Orta Asya ülkeleri hantal Rus silahlarından kurtulmaya çalışıyor: İlk tercih Türkiye

Son yıllarda savunma sanayi konusunda rüştünü ispatlayan Türkiye’nin Suriye, Libya, Karabağ ve en son da Ukrayna’da Rus/Sovyet yapımı silahlara karşı sağladığı büyük üstünlük Orta Asya ülkelerini bilinen nedenlerden dolayı bu konuda Türkiye’yi bir numaralı alternatif haline getirmiş durumda.
Son yıllarda savunma sanayi konusunda rüştünü ispatlayan Türkiye’nin Suriye, Libya, Karabağ ve en son da Ukrayna’da Rus/Sovyet yapımı silahlara karşı sağladığı büyük üstünlük Orta Asya ülkelerini bilinen nedenlerden dolayı bu konuda Türkiye’yi bir numaralı alternatif haline getirmiş durumda.

Ukrayna’da Rus-Sovyet yapımı ağır hantal silahların Bayraktar TB2’ler ve Batı yapımı tanksavar füzeler karşısında aciz duruma düşmesi, binlerce Rus askerin kısa sürede öldürülmesi Rusya’dan silah tedarik eden ülkeleri de düşündürmeye sevk etti. Rusya’nın tabiri caizse Ukrayna’da bir nevi “bataklığa” saplanıp kalması ve Batı’nın eşi benzeri görülmemiş yaptırımları karşısında ekonomik olarak sıkışması Orta Asya ülkelerini Rusya’nın bölgesel hegemonyasından kurtulmak için alternatif güç ve silahlanma arayışına da itti. Rusya’nın bu ülkelere yıllardır siyasi dayatmayla sadece silah sanayi ürünlerini değil, Sovyet alt yapısından çıkmış diğer ekipman ve teçhizatları da satmasından dolayı oluşan yeni siyasi konjonktür bir şans olarak görülüyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 21 Şubat gecesi Ukrayna’nın doğusunda Rus ayrılıkçıların kontrolündeki Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını resmen tanıması ve ardından ulusa sesleniş konuşmasında Sovyetler Birliği’ni sahiplenmesine yönelik kullandığı cümleler, eski SSCB ülkelerinde ciddi tedirginliğe yol açmıştı.

Putin’in bu konuşmadan 3 gün sonra Ukrayna’ya yönelik başlattığı işgal girişimi şüphesiz bu tedirginliği daha da artırmış oldu. Lakin Kremlin’in “3-5 günde Ukrayna’yı tamamen işgal girişimi” fiyaskoyla sonuçlanınca bu tedirginlik de yerini yavaşça sakinliğe ve savaş sonrasına hazırlık planlarına bıraktı. Buna rağmen yeraltı ve yerüstü zenginliklerine göre Orta Asya’daki diğer ülkelerden bir adım öne çıkan Kazakistan, mevcut siyasi atmosferde oldukça sıkıntılı bir sürece girdi. Her ne kadar Rusya ve Batı arasında “dengeli” bir duruş sergilemeye çalışsa da Avrupa’nın ve ABD’nin Rusya’ya yönelik başlattığı siyasi ve ekonomik yaptırımlar Tokayev yönetimini zor durumda bırakmışa benziyor.

Kazakistan yönetimi tercih yapmaya zorlanıyor

Batılı medya kuruluşlarında Rusya’ya yönelik yaptırımların üçüncü ülkeler tarafından delinmesi ve Kazakistan’ın Rusya’ya yardım ettiğiyle ilgili açıklamaların ve yorumların ortaya çıkması Kazakistan’ı siyasi ve ekonomik olarak tehlikeli bir sürece sokmuş durumda. Kazakistan Cumhurbaşkanlığı yönetiminin başkan yardımcısı Timur Süleymanov’un “Kazakistan bu çatışmanın bir parçası değil. Evet, Avrasya Ekonomik Birliği’nin bir parçasıyız, ancak kendi sistemimizle bağımsız bir devletiz ve Rusya ve Beyaz Rusya’ya getirilen kısıtlamalara uyacağız. Aynı sepete düşmek istemiyoruz ve risk almayacağız” açıklamasına rağmen Batılı bazı uzmanlar Kazakistan’ın mevcut durumda Rusya’ya yardım ettiğine inanıyor.

Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Merkel, Rusya’nın yasaklı malları Kazakistan da dahil olmak üzere alternatif yollardan ithal ederek yaptırımları bu şekilde atlattığını ve Kazak hükumetinin yaptırımların Rus tedarik zinciri üzerindeki etkisini yumuşattığını dile getiriyor. Merkel ayrıca Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşında suç ortaklığı yaptığı için Kazakistan’a da yaptırımların uygulanması gerektiğini ifade ediyor. Sürecin uzamasına göre, bu ve buna benzer açıklamalar daha yüksek perdeden dile getirilerek Tokayev yönetiminin Rusya ile Batı arasında tercih yapmaya zorlanacağı gözüküyor.

Hantal Rus/Sovyet silahlarından kurtulma şansı

Ukrayna’da Rus-Sovyet yapımı ağır hantal silahların Bayraktar TB2’ler ve Batı yapımı tanksavar füzeler karşısında aciz duruma düşmesi, binlerce Rus askerin kısa sürede öldürülmesi Rusya’dan silah tedarik eden ülkeleri de düşündürmeye sevk etti. Rusya’nın tabiri caizse Ukrayna’da bir nevi “bataklığa” saplanıp kalması ve Batı’nın eşi benzeri görülmemiş yaptırımları karşısında ekonomik olarak sıkışması Orta Asya ülkelerini Rusya’nın bölgesel hegemonyasından kurtulmak için alternatif güç ve silahlanma arayışına da itti. Rusya’nın bu ülkelere yıllardır siyasi dayatmayla sadece silah sanayi ürünlerini değil, Sovyet alt yapısından çıkmış diğer ekipman ve teçhizatları da satmasından dolayı oluşan yeni siyasi konjonktür bir şans olarak görülüyor.

Kazakistan hükumeti ekonomide öngörülen yavaşlama tahminlerine rağmen savunma harcamalarını artırmaya karar verdi. Ülkedeki ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3,9’dan yüzde 2,1’e düşeceğinin öngörülmesine karşı Kazakistan Maliye Bakan Yardımcısı Tatyana Savelyeva, 7 Nisan’da parlamentoya üç yıllık bir bütçe taslağı sunarak, kolluk kuvvetlerinin savaşa hazırlık ve teçhizatını artırmak için bu yıl ilave 441 milyar tenge (yaklaşık bir milyar dolar) tahsis edilmesinin planlandığını söyledi.

Ek finansmanın çoğu, İçişleri Bakanlığı, Ulusal Muhafızlar, Savunma Bakanlığı’nın özel kuvvetlerinin sayısını ve ekipman alımını artırmak için kullanılacak. Öngörülen bu askeri harcamaların Rusya’nın Ukrayna işgali ekseninde ve şovenist Rus politikacıların ve uzmanların Kazakistan’daki Rusların ayrımcılığa ve zulme maruz kaldıklarına yönelik açıklamalarıyla beraber değerlendirildiğinde ortaya ulusal bir gereksinim olduğu çıkıyor. Askeri uzmanlar Kazak ordusunun şu anki durumunda kuzeyden gelebilecek olası bir saldırıya veya işgale dayanamayacağını yazıyor.

1960’ların uyuşuk silahlarına karşı ilk alternatif Türkiye

Kazakistan’da yayın yapan Orda.kz sitesi mart ayında askeri kaynaklara atıfta bulunarak, Kazakistan ordusunda sadece taktik füze birliklerinin ve topçuların değil, aynı zamanda hava savunma silahlarında da ciddi sorunlar olduğunu yazdı. 1960’larda üretilen savunma ekipmanlarının çoğunun Kazakistan için modası geçmiş umutsuz silahlar olduğunu yazan site, depolarda bekletilen Grad, Uragan, Smerch MLRS, Sovyet yapımı taktik füze sistemleri Tochka-U’ların geçen yüzyılın 60’larında üretildikleri için sadece eski değil, tam anlamıyla “uyuşuk” olduğunu ifade ediyor.

Kazakistan’ın sahip olduğu askeri teçhizat ve silahların teknik yeterliliklerini yitirdiğini ifade eden askeri uzmanlar, bazı Sovyet yapımı silahların üretimlerini uzun zaman önce durdurmuş olduklarından dolayı, bırakın savaşa hazır olmalarını, yedek parçalarının bile mevcut olmadığını belirtiyorlar. Hem Orta Asyalı hem de Batılı uzmanlar bu durumda ordunun modernizasyonu ve yeni ekipmanların alımı konusunda sadece Kazakistan’ın değil, diğer Orta Asya ülkelerinin de Ankara’nın “sert gücüne” ilgi gösterdiğini yazıyorlar.

Son yıllarda savunma sanayi konusunda rüştünü ispatlayan Türkiye’nin Suriye, Libya, Karabağ ve en son da Ukrayna’da Rus/Sovyet yapımı silahlara karşı sağladığı büyük üstünlük Orta Asya ülkelerini bilinen nedenlerden dolayı bu konuda Türkiye’yi bir numaralı alternatif haline getirmiş durumda. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden iki gün sonra, Kazakistan Savunma Bakanlığı’nın uluslararası iş birliği dairesi başkanı Oljas Kusainov, ortaklık konularını görüşmek üzere Türk askeri ataşesi Fatih Pala ile bir araya gelmesi Kazakistan’ın savunma sanayi konusunda önceliğinin Türkiye’den yana olduğunu gösteriyor. Türkiye ile Kazakistan arasında yeni askeri işbirliğinin Cumhurbaşkanı Tokayev’in mayıs ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmek üzere Türkiye’yi ziyaretinde gündeme geleceği konuşuluyor.

Orta Asya ilkeleriyle askeri iş birliği anlaşmaları

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mart sonunda Özbekistan’a yaptığı resmî ziyarette imzalanan 10 anlaşma içerisinde iki ülke arasında askeri işbirliğinin geliştirilmesi konusu da vardı. Özbekistanlı siyasi analizci Kamoliddin Rabbimov, Taşkent ile Ankara arasında imzalanan askeri anlaşmanın neden geniş çapta duyurulmadığını “tarafların Moskova’yı rahatsız etmek istememesi” olarak açıkladı. Türkiye sadece Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleriyle değil, bölgede stratejik olarak Rusya’ya en yakın ülke olan Tacikistan’la da askeri iş birliğini geliştiriyor. 21 Nisan’da Türkiye’ye resmî ziyarete gelen Tacikistan Savunma Bakanı Orgeneral Şerali Mirzo ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar arasında Askeri Çerçeve Anlaşması imzalandı. Türkiye daha önce Kırgızistan’a Bayraktar TB2 SİHA’larla birlikte 40 adet zırhlı araç, Türkmenistan’a da 6 adet Bayraktar TB2 SİHA satmıştı.

Gazeteci ve Orta Asya uzmanı Bruce Pannier, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşının Türkiye’yi Orta Asya’ya yaklaştırdığını belirterek Ankara’nın Rusya, Batı ve Çin arasında denge kurmaya çalışan Orta Asya liderlerine uzun zamandır beklenen bir alternatif sunduğunu belirtiyor. Türkiye oluşan bu siyasi ortamı iyi değerlendirebilirse eğer hem siyasi hem askeri hem de ekonomik olarak Orta Asya’da kalıcı bir güç haline gelecektir.