‘Maya Kraliçesi’ ve Akdeniz'de Yunan Mezalimi

‘Maya Kraliçesi’ ve Akdeniz'de Yunan Mezalimi.
‘Maya Kraliçesi’ ve Akdeniz'de Yunan Mezalimi.

Alarm Phone, göçmen faciasıyla ilgili yayınladığı yazıda, “Denizdeki insanlar, Yunan sahil güvenliğinden neden bu kadar korkuyor? Çünkü göçmenler, Avrupa Birliği tarafından onaylanan ve Yunan yetkililer tarafından yürütülen korkunç ve sistematik uygulamaları biliyor. Avrupalı yetkililer kurtarma için vakit kaybetmeden yeterli müdahalede bulunabilirdi. Ancak düzensiz göçü engelleme arzusu, yüzlerce canı kurtarma ihtiyacından daha güçlüydü” ifadelerini kullandı.

Avrupa’nın refahını korumak için kalkan olan Yunanistan, dünyanın gözü önünde Akdeniz’i göçmen mezarlığına çevirmeye devam ediyor. Batının çıkardığı karışıklıklar ve sömürü düzeni yüzünden yerinden yurdundan olan milyonlar, insanca yaşamak uğruna ölüme kürek çekiyor.

Alberto Bailleres Gonzalez, dünyanın en zenginleri arasındaydı ve bir ara da Meksika’nın en zenginiydi. Diğer multi milyarderler gibi uzun ve gizemli bir hayat yaşadı. Babası Raul Bailleres’in o doğduğu yıl kurmaya başladığı büyük imparatorluğun başına, henüz 28 yaşında geçti. “Gümüş kralı” nâmıyla anılan Alberto Bailleres, yılda 25 ton altın, 2 bin 500 ton gümüş üreten madenlerinin dışında, büyük bir mağaza zinciri ile sigorta ve fon başta olmak üzere sayısız şirkete sahipti. İki tutkusu vardı; birisi boğa güreşi, diğeri de deniz yolculuğu.

İlerleyen yaşlarında ailesi genişleyip, deniz tutkusu da iyice alevlenince 49 metrelik yatı yetmemeye başladı. Kendine 93 metrelik bir süper yat sipariş etti. Hamburg merkezli ünlü bir Alman tersanesi olan Blohm and Voss, gövdesi çelikten üst yapısı alüminyumdan muhteşem bir uzun yol yatı inşa etti. Dört katlı, sekiz kamaralı, on altı yolcu kapasiteli, tahmini değeri 200 milyon dolar olan yüzen saray, 2008 yılında teslim edildi.

Maya Kraliçesi

Bailleres’in, Mayan Queen “Maya Kraliçesi” adını koyduğu yat, o günden sonra bakım araları hariç aralıksız dünyayı dolaşmaya başladı. Yatta helikopter pisti, havalimanında kendini takip eden 100 milyon dolarlık özel jeti olduğu için de işi olmadığı zamanlarda Bailleres, eşi ve 7 çocuğuyla sık sık süper yatına gidip geliyordu. Bailleres, en çok da Akdeniz havzasını seviyordu. Türkiye, Yunanistan ve İspanya arasında çok vakit geçiriyordu. Yat denize indikten iki yıl sonra Fethiye’ye, 2013’te Marmaris’e, 2018 ile 2020 ve son olarak geçtiğimiz Mart ayında tekrar tekrar Fethiye’ye geldi. Her seferinde Aliağa’dan tankerlerle getirilen birkaç yüzbin litre yakıtı aldı, yoluna devam etti. Bailleres, ne özel hayatı ne de gözü gibi baktığı yatı hakkında kimseye tek bir bilgi vermiyordu. Gizliliğe o kadar düşkündü ki, güvertede güneşlenmeye çıktığında kimse görmesin diye tekneye hareketli bir balkon yaptırmıştı. Canı istediğinde açıp kapatıyordu. Kimse de dışarıdan göremiyordu.

Maya Kraliçesi.
Maya Kraliçesi.

Esrarengiz ölüm

Gümüş Kralı, ilginç bir kararla 2018 yılında Avustralyalı model ve instagram fenomeni Sinead McNamara’yı işe aldı.

Fotoğraf makinesi görünce saklanacak yer arayan Bailleres, hayatı fotoğraf olan birine gemide ne iş yaptırıyordu bilmiyoruz. Kimse de bilmiyor zaten. 20 yaşındaki McNamara, neyi var neyi yok satıp, 2018 Mayıs’ında işe başladı. Sinead, uzun yıllar süreceğini düşündüğü mavi yolculuğun her durağında sosyal medya hesabından paylaşımlar yapmaya başladı. Maya Kraliçesi aynı yıl 16 Temmuz’da Fethiye’den yakıt aldı, Yunanistan’a doğru yol aldı, Kefolanya adasındaki Argostoli limanına demirledi. İddiaya göre 28 Ağustos’ta Bailleres ve ailesi yattan ayrıldı. Bundan iki gün sonra perşembe gecesi korkunç bir olay yaşandı. Yakındaki başka bir süper yatın kaptanı, Maya Kraliçesine baktığında gözlerine inanamadı. Bailleres’in yüzen sarayının arkasında boynundan halatlara dolanmış bir kadın sallanıyordu. Kaptan hemen ortalığı ayağa kaldırdı, mürettebat geldi kadını asılı olduğu yerden aldı.

 İnstagram fenomeni Sinead McNamara.
İnstagram fenomeni Sinead McNamara.

Kadının, sadece 4 ay önce teknede çalışmaya başlayan Sinead McNamara olduğu anlaşıldı. Henüz ölmemişti, önce Maya Kraliçesi’nin doktoru müdahale etti, sonra yerel bir hastaneye götürdüler, oradan da helikopterle Atina’ya götürülürken yolda öldüğü söylendi. Ölümü haber verildiğinde, annesi ve kız kardeşi tatil için uçakla Yunanistan yolundaydı. Uçak inince hemen hastaneye koştular, görevliler aileye cesedin durumunun çok kötü olduğunu öne sürerek “morga girmeseniz iyi olur” dedi. Genç modelin intihar ettiğine kimse inanmasa da ellerinden bir şey gelmedi. Ailesi, tatil için büyük heyecanla geldikleri Yunanistan’dan beş gün sonra Sinead McNamara’nın tabutunu alıp, uçakla Avustralya’ya geri döndü.

Ekstra güvenlikli, 23 çalışanın olduğu süper yatta olayı görenin, duyanın olmadığı öne sürüldü. Maya Kraliçesi’nde gizlilik o kadar önemliydi ki, McNamara’nın olaydan birkaç dakika önce çekildiği bildirilen görüntüleri bile yetkililere verilmedi. Adli tabibin, “ölümü hakkında soru işaretleri var” şerhine rağmen genç kadının intihar ettiğine karar verilerek dava kapatıldı. Maya Kraliçesi de sessiz sedasız demirini aldı ve yoluna devam etti.

Gümüş Kralı bu olaydan 4 yıl sonra 91’ine merdiven dayamışken tüm sırlarıyla beraber öldü. Maya Kraliçesi ise dünya turunu sürdürdü. Geçtiğimiz Mart ayında yine Fethiye’ye uğradı, yakıt aldı, Yunanistan’a doğru hareket etti. Kötü şöhretiyle anılan süper yat, 14 Haziran'da bir kez daha haberlere konu oldu.

Maya Kraliçesi yine manşetlerde

Libya'dan aldığı göçmenleri İtalya'ya götürmek üzere yola çıkan bir balıkçı teknesinin motoru, 14 Haziran Çarşamba sabahı Yunanistan’ın Mora Yarımadası'ndaki Navarin'den 90 kilometre uzaklıkta durdu.

Avrupa Birliği’nin sınır koruma kurumu Frontex, sabah saat 10:00 gibi tekneyi fark ederek Yunan yetkililere haber verdi. Yunanlar geminin İtalya’ya doğru hareket ettiğini ve yardım istemediğini söyledi. Yine de saat 17:35’te bir sahil güvenlik helikopteri göndererek duruma uzaktan bir baktılar.

Yunanların, “sıkıntı yok” dediği saatlerde denizlerdeki göçmenlere yardım ulaştırmayı hedefleyen acil yardım hattı Alarm Phone ise saat 14:17 gibi teknenin sorun yaşadığını aktaran bir telefon aldıklarını açıkladı.

O sırada Malta bayraklı 184 metrelik “Lucky Sailor” isimli petrol tankeri, erzak ve su yardımı yapmak için göçmen teknesine doğru yönünü çevirdi. Onun ardından Yunanistan bayraklı 274 metrelik başka bir petrol tankeri “Faithful Warrior” da aynı yöne dümen kırdı. İçlerinden 6 kişinin susuzluktan öldüğü öne sürülen balık istifi balıkçı teknesine erzak ve su yardımı yapan iki tanker, Yunanistan’ın ısrarla “göçmenler yardım istemiyor” yalanları üzerine kurulan baskıyla oradan uzaklaştırıldı.

Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM), kurtarılan göçmenlerle yaptığı görüşmelere dayandırdığı açıklamasında, teknedekiler arasında en az 40 da çocuk olduğunu belirtti.
Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM), kurtarılan göçmenlerle yaptığı görüşmelere dayandırdığı açıklamasında, teknedekiler arasında en az 40 da çocuk olduğunu belirtti.

Akdeniz’in en derin yerinde battı

Tankerler gidince Yunan sahil güvenlik teknesi gelerek balıkçı teknesine halat attı. Hızla çekmeye başladı. Sağa sola yalpalayan tekne, Akdeniz’in en derin yeri olan 5 bin metrelik Calypso Çukuru’na battı. Belki de hiçbir zaman çıkarılamayacak.

İşte tam bu sırada Maya Kraliçesi, olay yerine gelerek göçmenleri denizde boğulmaktan kurtararak Kalamata limanına getirdi. Esrarengiz ölümle anılan süper yat 104 kişiye can simidi oldu. Kader bu ya, dünyanın en esrarengiz, en merak edilen süper yatlarından birinin içini görmek de böyle trajik bir olay sonucunda bu insanlara nasip oldu.

Akdeniz 10 yılda 20 bin göçmene mezar oldu

Akdeniz’de son on yılda ölenlerin sayısı 20 bini aştı. Önemli bir kısmı, Avrupa’nın kalkanı rolü oynayan Yunanistan’ın fail olduğu bu olayların sonuncusunda 81 kişinin cesedi bulundu, 500 civarında olduğu tahmin edilen kişiden de ümit kesildi.

Kalamata’ya getirilen kazazedelerle konuşan Yunanistan eski Başbakanı Aleksis Çipras ise sığınmacıların yardım istediklerini söylediklerini aktardı. 15 Haziran’da yayımlanan videoda bir sığınmacının Çipras’a, Yunan Sahil Güvenliği’nin tekneyi aşırı hızla çekmeye çalışmasının ardından teknenin alabora olduğunu söylediği görülüyor.
Kalamata’ya getirilen kazazedelerle konuşan Yunanistan eski Başbakanı Aleksis Çipras ise sığınmacıların yardım istediklerini söylediklerini aktardı. 15 Haziran’da yayımlanan videoda bir sığınmacının Çipras’a, Yunan Sahil Güvenliği’nin tekneyi aşırı hızla çekmeye çalışmasının ardından teknenin alabora olduğunu söylediği görülüyor.

Dünyanın gözü önünde yaşanan trajediye yüksek bir ses çıkmazken, Yunan hükümeti bir yandan kendini savunmaya çalışıp, diğer yandan da ülkede yas ilân etti. Yunan Sahil Güvenliği, kaza günü saat 12.30 ile 18.00 arasında balıkçı teknesiyle defalarca iletişim kurulduğunu belirterek, "İtalya'ya doğru devam etmek istediklerini ve Yunanistan'dan yardım istemediklerini defaatle tekrarladılar" ifadelerini kullandı.

Ancak Yunanistan’ın tekne batmadan tam kapsamlı bir kurtarma operasyonuna çok daha önce başlaması gerektiği iddiaları konuşuluyor.

Yunanistan’ın 3 iddiası da yalanlandı

Yunanistan’ın “tekne hareket ediyordu ve yardım da istemiyordu” iddialarıyla “tekne kendi kendine battı” iddiaları çürütüldü. Saat 18.00 sularında helikopterle teknenin “sabit bir rotada seyrettiğinin” gözlemlendiğini belirten Yunanistan Sahil Güvenlik Teşkilatı, teknenin batmadan kısa bir süre öncesine kadar normal seyrettiğini ve defalarca yapılan kurtarma tekliflerini reddettiğini söyledi.

Ancak Akdeniz’de kurtarma operasyonlarını destekleyen bir bilgilendirme ağı işleten ve yardıma ihtiyacı olan mültecileri tespit ederek en yakındaki yetkili bilimleri uyaran savunuculuk grubu Alarm Phone, aynı süre zarfında tekneden defalarca ‘maydayçağrısı aldıklarını söyledi. Gemideki sorunların günün çok daha erken saatlerinde başladığını belirten grup, Salı günü saat 14.00'te gemide bulunan ve “sabahı göremeyeceklerini” söyleyen göçmenler tarafından arandığını açıkladı.

Öte yandan gemilerin rotası ve deniz yollarındaki hareketliliğe dâir veri toplayan şirketlerden biri olan MarineTraffic’in BBC’ye aktardığı bilgisayar animasyonunda, üzerinde bir takip cihazı olmadığı için batan geminin verileri görülemiyor, ancak göçmenleri taşıyan teknenin battığı alandaki diğer gemilerin hareketleri gözlenebiliyor. Bu verilere göre teknenin hareket etmediği, sadece bir miktar sürüklendiği ortaya çıktı. Yunan hükümeti, BBC’nin bu iddiasına da yanıt veremedi.

Kalamata'ya getirilen kazazedelerle konuşan Yunanistan eski Başbakanı Aleksis Çipras ise sığınmacıların yardım istediklerini söylediklerini aktardı. 15 Haziran’da yayımlanan videoda bir sığınmacının Çipras'a, Yunan Sahil Güvenliği'nin tekneyi aşırı hızla çekmeye çalışmasının ardından teknenin alabora olduğunu söylediği görülüyor. Syriza lideri, videoda sığınmacıya "Yani Yunan sahil güvenliği sizi sürüklemek için bir halat kullandı ve bu şekilde battınız?" sorusunu yöneltiyor.

Hükümet sözcüsünden itiraf

Hükümet Sözcüsü Elias Siakantaris ise “tekneyi batırmak için değil ‘dengelemek’ için bir halat attık” dedi. Sözcü, "Sahil güvenlik gemisi kazadan 2 saat önce balıkçı teknesine yaklaştı. Teknedekiler yardım teklifini reddetti ve balıkçı teknesi yoluna devam etti. Sahil güvenlik, balıkçı teknesine doğru bir bağlama halatı atmadı. Bağlama halatı yoktu. Kendilerini dengelemek, yaklaşmak ve yardım isteyip istemediklerini görmek için bir halat kullanıldı. 'Yardım istemiyoruz. İtalya'ya gidiyoruz' diyerek yardımı reddettiler ve yollarına devam ettiler" diyerek suçtan sıyrılmayı denedi.

Uzmanlar “Yunanistan sorumlu” diyor

Deniz hukuku uzmanları ise yolcuların talep edip etmediğine bakılmaksızın, Yunan yetkililerin tekne güvenli değilse kurtarma girişiminde bulunmasını gerektirdiğini söyledi.

Yunanistan'da emekli sahil güvenlik amirali Nikos Spanos, tehlikede olan bir teknedeki insanlara yardıma ihtiyaçları olup olmadığının sorulmasının anlamsız olduğunu belirterek "Yunan Sahil Güvenlik ekiplerinin her halükârda müdahale etmesi gerekliydi" dedi.

Spanos, "Tekne yüzen bir mezarlıktı, hiçbir belgesi olmayan çok eski bir tekne. Genellikle bu tür durumlarda kadın ve çocuklar geminin alt kısmına bindirilir. Hareket edemeyecekleri şekilde kilitlenirler. Teknedekiler yardıma ihtiyaçları olmadığını söylediler. Batma tehlikesi altında bulunan teknedeki insanlara yardıma ihtiyacı olup olmadığını sormuyoruz" dedi.

Emekli İtalyan sahil güvenlik Amirali Vittorio Alessandro konuya ilişkin, “Arama ve kurtarma iki yönlü bir sözleşme değildir. Rızaya ihtiyacınız yoktur” ifadelerini kullandı. Alessandro, teknenin aşırı kalabalıkla yüklenmiş olması, can yeleklerinin olmaması ya da gemide bir kaptanın bulunmamasının müdahale için geçerli nedenler olabileceğini söyledi.

Oslo Üniversitesi Özel Hukuk Enstitüsü'nden Profesör Erik Røsæg, teknenin durumu göz önüne alındığında, Yunan yetkililerin kesinlikle “kurtarma prosedürlerini başlatma görevi olduğunu” belirtti. Røsæg, geminin kaptanı yardımı reddetse bile bu reddin “mantıksız bulunması” hâlinde sahil güvenliğin müdahale yetkisi ve sorumluluğu olduğunu ifade etti.

İnsan hakları grupları ise Avrupa Birliği'nin göç karşıtı politikalarının ve kaçakçılığa karşı yürüttüğü baskının; insanları güvenli ülkelere ulaşmak için daha uzun ve daha tehlikeli rotaları kullanmaya zorladığını söylüyor.

Uluslararası Af Örgütü göç araştırmacısı Adriana Tidona, örgütün Yunanistan'ın olayla ilgili net bir açıklama yapmamasından derin endişe duyduğunu söyledi. Tidona, “Yunan hükümetinin, açıkça tehlike altında olan gemideki her yolcuya karşı belirli sorumlulukları vardı” sözlerini kullandı.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Akdeniz Özel Temsilcisi Vincent Cochetel, "Uluslararası hukuka göre Frontex, teknenin zor durumda olduğunu tespit eder etmez, Yunan makamlarının kurtarma operasyonunu organize etmesi gerekirdi" dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Avrupa ve Orta Asya Direktörü Judith Sunderland da Yunan Sahil Güvenliği için "daha fazlasını yapabilirlerdi ve yapmalılardı da" ifadelerini kullandı. Yunan makamlarının teknedekilerin yardım istemedikleri yönündeki iddialarına ilişkin Sunderland, "Bu hukuki bir argüman değil. Teknenin zor durumda olduğu aşikardı. Açık deniz için elverişli olmadığı ve aşırı kalabalık olduğu açıktı. Yunan Sahil Güvenliği ve bölgedeki herhangi bir tekne için yardım sağlamak en önemli yükümlülüktü" diye konuştu.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Matthew Saltmars, olayda Yunan makamlarının ihmali olduğu ve Yunan Sahil Güvenlik ekiplerinin tekneyi İtalya kara sularına itmeye çalıştığı iddialarına "Elbette gelen bu haberlerden endişe duyuyoruz, ancak şimdilik elimizde doğrulanmış bir bilgi yok. Bu nedenle soruşturmanın gerçekleri ortaya çıkarması önemli." ifadesini kullandı.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Jeremy Laurence da BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında olayla ilgili değerlendirme yapılması için henüz erken olduğunu belirtirken, "Açıkçası, meydana gelen olaylarla ilgili kapsamlı bir soruşturma yapılması gerekiyor. Bu trajedi sırasında yaşananlara umarım bazı cevaplar bulabiliriz" diye konuştu.

Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 3,6'sı doğduğu ülkenin dışında yaşamını sürdürüyor.
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 3,6'sı doğduğu ülkenin dışında yaşamını sürdürüyor.
  • 108 milyon kişi yerinden edildi
  • BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre 2022 sonunda dünya genelinde zorla yerinden edilenlerin sayısı 108 milyonu geçti. Bu sayı 2022 sonunda bir önceki yıla göre 19,1 milyon arttı. Bu, kayıtların tutulmaya başlandığı 1975'ten bu yana görülen en büyük artış oldu.
  • 108,4 milyon kişinin yaklaşık 35 milyonunu sığınmacılar oluşturuyor. Dünya genelinde sığınmacıların yarısından fazlasını üç ülke vatandaşları oluşturuyor.
  • Bunlar arasında nüfusunun 6,5 milyonu sığınmacı haline gelen Suriye ilk sırada. Onu 5,7 milyon kişiyle Ukrayna ve 5,7 milyon kişiyle Afganistan izliyor.
  • Rapora göre Türkiye yaklaşık 3,6 milyonluk sığınmacı nüfusuyla dünyada en fazla sığınmacı nüfusuna ev sahipliği yapan ülke.
  • Türkiye'yi, İran ve Kolombiya takip ediyor. Bu ülkelerdeki yaklaşık sığınmacı nüfusları sırayla 3,4 milyon ve 2,5 milyon.
  • Dünyada kendisine sığınanlara insânî davranan tek ülke olan ülke Türkiye, Yunanistan’daki mezalime karşı yüksek sesle tepki gösterdi. AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, Yunan sahil güvenliğinin Akdeniz'de saatlerce insanların boğulmasını seyrettiği haberlerinin uluslararası medyada yer aldığının hatırlatılması üzerine, bununla ilgili bir uluslararası soruşturma komisyonunun ve o bölgede gözlem yapacak uluslararası birtakım gözlemcilerin olması gerektiğini söyledi. Çelik, Yunan sahil güvenliğinin ortaya koyduğu bu eylemlerin doğrudan insanlık suçu olarak incelenmesi gerektiğini belirterek, "Akdeniz'i, Yunan sahil güvenliği herkesin gözünün önünde bir göçmen mezarlığına çevirmektedir. Bunun çok ciddi bir şekilde incelenmesi ve ardından da sorumluların cezalandırılması gerekir" dedi.

Yunan bakan sorumluluk kabul etmedi

Yunanistan'da geçici hükümetin Sivil Savunma Bakanı Evangelos Tournas, sahil güvenliğin davranışını savunarak uluslararası sularda isteksiz bir gemiye müdahale edemeyeceğini söyledi. Tournas, “Sahil güvenliğin müdahalesinin aşırı yüklü bir gemiyi tehlikeye atabileceğini ve bunun sonucunda alabora olabileceğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini” iddia ederek sorumluluktan kurtulmayı denese de kimseyi ikna edebilmiş değil.

Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 3,6'sı göçmen.
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 3,6'sı göçmen.

Yunan basını: Tankerler neden uzaklaştırıldı?

Yunanistan'da yayımlanan Efimerida Ton Sintakton gazetesi, facianın meydana geldiği noktadan geçen "Faithful Warrior" isimli petrol tankerinin kaptanının ifadelerine yer verdiği haberde, geminin sahil güvenlik ekiplerince olay yerinden uzaklaştırıldığını yazdı.

Yunan Arama ve Kurtarma Merkezinin aşırı yüklü teknenin tehlikeli şekilde sallandığından haberdar olduğu belirtilen haberde, sahil güvenlik ekiplerinin petrol tankerini muhtemel kurtarma operasyonu için hâdise mahalline çağırmak yerine neden uzaklaştırmayı seçtiğine dair soruların cevaplandırılması gerektiğini belirtti.