Sabetaycı ve pakraduni partilere İslamcı vitrin

Sabetaycı ve pakraduni partilere İslamcı vitrin.
Sabetaycı ve pakraduni partilere İslamcı vitrin.

Son hesap da tutmadı ve CHP bir hiç uğruna 38 milletvekilini Saadet, Gelecek, Deva ve DP’ye kaptırdı. Bu durumu değerlendiren Cübbeli Ahmet “Bu sağcılar devamlı solculara kazık atıyor. Solculara tavsiye ediyorum, aklınızı başınıza alın. Siz nasıl solcusunuz, sağcılara aldanmayın” diyerek geçti dalgasını. Hâsılı ne denenirse denensin bu aşı tutmadı, tutacağa da benzemiyor.

CHP, kuruluş ve özü itibariyle İslam ve gelenek düşmanı bir parti. HDP ise aynı düşüncenin Kürt maskelisi. Her iki partinin din, kültür, gelenek ve tarihe bakışı farklı değil. CHP’nin kurucu unsurları önemli ölçüde sabetaycı iken, HDP’nin kurucu unsurları ise pakraduni. Her iki unsurun da kesişim noktası aynı: Kripto…

CHP sahillerin, HDP ise Güneydoğu Anadolu’nun... CHP Türklüğü, HDP ise Kürtlüğü maske edinmiş.

CHP’nin Türk, Kürt, Arap fark etmeksizin Müslümanlara neler yaptığını bilmeyen yok. Varsa da öğretmek gibi bir mükellefiyetimiz var.

‘Kurucu unsurlar meşruiyet sağlamak için kendinden öncekileri kötülemek zorundadır’ şeklinde yanlış ve aptalca bir hüküm var. Tarihte böyle olmuş olanlar olduğu gibi bunu yapmayanlar da mevcut.

CHP Cumhuriyetinde ise durum bambaşka... Din/İslam, gelenek, özellikle yakın tarih, lisan, kılık-kıyafet, ibadet, kültür, ahlâk, alfabe, Osmanlıyı hatırlatan mezar taşları, kitabeler, camiler ve arşiv metinleri dâhil ne varsa tümüne CHP tarafından savaş îlan edilmiştir.

Geçmiş, meşruiyet sağlanmak için kötülenmiş değildir. Aksine geçmişle bağın tümüyle kesilmesi arzu edilmiştir. Bu yüzden “10 yılda 10 milyon genç yarattık her yaştan” nutku çekilmiştir.

Türklük ön plana çıkarılmış olsa da bunu yapanların tamamına yakını Türk değildir. Türklüğün öne çıkarılması, millî bir kimlik için değil aksine sabetaycı ve pakradunileri Türk göstermek ve birinci sınıf vatandaş yapılarak devletin ilelebet ellerinde kalması içindi.

Sahi gerçek bir Türk, Türk’ün müziğini yasaklar mı?

Osman Yüksel Serdengeçti’ye 1944’te “Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizmle ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek” diyen Nevzat Tandoğan kimdi?

CHP’li, sabetaycı ve mason…

Daha fazla söze/izahata hacet var mı?

Türk’e rol biçen, deli gömleği giydiren CHP bu millete neyi layık görüyor, ortada değil mi?

Mason İnönü’nün oğlu Erdal İnönü, PKK’lıları TBMM’ye taşıyarak babasının oğlu olduğunu ispat etmişti değil mi? Unutmayınız kendileri de hem anne hem de baba tarafından Türk değildi. Kan çekiyordu çünkü. Ayrıca siyasi emelleri de PKK’nınkinden pek farklı değildi.

ABD’nin Gülen’i alıp Öcalan’ı teslim ederek göremeyeceği neticeyi DSP/Ecevit’e altın tepside sunması üzerine Deniz Baykal’ın başında olduğu CHP, 1999’da baraj altında kaldı.

Baykal istifa etti. Yerine, rakibi Hasan Fehmi Güneş’ten sadece 13 farkla (521) Altan Öymen CHP’nin yeni genel başkanı oldu. Sabetaycı yeni genel başkan da CHP’yi Kılıçdaroğlu gibi bir limana götürememişti. 15 ay sonra Altan, Baykal’a 188 farkla yenilerek koltuğu eski sahibine devretti.

Yaşar Nuri ve İlhan Özkes denemesi

Baykal, AK Parti’yi iktidara taşıyan 3 Kasım 2002 seçimlerine Yaşar Nuri Öztürk açılımı ile katıldı. Sosyete hocasının CHP’ye vitrin olacağını zannetmişti. Öztürk’ün egosuna yenildi. Yoğurt olup olmadığı meçhul zâtın bulanık suya maya diye atılması işe yaramamıştı.

Baykal, 2011 seçimlerinde bu kez emekli müftü İlhan Özkes’i getirdi vitrine. Milletvekili seçildi ama o da 2015’te istifa etti. Her iki isim de CHP’li iken Erdoğan’a ağır laflar etmiş, istifalarının ardından da Erdoğan’ı övmüşlerdi.

Bekaroğlu, Akşener ve Kırbaşoğlu vitrini

CHP’yi devralan Kılıçdaroğlu, Saadet Partili Mehmet Bekaroğlu’nu önce CHP Genel Başkan Yardımcısı, ardından da 2015’de milletvekili yaptı. Bekaroğlu’ndan beklediğini bulamamış olmalı ki 2018’de vitrine bu kez de eski Ak Partili Abdullatif Şener’i getirdi ve Konya’dan milletvekili yaptı.

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının kesinleşmediği dönemde Şener ve ilahiyatçı Hayri Kırbaşoğlu’nu bir türbeye sokarak sahte nesebin açıklamasında kullandı bu isimleri.

CHP’ye katılan bir diğer isim ise Cihangir İslam’dı. CHP’den ayrılıp Saadet’e katılsa da 2021’de CHP’ye geri döndü. Ancak son seçimde o da tasfiye edildi.

14 Mayıs’ta tasfiye edilen diğer bir isimler ise Abdullatif Şener ve aday bile yapılmayan Hayri Kırbaşoğlu oldu.

Bu yamanın işe yaramadığını gördüğü için mi, yoksa başka saiklerle mi vitrine bu tür isimleri koymadı?

Cevabı belli…

CHP’nin son vitrininde Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan vardı.

Yaşar Nuri’nin Baykal için “yağız delikanlı” tanımlaması yetmedi, Saadetliler “Mücahit Kemal” sloganı attı.

Son hesap da tutmadı ve CHP bir hiç uğruna 38 milletvekilini Saadet, Gelecek, Deva ve DP’ye kaptırdı. Bu durumu değerlendiren Cübbeli Ahmet “Bu sağcılar devamlı solculara kazık atıyor. Solculara tavsiye ediyorum, aklınızı başınıza alın. Siz nasıl solcusunuz, sağcılara aldanmayın” diyerek geçti dalgasını.

Hâsılı ne denenirse denensin bu aşı tutmadı, tutacağa da benzemiyor.

CHP ve ortakları arasındaki seçim sonrası başlayan kavgayı da görünce insan ‘bir kahve lütfen’ demeden edemiyor etmesine de CHP’nin listesinde yer alan, rey veren ve “Mücahit Kemal” sloganı atanlarla da aynı safta anılmak kanına dokunuyor insanın.

İslam inancına sahip Kürt seçmeni kandırmak için HDP de CHP’nin yolunu izlemeyi sürdürüyor. Vitrine numunelik “muhafazakâr” isimleri koymayı tercih eden HDP’deki bu isimler Altan Tan, Ayhan Bilgen, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Hüda Kaya idi. AK Parti kurucularından olan Dengir Mir Mehmet Fırat da HDP’ye katılanlar arasındaydı.

Fırat 2019’da HDP milletvekili olarak vefat etti. Altan Tan, Ayhan Bilgen, Hüda Kaya artık mebus değil. Ancak Ak Parti’den de aday adayı olup aday yapılmayınca kinlenen ve bu kini bir türlü dinmeyen Gergerlioğlu 14 Mayıs seçimlerinde yeniden aday yapıldı ve seçildi.

Ayhan Bilgen ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Mazlumder Genel Başkanlığı yapmış olmasını da akılda tutmak gerekiyor.

İster CHP isterse de HDP açısından bu kimlikteki kişilerin vekil yapılması bir imaj mühendisliğiydi. Asıl mesele ise bu tiplerin CHP ve HDP’de yer alabilme konusundaki iç tutarsızlıklarıdır ki bu da bir şahsiyet ifşasıdır.