Nereye dönsek karşımızda o Putin gözünü Afrika’ya dikti

Afrika’da olumlu işler yapıyoruz ve kısa zamanda büyük mesafe aldık. Türkiye’nin kıtadaki toplam ticaret hacminin Rusya’dan geri kalır yanı yok. 20 milyar dolar ile aynı rakamlara sahibiz. Orası doğru. Ancak görüldüğü gibi rakipler boş durmuyor. Daha fazlasını ortaya koymak gerekiyor. Coğrafyaya âşık, dilini, kültürünü bilen Afrika uzmanlarına ihtiyaç var. Elçiliklerin de artık davetler vermenin ötesine geçmesi, Afrika’nın ruhuna dokunabilmesi lazım.
Afrika’da olumlu işler yapıyoruz ve kısa zamanda büyük mesafe aldık. Türkiye’nin kıtadaki toplam ticaret hacminin Rusya’dan geri kalır yanı yok. 20 milyar dolar ile aynı rakamlara sahibiz. Orası doğru. Ancak görüldüğü gibi rakipler boş durmuyor. Daha fazlasını ortaya koymak gerekiyor. Coğrafyaya âşık, dilini, kültürünü bilen Afrika uzmanlarına ihtiyaç var. Elçiliklerin de artık davetler vermenin ötesine geçmesi, Afrika’nın ruhuna dokunabilmesi lazım.

Sudan’da Sevakin anlaşması yeni yönetimle birlikte dondurulmuş durumda. Kızıldeniz’de Türkiye var olacakken Rusya’nın buraya hamle yapmasını, ülkedeki son gelişmelerden bağımsız okuyamayız. Türkiye’nin Afrika’daki varlığına itiraz eden, fakat bizatihi karşısına çıkacak cesaret ve cesamete sahip olamayan BAE gibi ülkelerin Rusya’nın hamlelerine neredeyse alkış tutuyor olmasını da itinayla not edin.

2 Ağustos 2020 günü Alman gazetesi Bild, kendi hükümetine ait gizli bir raporu kamuoyuna ifşa etti. Alman Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan rapora dair şöyle deniyordu:

“Gizli hükümet raporu ortaya çıktı: Bunlar Putin'in Afrika planları. Vladimir Putin hükümeti, Afrika'daki varlığını büyük ölçüde genişletiyor. Kıtada giderek daha fazla ülkeye nüfuz ediyor, bilhassa askerî konularla ilgileniyorlar. Daha ziyade, Rus birlikleri yardımıyla kendi halklarını ezmek isteyen zorbalar bu durumdan yararlanma peşinde.”

Raporda yer alan en dikkat çekici husus, Kremlin yönetiminin altı Afrika ülkesiyle askeri üs kurma konusunda anlaşma yaptığıydı. Peki, bu ülkeler hangileriydi: Mısır, Sudan, Eritre, Mozambik, Madagaskar ve Orta Afrika Cumhuriyeti.

Sovyet Birliği çöktükten sonra uzun süre kendi içine kapanan ve küresel mânâda bir varlık gösteremeyen Rusya’nın 2015 yılına kadar sadece dört Afrika ülkesiyle askeri işbirliği anlaşması bulunuyordu. Bugün bu sayı yirmi bire (21) ulaşmış durumda.

ABD’nin boşluğunu iyi değerlendirdi

Trump döneminde Ortadoğu’da tamamen İsrail’e, Uzakdoğu’da ise Çin’e endekslenen ABD dış politikasının belki de en fazla ihmal ettiği bölgenin Afrika olduğunu söyleyebiliriz. Bunun en açık göstergelerinden biri ABD öncülüğünde 19-21 Haziran 2019 tarihlerinde Mozambik’in başkenti Maputo’da düzenlenen Afrika zirvesi idi. Afrika liderlerinin çağırıldığı zirveye ABD tarafından bırakın başkanı, başkan yardımcısını; ticaret bakanı bile tenezzül edip katılmadı.

60 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Rusya’nın tam üç misli önünde bulunan Washington yönetiminin bu pısırık tavrını Biden yönetiminde sürdürüp sürdürmeyeceği merak konusu.
60 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Rusya’nın tam üç misli önünde bulunan Washington yönetiminin bu pısırık tavrını Biden yönetiminde sürdürüp sürdürmeyeceği merak konusu.

Ticaret bakan yardımcısı Karen Dunn Kelley tarafından temsil edilen ABD’nin, hayli sönük geçen zirvede geçersiz not aldığı cümlenin malumu. 60 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Rusya’nın tam üç misli önünde bulunan Washington yönetiminin bu pısırık tavrını Biden yönetiminde sürdürüp sürdürmeyeceği merak konusu. Ama şurası bir gerçek: Putin, Trump döneminde ABD’nin bıraktığı boşluğu çok iyi değerlendirdi ve Afrika’da güçlü hamleler yaptı. Nitekim bu durum başka raporlara da yansıdı.

Büyük dönüş mü?

Nisan 2019’da Institut Français des Relations Internationales (IFRI) “Rusya’nın Afrika’ya Büyük Dönüşü mü?” başlığıyla bir rapor hazırladı. Raporda Rusya’nın 2017 yılında Afrika ülkelerine sattığı silahların envanteri yer alıyordu.

  • Cezayir:
  • - 4 adet İskender kısa menzilli füze sistemi
  • - 6 adet Su-30 MKA savaş uçağı
  • - 6 adet Mi-28 taarruz helikopteri
  • - T-90SA ağır tankları
  • - TOS-1 ve BuK-m2E füze sistemleri
  • - Kilo sınıfı denizaltı
  • Mısır:
  • - 46 adet MiG-29M/M2 çok amaçlı savaş uçağı
  • - Antitank mühimmatıyla donatılmış 19 adet Kamov-52 taarruz helikopteri
  • - S-300 füze sistemi
  • Kenya:
  • - Polis departmanı için 1 adet Mi-17 helikopteri
  • Nijerya:
  • - 2 adet Mi-35 helikopteri
  • Mali:
  • - 2 adet Mi-35 helikopteri
  • Angola:
  • - 18 adet Su-30K savaş uçağının modernize edilmesi
  • Ekvator Ginesi:
  • - Otomatik silahlar
  • - 12 adet E6 tipi karadan havaya füze sistemi
  • - 2 adet Pantsir-S1 füze sistemi
  • Burkina Faso:
  • - 2 adet Mi-171 helikopteri

Raporda bir Rus güvenlik uzmanının görüşüne de yer veriliyordu.

Nisan 2019’da Institut Français des Relations Internationales (IFRI) “Rusya’nın Afrika’ya Büyük Dönüşü mü?” başlığıyla bir rapor hazırladı
Nisan 2019’da Institut Français des Relations Internationales (IFRI) “Rusya’nın Afrika’ya Büyük Dönüşü mü?” başlığıyla bir rapor hazırladı

“Afrikalı müşteriler bizden modern sistemleri talep ediyorlar. Rus Federal Askeri Teknik İşbirliği Kurumu, askeri malzemeleri Çin veya İsrail yerine Rusya’dan almanın daha cazip olduğu noktasında onları ikna ediyor.”

Soçi’de Afrika rüzgârı esti

İşin doğrusunu söylemek gerekirse, Çin’in Afrika kıtasındaki ticaret hacmi 200 milyar dolar bandına varmış durumda. ABD’nin 60 milyar civarı. Henüz 20 milyar gibi hayli düşük rakamlara sahip olsa da Rusya büyük bir atılım yapma peşinde. Nitekim bu amaçla Çin ve ABD’nin yıllardır düzenlediği Afrika zirvelerine 23-24 Ekim 2019 tarihlerinde ilk kez ev sahipliği yaptı ve Karadeniz kıyısındaki Soçi şehrinde tam manasıyla bir Afrika rüzgarı esti.

  • Ülkelerin afrika ile ticari hacmi
  • Çin 200 milyar dolar
  • ABD 60 milyar dolar
  • Türkiye 20 milyar dolar
  • Rusya 20 milyar dolar

Zirvede Putin’in gelecek beş yıl içinde ticaret hacmini iki katına çıkaracaklarını söylemesi, iki güne sığdırılan 35 etkinlik ve organize edilen 1500 toplantı, Rusya’nın bu konuda ne denli ciddi olduğunu göstermesi bakımından not edilmeli. Toplantılarda imzalanan anlaşmaların toplamda 12 buçuk milyar doları bulan değeriyse ayrıca dikkat çekici.

Rusya’nın Afrika ülkelerine yaptığı jesti de ilave edelim. Sovyetler Birliği döneminden kalan 20 milyar dolarlık borcu silen Rusya, bugün altı ülkede askeri üs kurma anlaşmaları yapıyorsa boşa hamle yapmamış demektir. Nitekim borç silme meselesinde ülke içinde kopan gürültüleri Putin’in sözcüsü Peskov’un nasıl susturduğunu unutmayalım.

“Bu borcun silinmesi, Rus şirketlerine alan açan, ticaret ve ekonomik ilişkilerin yürütülmesinde kesinlikle karşılıklı yarar sağlayan, temel, pragmatik bir yaklaşımdır.”

Birçok alanda işbirliği

Mayıs 2019’da ABD Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan “Rusya’nın Stratejik Niyetleri” isimli Çok Katmanlı Stratejik Değerlendirme Analizi’ne göre Rusya’nın Afrika’da hangi ülkeler ile hangi konularda işbirliği yaptığı şöyle ifade ediliyor:

  • Tabii Kaynaklar (Petrol, doğalgaz, madenler)
  • Angola, Botsvana, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Gana, Gine, Mozambik, Libya, Nijerya, Sudan, Zambiya, Zimbabve
  • Silah Satışı
  • Cezayir, Angola, Burkina Faso, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Sudan, Etiyopya, Libya, Nijerya, Uganda, Zambiya, Zimbabve
  • Askeri İşbirliği
  • Angola, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mısır, Sudan, Madagaskar, Mozambik, Somali, Somaliland, Güney Afrika,
  • Terörizme Karşı İşbirliği
  • Çad, Nijerya, Somali
  • Nükleer Enerji
  • Angola, Mısır, Sudan, Etiyopya, Namibya, Ruanda, Güney Afrika, Zambiya
  • Hidroelektrik Enerjisi
  • Angola, Ekvator Ginesi, Namibya, Zambiya
  • Demiryolu İnşası
  • Angola, Gine, Nijerya

Silah karşılığında mâden

Avrupa Parlamentosu tarafından Kasım 2019’da hazırlanan “Afrika’daki Rusya. Jeopolitik rekabet için yeni bir arena” isimli rapora göz atalım şimdi de. “Rusya’nın Afrika’ya geri dönüşü” ifadesiyle başlayan rapor, ticaret hacmi bakımından AB, ABD ve Çin’in epey gerisinde bulunmasına karşın Rusya’nın askeri alanda neredeyse rakipsiz olduğunu ortaya koyuyor. Yüzde 35 gibi hayli yüksek bir rakamla Afrika kıtasının ticari açıdan en büyük partneri durumunda bulunan AB’nin siyasi ve askeri alanda Rusya’nın hayli gerisinde olduğunu görüyoruz.

Avrupa Parlamentosu tarafından Kasım 2019’da hazırlanan “Afrika’daki Rusya. Jeopolitik rekabet için yeni bir arena” isimli rapora göz atalım şimdi de.
Avrupa Parlamentosu tarafından Kasım 2019’da hazırlanan “Afrika’daki Rusya. Jeopolitik rekabet için yeni bir arena” isimli rapora göz atalım şimdi de.

2009 yılında 1.1 milyar dolarlık silah satışını on yıl sonra iki misli büyüterek kıtanın askeri harcamalarında yüzde 39’luk dilim ile en büyük satıcı konumuna yükselen Rusya, niçin diğer alanlardan ziyade askeri alana yöneliyor peki? 2018 yılında dünyanın geri kalanına 19 milyar dolarlık silah satışı gerçekleştiren Putin Rusyası’nın sadece ekonomik değil, jeopolitik çıkarlarının da peşinde olduğunu söylüyor rapor. Mesela Zimbabve’ye helikopter satan Rusya, karşılığında para filan istemiyor, ülkenin maden rezervlerine uzatıyor elini. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde de benzer bir görüntü mevcut. Bu sıradan bir alışverişin çok ötesinde bir durum. Afrika kıtasında bir ülkenin maden kaynaklarını kontrol edebilme, aynı zamanda iç siyasetin kılcal damarlarına sızabilme manasına geliyor çoğu kez.

Türkiye’nin önünü tıkama hamlesi

Afrika’yı konuşurken AB, ABD, Çin ve Rusya diyoruz ama son yıllarda ülkemizin attığı uzun soluklu adımlar bütün dünyada ses getirdi. Türkiye’nin Libya ve Somali başta olmak üzere kıta ülkeleriyle win-win modeli üzerinden geliştirdiği sağlam işbirliğinin, bu ülkeler ile yakın coğrafyamızdaki yardakçılarının pek hoşuna gitmediği hepimizin malumu. Sudan ile yapılan son derece stratejik Sevakin anlaşması Ömer el Beşir’in başına neler açtı, hep birlikte şahit olduk.

Afrika’yı konuşurken AB, ABD, Çin ve Rusya diyoruz ama son yıllarda ülkemizin attığı uzun soluklu adımlar bütün dünyada ses getirdi.
Afrika’yı konuşurken AB, ABD, Çin ve Rusya diyoruz ama son yıllarda ülkemizin attığı uzun soluklu adımlar bütün dünyada ses getirdi.

İki ay sonra, yeni yılın Şubat ayında Somali’de cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Türkiye’nin yanında duran Farmaco yönetiminin hedef tahtasına oturtulduğunu biliyoruz. Libya’da Türkiye ile aynı safta yer alan Trablus hükümetinin de işi kolay değil. Dikkatle bakarsanız, bütün bu saydığımız ülkelerde Putin Rusyasının Türkiye aleyhine işler çevirdiğini görebilirsiniz. Rusya’nın hemen her yerde olduğu gibi Afrika coğrafyasında attığı adımlar da, Türkiye’nin önünü tıkama hamleleri aynı zamanda.

Sudan’da Sevakin anlaşması yeni yönetimle birlikte dondurulmuş durumda. Kızıldeniz’de Türkiye var olacakken Rusya’nın buraya hamle yapmasını, ülkedeki son gelişmelerden bağımsız okuyamayız. Türkiye’nin Afrika’daki varlığına itiraz eden, fakat bizatihi karşısına çıkacak cesaret ve cesamete sahip olamayan BAE gibi ülkelerin Rusya’nın hamlelerine neredeyse alkış tutuyor olmasını da itinayla not edin.

Ne AB, ne ABD, ne Çin, ne de Rusya... Hiçbirinin Afrika’yı, Afrika insanını umursadığı yok.
Ne AB, ne ABD, ne Çin, ne de Rusya... Hiçbirinin Afrika’yı, Afrika insanını umursadığı yok.

Afrika’da olumlu işler yapıyoruz ve kısa zamanda büyük mesafe aldık. Türkiye’nin kıtadaki toplam ticaret hacminin Rusya’dan geri kalır yanı yok. 20 milyar dolar ile aynı rakamlara sahibiz. Orası doğru. Ancak görüldüğü gibi rakipler boş durmuyor. Daha fazlasını ortaya koymak gerekiyor. Coğrafyaya âşık, dilini, kültürünü bilen Afrika uzmanlarına ihtiyaç var. Elçiliklerin de artık davetler vermenin ötesine geçmesi, Afrika’nın ruhuna dokunabilmesi lazım.

Ne AB, ne ABD, ne Çin, ne de Rusya... Hiçbirinin Afrika’yı, Afrika insanını umursadığı yok. Tek gayeleri var: Sömürebildikleri kadar sömürmek. Oysa bizim gayemiz paylaşmak, birlikte yol almak.

Unutmayalım... Biz Afrika’ya mecburuz, Afrika da bize...