Savaş-Harp-Muharebe-Mukatele-Mücadele

Artık kimse Tolstoy’un Harp ve Sulhü’nü okumuyor, Savaş ve Barış varken ne gerek var öyle değil mi?
Artık kimse Tolstoy’un Harp ve Sulhü’nü okumuyor, Savaş ve Barış varken ne gerek var öyle değil mi?

Karşılıklı vuruşmayı mukatele ki, Ermeni Tehciri için bu kelimenin kullanılması daha uygundur, her iki devletin harp sahasındaki mücadelesine de muharebe denirdi. Hatta mücadele kelimesi de yalnız hayatî faaliyetlerde değil, silahlı fiillerde de kullanılırdı.

Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadeleye artık savaş deniliyor. Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı bunların en çok kullanılanlarından. Hatta bu muharebeleri Cihan Harbi veya Millî Mücadele olarak zikredilenlere modası geçmiş, müzelik gibi bakılıyor. Hâlbuki ‘sav’a iddia diyen, savcıyı müddei umumî yerine ikame eden zihniyet acaba hangi akılla savaşmayı türetti bilen beri gelsin.

Bunların mefhumun umumî silahlı vuruşmasını anlatmak maksadıyla eskiden harp (b) tabiri kullanılırdı oysa. Karşılıklı vuruşmayı mukatele ki, Ermeni Tehciri için bu kelimenin kullanılması daha uygundur, her iki devletin harp sahasındaki mücadelesine de muharebe denirdi. Hatta mücadele kelimesi de yalnız hayatî faaliyetlerde değil, silahlı fiillerde de kullanılırdı. Ancak bu güzelim köklü kelimeler de nisyana terk ediliyor. Artık kimse Tolstoy’un Harp ve Sulhü’nü okumuyor, Savaş ve Barış varken ne gerek var öyle değil mi?