Ralph’i de kendinizi de kurtarın

Yiyeceklerimizde temiz içeriğe dikkat ettiğimiz kadar cildimizle temas eden ürünlerin içeriğine de dikkat ediyor muyuz? Midemiz kadar cildimize de özen gösterip, onun ihtiyaçlarını karşılıyor muyuz? Yediğimiz yiyecekler kadar kullandığımız ürünler de cildimize etki ediyor. Mesela sülfat içeren şampuan, yüz temizleme ve duş jellerinin cilt bariyerine verdiği zararı toparlamak oldukça zor olabiliyor.
Yiyeceklerimizde temiz içeriğe dikkat ettiğimiz kadar cildimizle temas eden ürünlerin içeriğine de dikkat ediyor muyuz? Midemiz kadar cildimize de özen gösterip, onun ihtiyaçlarını karşılıyor muyuz? Yediğimiz yiyecekler kadar kullandığımız ürünler de cildimize etki ediyor. Mesela sülfat içeren şampuan, yüz temizleme ve duş jellerinin cilt bariyerine verdiği zararı toparlamak oldukça zor olabiliyor.

Nisan ayına kozmetik dünyasında yaşanan skandallar damga vurdu. Önce “Save Ralph (Ralph’i Kurtar)” videosuyla hayvan deneyi yapan kozmetik firmalarının bu canlılara yaşattığı acılar kısa film olarak sunuldu. Birçok kişi animasyonu paylaşarak bu zulme destek vermeyeceğini belirtti. Ardından güneş kremi skandalları ortaya çıktı. Yaz aylarının yaklaşmasıyla artan güneş ve kozmetik alışverişi, gözlerin bu alana çevrilmesine neden oldu. Hem temiz içerikli hem hayvan deneyi yapmayan hem de uygun fiyatlı ürün bulmak bir lüks haline geldi. Hayvan deneylerinden, organik kozmetiklere, güneş kremlerinden, sertifikasyon süreçlerine kadar tüm adımları inceledik.

Yiyeceklerimizde temiz içeriğe dikkat ettiğimiz kadar cildimizle temas eden ürünlerin içeriğine de dikkat ediyor muyuz? Midemiz kadar cildimize de özen gösterip, onun ihtiyaçlarını karşılıyor muyuz? Yediğimiz yiyecekler kadar kullandığımız ürünler de cildimize etki ediyor. Mesela sülfat içeren şampuan, yüz temizleme ve duş jellerinin cilt bariyerine verdiği zararı toparlamak oldukça zor olabiliyor.

Parabenden sonra insan sağlığı için zararlı olan sülfatın günlük hayatta kullanılan birçok üründe bulunması insanları alternatif ürün arayışına ve içerik okuma alışkanlığına yöneltti. Fakat içeriğin temiz olması artık bir ürünün tercih etmek için geçerli tek sebep değil. Hayvan deneyi yapıp yapmaması da ürünü tercih edilebilir sınıfına katıyor.

Yüksek dozdan ölüyorlar

Birkaç ay önce Human Society International tarafından hazırlanan, Save Ralph isimli animasyon filmi tam da bu hayvan deneylerine dikkat çekiyordu. Sosyal medyada neredeyse herkes tarafından paylaşılan bu içerik, bir deney tavşanının ağzından kozmetik testlerini anlatıyordu. Filmde deneylerin arka planında neler olduğu, hayvanlara nasıl zarar verdiği, tavşanımız Ralph tarafından anlatıyordu. Herkesin bildiği ama unuttuğu gerçek, bu animasyonla yüzümüze vuruluyordu.

Birkaç ay önce Human Society International tarafından hazırlanan, Save Ralph isimli animasyon filmi tam da bu hayvan deneylerine dikkat çekiyordu.
Birkaç ay önce Human Society International tarafından hazırlanan, Save Ralph isimli animasyon filmi tam da bu hayvan deneylerine dikkat çekiyordu.

Kozmetik hayvan deneyleri fareler, kediler, maymunlar, köpekler ve çoğunlukla tavşanlar gibi hayvanların üzerinde uygulanıyor. Ürünler bu canlıların göz, burun ve ağızları üzerinde alerji testine tabi tutuluyor. Denenen ürünlerde bulunan kimyasallar, göz ve deride tahrişe, yanma ve korozyona neden olabiliyor. Bu da yaşamlarının geri kalanında acı çekecek oldukları anlamına geliyor. Sadece bununla da kalmıyor, deney hayvanlarının neredeyse yarısı, yüksek doz testlerinde ölüyor.

Bu nasıl düzenleme

Ne kadar batılı ülkelerde hayvan deneyi kanunlarla yasak olsa da Çin pazarında işler biraz daha karmaşık. Bu pazara dahil olmak isteyen firmaların ürünleri raflara koyulmadan önce, Çin devleti tarafından hayvan deneyine tabi tutuluyor. Yani Çin pazarında satılan her kozmetik ürün hayvan deneyinden geçmiş oluyor.

Yani bir firma, dünyanın hiçbir yerinde hayvan deneyi yapmıyor olsa bile Çin’deki bu uygulama nedeniyle Cruelty Free (deneysiz/zulümsüz) ürün olmaktan çıkıyordu. Bu sene başında Çin yeni bir düzenleme yapacağını ve bazı ürünleri hayvan deneyinden muaf tutacağını açıkladı. 1 Mayıs 2021 itibariyle Çin Ulusal Tıbbî Ürünler İdaresi, ithal edilen “sıradan” kozmetik ürünlerinin hayvan testlerinden muaf tutulacağını duyurdu.

Yani bir firma, dünyanın hiçbir yerinde hayvan deneyi yapmıyor olsa bile Çin’deki bu uygulama nedeniyle Cruelty Free (deneysiz/zulümsüz) ürün olmaktan çıkıyordu.
Yani bir firma, dünyanın hiçbir yerinde hayvan deneyi yapmıyor olsa bile Çin’deki bu uygulama nedeniyle Cruelty Free (deneysiz/zulümsüz) ürün olmaktan çıkıyordu.

Sıradan kozmetikler ise allık, şampuan, maskara, parfüm, duş jelleri gibi ürünler olarak açıklandı. Güneş kremi, saç boyaları, çil ve leke çıkarıcılar, beyazlatma ürünleri ve çocuk ürünleri gibi ürünlerin yine hayvanlar üzerinde test edilmesi gerekecek. Ürünlerden birine herhangi bir şikâyet gelmesi durumunda da yine hayvanlar üzerinde test edilecek. Düzenleme belirli türden ürünü kapsadığı için deneysiz ürün kullanacak olanların bu konuda oldukça dikkatli olmalı. Çünkü deneysiz olarak geçen markaların hiçbir şekilde ve hiçbir yerde hayvan deneyi yapmamış olmasını gerekiyor.

Peki neden deneyler hayvanlar üzerinde yapılıyor? Birincisi küçük hayvanlarla uğraşmasının büyüklere oranla kolay olması. Kısa yaşam sürelerinde olası yan etkilerin kısa zamanda görülebilmesi, maliyetinin az ve insan genlerine yakın olması gibi nedenler, deneyin hayvanlar üzerinde yapılmasına neden oluyor.

Dünyadaki durum

ABD’de 1938’de yılında imzalanan Gıda, İlaç ve Kozmetik Yasası ile birlikte kozmetik ürünlerine sertifika şartı getirildi. Bu yasayla birlikte halk sağlığını koruma bahanesi altında hayvanlar üzerinde test yapılmasına izin veriliyor. 1944 yılında Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) toksikologları John H. Draize ve Jacob M. Spines tarafından geliştirilen Draize testi, yabancı kimyasal maddelerin gözdeki ve derideki etkilerinin değerlendirmesi için halen hayvanlara uygulanıyor. Her ne kadar doğruluk payı yüksek olsa da hayvanlara verdiği büyük zararlar nedeniyle İngiltere gibi belli başlı ülkelerde bu deney yakın geçmişte yasaklandı. Günümüzde, test için milyonlarca hayvanın laboratuvarlarda tutulduğu biliniyor.

 ABD’de 1938’de yılında imzalanan Gıda, İlaç ve Kozmetik Yasası ile birlikte kozmetik ürünlerine sertifika şartı getirildi.
ABD’de 1938’de yılında imzalanan Gıda, İlaç ve Kozmetik Yasası ile birlikte kozmetik ürünlerine sertifika şartı getirildi.

ABD ve Çin dünya üzerinde hayvanlar üzerinde en fazla test yapan ülkeler sıralamasında zirveyi paylaşıyor. Avrupa Birliğinde ise 2004 yılından önce her üründe yapılan hayvan testleri serbestti. 2004 sonrası raflarda satılan hayvansal ürünlerin, hayvanlar üzerinde test edilmesi yasaklandı. 2008'de ise ürünlerdeki bileşenlerin hayvan testlerini durduruldu. 2013 yılına gelindiğinde Avrupa Birliği, hayvan testleri yapılan bileşenlere sahip kozmetik ürünlerin ithalatını ve ihracatını yasakladı.

Yani AB üyesi ülkelerde, kozmetik ürünlerinde içerik ve son test aşamasında hayvan deneyi yapılması yasak. Fakat bu AB bölgesinde üretilen bir ürünün başka ülkelerde hayvan testine maruz kalmadığı anlamına gelmiyor. Fason olarak üretim yaptırılan fabrikalar, markanın haberi olsun ya da olmasın hayvanlar üzerinde deney yaptırabiliyorlar. Fakat bunu açıklamadıkları için bilebilmek oldukça zor.

Çin pazarı için test zorunluluk

AB’deki, bu yasaktan sonra alternatif birçok deney geliştirildi. Avrupalı birçok marka, insan derisi modelleyen laboratuvarlara yatırım yapmaya başladı. Fakat Çin bu testleri güvenilir bulmadığı için pazarına girecek kozmetik ürünlerin testini kendisi yapmaya başladı. Yani siz herhangi bir dünya ülkesinde deneysiz bir ürün ürettiniz diyelim. Bunu da Çin pazarında satmak istiyorsunuz, Ürünleriniz Çin devleti tarafından hayvan testine tabi tutuluyor. Bu da sizin ürünlerinizin “deneysizliğini” bozuyor.

Türkiye’de 23 Mayıs 2005 tarihinde yürürlüğe giren 25823 sayılı Kozmetik Yönetmeliğinin Ek-2 maddesi uyarınca hayvan testleri yerine alternatif yöntemler geliştirilmesi zorunlu kılındı. Kozmetik ürünlerde alternatif testler de Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından hazırlanan kılavuzda ayrıca belirtiliyor. 2015 yılında ise Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Kozmetik Yönetmeliğinde değişiklik yaptı. Değişiklik kapsamında piyasaya sürülmüş kozmetik ürünlerinin hayvanlar üzerinde test edilmesi yasaklandı.

Nedir bu Vegan

Hayvan deneyi yapan-yapmayan firmaların birçoğu son zamanlarda vegan ürünlerle raflarda yer almaya başladı. Vegan ürünler hayvan içeriği bulundurmaması ve hayvanlar üzerinde test yapmadığı için tercih ediliyor. Fakat maalesef bu konuda da firmalar kartlarını açık oynamıyor. Bir serisini vegan üreten firma, diğer ürünlerinde hayvan testi uygulayabiliyor.

Firmalar, hayvanlar konusunda duyarlı oldukları için değil, hayvan deneyi yapılmamış ürün almak isteyenler üzerinden para kazanabilmek için bu ürünleri çıkarıyorlar. Öte yandan “vegan” sadece doğal içerik bulundurduğunun da ispatı değil. Vegan olup da sentetiklerden oluşan birçok ürün piyasada yer alıyor. Doğal görünsün diye kullanılan vegan etiketi, ürünlerin sadece hayvansal malzeme içermediğini ifade ediyor.

Konuyu derinlemesine araştırınca, hayvansal içerik içerip de deneysiz olan ürünlerin olduğunu da rahatlıkla öğreniyorsunuz.
Konuyu derinlemesine araştırınca, hayvansal içerik içerip de deneysiz olan ürünlerin olduğunu da rahatlıkla öğreniyorsunuz.

Konuyu derinlemesine araştırınca, hayvansal içerik içerip de deneysiz olan ürünlerin olduğunu da rahatlıkla öğreniyorsunuz. Fakat, bu hayvansal içeriklerin nasıl elde edildiğinin açık olmaması da şüpheleri taze tutuyor. Özetle, bir firmanın deney yapmadığına, vegan olduğuna ilişkin koyduğu amblem, onun ileride deney yapmayacağının ya da hayvansal içerik kullanmayacağının garantisi değil. Çünkü bunu inceleyen ve denetleyen bir kurum maalesef yok.

Bu yüzden kullanacağımız ürünlerin içindeki bileşenleri, etkileri ve yan etkilerini bilmek, zararlı olanlarından kaçınmak oldukça önemli. Bazı kimyagerler, deneysiz ürün olamayacağını tarımsal ürünlerin bile bir şekilde hayvanları zehirlediği yönünde görüş bildiriyor. İşin içinde olanlar, yüzde yüz deneysiz ve vegan ürünlerin olmasına da imkân vermiyor.

Çok aşamalı kontrol

Organik içerikli ürünleri nasıl bileceğiz? İçerik okumak dışında, ürünlerin hayvan testine maruz kalıp kalmadığını hangi şekilde öğrenebiliriz? Bu denetlemeyi devlet kurumları ya da gönüllü kurumların yapmasını savunan birçok görüş bulunuyor. Kişisel olarak dikkat edip, tercihlerimizi belirterek deneyleri bir süre engelleyebiliriz ama sürdürülebilir olması için denetleme sisteminin kurulması şart.

  • PETA isimli siteden deney kontrolü yapılabiliyor. Bu sitedeki bilgilerin güvenli olduğu kadar, yanıltıcı içerikler barındırdığı gerçeğini akıldan çıkarmamak lazım. Belki bir dönem ürünlerin Çin’de satılıp satılmadığına bakarak ürünlerin hayvan deneyi yapıp yapmadığına karar verilebiliyordu ama Çin’in yeni düzenlemesi sonrası bu da ayırt edici bir kıstas değil.

Leaping Bunny sertifikası, önemli bir belirteç ama buradan sertifika almak oldukça zor. Bilinen markaların büyük çoğunluğu bu sertifikaya sahip değil. Crueltyfreekitty.com, logicalharmony.net gibi web sitelerinden ürünlerin içerikleri ve deney yapıp yapmadıkları teyit edilebilir. Yani özetle deneysiz ürünleri bilmek için tek bir platform bulunmuyor. Hatta bazen bu siteler kendilerini güncellemediği için bazı bilgiler eksik ve yanıltıcı olabiliyor. Çünkü firmalar şeffaf bir süreç yürütmüyorlar.

Deneysiz ürünler için net bir liste de oluşmuş değil. Birçoğu sorulara cevap vermezken, kimisi çelişkili açıklamalarla kafaları karıştırabiliyor. Bu yüzden içerik okuma konusuna dikkat edip, zararlı ve hayvan deneyi yapan ürünleri tercih etmemek belki firmaları geri adım atmaya zorlayabilir.

Koruma aldatmacası

Kozmetik alanında skandallar bitmiyor. Hayvan deneyi, vegan ürünler derken her sene çıkan ama göz ardı edilen güneş kremi skandallarına yenisi eklendi. Bu yılki güneş kremi skandalı, ünlü bir kozmetik sitesinin Kore markası bir güneş kreminin içindekileri kontrol etmesiyle başladı. Ürünün sağladığını vadettiği, güneş korumasının içeriğinde bulunan az sayıda koruma filtresiyle yapması kullanıcıların dikkatini çekti. Sadece güneş koruması değil, farklı birçok soruna da çözüm olarak sunulan krem bir süre sonra kullanıcılarda cilt yanığı gibi sorunlar ortaya çıkardı.

 Araştırmalar sonucu koruması (SPF) 50 olarak sunulan güneş kreminin aslında SPF 19 olduğu ortaya çıktı.
Araştırmalar sonucu koruması (SPF) 50 olarak sunulan güneş kreminin aslında SPF 19 olduğu ortaya çıktı.

Kremin içindekilerinin, vadettiği çözümleri sunmadığını gören, popüler bir kozmetik inceleme sitesinin sahibi olan Judit Racz, ürünü test için bağımsız birkaç laboratuvara gönderdi. Araştırmalar sonucu koruması (SPF) 50 olarak sunulan güneş kreminin aslında SPF 19 olduğu ortaya çıktı. Marka, güneş kreminin Kore Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylandığını söylese de krem, çoktan farklı laboratuvarlara daha yollanmıştı. Gelen yeni sonuçlar da vadedilen korumayı sağlamadığını ispatlıyordu. Sonuç olarak markanın 3 güneş kreminin satışları durduruldu. Belirli tarihler arası yapılan alışverişlerde paralar iade edildi.

Bu markaya benzer içerikteki diğer markalar da satışlarını durdurarak kremlerini teste yolladılar. Her ne kadar olay bir Kore markası üzerinden yayılmış olsa da benzer skandallar Avrupa ve diğer dünya ülkelerinin markalarında da her yıl yaşanıyor. Bahsettiğimiz markalar öyle küçük markalar değil, hepimizin her gün reklamlarına maruz kaldığı eczanede ve web sitelerinden alışık olduğu markalar.