Mısır’ın Han el Asel ve Serakip’te ne işi var?

Sisi’nin Suriye’ye 150 asker göndermesi hiç de şaşılacak mesele değildir.
Sisi’nin Suriye’ye 150 asker göndermesi hiç de şaşılacak mesele değildir.

BAE elitlerinin niyeti, coğrafyamızda bir Türk-Arap çatışması çıkarmak. Hırsları akıllarını kör etmeseydi buna kalkışmazlardı. Zira Arap halkları, geçmişte olduğu gibi bugün de kimin kendi yanlarında durduğunu gayet iyi biliyor.

Ortadoğu bölgesinde üç ana eksen birbiriyle çekişme halinde. Bunlar

  • ● İran ekseni,
  • ● Türk-Katar ekseni ve
  • ● Arkasında İsrail bulunan Suud-BAE-Mısır ekseni.

Suudiler dikkatlerini tamamen İran üzerinde toplarken, BAE’nin bütün işi gücü Türkiye ile. Amaç belli: Serveti ve adamlarıyla stratejik ortak İsrail’in menfaatlerine hizmet etmek.

BAE ile Türkiye arasındaki çatışma geçici değil. Tamamen köklü nedenlere dayalı.

İslâm’ı, siyaseti, İsrail’i ve bölgeyi okuma noktasında farklı ideolojik taraflarda yer almak yatıyor bunun altında. Siyasi menfaatler çatışıyor. 2017 yazından bu yana Suudi-BAE-Mısır-İsrail dörtlüsünün jeostratejik yaklaşımı Türkiye’nin bölgede tarihten gelen bir derinliğe sahip nüfuzu ve mevcudiyeti ile rekabet halinde. BAE, Türkiye ile rekabet ederek tarihinde olduğu gibi bölgenin maslahatı zıddına sömürgeci zihniyet ile işbirliğini ortaya koymuş oluyor. Siyonistlerle aynı çizgide durmaktan rahatsız olmuyor. Bu birlikteliğin tuhaf bir tarafı yok. Neticede ülkeyi yöneten hâkim zümrenin yediği ekmek buradan geliyor.

BAE ile İsrail arasındaki normalleşme tarihi, ticaret, güvenlik ve jeostratejik yaklaşımı da kapsıyor.
BAE ile İsrail arasındaki normalleşme tarihi, ticaret, güvenlik ve jeostratejik yaklaşımı da kapsıyor.

BAE ile İsrail arasındaki normalleşme tarihi, ticaret, güvenlik ve jeostratejik yaklaşımı da kapsıyor. İran ile ideolojik uzlaşmazlıktan tutun, Tel Aviv yönetiminin Filistin meselesine bakışına, Batı Şeria ve Ürdün vadisinin bazı kısımlarını işgal girişimine değin bir senkron mevcut. Aynı zamanda Arap Baharı’na bakış noktasında da bir benzerlik söz konusu. Mısır tarihinde ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi iktidara geldikten sonra İslamcı halk tabanına karşı yapılan ittifak da gözden kaçmıyor. İki ülke arasında veri analizi ve casusluktan tutun, askeri işbirliğine uzanan paslaşmalar, BAE'deki askerî ve özel güvenlik şirketlerinin yararına ortak tatbikatlar, istihbarat alışverişi ve hatta İsrail'den BAE’ye askeri ve güvenlik uzmanları getirme de buna dâhil.

  • İsrail ile BAE arasındaki istihbarat işbirliği, BAE istihbaratına bağlı olduğu bilinen G42 şirketinin 2 Temmuz’da İsrail savunma şirketleriyle tarihi bir anlaşma yapmasıyla açığa çıktı zaten. Söylendiğine göre bu işbirliğinin arkasında Kovid19 ile ortak mücadele hedefi yatıyormuş. BAE istihbarat tarihine bakıldığında izleme ve casusluk operasyonlarında İsrail şirketleriyle daha önce de işbirliği yapıldığı biliniyor. Bu işbirliği, BAE'nin casusluk ve istihbarat yeteneklerini geliştirmesi ve en önemlisi, bölgemizde Siyonist varlığın çıkarlarına hizmet etmesiyle dikkat çekiyor.

Bu arada Türkiye’nin askeri alandaki kapasitesini dengelemek maksadıyla BAE’nin Mısır’ı Libya ve Suriye’de sahaya sürmeye çalıştığını görüyoruz. Türkiye elbette Suriye ve Libya’da kendi meşru menfaatlerini korumaya çalışacaktır. BAE’nin Mısır’ı öne sürerken yaptığı şey, bir anlamda Sisi’ye diyet ödetmektir. Çünkü Mursi’ye yapılan darbenin arkasında BAE parası bulunmaktadır. Sisi’yi satın alan bu para, şimdi de onu sahada Türkiye’nin karşısına dikme niyetindedir.

Hama Askeri Havaalanı’na inen Mısır askerleri daha sonra Halep’in batısındaki Han el Asel ile İdlip’in güneyindeki Serakip kasabalarında mevzilenmiştir.
Hama Askeri Havaalanı’na inen Mısır askerleri daha sonra Halep’in batısındaki Han el Asel ile İdlip’in güneyindeki Serakip kasabalarında mevzilenmiştir.

Bu açıdan bakıldığında Sisi’nin Suriye’ye 150 asker göndermesi hiç de şaşılacak mesele değildir. Anadolu Ajansı’nın bildirdiğine göre Hama Askeri Havaalanı’na inen Mısır askerleri daha sonra Halep’in batısındaki Han el Asel ile İdlip’in güneyindeki Serakip kasabalarında mevzilenmiştir. Burası gerilimi azaltma bölgesinde Türkiye destekli ılımlı muhalefet gruplarıyla temas hattıdır. Anlaşılan BAE, Libya’da yaşadığı başarısızlığı bu hamleyle kapatma peşindedir.

Bölge halklarının gerçek menfaatlerinin zıddına faaliyetler yürütmeye devam eden BAE, siyonistlerin ve Suudi-Mısır-Bahreyn eksenindeki siyasi elitlerin değirmenine su taşımaktan bir türlü vazgeçmiyor. Kimi zaman mâlî gücünü, kimi zaman da teknoloji ve silahı yöntem olarak kullanmakta sakınca görmüyor. BAE elitlerinin niyeti, coğrafyamızda bir Türk-Arap çatışması çıkarmak. Hırsları akıllarını kör etmeseydi buna kalkışmazlardı. Zira Arap halkları, geçmişte olduğu gibi bugün de kimin kendi yanlarında durduğunu gayet iyi biliyor.