SARS-COV-2 virüsü hakikaten ayrıştırıldı mı?

Virüsler için muhtemelen o dönemden beri yanlış olarak kullanılan ‘izole etmek’ kelimesinin, bakterilerde olduğu gibi olmadığının bilinmesine rağmen, bu terminolojinin hâlen şuurlu ve kasıtlı olarak devam ettirildiğini düşünmek yanlış olmaz kanaatindeyiz.
Virüsler için muhtemelen o dönemden beri yanlış olarak kullanılan ‘izole etmek’ kelimesinin, bakterilerde olduğu gibi olmadığının bilinmesine rağmen, bu terminolojinin hâlen şuurlu ve kasıtlı olarak devam ettirildiğini düşünmek yanlış olmaz kanaatindeyiz.

Hücre kültürlerinden elde edilen genomlar sadece virüsün bir nevi kimlik numarasını temin etmekte, virüsün bizatihi kendisinin elde edildiği anlamına gelmemektedir! Bu iş için kullanılan moleküler tekniklerde kullanılan malzeme (ki, üretici de virüsü değil manyetik boncuklarla belirli nükleotidleri zenginleştirdiklerini belirtmiş) bunu açıkça ortaya koymaktadır.

Covid-19 adı verilen salgının etkeni ‘SARS-COV-2’ gerçekten saf hali ile izole (elde) edildi mi?

Bundan sonra yapılan yayınlar da virüsle ilgili çalışmalar da bu yayındaki verilere dayanarak yapılmış.

Bu sebeple, daha sonraki yayınlarda da bu sekansın kullanılmasının en azından doğru olmadığı kanaatindeyiz.
Bu sebeple, daha sonraki yayınlarda da bu sekansın kullanılmasının en azından doğru olmadığı kanaatindeyiz.

Hastanın solunum yolu ifrazatı Vero (bu isme dikkat edin, başka bir yazı ile ehemmiyetini anlatmak istiyorum) hücre kültüründe üretilerek sitopatik etki takibi ile varlığı belirlenmiş ve sitopatik etki görülen hücre kültüründen alınan kazıntıdan genom sekanslaması yapılmıştır. Ancak, bilimsel araştırmanın vazgeçilmezi olan eş zamanlı ‘kontrol hücre kültürü deneyi’ yani; hasta olmayan birisinden alınan ifrazat aynı şartlarda kullanılarak genom araştırması yapılmamıştır. Bu sebeple, daha sonraki yayınlarda da bu sekansın kullanılmasının en azından doğru olmadığı kanaatindeyiz.

Mevzu-u bahis makalede, hücre kültüründen elde edildiği iddia edilen virüsün elektron mikroskopisindeki görüntüsü de verilmiştir. Tabii bu resim sabitlenmiş bir görüntü olup ekstraselüler veziküllerden (hücre dışı kesecikler) ayırt etmek mümkün değildir.

Yine arama motoruna lisanımızda kullandığımız ‘virüs’ kelimesi yerine ‘intact, authentic ve virion’ kelimeleri ile yazdığımızda bulduğumuz ‘intact virion’un elektron mikroskopi görüntüsünü de veren iddialı bir yayında da, yukarda tarif edilen metodolojik tarafgirlik dikkati çekmektedir.

Virüs değil kimlik numarası alınmış

Burada karşımıza çıkan sorunlar şunlardır:

• Hücre kültürlerinden elde edilen genomlar sadece virüsün bir nevi kimlik numarasını temin etmekte, virüsün bizatihi kendisinin elde edildiği anlamına gelmemektedir! Bu iş için kullanılan moleküler tekniklerde kullanılan malzeme (ki, üretici de virüsü değil manyetik boncuklarla belirli nükleotidleri zenginleştirdiklerini belirtmiş) bunu açıkça ortaya koymaktadır.

  • O halde hücre kültüründen elde edilen kazıntı materyali tabii (Wild type) virüsün yerine geçer mi? Bu kazıntı, tabii virüs gibi solunum yolu ile bir insana veya canlıya bulaştırılıp hastalık yapılmış mıdır?

Bu konu araştırıldığında, hücre kültürü ve virüs üreticisi ATCC’nin rehberinde virüs üretim konaklarının sadece hücre serileri ve yumurta olduğu, zayıflatılmış da olsa canlı virüs ihtiva eden aşıların insanlar için tehlikeli olduğu, bu sebeple tam patojen yerine virüs genetik materyalinin zararsız denilen başka virüsün içine yerleştirildiği anlatılmaktadır. Başka bir kaynakta virüs kültürlerinin bilim ve sanat olduğu kadar, şansa bağlı olduğu da açıkça ifade edilmektedir. Bu durumda, tabii (vahşi-wild type) virüsten çok farklı, sun’î bir varlıktan (in vitro) bahsedilmekte olduğu açıktır.

• Bir takım maksadı meşkûk vakıfların kurup desteklediği sözümona teyit (factcheck) sitelerindeki 3D baskı ile elde edilmiş virüs resimlerinin virüsün muhayyel görüntüsü olduğunu idrak etmek için yukardaki malumatı kaç kişi edinebilir?

• Son yıllarda hücreler arası iletişimi temin eden, in vivo virüs patojenezinde ve antiviral cevaplarda yeri olan, cüsse, yapı ve davranış bakımından virüslerden ayırt edilmesi hemen hemen imkânsız olan ‘eksosom’lar (hücre dışı kesecikler) ile tabii SARS-COV-2 ile laboratuvarda üretilmiş (in vitro) virüs arasındaki münasebet nasıldır?

• Sual-i mukadder şudur: Laboratuvarda üretildiği iddia edilen SARS-COV-2 virüsü vahşi virüs ile aynı mıdır?

Yukarda belirttiğimiz gibi adı geçen virüs Vero hücrelerinde üretilmektedir. Vero hücreleri maymun böbreğinden alınmakta, CDKN geni defektif olduğu için hücrenin en mühim antiviral silahı olan tip 1 interferonları üretemez. Bu sebeple, vero hücreleri, virüs üretiminde kullanılmaktadır.

 Sual-i mukadder şudur: Laboratuvarda üretildiği iddia edilen SARS-COV-2 virüsü vahşi virüs ile aynı mıdır?
Sual-i mukadder şudur: Laboratuvarda üretildiği iddia edilen SARS-COV-2 virüsü vahşi virüs ile aynı mıdır?

Bu hücre kültürlerinden elde edilen virüsler ve bunlardan üretilen aşılarda Vero hücrelerinde bulunan maymun endojen retrovirüslerinin mahut virüs ve aşıya entegre olmasının engellenmesi gerekmektedir. Bu durumda gerek maliyeti gerekse de sui-niyet itibarı ile bu işlemler hukuki ve ahlaki bakımdan hangi sorunlara yol açacaktır? Bunların önlenmesi nasıl temin edilecektir?

Virüsler değil bakteriler izole edilir

• Tabiî çevrenin devamı için vazgeçilmez olan virüs dünyasındaki vahşi virüsler ile kültürde üretilen virüsler arasında, her pasajda (tekrarlayan kültür) açılan genetik makasın yaşadığımız dünyaya verdiği zarar nasıl ölçülecektir?

  • • İlk defa 1892’de Ivanovski’nin tütün mozaik virüsünü tarifi ile başlayan ve viroloji ilminin babası sayılan Thomas Rivers, 1937’de bakterilerde geçerli olan ‘Koch kurallarının’ virüslere uymadığını belirtmiştir. Ancak sadece birkaç yıl sonra kızamık aşısının da mucidi olan John F. Enders tarafından poliovirus hücre kültüründe üretilmiştir. Yukarda, SARS-COV-2 hakkındaki makalelerde de gördüğümüz gibi, hücre kültürlerinde üretilen bu kültür virüsleri hastalığın hakîkî etkeni midir, yoksa tesadüfen ortamda bulunan (asosiye) yalnızca ekolojik denge unsurları mıdır?

• Bir önceki SARS salgınında Koch kurallarının adı geçen virüs için değerlendirildiğini ve bihakkın yerine getirildiğini iddia eden iki makalede de, kullanılan teknikler yine aynı şekilde hatalı ve tarafgirdir.

Netice olarak, virüsler için muhtemelen o dönemden beri yanlış olarak kullanılan ‘izole etmek’ kelimesinin, bakterilerde olduğu gibi olmadığının bilinmesine rağmen, bu terminolojinin hâlen şuurlu ve kasıtlı olarak devam ettirildiğini düşünmek yanlış olmaz kanaatindeyiz.