Namuslu savcılar ve daha az namuslu savcılar

Nisan 2024'te 12 Cumhuriyetçi ABD senatörü, Han'a bir mektup göndererek, netanyahu veya herhangi bir israil hükümeti üyesi için tutuklama emri çıkarması hâlinde, neticelerin kendisi ve ailesi için iyi olmayacağı yönünde tehdit etti. Yahudilerin fonladığı bu senatörler tehditte o kadar ileri gittiler ki 'Lahey İşgal Yasası'nı bile mektuba eklediler. 2002'de çıkarılan bu yasa, ABD veya müttefik ülke personelinin UCM tarafından tutuklanması durumunda, tutuklayan ülkeye askeri operasyon yapılmasını öngörüyordu. Mektup, "Uyarıldınız" şeklinde sona eriyordu.
İyi bir kariyeri, dolgun bir maaşı, kıskanılan bir statüsü, Hollanda'da rahat bir ofisi vardı. Tek yapması gereken, çalıştığı kurumu kuran patronların dediklerini yapmak ve onları rahatsız eden üçüncü dünya ülkesi diktatörlerine davalar açmaktı. Ama o öyle yapmadı. UCM Başsavcısı Kerim Han, yahudi teröristlerin ölüm tehditlerine karşı dik durdu. Belki o da namuslu insanların da en az namussuzlar kadar cesur olması gerektiğini düşünüyordu. Ve belki bu yüzden, siyonistler onu 'namus' silahıyla vurdu.
Gazze soykırımının henüz başında, yani İlber Ortaylı ve Celal Şengör gibi insanların göbekleri sallanarak attıkları kahkahalarla yahudi teröristleri aklamak için ekranlarda güldürü programı yapabildiği günlerde, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han beklenmedik bir çıkış yaptı.
17 Kasım 2023'te Kerim Han, Güney Afrika, Bangladeş, Bolivya, Komorlar ve Cibuti'den israilin savaş suçlarını soruşturmak üzere ortak bir talep aldığını açıkladı. Bu açıklama ilk başta çok ciddiye alınmadı. Çünkü o güne kadar Putin ve birkaç Rus dışında UCM'nin beyaz bir adamı yargıladığı hiç görülmemişti. Hatta Han, Mayıs 2024'te CNN'e verdiği bir röportajda, bir devlet başkanının kendisine "Bu mahkeme, Afrika ve Putin gibi haydutlar için kuruldu" dediğini aktarmış ve eklemişti: "Elinizden geleni yapın ama bizi tehditlerle yıldıramazsınız."
Kerim Han'ın bu konuda ciddi olduğunu gören soykırım yanlısı devletler kısa sürede harekete geçti. İşgalci israil hükümeti, netanyahu ve diğer üst düzey yetkililere karşı tutuklama emirleri hazırlandığını anlayınca acil toplantılar düzenledi. netanyahu, konuyu İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile yaptığı görüşmelerde gündeme getirdi ve onlardan yardım istedi.
"Uyarıldınız" mektubu
Bu sürüncemeli süreç aylar sürdü. Nisan 2024'te 12 Cumhuriyetçi ABD senatörü, Han'a bir mektup göndererek, netanyahu veya herhangi bir israil hükümeti üyesi için tutuklama emri çıkarması hâlinde, neticelerin kendisi ve ailesi için iyi olmayacağı yönünde tehdit etti. Yahudilerin fonladığı bu senatörler tehditte o kadar ileri gittiler ki 'Lahey İşgal Yasası'nı bile mektuba eklediler. 2002'de çıkarılan bu yasa, ABD veya müttefik ülke personelinin UCM tarafından tutuklanması durumunda, tutuklayan ülkeye askeri operasyon yapılmasını öngörüyordu. Mektup, "Uyarıldınız" şeklinde sona eriyordu.
Tehditler, ABD'li senatörlerle sınırlı kalmadı. İngiltere, Almanya ve UCM'ye üye pek çok israil yanlısı ülke, tutuklama kararı çıkarmaması için Han'a her türlü baskıyı yaptı. Fakat Kerim Han sözünde durdu ve bu baskıların hiçbirine boyun eğmedi.
20 Mayıs 2024'te israilin sözde başbakanı netanyahu ve savunma bakanı yoav gallant için mahkemeye bir tutuklama talebi sundu. Talep dilekçesinde Hamas'ın üst düzey yöneticileri Yahya Sinvar, İsmail Haniye, Muhammed Deif için de tutuklama istenmişti. Ama onların hepsi de bir yıl geçmeden israil tarafından şehit edildi.
Hakkında dosya hazırlanıyordu
Kasım 2023'te Kerim Han'ın soykırımcılar için tutuklama dosyası hazırlamaya başlamasından sadece bir ay sonra, siyonistler de Han hakkında bir dosya hazırlamaya başlamıştı. Ve tutuklama talebi mahkemeye sunulmadan sadece günler önce israil, Han'ın dosyasını açtı. Dosya, yahudilerin en iyi bildiği işi yani 'cinsel şantajı' içeriyordu. İftiraya göre Kerim Han, UCM bünyesindeki bir stajyere cinsel saldırıda bulunmuştu. Mayıs ayı başındaki bu suçlamalar için Uluslararası Ceza Mahkemesi derhal harekete geçti ve iftiraları araştırmaya başladı. Fakat ortada ne mağdur ne de ifade vardı. Siyonist basın, Han hakkındaki suçlamaları büyük puntolar ve gösterişli sayfalarla gündemde tutmaya çalıştı. Özellikle Wall Street Journal bu işin üstüne 'cesurca' gitti ama yaptığı çok detaylı haberin satır arasında şöyle diyordu: "Ulaştığımız bir mağdur, iddiaları ne doğrulayabildi ne de yalanlayabildi."
Bu iddialar devam ederken 21 Kasım 2024'te UCM, Han'ın talebini kabul etti ve hem netanyahu hem de yoav galanta "savaş suçu" işledikleri için tutuklama kararı çıkardı. Ama 'uluslararası dengeler' gereği, bir karar da Han için alındı. Kasım 2024'te UCM yönetimi, Han hakkındaki iftiralarla ilgili bağımsız bir soruşturma başlattı. Hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu kanıtlamak için bu soruşturma Kerim Han tarafından talep edilmişti ama israil için bu durum zafere dönüştü.
UCM tarafından 16 Mayıs 2025'te Han'ın geçici olarak izne ayrıldığı ve BM İç Denetim Hizmetleri Ofisi tarafından yürütülen soruşturma sonuçlanana kadar idari izinde olacağı açıklandı. Han'ın görevi ise iki yardımcısına devredildi. Dergi yayına hazırlanırken soruşturma devam ediyordu ve Han hakkında herhangi bir resmi suçlama yoktu.
- En yakınında bir siyonist vardı
- UCM, Han hakkındaki iftiraları ciddiye alıp başsavcıyı izne gönderse de soruşturma için elinde herhangi bir delil olmadığı ortaya çıktı. Middle East Eye sitesinin haberine göre Han'ı cinsel tacizle suçlayan kadın, Mayıs 2024'te Han'a gönderdiği kısa mesajlarda, "oyun oynandığını" ve kendisini "oynamak istemediği bir oyunun piyonu" haline getirmeye çalıştıklarını yazdı. Fakat bu açıklama, UCM'nin Han hakkındaki soruşturmasını düşürmedi çünkü mağdur olduğunu iddia eden kişi, UCM ile işbirliği yapmayı reddetti.
- Aynı şikâyetçi kadın daha önce başka bir üst düzey UCM yetkilisine karşı yaptığı şikâyet için Han'dan yardım istemiş ve Han da ona hukûkî yardım sağlamıştı. Konuyu detaylıca araştıran UCM, suçlanan kişiyle ilgili de herhangi bir suç tespit etmedi.
- İşin en ilginç yanı ise Han hakkındaki cinsel taciz iddialarını yayan ve BM'nin bu konuda ısrarla soruşturma açmasını isteyen kişinin, Han'ın en yakın çalışma arkadaşlarından biri olması. Han'ın Filistin soruşturmasında israil ile irtibat kurmakla görevlendirdiği özel asistanı Thomas Lynch, Han'ın sırtından bıçaklayan isimdi.
- Lynch, daha önce de Han'a tutuklama kararı çıkarmadan önce netanyahu ile bir yemekte buluşmasını ve birlikte basına poz vermesini teklif etmiş, Han ise "netanyahu ve ben, aç Gazzelilerin önünde kızarmış hindi yiyoruz! Bu tehlikeli bir fikir!" diye reddetmişti. Thomas Lynch, Kerim Han yokken de 'danışman' olarak görevine devam ediyor.
- Daha uysal savcılar bulundu
- Han'ın tehdit ve şantajlarla görevinden geçici olarak alınmasının soykırımcılar için ne kadar önemli olduğu, koltuğu boş kalınca anlaşıldı. Çünkü izne ayrıldığı aynı günlerde Kerim Han, yeni bir tutuklama emri üzerinde çalışıyordu. netanyahu ve gallant için 'savaş suçu' başlığında dosya hazırlayan Han, israilin sözde güvenlik bakanı ıtamar ben gvir ve maliye bakanı bezalel smotrich hakkında da 'apartheid' suçlamasıyla tutuklama talebi çıkarmaya hazırlanıyordu. İki azılı terörist, Gazze'deki soykırımın yanı sıra Filistin'de 'etnik temizlik yapan devlet yapısı' kurmakla suçlanıyordu.
- Fakat bu iki dosya da Han izne ayrıldıktan sonra rafa kalktı. UCM'den bir kaynak, basına yaptığı açıklamada "Tutuklama emri için başvuruları tamamen hazırdı. Her şey eksiksiz yapılmıştı. Tek yapılmayan şey, onları mahkemeye sunmak oldu" dedi.
- Çünkü aynı kaynaklara göre Han'ın görevini devralan iki yardımcısı, savcı Nazhat Shameem Khan ve Mame Mandiaye Niang, ABD'nin yaptırım tehditleri nedeniyle dosyaları sümen altı etmiş ve başvuruda bulunmaktan korkmuştu. Çünkü iyi bir kariyerleri, dolgun bir maaşları, kıskanılan bir statüleri ve rahat bir ofisleri vardı ve patronlarına kafa tutup bu düzenlerini bozmak istemiyorlardı.
- Filistin'in UCM'deki avukatı Raji Sourani, yardımcı savcıların tutuklama emri başvurusunu vermekten korkmasını görmezden gelmesini eleştirerek "Bizim için çok geç kaldılar. Neyi bekliyorlar ki? Her şeye sahipler. ben gvir ve smotrich başvuruları ortadan kalkarsa, bugün dünyadaki en bariz apartheid örneklerinden birini yargılama fırsatı sonsuza dek kaybolacak" dedi.
- Avukat Sourani ve Filistin için adâlet arayan hukukçuların bilip de söyleyemediği ise bu dünya düzeninde siyonistleri yargılayacak bir yargı sisteminin şimdilik olmadığı.
Kerim Han kimdir?

Aslında Kerim Ahmed Han’ın kariyerine baktığımızda, ‘idealleri için savaşan’ bir hukukçu görmüyoruz. Orta halli bir aileden gelen ve hukuk alanında kariyer yapmış bir göçmen çocuğu. Babası Pakistanlı dermatolog, annesi ise İngiliz bir hemşire. 1970’te doğduğu İngiltere’nin iyi okullarında okuyup savcılık yapmaya başladı. 27 yaşına geldiğinde kıdemli kraliyet savcısıydı.
28 yaşında, Uluslararası Ceza Mahkemesinin savcılık ofislerinde çalışmaya başladı. Savaş suçu işlenen bölgelerde görevlendirildi. Bu konuda açılan davalarda hukuk müşavirliği ve avukatlık da yaptı.
2011 yılında, dönemin İngiltere Kraliçesi Elizabet tarafından ‘Kraliçe Danışmanı olarak atandı. Kerim Han’ın bu göreve gelişi, onu ‘yapması gerekeni yapmaktan’ alıkoymadı. 2017 yılında İngiliz sömürge yönetimine karşı Kenya’da açılan bir davada mağdurların avukatlığını yaptı. Temsil ettiği yüz binden fazla Kenyalı, İngilizlerden topraklarını geri istiyorlardı. Kerim Han, Kenya bağımsızlığını kazandıktan sonra İngiliz sömürgecilerin işgal ettikleri geniş arazileri gerçek sahiplerine iade etmemesiyle ilgili "Bazı tarihî adâletsizliklerin tanınması gerekiyor... Bu, benim için çok tutkulu bir konu ve gerçekten değerli" dedi.
Aynı yıl, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından ‘Genel Sekreter Yardımcısı’ olarak atandı. Görevi, “Irak'ta DEAŞ tarafından işlenen suçların hesap verebilirliğini teşvik etmek üzere Birleşmiş Milletler soruşturma ekibi”ne başkanlık etmekti. Haziran 2021'e kadar Bağdat'ta görev yaptı.
2021 Şubat’ında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yapılan oylamada, UCM Başsavcısı seçildi. Bu göreve gelişi de çok tartışmalı oldu. Hint Okyanusu'nda İngilizlerin işgal ettiği Chagos Adaları halkı, uzun süredir İngiliz sömürgecilere karşı bir hukuk mücadelesi yürütüyordu. Mücadeleleri için uluslararası bir kampanya başlatan Chagos halkı, UCM’nin başsavcılık makamına bir ‘kraliyet savcısı’nın gelmesini istemiyordu. Bu yüzden UCM’de ilk defa kapalı oylama yapıldı ve Kerim Han 123 üye ülkeden 72’sinin oyunu alarak 4 yıl sonra izne gönderileceği koltuğa oturdu.
Tartışmalı bir şekilde seçilse de Kerim Ahmed Han’ın bir yıldıza dönüşmesi uzun sürmedi. 2021’de ABD kuklası Kâbil hükümetinin Taliban’a karşı istediği yasal taleplerini yerine getirdi. 2000'lerin başında CIA’in Avrupa’daki gizli hapishanelerde Taliban veya El Kaide üyesi oldukları iddiasıyla sivillere işkence etmesini araştıran soruşturmayı düşürdü. Gerekçe olarak da mâlî kaynakların yetersizliğini gösterdi.
2023 yılında Putin ve Rus politikacı Maria Lvova-Belova hakkında iki tutuklama emri başvurusunda bulundu. UCM de talebi kabul etti. Kerim Han, artık ABD ve Avrupa için tarihin gördüğü en namuslu savcılardan biriydi. Putin’in yaptığı hiçbir tehdide ve yaptırım kararına aldırış etmeden görevini yapmıştı. Bundan iki yıl sonra, ABD tarafından neredeyse ‘terör listesine’ alınacağını, koltuğunu kaybedeceğini ve “namussuzlukla” suçlanacağını kendisi de tahmin etmiyordu. Çünkü o, Batının soykırımcı teröristi netanyahunun tutuklanması kararını da çıkartmayı başarmıştı. Bu sebeple birden bire “en namuslu” savcıdan “daha az namuslu” bir savcıya dönüştürüldü.
Abone olmak için: www.birlikte.com.tr/gercek-hay...