zira Parti Meclisi (PM), milletvekili ve belediye başkanı adaylarını belirlemede yetki sahibi. Ancak 2018 yılında yapılan değişiklikle cumhurbaşkanı adayını belirlemede son sözü söyleme yetkisi PM’ye verilmedi. Buna karşın PM, cumhurbaşkanı adayı belirlenirken seçmen yoklaması, önseçim, aday yoklaması ya da merkez yoklaması yöntemlerinden hangisinin uygulanacağına karar vermede yetkili.

37. Olağan Kurultay
37. Olağan Kurultay

Yeni tüzük uyarınca, Parti Meclisi ya da Yüksek Disiplin Kurulu adayı olmak için en az 10 delegenin imzası gerekiyor. Aday olmanın bir başka yolu ise, genel başkanın listesinde yer almak. Bu durumda aday adayının 10 delege imzası toplamasına gerek kalmıyor. Kılıçdaroğlu 80 kişilik bir anahtar liste ile 222 aday arasından birlikte çalışmak istediği muhtemel isimleri delegenin onayına sundu. Kılıçdaroğlu’nun başkan seçilmesi için oy kullanan delegeler, anlaşılan listesindeki isimlere itibar etmedi. 11 kişi Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesini delerek Parti Meclisi’ne girdi.

Anahtar Liste Neden Denildi?

Parti Meclisi ya da Yüksek Disiplin Kurulu adayı olmak için en az 10 delegenin imzası gerekiyor. Aday olmanın bir başka yolu ise, genel başkanın listesinde yer almak
Parti Meclisi ya da Yüksek Disiplin Kurulu adayı olmak için en az 10 delegenin imzası gerekiyor. Aday olmanın bir başka yolu ise, genel başkanın listesinde yer almak

Anahtar listeyi Gürsel Erol, Gaye Usluer, Gökhan Günaydın, Eren Erdem, Müslim Sarı ve Aylin Nazlıaka olmak üzere 6 kişi doğrudan; Erbil Aydınlık, Ahmet Hakan Uyanık, Semra Dinçer, Hasan Efe Uyar olmak üzere 4 kişi de kota dolayısıyla deldi. Muhtemelen İmamoğlu’nun sözünü ettiği Kılıçdaroğlu’nun etrafındaki ‘iyi yönetim’ bu isimlerden oluşacak. Kurultay günü İmamoğlu, kurultayda başkanlık yarışı yaşanıp yaşanmayacağına dair soruya, “Bizim genel başkanımız çok tarihi bir misyon üstlendi. Özellikle son yerel seçimler. Dolayısıyla bizim genel başkanımızla ilgili zerre kadar sorgulayacağımız bir şey yok. Sadece etrafını iyi bir yönetimle toparlamamız gerekiyor” ifadelerini kullanmıştı. Koltuğa oturan kukla, ‘iyi bir yönetim’ de kuklacıların kolları. Her CHP’nin hayalini süsleyen Genel Başkanlık koltuğundan kalkmadığı sürece, Kılıçdaroğlu bu durumdan zerre rahatsız değil.

Dini Sömürmek CHP'den Sorulur

Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde bir de başörtülü avukat Sevgi Kılıç vardı. Kılıç, 365 oy almasına rağmen kota sayesinde üst sıralara çıkarak parti meclisine girdi. Bu da tarihte CHP yönetimine ilk kez bir başörtülünün girmesi demek. Başörtülü avukatların SSK’da türban üzerine peruk taktıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma başlatan Genel Müdür Kılıçdaroğlu, şimdi başörtülü avukatı PM üyesi yaptı. Nasıl derler, dini sömürmek gerekirse onu da en iyi siz yaparsınız. Ne diyelim, hayırlı olsun. Parti kulislerini sarsan sonuç ise genel merkez kadrolarından beklenmeyen isimlerin sandıktan çıkamaması oldu.

Tuncay Özkan, Ünal Çeviköz, Aykut Erdoğdu, Yıldırım Kaya yeniden Parti Meclisi'ne giremeyen isimler. Böylece dört genel başkan yardımcısı parti yönetimine giremedi.

Parti’nin ağır toplarından, Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkulu genel başkanın anahtar listesinde yer almasına rağmen Parti Meclisi’ne seçilemedi. Bu isimler ilk 60’a girmesine rağmen kendilerinden daha az oy alan kadın ve gençlerin ‘kotadan’ listenin üst sıralarına kaydırılmaları nedeniyle kadro dışı kaldı. Parti’de muhalif isimlerden Erdal Aksünger ve Berhan Şimşek de delege desteğiyle aday oldu ancak seçilemedi.

Seçim Kaybedip Koltuk Sağlamlaştırdı

6 seçimdir tartışmasız Genel Başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday olma gibi bir derdi de yok.
6 seçimdir tartışmasız Genel Başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday olma gibi bir derdi de yok.

CHP Grup Başkanvekiliyken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesi, ona Genel Başkanlık koltuğunun yolunu açmıştı. O gün bugündür her seçimi kaybederek koltuğunu sağlamlaştırdı. Üstelik kaybetmeyi yenilgi olarak hiçbir zaman kabul etmedi. “Kaybetmedik, oylarımızı artırdık” diyerek her seçimin kazananı oldu. 6 seçimdir tartışmasız Genel Başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına aday olma gibi bir derdi de yok. CHP’yi uzaktan idare edenler için bu durum bulunmaz nimet. Adaylık sürecinde istedikleri kişiyi aday yaptıkları sürece, CHP’yi kimin yönettiği kimsenin umurunda değil. Kılıçdaroğlu’nun uzun süre CHP’nin başında seçimlerde aday bile olmadan kalmasının en önemli sebeplerinden biri de bu. Şimdiyse bütün ümit ‘dostları’nda.