Maksat spor olsundu ya şimdi?

Bir vazifesi de “gençleri kötü alışkanlıklardan kurtarmak” olan devletimizin, spor bahisleri adı altında gençlerimizi perişan eden şu kumar işine bir son vermesini sorumlu vatandaşlar olarak acilen talep ediyoruz. Ezcümle, spor artık spor olmaktan çıkmıştır. Ya aslına rücu edecek ya da gereken tedbirler alınmak suretiyle cebren yola getirilecektir. Çünkü toplum maslahatı bunu gerektirmektedir.
Güzel Türkçemizde mühim görülmeyen, üzerinde durulmayı fazla hak etmeyen icraatlar için “Maksat spor olsun” diye bir tabir var. Bu tabirin sporun heves olduğu zamanlardan kalma olduğu anlaşılıyor. Neden derseniz, günümüz itibariyle spor artık bir heves olmanın ötesini çoktan aştı.

Bizim çocukluğumuzda sporcu olmak için anne babanın rızasını almak şarttı ve bu da neredeyse imkânsızdı. Kimse çocuğunun spor yapmasını hele futbolcu olmasını zinhar istemezdi. Hatırlıyorum da iyi top oynadığım için bir kulüp bana lisans çıkartmıştı. Annemin tepkisini bildiğim için elimden geldiğince saklı tuttum. O zamanki futbol sahaları âdeta çamur deryasıydı ve formaları da evde yıkatmak zorundaydık. Gizli gizli forma yıkama seansları başladı ama nereye kadar sürebilirdi ki? Hele nurlar içinde yatsın, anacığımdan ne kadar saklı kalabilirdi? Nitekim fazla geçmeden annem vaziyeti fark etti ve kulağımdan tuttuğu gibi beni kulübe dek götürdü. Tabiri caizse kulübe baskın yapıp oradaki yöneticilere ağzına geleni söyledi ve tabii ki lisansımı da yırtıp attı.
Kolay para cezbediyor
Zamanla çok şey değişti. Aileler çocukları futbolcu olarak piyasaya kapağı atabilsin diye yırtınıp duruyor şimdi. Bir vakitler futbolcu anası olmak, habire çamurlu forma yıkamaktan ibaretti. Çamur futbolun en katı gerçeğiydi çünkü. Bırakın amatör ligleri, süper lig sahaları bile çamurdan geçilmiyordu. Şimdiyse herkes “oğlum futbolcu olsun, iyi bir kontrat yapsın, önce evimizi, arabımızı alalım, sonrası Allah Kerim” diyerek çıkıyor yola. Memlekette “ya topçu ya da popçu olacaksın” diye bir tabirimiz var nicedir. Kolay paranın cezbettiği bir topluma çarçabuk dönüşüverdik.
Bu konuda sadece ülkemizi suçlamak pek âdil olmaz. Çünkü küresel bir trend bu, başkaları gibi bizi de çekim alanına doğru sürükledi, o kadar. “Maksat spor olsun”dan başlayarak çıktığımız yolda artık milyar dolarlar konuşuyor. Pek yakın zamanda ise trilyon dolarları konuşuyor olacağız. Rakamlar bize bunu söylüyor.
An itibariyle küresel spor pazarının değeri417 milyar doların üzerine çıktı. Son beş senedir istikrarlı olarak yıllık yüzde 5 oranında büyüyen bir pazardan bahsediyoruz. 2025-2030 arasında büyüme hızının yüzde 8’lere çıkacağı düşünülüyor. 2030 yılına gelindiğinde ise pazar değerinin 600 milyar doları rahatlıkla aşacağı tahmin ediliyor.

Dahası sporda dönen paranın rengi de değişecek. 2020’de stadyum ve sponsorluk gelirleri pazarın en büyük payını oluştururken, şimdilerde spor bahisleri ve dijital oyun gelirleri başı çekiyor artık. Bahis ve oyun 10 yılda yüzde 50 gibi daha fazla prim yaparak sporda dönen paranın rengini daha da karartmaya başladı. Sporda kara paranın her zaman belli bir yüzdesi vardı, son yıllarda ise bu yüzde inanılmaz bir artış gösterir oldu.
Yeri gelmişken belirtelim, uzmanlar spor pazarı için dört ana kaynaktan bahis açıyor:
- Fikri mülkiyet, sponsorluk ve stadyum gelirleri
- Yayıncılık ve reklam gelirleri
- Dijital oyun gelirleri
- Bahis gelirleri
Fikri mülkiyet, sponsorluk ve stadyum gelirleri
2020’ye kadar sporun ana para kaynağı olan bu segmentin 2025 itibariyle piyasa değeri 154 milyar dolara ulaşmış durumda. Beklenen büyüme oranıysa önümüzdeki beş yıl için yüzde 8 civarı. İki husus bunu temin ediyor. İlki, spor programları çok izleniyor ve kitleyi taraftara dönüştürüp markaya, yani kulübe çekiyor. Bu da ciddi bir gelir kalemi oluşturuyor. Buna müşahhas bir örnek olarak, 2024 yılında ABD'de en çok izlenen 100 prime time TV kuşağından 75'inin spor olduğunu söylemiş olalım. Diğer yandan kulüp sahipleri, ticari gelişmeyi daha da artırmak için taraftarla ilgili verileri topluyor ve bunları paraya dönüştürmek için analitik yöntemleri etkili bir şekilde kullanıyor.
Bu segmentin göze çarpan gelir kalemleri ise şöyle:
- Medya hakları
- Sponsorluk
- Maç günü
- Lisanslı ürün satışı
Medya hakları, en büyük gelir kalemi olarak 2025 yılında 61 milyar dolarlık küresel bir pazara ulaştı. Canlı spor yayını ve sporla ilgili diğer yayınları yapan platformların yaygınlaşması, eğlence içeriğinin daha da çeşitlenmesi, premium sporları kablolu ve uydu TV hizmetlerinde ana izlenme türlerinden birine dönüştürdü. Bu durum, Amazon ve Netflix gibi popüler platformların devreye girmesi ve spor içeriğine gittikçe artan ilgiyle birleşince medya haklarının değerini artıran bir rekabet oluştu. Mesela, UEFA Şampiyonlar Ligi medya haklarının değeri 2014-2024 periyodunda yaklaşık 1,2 milyar dolardan 3 milyar dolara yükseldi, yüzde 300’e yakın bir gelir artışı getirdi.

Sponsorluk gelirleriyse 2025 yılında 52 milyar dolarlık küresel bir pazarı temsil ediyor. Stadyum içi reklamlar ve dijital etkileşimin artmasıyla bu pastanın daha da büyüyeceği tahmin ediliyor. Çünkü sponsorlar artık dijital uygulamalar, sosyal medya, stadyum içi ekranlar ve hatta stadyumun belirli bölümleri üzerinden hedef kitle gruplarını rahatlıkla etkileşim alanına sokabiliyor.
Veri odaklı değişim, sponsorlar için daha sağlıklı bir yatırım getirisi sağlıyor. Ürünler ve markalı içerikler taraftar segmentlerine göre uyarlanıyor ve ilgili kanallar aracılığıyla sunuluyor; bu da erişim alanını sahip olunan medyanın da ötesine taşıyor. Formula 1, farklı sponsorluk katmanları ve özel paketlerle 3 milyar dolara ulaşan sponsorluk geliriyle muhteşem bir örnek konumunda. Sponsorluk gelirleri, sporda büyümenin mühim bileşenlerinden biri olmaya devam edecek.
Nitekim spor pazarlaması konusunda lider şirketlerden biri olan Havas Sport’un başkanı Yann Baffalio konuya ilişkin şöyle diyor: "Sponsorluk, bir marka için en iyi performans gösteren medya yatırımlarından biridir ve görünürlük varlıkları aracılığıyla marka bilinirliği oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda tüm pazarlama hunisini de etkiler. Markanızı bir tutku noktasıyla ilişkilendirir, dijital içerik ve etkileşim yoluyla marka sevgisi yaratır ve günün sonunda taraftar verilerinden yararlanarak bir satış döngüsü yaratır."

Teknolojik gelişmeler, sponsorluğu ve saha içi reklamcılığı da dönüştürüyor. Dijital saha kenarı reklamcılığı gibi yenilikler, gerçek zamanlı reklamlar sunarak ciddi bir gelir katkısı sağlıyor. Stadyumlar dijital altyapılarını geliştirmeye devam ettikçe, bu gelirlerin daha da artacağı görülüyor.
Maç Günü gelirleri 2025 yılında 34 milyar dolara ulaşmış durumda. Stadyumlar tam ölçekli birer eğlence merkezlerine dönüştükçe maç günü gelirleri daha da artma potansiyeli sunuyor. Artık spor kulüpleri, maç günlerinde taraftarın uzun saatler boyunca kalıp her türlü ihtiyacını ve eğlencesini sağlayan, dolayısıyla “para basan” stadyum konseptini benimsemiş görünüyor. Real Madrid'in yenilenen Bernabeu stadyumu ile Manchester City'nin eğlence bölgesini buna örnek verebiliriz.
Lisanslı ürün satışı şimdilik 7 milyar dolarlık küçük bir pazara tekabül etse de istikrarlı bir büyüme trendini sürdürüyor. Kulüplerin küresel taraftar kitlesini etkileşime dahil eden e-ticaret platformları bu büyümenin ana motoru. Legends gibi uzman şirketlerle ortaklık kuran büyük kulüpler, taraftarlara doğrudan ulaşıyor, ürünleri kişiselleştiriyor ve taraftar etkileşimini önemli ölçüde artırıp dijital pazar yerleri oluşturabiliyor. Ayrıca küresel spor markalarıyla yapılan forma anlaşmaları, kulüpler için önemli bir gelir akışı sağlıyor.
Yayıncılık ve reklam gelirleri

2025 yılında 86 milyar dolarlık bir pazarı ifade eden yayıncılık ve reklam gelirleri, değişen tüketim alışkanlıkları ve çoğu yayıncının karşı karşıya olduğu maliyet baskısıyla karşı karşıya. Yayıncılık bu yüzden geleneksel kalıpların dışına çok rahat çıkabiliyor. 2025 Premier Padel P1 finallerinin geniş abone tabanından yararlanmak amacıyla Cristiano Ronaldo'nun YouTube kanalında yayınlandığını hatırlatalım.
Ücretli TV aboneliği2025'te 49 milyar dolarlık gelirle gelirin yaklaşık %70'ini oluşturarak pazarın büyük bir kısmını oluşturmaya devam etse de gençlerin giderek dijital alternatiflereyönelmesi geleneksel yayıncılığın bir dönüşüm geçireceğini net olarak gösteriyor.
2025 yılında 12 milyar dolar olarak tahmin edilen reklam geliriyse, büyük ölçüde izleyici sayısına bağlı kalmaya devam ediyor. Geleneksel yayıncılığın izleyici kitlesi azalırken, reklam harcamaları da doğal olarak azalıyor. Dijital gelişmelere ayak uyduramayanın kaybettiği bir dünyada yaşıyoruz. Spor yayıncılığı da buna göre kendini yeniden yapılandırmak zorunda.
Dijital oyun gelirleri
2025 itibariyle 44 milyar dolar değerinde olan spor oyunları, mobil cihazların yaygınlaşmasıyla spor dünyasındaki en büyük ve en hızlı değişimi temsil ediyor. 27 milyar dolarlık DraftKings ve Dream11 gibi fantazi spor uygulamaları ile 17 milyar dolarlık EA Sports, NBA 2K ve Madden NFL gibi video oyunları dünya gençliğini kıskıvrak ele geçirmiş durumda.
Bunun yanısıra geleneksel spor kulüpleri de artık kendi e-spor takımlarını kuruyor. Mesela 17 NBA takımı, NBA 2K eSport Ligi'ne katılarak bunu bir gelir fırsatına dönüştürmüş durumda. Bu girişimler sadece medya hakları, sponsorluklar ve ürün satışları yoluyla para kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda taraftar etkileşimi için de değerli bir araç vazifesi görüyor. Kulüpler, e-spor takımları kurmak suretiyle geleneksel spor dalıyla pek de ilgili olmayan genç kitlelere rahatlıkla ulaşıyor.

Bahis gelirleri
Geldik asıl mevzuya... “Maksat spor olsun” dediğimiz heves zamanlarından günümüzün para manyaklığına uzanan çizgide sporu en fazla kirleten bahis işinden başkası değil. Spora ilişkin bahis gelirlerinin 2025 yılında 133 milyar dolara ulaşması alarm zillerinin artık çaldığını söylüyor.
Toplam spor gelirlerinin 417 milyar olduğu bir ortamda 133 milyarlık bahis gelirleri toplam pastanın neredeyse üçte biri demek. Bu da bahis işinin artık raydan çıktığını, sporun tabiatında varolan heves, kendini geliştirme, takımdaş olma ve birlikte kazanma gibi insanca duyguların yerini “ne pahasına olursa olsun kazanma” dürtüsüne bıraktığını gösteriyor.

Bahislerde öyle paralar dönüyor ki, birileri yaptığı spora, kendine ve kendi takımına çok rahatlıkla ihanet edebilir. Bahis işi sporun içine öyle sızmış, öyle etle tırnak haline gelmiş ki, bırakın kulüpler düzeyindeki maçları, milli maçlarda bile alenen bahis reklamları yapılıyor, reklam boardlarında hatta formalarda bile bahis şirketlerinin reklamları yayınlanıyor.
Bahis işi bildiğiniz üzere bir kumar oynamadır. Ve her kurulan kumar masasında kazanan yalnızca kasadır, yani o kumarı organize eden haydutlardır. Spordaki bahis işi maalesef tüm dünyada olduğu gibi hatta daha da vahim bir şekilde ülkemiz gençliğini pençesine almış durumdadır. Kolay paranın cezbettiği gençler bu batağa bir kez saplandıklarında çıkışları hiç kolay olmuyor, paralarını kaybettikleri gibi beden ve akıl sağlıklarını hatta canlarını bile kaybedebiliyorlar.
Bir vazifesi de “gençleri kötü alışkanlıklardan kurtarmak” olan devletimizin, spor bahisleri adı altında gençlerimizi perişan eden şu kumar işine bir son vermesini sorumlu vatandaşlar olarak acilen talep ediyoruz. Ezcümle, spor artık spor olmaktan çıkmıştır. Ya aslına rücu edecek ya da gereken tedbirler alınmak suretiyle cebren yola getirilecektir. Çünkü toplum maslahatı bunu gerektirmektedir.
Abone olmak için: www.birlikte.com.tr/gercek-hay..