Mehmedim Libya’na hoş geldin!

Türkiye, çıkarları doğrultusunda Libya'ya asker gönderiyor...
Türkiye, çıkarları doğrultusunda Libya'ya asker gönderiyor...

Hindistan’daki faşist yönetim, Keşmir’de başlattığı düşmanlığa, ‘Hindistan’da Müslümanlara yer yok’ diyerek yenisini ekledi. Çin’in yükselişinden endişeye kapılan ABD, bir yandan Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü kullanıyor, diğer yandan da bölgenin sigortası olarak gördüğü Hindistan zulmüne arka çıkıyor

Hong Kong meselesi de çözülebilmiş değil. Böyle giderse Hong Kong’da iç savaş kaçınılmaz. Diğer yandan Asya’dan Afrika’ya her yere para yumruğunu vuran Çin, sinsi ilerleyişini sürdürüyor. Daha şimdiden fakir devletlere çöreklenmiş durumda. Şu sıralar ise gözü Türkiye’nin üzerinde! Bu hırs pek hayra alamet değil, bilmeli.

Türkiye’deki Doğu Türkistanlıların içinde Çin ajanları cirit atıyor. Sadece onlar olsa iyi, CIA ve MI6 ajanları da. Derdiniz var ve büyükse, o dert Çin’se, kimse sizi boş bırakmaz. Bunu bilerek hareket etmeli, ince eleyip sık dokumalı.

Putin ile Cumhurbaşkanımız Erdoğan, zaman zaman görüşüyorlar...
Putin ile Cumhurbaşkanımız Erdoğan, zaman zaman görüşüyorlar...

OSMANLI, RUSLAR YÜZÜNDEN YIKILDI

Diğer taraftan Libya’nın tek meşru ve resmi yönetimi, resmen Mehmetçiği davet etti. Mehmetçik bir asır sonra yeniden Libya yolcusu! Elhamdülillah!

Batılı gavurlar ile Körfez münafıklarının en korktuğu şey başlarına geldi. Korkmakta haklılar, çünkü Mehmed’in olduğu yerde onlara yer yok. Mehmet varsa fitne biter, işgal sona erer. Onlara da yer kalmaz!

Rusya ile aramız iyi. Ama ne olur kimse unutmasın, Osmanlı Ruslar yüzünden yıkıldı. Rusların, bize karşı küllenmesi güç bir kini var. Bizim güçlenmemiz ve başarımız en çok da Rusya’yı, Putin’i rahatsız eder.

Bir çok Sivil Toplum Kuruluşları Ramazan ayında, Balkanlar'a iftar gönderiyorlar...
Bir çok Sivil Toplum Kuruluşları Ramazan ayında, Balkanlar'a iftar gönderiyorlar...

BALKANLAR'A İFTAR GÖTÜRMEK YETMİYOR

Herkes kabul etmelidir ki, Erdoğan’ın diplomatik başarısıyla Putin bir nebze dizginleniyor, ama Erdoğan yönünü döndüğü anda Putin fitne defterini açıp kaldığı yerden devam ediyor. Bunu gülüşündeki ve surat asışındaki hinlikten anlayabilirsiniz ama zaten icraatları ile ispat ediyor.

Bir de hiç ihmale gelmez bir Balkanlar meselemiz var. Kendi gençliğimize bakarak, Balkanlardaki işsiz Müslüman çocuklarının çok daha büyük bir tehlikeyle yüz yüze olduğunu anlayabiliriz. Evet, dünyanın dört bir yanına yetişemeyiz, ama Balkanlara Ramazan’dan Ramazan’a iftarlık götürmekle olmuyor. Bir yolunu bulup oranın işsizlik ve bu işsizlikle kamçılanan kültür erozyonunun önüne geçmek zorundayız. Balkanlarda esen küçük bir yel İstanbul’u üşütür.

Tarih ile irtibatımız kesilmeseydi, bir çok belgeyi okuyor olacaktık...
Tarih ile irtibatımız kesilmeseydi, bir çok belgeyi okuyor olacaktık...

TARİHLE İRTİBATIMIZI KESTİLER

Anadolu’nun en mühim meselesi ise Mehmet Genç hocanın da mülakatında dile getirdiği gibi geleneğin izini sürememe ve Türkçe’nin tahrip edilerek fakirleştirilmesidir. Buna Kemalizm’in tarihle irtibatımızı koparmasını, ilim ve tefekkür bahsindeki acıklı halimizi de eklememiz gerekiyor.

Bunca derdin üstüne bir de nesep güvenini alt üst edecek bir haber geldi. Beyin ölümü cinayetlerinin ardından gelen bu felaket belki daha da ürkütücü.

Bir gün ‘çocuklarınız sizden değilmiş’ deseler, yıkılmaz mısınız? Kim kahrolmaz? Ya bir de anne olarak ‘doğurduğunuz çocuk sizin değilmiş’ deseler? Demezler sanmayın, diyebilirler ve bunda da haklı çıkabilirler.

İHA ve SİHA’larımızdan sonra Akıncılarımız da semalarda…
İHA ve SİHA’larımızdan sonra Akıncılarımız da semalarda…

DÜNYANIN ÜÇÜNCÜSÜ OLACAĞIZ

Maazallah bu durumda babaysanız aklınıza aldatıldığınız gelecektir. Anneyse de çocuğunuzun doğumhanede karıştırıldığı... Lakin bu kez durum aklınıza geldiği gibi değil. Şayet birinden organ almışsanız, işte o zaman orada durun. İlk örnek 2004’de yaşanmış ama haberimiz olmamış. Ve bir yenisi şimdilerde gündemde…

Organ almışsınız, ama o organ sizin DNA’nızı vericininkine çevirmiş. Yani siz gerçek anne veya babasınız ama çocuklar sizden değil. Kafanız mı karıştı. O halde dosyamıza bakın lütfen.

Aslında tam 90 yıl önce ilk uçağımızı yapmıştık. Fakat mason İnönü belâsı bunu engelledi. 70 yıl önce ilk otomobilimizi yapmıştık, masonlar ve işbirlikçiler onu da engellediler. Çok geç kalsak da nur topu gibi bir millî otomobilimiz oldu. Hayırlı olsun! İHA ve SİHA’larımızdan sonra Akıncılarımız da semalarda… Dünyanın en büyük üçüncü veya dördüncü uçak üreticisi olmamız için artık bir engel yok. Asla unutmuş değiliz, ama inanın çılgın proje Kanal İstanbul’a yerimiz kalmadı. O da hayırlı olsun!

Vesselam!