‘Müslüman toplumların umudu’

Cemalettin Latiç
Cemalettin Latiç

21. yüzyılın başlarında olduğumuz şu günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslüman toplumların umudu haline gelmiş bir lider. Erdoğan’ın ümmet eksenli politikaları, bilhassa Balkanlarda Boşnaklar için, Ortadoğu’da ise Filistin davası için gösterdiği çabalar ortada.

“Açıkçası ben Türkiye siyaseti hakkında uzman birisi değilim. Fakat medyadan takip ettiğim kadarıyla Türkiye, küresel güçlerle dengeli bir şekilde kendi bağımsız politikasını gayet başarılı bir şekilde götürüyor. Suriye krizinde millî menfaatlerini ve Suriye halkının beklentilerini öne alan bir yaklaşımla ABD’nin yanlış politikalarından uzaklaşan Türkiye, Rusya ile koordineli bir süreç yönetti. Fakat son Ukrayna ziyaretinde görüldüğü gibi savunma endüstrisi ve Kırım Tatarları mevzularında Rusya’nın pek de hoşuna gitmeyecek işler yapmaktan da çekinmedi. Bu, kendi çizgisini önceleyen bağımsız bir politikanın göstergesi.

AB ile ilişkilerde ise 70 yıllık bir hayal kırıklığı söz konusu. Çünkü AB tam bir Hristiyan kulübü gibi davranıyor.

Oysa Türkiye görmezden gelinemeyecek bir ülke. Avrupa’da 20 milyon Müslüman nüfus yaşıyor ve Türkiye’nin varlığı onlar açısından büyük bir değer ifade ediyor.

15 Temmuz 2016 günü işgal girişimine karşı dimdik ayakta duran, Türkiye’nin bağımsızlığını tavizsiz bir şekilde en öne koyan bir devlet adamı.
15 Temmuz 2016 günü işgal girişimine karşı dimdik ayakta duran, Türkiye’nin bağımsızlığını tavizsiz bir şekilde en öne koyan bir devlet adamı.

EKONOMİYİ NEREDEN NEREYE GETİRDİ

21. yüzyılın başlarında olduğumuz şu günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslüman toplumların umudu haline gelmiş bir lider. Erdoğan’ın ümmet eksenli politikaları, bilhassa Balkanlarda Boşnaklar için, Ortadoğu’da ise Filistin davası için gösterdiği çabalar ortada. Üstelik bu politikalar hayalperest bir yaklaşıma değil tam aksine ayağı yere basan, gerçekçi ve de son derece etkili bir bakış açısına sahip.

Erdoğan gerçekten başarılı bir lider. Türk ekonomisini nereden nereye getirdiği aşikâr. Osmanlı mirasına sahip çıkışı, sadece Türk milletini değil diğer Müslüman kardeşlerini de kucaklayan biri oluşu her türlü takdirin üzerinde. 15 Temmuz 2016 günü işgal girişimine karşı dimdik ayakta duran, Türkiye’nin bağımsızlığını tavizsiz bir şekilde en öne koyan bir devlet adamı.

Suriye krizinde milyonlarca Müslüman kardeşini bağrına bastı. Özgürlük için çabalayan Mısır halkından desteğini esirgemedi.

Hem ülke içinde, hem de uluslararası platformlarda medeniyetler ve dinler arasında kavganın çıkar yol olmadığını, karşılıklı saygı anlayışını savundu. Kendisinden beklentim, ülkem Bosna-Hersek’te de bütün dini ve siyasi yapıları bir araya toplayıp barış için yol gösterici olması. Din adamları, kanaat önderleri, yazarlar ve düşünürler bir araya gelebilirse gelecek için biz de umutlanabiliriz.”