O bir vahşi Avrupalı

Yaktı, yıktı, yağmaladı... Hiçbir imdat çığlığını işitmedi. Gördü, görmezlikten, duydu duymazlıktan geldi. O bir vahşi Avrupalı...
Yaktı, yıktı, yağmaladı... Hiçbir imdat çığlığını işitmedi. Gördü, görmezlikten, duydu duymazlıktan geldi. O bir vahşi Avrupalı...

Sözündedurmayana, imzasına sadık olmayana, merhamet fukarasına, insanlığısadece kendisi için olana, sömürgeciye, yağmacıya, talancıya,çocuk kaçakçısına, kandan beslenene, domuz yiyene, aile mefhumuolmayana, İslam, Müslüman ve Türk düşmanına bizde ‘Batılı’derler.

İşte o batılı, Arakan’da, Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de, Afrika ülkelerinde, Asya memleketlerinde hâsılı dünyanın dört bir yanında bozduğu huzur, döktüğü kan sonrasında aç-biilaç kalan, sığınacak liman ve yiyecek ekmek peşinde koşmak zorunda kalan biçarelerin ülkelerine girmelerine de hiç müsamaha göstermedi. Çünkü o vahşi Batılıydı.

Yaktı, yıktı, yağmaladı... Hiçbir imdat çığlığını işitmedi.

Gördü, görmezlikten, duydu duymazlıktan geldi.

Sıradan insanlardaki ahlâkî meziyetlerin bile hiçbirinine sahip olmayan o Batılı (yön değil değersizlikler sisitemi), şimdi de Yunanistan sınırında cinayetler işliyor, kadınları taciz ediyor, bebekleri zehirliyor, bodları delerek insanları boğmaya çalışıyor. Bundan dolayı üzülmek şöyle dursun keyif alıyor.

O bir vahşi Avrupalı...

Göçmenler Yunanistan sınırına gittiğini sanadursun, aslında gittikleri insanlığın bittiği sınır!
Göçmenler Yunanistan sınırına gittiğini sanadursun, aslında gittikleri insanlığın bittiği sınır!

Türkiye'nin Esed rejiminin zulmünden kaçan mültecilere savaşın patlak verdiği 2011 yılından bugüne ev sahipliği yapıyor. 2013 yılında Avrupa Birliği ile imzalanan anlaşma gereği mültecilerin Türkiye’de kalması şartıyla para yardımı ve vize serbestisi uygulanacaktı. Fakat ne anlaşma gerektiği gibi uygulandı ne de mültecileri Avrupa'ya kabul ettiler. Tüm bu sözler tutulmayınca, Türkiye geçtiğimiz hafta göçmenlerin Avrupa’ya geçebilmesi için sınır kapılarını açtı.

Açık kapı politikası uygulamasıyla birlikte Yunanistan sınırına geçen göçmen sayısı her geçen gün artıyor. Yunan güvenlik güçleriyse göçmenleri ülke sınırlarına sokmamak için insanlık dışı hareketlerde bulunuyor.

Göçmenler Yunanistan sınırına gittiğini sanadursun, aslında gittikleri insanlığın bittiği sınır!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 6 Mart saat 12:10 itibariyle Türkiye topraklarından ayrılıp Edirne Meriç’ten Yunanistan’a geçen göçmen sayısının 142 bin 175 olduğunu duyurdu. Yunanistan sınırında farklı ülkelerden birçok insan bulunuyor. Bu ülkelerin başında: Suriye, Afganistan, Bangladeş, Fas, Mısır, Tunus, Cezayir, Libya, Filistin, Pakistan geliyor.

Yunan Zulmü Tam ‘Gaz’

■ Kapılar açılır açılmaz sınıra akın eden göçmenlerin ısınmak için yaktıkları ateş sonrası Yunan polisi biber gazı ve sis bombasıyla müdahale etti.

■ Tampon bölgede Avrupa'ya gitmek için bekleyen düzensiz göçmenlere Yunan askerince ateş açıldı, bazıları yaralandı.

■ Artan göçmen sayısıyla Yunan polisinin şiddeti de arttı. Botlarla Yunanistan’a geçmek isteyenleri denize atan Yunan kuvvetleri, karada da göçmenleri ülkeye almamak için darp etti.

■ Sınır kapılarının açılması sonrasında Avrupa'ya geçmek için Yunanistan sınırına gelen göçmenler Meriç Nehri üzerinden Türkiye'ye geri gönderiyor. Edirne'nin sınır köylerine akın eden göçmenlerden bazıları Meriç Nehri üzerinden botlarla ve yüzerek karşıya geçerken bazıları da telleri keserek ya da tellerin üzerinden geçerek Yunanistan topraklarına ayak basmaya devam ediyor.

Yunan polisinin biber gazı ve sis bombasıyla müdahalesi
Yunan polisinin biber gazı ve sis bombasıyla müdahalesi

■ Yaralı göçmenler, köy kahvehanelerinde bekletildikten sonra ambulansla Edirne'deki çeşitli hastanelere kaldırıldı.

■ Deniz yoluyla Yunanistan'ın Midilli Adası'na ulaşmak için yola çıkan düzensiz göçmenler, Yunan kara sularında geri itilince Türk sahil güvenliği unsurlarınca kurtarıldı. Botta batma tehlikesi geçiren 49 Afganistan uyruklu, bunun üzerine Türk sahil güvenliğinden yardım talebinde bulundu.

■ Yunanlılar, göçmenlerin bulunduğu botların motorunu söküp, yedek benzinlerini alarak onları denizin ortasında bıraktı.

■ Yunan sınır güçlerinin sık sık göz yaşartıcı bomba ve biber gazı atarak göçmenleri dağıtmaya çalışıyor.

■ Sınırı geçtiği için tutuklanan mülteciler dövüldü. Mülteciler iç çamaşırıyla bırakılarak geri itildi.

Özel Harekât Edirne'de

Edirne'de bulunan özel harekât polisleri, geri itmeleri önlemek amacıyla Meriç Nehri'nde görev yapıyor.
Edirne'de bulunan özel harekât polisleri, geri itmeleri önlemek amacıyla Meriç Nehri'nde görev yapıyor.

Edirne'de bulunan özel harekât polisleri, geri itmeleri önlemek amacıyla Meriç Nehri'nde görev yapıyor. Tam donanımlı bin özel harekât polisi, bölgede görev yapmak üzere kente gelerek Yunanistan güvenlik güçlerinin sınır hattında sığınmacılara uyguladığı kötü muameleye karşı tedbirleri artırıyor. Geri itmelerin önlenmesi ve sınır hattında güvenliği sağlamak amacıyla görev yapan polisler, zodyak botlarla nehirde denetimlerde bulunuyor.

Geri Kabul Yalan Oldu

Avrupa Birliğiyle 2013 yılında imzalanan geri kabul anlaşması gereği Türkiye kendi topraklarından AB ülkelerine geçen sığınmacıları geri almayı, AB de Türkiye’ye 6 milyar Euro mali yardım yapmayı taahhüt etmişti. 2016 yılında yürürlüğe girmesi gereken anlaşma gerçekleşmedi. Suriye’den gelen mülteci akışını durdurmak isteyen AB, Türkiye’yle imzaladığı mülteci geri kabul anlaşmasının şartlarından Türkiye’ye vize serbestisi ve taahhüt ettiği mali yardımı ödemedi. Vaatlerden hiçbiri gerçekleşmeyince anlaşma 2019 yılı temmuz ayında askıya aldı.

Bu anlaşmaya göre “Yasadışı yollarla AB ülkelerine giden veya bu ülkelerde bulundukları sırada yasadışı duruma düşen (mesela, vize süresini geçiren) Türk vatandaşları ve Türkiye üzerinden anlaşmaya taraf diğer ülke veya ülke grubuna geçiş yapmış üçüncü ülke vatandaşlarının anlaşmada belirlenen şartlar ve kurallar çerçevesinde Türkiye’ye geri alınması” ve “Yasadışı yollarla AB ülkeleri üzerinden ülkemize gelen veya Türkiye’de bulundukları sırada yasadışı duruma düşen AB üyesi ülkeler ve üçüncü ülke vatandaşlarının anlaşmada belirlenen şartlar ve kurallar çerçevesinde ilgili AB ülkesine iade edilmesi” gerekiyordu.