‘Müşteri rahatsız olursa, başörtülü çalışanı kovabilirsiniz’

İşveren, müşterilerine karşı tarafsız görünmek isterse başı örtülü çalışanı kovabilir. İşveren müşterilerinin rahatsız olması durumunda başörtülü çalışanı kovabilir. Başörtüsü nedeniyle işyerinde tartışma çıkarsa, işveren başörtülü çalışanı kovabilir. Yani işveren, başörtülü çalışanı kovmak isterse, bunun için mantıklı bir bahana uydurmak zorunda bile değildir.
İşveren, müşterilerine karşı tarafsız görünmek isterse başı örtülü çalışanı kovabilir. İşveren müşterilerinin rahatsız olması durumunda başörtülü çalışanı kovabilir. Başörtüsü nedeniyle işyerinde tartışma çıkarsa, işveren başörtülü çalışanı kovabilir. Yani işveren, başörtülü çalışanı kovmak isterse, bunun için mantıklı bir bahana uydurmak zorunda bile değildir.

Bu karar, geçtiğimiz ay Avrupa’nın en üst mahkemesi olan Avrupa Adalet Divanı tarafından alındı. Fransa, Almanya ve Avusturya’nın başını çektiği ‘İslam’la savaş’ ordusuna hukûkî destek vermek amacıyla alınan karara göre müşterilerin talep etmesi hâlinde başı örtülü personeller işten çıkarılabilecek. Ayrıca başörtüsü nedeniyle işyerinde ‘tartışma’ çıkarsa, tartışmayı çıkaran değil başörtülü çalışan işten atılabilecek.

Merkezi Lüksemburg’da bulunan AB Adalet Divanı, Almanya'da başörtüsü taktıkları için işten atılan iki Müslüman kadının açtığı davayı sonuca bağladı. Hamburg'da hayır kurumu tarafından işletilen bir çocuk bakım merkezinde bakıma muhtaç çocuklarla ilgilenen bir hemşire ve eczaneler zincirinde çalışan bir kasiyer, işe girdikten uzun süre sonra tesettüre girmeye karar vermiş ve kapanmıştı. Her iki çalışanın işvereni de, Müslüman kadınları bu kararlarından dolayı işten atmıştı.

Kelime oyunlarıyla ‘tarafsızlık’

AB Adalet Divanı, verdiği skandal kararı sözde ‘insan haklarına’ uydurmak için de oldukça profesyonel bir açıklama yaptı. Kararda, işverenlerin Müslüman kadınları başlarını açma konusunda defalarca uyardığı, başlarını açmamaları hâlinde başka bir iş bulmaları için cesaretlendirdiği, çâresiz kalınca da işten attığı vurgulandı.

İşvereni haklı çıkarmak için kelime oyunlarına başvurulan kararda, eczane sahibinin başörtülü çalışanı atma nedeni olarak gösterdiği ‘müşterilerle yüz yüze muhatap oluyordu ve müşteriler de bundan rahatsızdı’ gerekçesi muteber gerekçe olarak kabul edildi.

AB Adalet Divanı, verdiği skandal kararı sözde ‘insan haklarına’ uydurmak için de oldukça profesyonel bir açıklama yaptı.
AB Adalet Divanı, verdiği skandal kararı sözde ‘insan haklarına’ uydurmak için de oldukça profesyonel bir açıklama yaptı.

Bakım evinde çalışan Müslüman kadının ise ‘iş yerinde tartışmaya neden olduğu için’ işten çıkarılması AB Adalet divanına oldukça mantıklı geldi.

Medyamız yine sınıfta kaldı

Mahkemenin aldığı bu karar, AB’de olduğu gibi Türkiye’de de haberlere konu oldu. Fakat medyamızda haberi okuyucularına aktaran tüm kurumlar, doğrudan batı medyasından çeviri yaptığı için ortaya çok garip bir durum çıktı. Yabancı ajanslar, haberi verirken mahkemenin ‘Başörtüsünü bazı durumlarda ve belirli şartlara dayanması koşuluyla’ yazıyordu.

  • Yerli ve millî medyamız da bu ifadeyi olduğu gibi çevirmeyi tercih etti. Oysa kararda geçen ‘bazı durumlar ve belirli şartlar’ aynen şöyleydi:
  • İşveren, müşterilerine karşı tarafsız görünmek isterse başı örtülü çalışanı kovabilir. İşveren müşterilerinin rahatsız olması durumunda başörtülü çalışanı kovabilir. Başörtüsü nedeniyle işyerinde tartışma çıkarsa, işveren başörtülü çalışanı kovabilir. Yani işveren, başörtülü çalışanı kovmak isterse, bunun için mantıklı bir bahana uydurmak zorunda bile değildir.