Kraliçe eliyle darbe

Kraliçe II. Elizabeth
Kraliçe II. Elizabeth

Britanyalılar geçtiğimiz günlerde ilginç bir haberle güne uyandı. Çiçeği burnunda başbakan Boris Johnson, Kraliçe II. Elizabeth’ten Eylül ayında çalışmaya başlaması planlanan parlamentoyu askıya almasını talep etti. Kraliçe’den olumlu cevap ise gecikmedi. Bu talep sonrası yaşlı Kraliçe’den parlamento darbesi geldi. Sürecin İngiltere’yi nereye sürükleyeceği merak edilirken muhalefet engellemeye rağmen parlamentoya gitmeyi deneyecek, olmazsa halkı sokaklara çağıracak.

İngiltere’de Boris Johnson Başbakanlığındaki yeni hükümet Kraliçe II. Elizabeth’ten, Eylül ayında tatilden dönerek çalışmaya başlaması planlanan Parlamento’yu askıya almasını talep etti. Kraliçe talebi onayladı, Parlamento’nun 9 ile 12 Eylül arasında bir tarihte askıya alınmasına ve 14 Ekim’de tekrar çalışmaya başlamasına karar verdi. Kraliçe Elizabeth, Başbakan Boris Johnson’ın İngiliz meclisini Eylül ayından 14 Ekim’e kadar askıya alınması talebini onayladı. Boris Johnson’un bu talebini kabul eden Kraliçe, İngiltere’de muhalefet ve kamuoyu tarafından sert eleştirilere maruz kaldı.

ERTELEMENİN NEDENİ BREXIT

Boris Johnson’ın Britanya şartlarında Kraliçe’den bu sıra dışı isteğinin nedeni kuşkusuz belli. Amaç, Britanya Parlamentosunun Brexit sürecine engel olabilecek çalışmalar yapmasını engellemek. Bu açıdan Parlamento’yu askıya alma fikri İngiltere’de tartışmaları büyütüyor. Yapılacak 5 haftalık engellemenin 1945 yılından bu yana en uzun askıya alma dönemi olması bekleniyor.

MUHALEFET TEPKİLİ

Britanya’da muhalefetin lideri Jeremy Corbyn bu gelişme sonrası Kraliçe II. Elizabeth’ten randevu talep ederek sert açıklamalarda bulundu. Twitter’dan yaptığı açıklamada “Boris AB’den anlaşmasız bir şekilde ayrılmak için Parlamento’yu kapatırsa parlamenterler olarak demokrasiyi savunacağız. Bizi Parlamento’dan çıkarmaları için polis çağırmaları gerekir. Halkı sokağa çağıracağız. Parlamento’da olağanüstü oturum talep edeceğiz” dedi. Öte yandan Britanya Parlamentosunun diğer bir kanadı olan Avam Kamarası Başkanı Bercow, Johnson ve Kraliçenin tavrını demokrasiye hakaret olarak nitelendirdi.

Bercow, Brexit sürecini göstererek “Ulusumuzun tarihindeki en zor dönemlerden birinde Parlamento’nun sözünü söylemesi hayati öneme sahip” ifadesini kullandı. Britanya’da yayın yapan birçok gazete Başbakan Boris Johnson’ı hedef alan manşetlerle yayına çıktı. Kraliçe ve Boris’in AB’den kurtulmak için giriştiği hamlenin İngiltere’yi iyiden iyiye çıkmaza sürüklemesi bekleniyor. Bu gelişme karşısında İngiltere’den boşanmanın faturasını ayrılık talebinde bulunan İngiliz cenahına kesmeye çalışan AB’den nasıl bir tepki geleceği ve sürecin nasıl sona ereceği merak konusu. İngiliz tipi demokrasinin ortaya çıkaracağı sonuç ise pek çok şeyi değiştirmeye gebe gözüküyor.

HALK SOKAĞA ÇIKIYOR

Kraliçe’nin Parlamentoyu askıya alma kararına halkın tepkisi gecikmedi. Bu kararı protesto ederek geri alınmasını talep eden dilekçeye birkaç saat içerisinde bir milyondan fazla kişi imza attı. Dilekçede “Parlamento, 50. maddede (İngiltere’nin AB’den ayrılışını düzenleyen yasa) belirlenmiş süre (31 Ekim) yeterince uzatılana ya da Birleşik Krallık’ın AB’den çıkış iradesinden vazgeçilene kadar askıya alınmamalı ya da dağılmamalıdır” cümleleri yer alıyor. Yasalara göre Britanya Parlamentosunun 100 binden fazla kişi tarafından imzalanan dilekçeleri gündemine alması gerekiyor. BBC’nin hazırladığı dosyaya göre son 40 yılda Britanya Parlamentosu en fazla 3 hafta askıya alınmış. Son üç askıya alma ise 6,5 ve 3 gün uzunluğunda gerçekleşmiş. Protestolar gitgide büyürken hükümet ve Kraliçe’nin ne yapacağı Britanya’da merak konusu olmuş durumda.