Millî bir girişim daha ‘Büyük depremi erken tahmin edebiliriz’

 “Diyelim tahmin ettin, kocaman kenti nasıl boşaltacaksın” diyorlar. Biz 10 dakika sonra deprem olacak demeyeceğiz ki. Önümüzdeki 15 gün belki 30 gün içinde böyle bir deprem bekliyoruz dediğimiz zaman herkes gitsin bir yerlere.
“Diyelim tahmin ettin, kocaman kenti nasıl boşaltacaksın” diyorlar. Biz 10 dakika sonra deprem olacak demeyeceğiz ki. Önümüzdeki 15 gün belki 30 gün içinde böyle bir deprem bekliyoruz dediğimiz zaman herkes gitsin bir yerlere.

Türkiye, fay hatlarının en yoğun olduğu ülkelerden birisi. 1999’da İzmit’te yaşanan deprem ve verilen birçok kayıp sonrası deprem hepimizin ilk gündemi oldu. Zaman ilerledikçe depremler ve kayıplar unutuldu ta ki geçen yıl eylül ayında yaşanan 5,8 büyüklüğündeki depreme kadar. Onu takip eden ve büyük zarar veren Elâzığ depremiyle gözlerimizi bir kez daha Büyük Marmara depremine çevirdik.

Yaklaşık 7 büyüklüğünde beklenen Büyük Marmara depremi’nin ne zaman olacağını bilinmese de vereceği zararın büyüklüğü hepimizin malumu. 99 depremini İstanbul’da yaşayan Elektrik elektronik mühendisi Fuat Agalday’ın o gün aklına gelen fikir hayat buldu. Agalday ve arkadaşları kendi imkanlarıyla 15 yıl sonra Türkiye’nin ilk yerli sismometresini üretti. Cihazlar, ülkemizin farklı şehirlerinde ölçüm işlemlerini sürdürüyor. Agalday, yüzde 90’ının yerli olduğunu söylediği deprem ölçme cihazıyla Marmara depremini önceden tahmin ederek, zararın büyük ölçüde önüne geçilebileceğini aktarıyor. İstanbul ve Manisa’da birçok noktada kullanılan yerli sismometreyi mucidi, Doğa Hareketleri Araştırma Derneği başkanı Fuat Agalday’la konuştuk.

HALİME KİRAZLI

Sismometre yapma fikri nereden aklınıza geldi?

Elektrik elektronik mühendisiyim. Fikir 1999 depreminde ortaya çıktı.

İstanbul’da 99 depremini çok şiddetli hissettik. “Depremleri tahmin edemez miyiz” diye düşündük ve sismometre üretelim fikri geldi aklımıza. Arkadaşlarımızla üzerinde çalıştık, yazılımlarımızı geliştirdik. Bu proje için ekipmanlara ihtiyacımız vardı. “Ekipmanları yurtdışından almayacağız yerli üreteceğiz” dedik kendimize. Yaklaşık 15 sene sonra birinci ürün çıktı. Daha önce de olabilirdi ama saha çalışmaları vs. derken zaman aldı. 60 istasyonumuzdan verileri alıyoruz, ekranlardan anlık olarak takip ediyoruz.

Kullandığımız sismometrelerin hepsi yurtdışından mı alınıyor?

Evet, hepsi yurtdışından alınıyor. Türkiye deprem ülkesi olmasına rağmen neredeyse hiçbir müteşebbis bu konuya eğilmemiş. Çok kez engellemeler olmuş. Ayrıca bu işin sanayiden çok araştırma konusu olması ve bilimsel bilgi gerektirmesi de girişimlerin önünü açmamış.

YÜZDE 90’I YERLİ

Kaç istasyonumuz var?

Bin 100 deprem istasyonu var diyorlar ama değil.

Her deprem istasyonun farklı amaçları var. Onun 300 tanesi esas depremleri dinleyebileceğimiz cihazlar. Mikro depremleri dinlememiz gereken cihazlar ayrı, inşaat sektörüne veri üreten cihazlar ayrı. Onlar deprem istasyonu olarak sayılmamalı. Türkiye'nin fay hatlarının belirlenmesinde kullanılan cihazların sayısı 300. Japonya’da bu sayı 5 bin. Nispetin yüz ölçümüyle Türkiye karşılaştırılınca bizde an az 10 bin tane olması gerekiyor.

Biraz cihazdan bahseder misiniz?

“Depremleri tahmin edemez miyiz” diye düşündük ve sismometre üretelim fikri geldi aklımıza.
“Depremleri tahmin edemez miyiz” diye düşündük ve sismometre üretelim fikri geldi aklımıza.

Bu algılayıcı iki bölümden oluşuyor. Tamamı metalden oluşan sensor kısmını kendimiz ürettik. Tasarımı bize ait. Patentini de aldık. Yakında bir üst modeli gelecek. Yeni versiyonda çok teknik şeyler değişecek, ölçüm tekniği gibi farklılıklar bulunacak.

Dijital sismometremiz de var. Cihaz iki kısımdan oluşuyor. Bir mekanik kısmı, bir de elektronik sinyali işleyen tarafı var. Bunlar yerli dedik ama Türkiye’de yarı iletken üretilmiyor. Bazı elektronik malzemelerin üretimi Türkiye'de yok maalesef o nedenle yüzde 90’ı yerli diyebiliriz. Sensor kısmı, kartı ve fikriyse yüzde yüz yerli.

Başka neler yaptınız?

Derin kuyu sismometresi de yaptık. Kullanılan cihazların birçoğu yurtdışından geliyor. Bir tanesi yaklaşık 300 – 400 bin lira. Bursa’ya 5-6 sene önce 10 tane yerleştirdik ve hâlâ çalışıyor. Mesela, Bursa’nın altında bir fay hattı var ama bu haritalarda görünmüyor. Fayları belirleyebilmek için o bölgeyi dinlemeye ihtiyacınız var. Biz de cihazlarımızı, yüzey gürültülerinden etkilenmesin diye sondajla 160 metre derine yerleştirdik.

YARIN DEPREM OLACAK DEMİYORUZ

Kurulacak olanlar da dâhil kaç istasyonunuz var?

Sahaya koyduğumuz cihazlar, patentini aldığımız cihazın aynısı. 60 gözlem noktasının her birinde birer tane cihazımız var. Cihaz sayısının sene sonunda 100’e ulaşacağını tahmin ediyorum. İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Manisa’da zaten var. İşin içine Antalya, Amasya, Burdur, Aydın ve Doğu Anadolu da girecek. AB projesi olursa belki İtalya ve Yunanistan da işe dâhil olabilir. Geçtiğimiz günlerde Akhisar’a 4 nokta daha kurduk. İzmir’e 8 istasyon kuruyoruz.

HERKES BİR YERE GİTSİN

  • Çünkü depremi öngörmek yani “önümüzdeki 15 gün içinde x büyüklüğünde bir deprem olabilir” demek istiyoruz. Bu büyük bir bilgi.

Çünkü Marmara bölgesinde şu anda 7’nin üzerinde bir, belki birkaç deprem bekleniyor. İnsanları kurtarabilmemiz için depremi önceden tahmin edebilmemiz lazım. Biz, deprem olmadan potansiyel yerlerde araştırma yapıp tahmin etmeye çalışıyoruz. AFAD’la protokolümüz var. Aynı zamanda Türkiye Deprem Veri Merkezi’nin üyesiyiz. “Diyelim tahmin ettin, kocaman kenti nasıl boşaltacaksın” diyorlar. Biz 10 dakika sonra deprem olacak demeyeceğiz ki. Önümüzdeki 15 gün belki 30 gün içinde böyle bir deprem bekliyoruz dediğimiz zaman herkes gitsin bir yerlere.

İNSAN GÜCÜNE İHTİYAÇ VAR

İstanbul'da kaç tane istasyon var ve nerede?

Sahaya koyduğumuz cihazlar, patentini aldığımız cihazın aynısı. 60 gözlem noktasının her birinde birer tane cihazımız var.
Sahaya koyduğumuz cihazlar, patentini aldığımız cihazın aynısı. 60 gözlem noktasının her birinde birer tane cihazımız var.

Tuzla’dan başlayıp Tekirdağ’a kadar noktalar oluşturduk. 8 kilometrede bir nokta. Tuzla, Fatih, Zeytinburnu, Bakırköy, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Silivri derken 10’a yakın nokta var.

Biz Marmara depremine faydası olacağını düşündüğümüz farklı bölgeler için başka cihazlar da koymak istiyoruz. Bazı ölçüm cihazlarını ana kaya dediğimiz birimlere koymamız lazım. İstanbul'un güney sahil şeridinin zemini kötü, sağlıklı ölçüm yapamıyoruz. Beykoz, Sarıyer, Bahçeşehir ve Arnavutköy gibi sağlam sonuçlar alabileceğimiz yerlere koymak istiyoruz. Bu işte ekipmana ve insan gücüne ihtiyaç var. Sahayı 3 kişi, tek arabayla dolaşmamız mümkün değil. Organize olursak 6 ay içinde bu noktaları faaliyete geçirebiliriz.

BELEDİYELER DESTEĞİNİ ARTIRMALI

Bilgileri web sitenizden mi paylaşıyorsunuz?

Evet. İsteyen akademisyenlerle de paylaşıyoruz. Halkla paylaşım, endişelenecekleri için biraz tehlikeli. Zaten Kandilli ve AFAD depremleri veriyor. Biz, üçüncü bir kurum olarak paylaşım yapmıyoruz. Ama deprem tahmin kısmında bakanlıkla irtibattayız. Ölçtüğümüz verilerde anormallik görürsek direkt AFAD’a bilgi veririz. Şu zamana kadar bilgi verilecek bir durumla karşı karşıya kalmadık.

Saha da kimlerle çalışıyorsunuz?

Projenin yürütülmesinde tek kaynak belediyeler.

Birçok belediyeye hiçbir bedel almadan cihazlarımızı yerleştirdik. Çoğu zaman beklenilen desteği vermediler. Tuzla Belediyesiyle yakın temas içindeyiz. Bursa Belediyesiyle de bu teması kurmak istiyorum. Çünkü 1855 depremi orada oldu. Cihazlar kurulduktan sonra tüm işlemleri beraber gerçekleştiriyoruz. Bakımı, kontrolleri vs. bize destek oluyorlar. Halkın güveni için bu cihazlardan şehirlerine ve ilçelerine koymaları gerekiyor.

ERKEN UYARI CAN KURTARACAK

Erken uyarı mümkün mü peki?

Tabi, bir yandan da yerli erken uyarı sistemini geliştiriyoruz. Tüm yazılımlarımız yerli. Yazılımları kurduğumuz istasyonları takip edebilmek için yaptırdık. Gerçek veriyi tersten simüle ediyoruz. Çalışmalar sürüyor. O işlemler bitince de sistemlerin belirli yerlere yerleştirilmesi kalacak.

Depremde iki unsur var biri tahmin diğeri de erken uyarı. Deprem olurken birincil ve ikincil dalgalar yayar. Bu dalgaların odaktan, bir diğer noktaya gitmesi zaman alır. Siz deprem anını sensörlerle algılayıp uzak noktalara deprem oldu bilgisini verirseniz, bu deprem erken uyarı sistemidir. Meksika ve Japonya’da bu kullanılıyor. Deprem, bu ülkelerin uzağında gerçekleşiyor. Oradaki sensörler vasıtasıyla bilgi alınıp merkeze bildiriliyor ve sirenler çalıyor. Biz bu sistemi yerli olarak yapmak için kolları sıvadık. Mesela, siz deprem olan yerden 100 km uzaktaysanız, yaklaşık 20 saniye zamanınız olacak. İkincil dalga gelene kadar birinci katta oturanlar, dışarıya çıkabilirler.