Rus ekonomisi nasıl ayakta kaldı?

Rus ekonomisi nasıl ayakta kaldı?
Rus ekonomisi nasıl ayakta kaldı?

Batı’nın ekonomik yaptırımları, iktisâdî kısıtlamalar, uluslararası ticarete getirilen engeller, petrol satışına tavan fiyat sınırı… Ukrayna topraklarına yönelik işgal ve ardından gelen savaşla birlikte her geçen gün dozu artırılan ekonomik baskılara rağmen Rusya ekonomisinin nasıl çökmediğinin cevabı farklı nedenlerle gelecekte benzer sorunlarla karşılaşabilecek ülkeler için birçok ders içeriyor.

Ukrayna-Rusya Savaşı artık herkes için sürdürülemez hale gelmiş görünüyor. Hayatını yitiren Ukrayna ve Rusya vatandaşlarının yanında, savaşı finanse eden, silah ve mühimmat gönderen Batılı ülkeler için de öyle. Bunun en anlamlı yansımasını, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Trump ve Yardımcısı JD Vance’in, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky’yi kameraların önünde aşağılayarak azarlamalarında gördük.

Göreve gelirse 24 saat içinde savaşı bitireceğini vaat eden Trump, Zelensky’ye Rusya ile bir anlaşmaya varması için canlı yayında baskı yaparken dünyaya da bu ibretlik sahneleri izletiyordu. Bir önceki başkan Biden, Ukrayna’nın savaşı sürdürmesi için her türlü desteği verirken bu noktaya nasıl gelindiğini kısaca hatırlamakta fayda var.

Rusya’nın 24 Şubat 2022’de başlattığı geniş ölçekli Ukrayna harekâtına, Batılı ülkeler tarihte eşi görülmemiş boyutta ekonomik yaptırımlarla cevap verdi. İktisâdî sistemden dışlama, varlık dondurmalar, bankaların SWIFT erişiminin kesilmesi ve Rus petrolü ile gazına yönelik kısıtlamalar bu tedbirlerin başlıca kalemlerini oluşturdu. Kremlin ise sıkı para politikası, döviz kontrolleri, ithalat ikamesi programları ve “dost” ülkelerle alternatif ödeme sistemleri geliştirerek bu darbeyi yumuşatmanın yollarını aradı. Sonuçta, Rusya ekonomisi beklenenin aksine tam manasıyla çökmedi; GSYH daralması sınırlı kaldı, enflasyon kontrol altına alındı ve hânehalkı tüketimi geçmişteki büyük krizlerdekine benzer bir yıkım yaşamadı.

Batı’nın neticesiz yaptırımları

Amerika öncülüğündeki Batılı ülkeler, Rusya’nın Ukrayna işgaline engel olabilmek için peşpeşe yaptırımlar açıkladı. Bugün geldiğimiz noktada, bu yaptırımlar hedefine ulaşamasa da Rusya üzerinde ciddi etkileri oldu.

Uluslararası bankacılık sisteminden (SWIFT) dışlama kararı, Rus bankalarının uluslararası ödemelerini felç etmeyi amaçladı. ABD ve AB, Rusya Merkez Bankası’nın yaklaşık 300 milyar dolarlık döviz rezervini dondurdu ve yüzlerce üst düzey yetkilinin yurt dışındaki varlıklarına el koydu. Aynı zamanda Rusya’ya kredi veren finans kuruluşlarının Batı piyasalarına erişimi kısıtlandı ve Rus devlet borçlanma araçlarına yatırım yasaklandı.

Türkiye, Çin ve Hindistan hariç, Batı ülkeleri Rus petrolüne getirilen fiyat tavanı mekanizmasıyla satışını sınırladı. AB, 2022 yazından itibaren Rus ham petrolü ithalatını üç aşamada yasaklayarak, yıllık 90 milyar dolarlık enerji gelirini hedef aldı. Bu kısıtlamalar enerji fiyatlarında küresel dalgalanmalara yol açarken, Rusya’nın ihracatta Asya pazarlarına yönelmesine neden oldu.

AB, ABD ve Kanada, Rusya’ya ileri teknoloji, yarı iletken, telekomünikasyon ve savunma sanayi aksamlarının ihracatını sıkı düzenlemelerle durdurdu. Sonuçta Rus imalat sanayii, bazı ileri teknolojilere ulaşmakta zorlandı ve tedarik zinciri kesintileri yaşandı.

Avrupa Komisyonu 2022’den itibaren Rusya’dan çelik, alüminyum, lüks ürünler, kimyevî maddeler ve elektronik mâmüllerin ithalatını aşamalı olarak yasakladı.

Rusya’ya karşı aynı zamanda getirilen sosyal yaptırımlar ise spor müsabakalarından dışlama, kültürel etkinliklerin iptali, sanat ve moda sektöründe boykotlar ile vize ve seyahat yasakları üzerinden yürütüldü.

Rusya’nın millî takım ve kulüpleri, 2022 Şubat’ında tüm FIFA ve UEFA organizasyonlarından men edildi.

Grafik: Anadolu Ajansı.
Grafik: Anadolu Ajansı.

Londra, Paris, New York ve Berlin başta olmak üzere pek çok kentte Rus sanatçıların turneleri iptal edildi. Büyük müzelerden Rus koleksiyonlarına ait eserler kaldırıldı. Önde gelen uluslararası müzayede evleri ve sanat fuarları, Rus sermayeli etkinlikleri ve işbirliklerini durdurdu. Büyük moda markaları, Moskova ve St. Petersburg’da planlanan defilelerini erteledi veya iptal etti. Sanatçılar ve galeriler Moskova pazarından çekildi.

AB, ABD, Kanada, İngiltere ve Japonya; üst düzey siyasetçiler, oligarklar, savunma sanayi liderleri ve ailelerine yönelik vize yasakları uyguladı. Bazı Avrupa ülkeleri, Rus diplomatik araçlarına erişimi kısıtladı ve birkaç büyükelçiliğin faaliyet alanını daralttı.

Rusya’nın ekonomik hattı

Bütün yaptırım ve baskılara karşı Ruslar da farklı tedbirler alarak ekonomilerini korumaya gayret etti.

Rusya Merkez Bankası, hızlı faiz artışlarına giderek rublenin değerini korumaya çalıştı. Sıkı sermaye kontrolleriyle yurtiçinde döviz alım satımı kısıtlandı ve yastık altı dövizlerinin sisteme girmesi için halk yönlendirildi. Bu tedbirlerle istikrar desteklendi.

Türkiye, Çin ve Hindistan hariç, Batı ülkeleri Rus petrolüne getirilen fiyat tavanı mekanizmasıyla satışını sınırladı. AB, 2022 yazından itibaren Rus ham petrolü ithalatını üç aşamada yasaklayarak, yıllık 90 milyar dolarlık enerji gelirini hedef aldı. Bu kısıtlamalar enerji fiyatlarında küresel dalgalanmalara yol açarken, Rusya’nın ihracatta Asya pazarlarına yönelmesine neden oldu.
Türkiye, Çin ve Hindistan hariç, Batı ülkeleri Rus petrolüne getirilen fiyat tavanı mekanizmasıyla satışını sınırladı. AB, 2022 yazından itibaren Rus ham petrolü ithalatını üç aşamada yasaklayarak, yıllık 90 milyar dolarlık enerji gelirini hedef aldı. Bu kısıtlamalar enerji fiyatlarında küresel dalgalanmalara yol açarken, Rusya’nın ihracatta Asya pazarlarına yönelmesine neden oldu.

Kremlin, stratejik sektörlerde yerli üretimi artırmak için devlet destekli programlar hayata geçirdi. Tarım, gıda işleme ve hafif sanayiye yönelik ithalat ikamesi projeleri teşvik edildi.

Rus bankaları, Çin ile birlikte SWIFT’e alternatif bir ödeme sistemi geliştirerek karşılıklı ticareti sürdürdü. Ruslar, Amerikan doları yerine Çin yuanı kullanımını artırdı. Ayrıca Türkiye, Hindistan ve BAE gibi ülkelere enerji ve hammadde ihracatını artırdı; yeni boru hattı projeleri ve deniz taşımacılığı anlaşmaları yapıldı.

2022 ortasında petrol gelirlerinden elde edilen bütçe fazlası sermaye hesaplarında biriktirildi ve savunma harcamalarına öncelik verildi.

KDV iadeleri ertelenip vergi indirimleriyle şirketlerin nakit akışı desteklendi, savunma ve altyapı yatırımlarına öncelik verildi.

Savunma sanayii için kritik parçaların yerli üretimi hızlandırıldı. Firmalara Ar-Ge bütçeleri artırıldı ve “ithal ikame” listeleri yayımlandı.

AB ambargosunu takiben Çin ve Hindistan’a yönelik petrol ve gaz sevkiyatları önemli oranda arttı. Nisan 2025’te Arktik ham petrolü Çin’e sevkiyat rekoru kırdı. Rus petrolü, Avrupa’ya kıyasla daha düşük fiyatlandırılarak Asyalı alıcılara cazip hale getirildi.

Rus ekonomisini ayakta tutan dayanaklar

Görüldüğü gibi hem savaşın ağır koşulları hem de Batı’nın yaptırımlarına karşı Rus ekonomisi ayakta kalmayı başarıyor. Burada Rusya’nın başta petrol ve doğal gaz olmak üzere önemli bir doğal kaynak ihracatçısı olması temel etken.

Öte yandan güçlü bir savunma sanayisine sahip olan Rusya, bu alandaki üretim artışıyla farklı sektörlerdeki küçülmeleri telafi edebildi. Çünkü askeri endüstriyel kompleks, Rusya ekonomisinin en dinamik bölümünü oluşturuyor. Askeri üretimdeki artış istihdamı artırırken, sivil endüstrilerde de ücret artışlarına sebep oldu. Bu sayede ekonomideki talebin korunmasını sağladı.

Bütün bu sayılanların yanında asıl olarak Rus devletinin piyasalar üzerindeki kontrol gücü, ekonominin çökmesine engel oldu. Piyasaların başıboş bırakılmamış olmasının kriz anlarında ne kadar hayâtî olduğu yeniden görüldü.

Rus bankaları, Çin ile birlikte SWIFT’e alternatif bir ödeme sistemi geliştirerek karşılıklı ticareti sürdürdü. Ruslar, Amerikan doları yerine Çin yuanı kullanımını artırdı. Ayrıca Türkiye, Hindistan ve BAE gibi ülkelere enerji ve hammadde ihracatını artırdı; yeni boru hattı projeleri ve deniz taşımacılığı anlaşmaları yapıldı.
Rus bankaları, Çin ile birlikte SWIFT’e alternatif bir ödeme sistemi geliştirerek karşılıklı ticareti sürdürdü. Ruslar, Amerikan doları yerine Çin yuanı kullanımını artırdı. Ayrıca Türkiye, Hindistan ve BAE gibi ülkelere enerji ve hammadde ihracatını artırdı; yeni boru hattı projeleri ve deniz taşımacılığı anlaşmaları yapıldı.

Bu anlatılanlardan Türkiye gibi ülkeler adına da bir takım dersler çıkarabiliriz. Geçmişte Türkiye de ambargo ve yaptırımlara maruz kaldı. Hâlâ F-35 başta olmak üzere bazı askeri taleplerimize “müttefiklerimiz” olumsuz cevap veriyor. Aslına bakılırsa, bugün dünyanın gıpta ile baktığı savunma sanayii atılımımızı “müttefiklerimizin” bize koyduğu örtük veya açık ambargolara borçluyuz. Kötü komşu insanı ev sahibi yapar atasözümüzün doğruluğunu bizim neslimiz de yaşayarak gördü.

Savunma sanayiindeki tecrübemiz ile Rusya örneğini masaya yatırınca enerji ve finans alanındaki bağımsızlaşma adımlarımız daha da önemli hale geliyor.

Son yıllarda yenilenebilir enerji hamlesi, petrol ve doğal gaz aramalarında elde edilen başarılar ve nükleer enerjide adım atılması Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmada kritik ehemmiyet arz ediyor. Bu yatırımlara hız kesmeden devam ederek enerjide tam bağımsızlık millî bir ülkü haline getirilmeli. Çünkü eğer enerjide dışa bağımlılığımızı bitirirsek gelecekte herhangi bir yönden gelebilecek muhtemel yaptırım tehditlerine karşı içerideki üretimimizi korumayı başarabiliriz.

Ayrıca finans sistemimizi de bağımsız hâle getirmeli, bölgeye dönük işbirlikleri ile yabancı devletler ile içerideki kriz fırsatçısı para baronlarının boyunduruğundan kurtarmalıyız. Daha âdil ve güçlü bir serbest piyasa için devletin düzenleyici rolünün güçlenmesi, sürekli olarak halkın refahını ve milletin selametini önceleyen hamleleri atabilecek konumda tutulması gerekiyor.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım