Mustafa Bilgi diye birisi...

Mustafa Bilgi
Mustafa Bilgi

21 Eylül 1969, zifirî karanlık bir gece... Akrep yelkovanı kovalıyor. Nihayet 1’e çeyrek var... Müthiş bir patlama oluyor Cağaloğlu Milli Türk Talebe Birliği’nde... Bir daha, bir daha... Alevler, koşuşan insanlar... Ve alevler arasından “Allah, Allah” diyerek çıkan bir genç... Daha 19’unda, Göynük’ün Ekinciler Köyü’nden Mustafa Bilgi şehadet şerbetini içiyor… Seni unutmadık Mustafa! Rahmet niyazı ile…

Mustafa Bilgi de kimmiş ki? Siz de haklısınız. Hikâye eski… Siz gençler için eski olmasına eski de, dünyaya dalıp giden yaşlılar için de eskimiş. Uzatmadan Milli Türk Talebe Birliği diyerek dalalım konuya…

Milli Türk Talebe Birliği (MTTB), 12 Eylül öncesinde ülkemizin en önemli talebe teşkilatıydı. Kuruluşu 1900’lü yılların ilk çeyreğine giden bir teşekkül. Türkiye toplumunun son 50-60 yılına önemli değerleri, kazandıran bir kuruluş. 1965 yılında 47. Genel kurulunda yapılan oylama sonucunda, dindar ve milliyetçi kesim, laik sol kesimin elinden yönetimi alır.

49. Kongre, 28 Nisan 1969 günü Kayseri’de İsmail Kahraman’ın konuşması ile açılmıştı. Kongre gergin bir ortamda başlar. Divan üyeleri seçiminde ortam iyice gerilir. Delege üyeleri arsındaki gerginlik, maalesef cami avlusunda küçük çapta bir kavgaya dönüşse de suhulet sahibi kimseler araya girer ve ortalık kısmen sakinleşir.

Öğleden sonra oturum tekrar başlar ve seçimlere gidilir. Bir tarafta komandoların desteklediği Mustafa Ok, diğer tarafta mukaddesatçıların desteklediği Burhanettin Kayhan...

Turlar ardı arkasına devam etmekte fakat bir türlü, Genel Başkanı seçecek 2/3 çoğunluğu taraflar sağlayamamakta… Bunun üzerine bir protokol hazırlanır ve 49. Genel Kongresi ileri bir tarihe ertelenir.

Üç aylık bir aradan sonra, 14 Ağustos 1969 günü 49. Genel Kurul, İstanbul›da MTTB salonunda; münakaşa ve gürültüler arasında tekrar açılır. Oy kullanmalar esnasında, karşılıklı sataşmalar ve laf atmalar sebebiyle gerginlik had safhaya ulaşır. İki gün geçmesine rağmen bir türlü yeterli oya ulaşılamamaktadır. İlker Acar isimli delege kongreye gelmemiş, yerine başka birisi oy kullanmak istemiştir. Diğer taraf buna itiraz edince; Kürşad isimli bir delege, oy sandığını tekmelemesi üzerine, ortalık birden karışır.

17 ve 18 Ağustos günü tekrar seçimlere gidilir. Sonunda 19 Ağustos günü yapılan 8. turda 116 delegenin 72’si Burhanettin Kayhan’a, 35 ise Mustafa Ok’u destekler. Bunun üzerine milliyetçiler salonu terk eder. 9. tur oylamada Burhanettin Kayhan 80 oy alır ve Genel Başkanlığa seçilir.

MTTB, 70’li yıllarda ülkemiz öğrencilerinin dinî ve mânevî yönden eğitilmesinde büyük pay sahibidir. Millî ve mânevî değerlerin gençliğe kazandırılması için, büyük emek sarf edenlerden birisi de Mustafa Bilgi’dir. Dâvâ aşkını genç dimağlara aşılamak için, gece gündüz çalışanlardandır Mustafa Bilgi. Bu dâvâ için canını da feda etmiştir. 21 Eylül 1969’da MTTB’ye atılan bir bomba sonucu, şehadet şerbetini içer.

Mustafa Bilgi, 1950’de Bolu’nun Göynük İlçesi Ekinciler Köyü’nde doğmuştur. İlkokulu köyünde bitirdikten sonra, İstanbul’da Hocapaşa Camii’nde İmam Hatiplik yapan amcası onu yanına alır ve İstanbul İmam Hatip Okulu’na kaydettirir. İmam Hatip Okulu’ndayken Milli Türk Talebe Birliği’nde çalışmalara katılmaya başlar. Kısa zamanda yaptığı çalışmalarla göz doldurur ve Ortaöğretim Komitesi Başkanı olur. 1967-68 eğitim döneminde İmam Hatip Okulunu bitirir. O yıllarda İmam Hatip Okulu mezunlarına Üniversiteye giriş imtihanlarına girme hakkı olmadığı için Pertevniyal Lisesi’nde fark dersleri vererek düz lise diplomasını da alır.

Orta Öğrenim komitesinde lise şölenleri, gençlik geceleri tertipleyerek; yozlaşmış, diskotek, çocuk yaşında bar-pavyon kuşu olmuş, hissiz, fikirsiz, köksüz, ruhsuz, ruhsuzlaştırılmış, geçmişinden bîhaber, geleceği zaten aklına getirmeyen, sadece yaşı ve tabiiyeti, bir de nüfus kağıdında yazan “Dini: İslam” ibaresi icabı, “Müslüman Türk Genci” diye adlandırılan, zavallılaştırılmış gençleri “doğru yola”, “hidayete” çekebilme çabasındadır.

Ve MTTB seçimini “İslamcılar”ın kazanışı, yani Mustafa ve nice Mustafa’ların uğrunda can vermeyi şeref saydıkları davaya gönül bağlamışların kazanışı...

O akşam Sultanahmet Camii’nde kılınan şükür namazları, okunan Kur’an...

Hele, Mustafa’nın okuduğu Kur’an, inanın kulaklardan gitmez halâ...

Ve gene o akşam abdest alırken ağlayan, niye ağladığı sorulunca da bütün masumiyetine rağmen Allah korkusunu “Ağabey, ben çok günahkârım. Allah’tan dileğim, bütün bu günahlarımı affettirecek bir ölümü bana nasip etmesi” diyerek dile getiren Mustafa! Allah onun bu duasını da kabul etmiş ki, onun “kul” olması hasebiyle, bütün günahlarını affettirici bir ölümü, şehidliği nasib etti...

Kongre bitmiş, o bulanık atmosferden çıkılmış, aydınlığa kavuşulmuş ve Mustafa da çalışmalarına başlamıştır artık.

Üniversite giriş imtihanları neticesi belli oluyor. Bir kâğıt getiriyor postacı Mustafa’ya... onu da, bizi de sevindiren bir kâğıt. Üniversite giriş imtihanlarında Mustafa çok yüksek puan almıştır. Aslı hâlen bu satırların yazarında bulunan ve 385 Sosyal, 346 Fen puanı aldığını gösteren kâğıt... Artık, Mustafa ideallerini gerçekleştirme yolunda, milletine daha iyi hizmet edebilme imkânına kavuşma yolundadır. Bir taraftan Yüksek İslam Enstitüsü’ne devam edecek, bir taraftan da aldığı yüksek puanla istediği fakülteye girebilecektir.

BOMBA PATLIYOR

21 Eylül 1969, zifirî karanlık bir gece... Akrep yelkovanı kovalıyor. Nihayet 1’e çeyrek var... Müthiş bir patlama oluyor Cağaloğlu Milli Türk Talebe Birliği’nde... Bir daha, bir daha... Alevler, koşuşan insanlar... Ve alevler arasından “Allah, Allah” diyerek çıkan bir genç... Daha 19’unda, Göynük’ün Ekinciler Köyü’nden Mustafa Bilgi şehadet şerbetini içiyor! Seni unutmadık Mustafa! Rahmet niyazı ile…