Satır satır skandal

Siyasetin ideolojik formasyonunu kitaplar üzerinden nasıl inşa ettiğini bir defa daha görmüş olduk böylece.
Siyasetin ideolojik formasyonunu kitaplar üzerinden nasıl inşa ettiğini bir defa daha görmüş olduk böylece.

Terör örgütü PKK’nın kurucularından ve kadın örgütlenmesinden sorumlu Sakine Cansız’ın üç ciltlik 'Hep Kavgaydı Yaşamım' isimli kitabı İBB Kültür A.Ş bünyesindeki istanbulkitapcisi.com’da.

“Destansı bir yaşamın kahramanı olan Sakine Cansız, kendi diliyle Dersim’li kadının direngen yönüne ve kendini gerçekleştirme serüvenine değiniyor. Kitabının birinci cildi, Cansız’ı çocukluk yıllarından ilk cezaevine giriş yıllarına kadar anlatıyor. Kitap, aynı zamanda Cansız’ın doğumundan başlayarak, ailesi, yetişme koşulları, özgürlük mücadelesiyle tanışması ve katılımı, yürüttüğü çalışmalar, o dönem yaşanan gelişmeler ve tutuklanma sürecine yer veriyor.”

Yukarıdaki satırlar Diyarbakır Sulh Ceza Hâkimliği’nin 53 kitap hakkında toplatma kararı verdiği eserlerden birinin tanıtım bülteninden. Terör örgütü PKK’nın kurucularından ve kadın örgütlenmesinden sorumlu Sakine Cansız’ın üç ciltlik 'Hep Kavgaydı Yaşamım' isimli kitabından. Üstelik İBB Kültür A.Ş bünyesindeki istanbulkitapcisi.com’dan…

'İŞTE ZAFERİN GARANTİSİ BURADADIR'

Diyarbakır 1. Sulh Hâkimliği tarafından 27 Haziran 2016 tarihinde toplatma kararı alınan bir eserin meşru bir belediyenin kitapçısında satılması ne demektir? Siyasetin ideolojik formasyonunu kitaplar üzerinden nasıl inşa ettiğini bir defa daha görmüş olduk böylece. Kültür ve sanat dünyasının kimler eliyle nerelere düştüğünü de. “Skandal” olarak değerlendirilen bu gelişme ve tepkilerden sonra kitap siteden çıkartıldıysa da “Google” arama sonuçlarında halen kitaba ilişkin bilgiler yer almakta. Nasıl suç teşkil etmesin ki, bakınız satırlara:

“Her birimizin gerçekliğinde karmaşık kendine göre sayısız olay var. Bende, bizlerde açığa çıkan yansıyan her şey bizim gerçekliğimizin yani bir bütünün versiyonlarıdır. Ama Apocu gerçeklik bütün bunlarla birlikte ve aynı zamanda hepsiyle yoğun savaş halinde bu muazzam gelişmeleri yarattı. Apocu kavganın özelliği özgünlüğü burada anlam kazanıyor. Çünkü hiçbir savaş kendi içinde bu kadar zenginliği barındırmamıştır. Hiçbir devrim kendi içinde tek tek insanda bu kadar uzun süreli sancılı ama başarılı devrimler gerçekleştirmemiştir. İşte zaferin garantisi burdadır.”

FRANSA'DA ÖLDÜRÜLDÜ

ARAM Yayınları, PKK yöneticilerinin kitaplarını yayınlamakla biliniyor. Başta Abdullah Öcalan olmak üzere birçok teröristin kitabı buradan çıkıyor. Hani Selahattin Demirtaş’ın İletişim gibi mahud bir yayınevi gibi olsa gözden kaçtı diyeceğiz. Seçimlerin meyvesi terör örgütü tarafından toplanıyor anlaşılan.

Bilmeyenler için söyleyelim. Cansız, Interpol tarafından kırmızı bültenle aranmaktaydı.

20 Mart 2007’de Fransa’da gözaltına alınan Cansız, Dammtor Cezaevi’nde 40 gün tutuklu kaldı. Bu zaman zarfında Türkiye, iade dosyasını ulaştırmasına rağmen, Alman mahkemeleri tarafından serbest bırakıldı. PKK’nın kurucu kadrosunda yer alıp, örgüt için yurt içi ve yurt dışında faaliyetlerinde bulundu. 10 Ocak 2013 tarihinde Fransa’nın başkenti olan Paris’te Fidan Doğan ve Leyla Söylemez ile birlikte öldürüldü.

Canan Kaftancıoğlu
Canan Kaftancıoğlu

TOPAL ÖRDEK BENZETMESİ

Zaten CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Sakine Cansız’ın öldürülmesinin ardından şu paylaşımda bulunmuştu: “İnsanlık tarihi kadın ile başlar. İnsanlık kadına yapılanlarla kaybeder demiş Sakine Cansız. Ve insanlık kaybetti.” Hatta Kaftancıoğlu bu üç teröristin öldürülmesine ilişkin de “Üç kadın sözünü uzak, resmi, sıradanlaştırıcı buluyorum. ‘Üç devrimci kadın’ denmeli. Devrimci oldukları için öldüler.” Paylaşımına yer vermişti. İl başkanı seçilir seçilmez de bütün bu paylaşımlarını silmişti.

Son Habertürk programında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na seçimlerden sonra Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın “topal ördek” benzetmesini hatırlatmışlardı.

“Topal ördek” yani “lame duck” tabiri Amerikan siyasetinden dilimize geçmiş bir tabir. Meclis çoğunluğunun başka bir partiden olması durumunda işinin zor olacağını hatırlatan bir terim. Fakat baktık ki İmamoğlu bunu “engelli vatandaşlarımıza bir hakaret kabul ederim” şeklinde cevaplandırdı. O zaman cehaletini anladık, ama bu yapılan cehaletle açıklanamaz.