Seyahatten tâtile

Kişinin kendine ayırdığı boş zaman-tâtil zamanı, kişinin kendini bulmaktan ziyade, kendini kaybettiği zamanlardır. Bu zaman dilimlerinde/sürelerde olduk olmadık eğlenceler,  çılgınlıklar yapmak, bunlara dâhil olmak yerine, atalarımızın telakisine geri dönmemiz gerekir. Ve buna, zamanı boş zaman-çalışma zamanı şeklinde ikiye ayırmamak ile başlamak gerekir.
Kişinin kendine ayırdığı boş zaman-tâtil zamanı, kişinin kendini bulmaktan ziyade, kendini kaybettiği zamanlardır. Bu zaman dilimlerinde/sürelerde olduk olmadık eğlenceler, çılgınlıklar yapmak, bunlara dâhil olmak yerine, atalarımızın telakisine geri dönmemiz gerekir. Ve buna, zamanı boş zaman-çalışma zamanı şeklinde ikiye ayırmamak ile başlamak gerekir.

Tâtil" kelimesi Arapça olmakla birlikte, İslâm geleneğinde, kadim kültürümüzde "tâtil" diye bir kavram yoktur. Tâtil, "atâlet"ten gelir; atâlet ise; tembellik, durgunluk, âtıllık hareketsizlik, boşluk gibi manaları olan bir kelimedir. Ve boş kalmak, âtıl kalmaktır ve atıl kalanı bâtıl işgal eder.

Modern dünya zamanı, çalışma zamanı ve boş zaman olarak ikiye ayırır. Kapitalizm öncesinde iş, yaşamı sürdürmenin bir aracı olmaktan çok, insanın yaşamsal etkinliğinin bir parçasıdır. Özellikle modern zihniyet, iş dışı zamanı boş zaman olarak tanımlamaktadır. Kapitalizm çalışma saatlerini standartlaştırırken, ‘boş zaman’ı da belirler. Bu tanımın ortaya çıkışının en önemli nedeni insanların kendi zamanını kontrol etmekten uzaklaşmış olmalarıdır.

Modern dünya zamanı, çalışma zamanı ve boş zaman olarak ikiye ayırır. Kapitalizm öncesinde iş, yaşamı sürdürmenin bir aracı olmaktan çok, insanın yaşamsal etkinliğinin bir parçasıdır.
Modern dünya zamanı, çalışma zamanı ve boş zaman olarak ikiye ayırır. Kapitalizm öncesinde iş, yaşamı sürdürmenin bir aracı olmaktan çok, insanın yaşamsal etkinliğinin bir parçasıdır.

Bu ikiye ayırım dikkate şayandır. Burada modern dünyanın şirke dönük yapısını bir kere daha görmek ve göstermek gerekmektedir. Modern dünya zaman üretmek ve tüketmek üzerine örgütlenir. Çalışma zamanı üretmek, boş zaman tüketmek üzerine örgütlenmektedir. Ve Batı’nın zamanı örgütleyiş biçimi dünya merkezlidir. Bu arada insanların önemli bir kısmının öz-nitelikleri ile uyumlu meslekleri olmadığı-işlerde çalışmadıkları için, çalışmanın insanlar için sorun teşkil etmesi gayet anlaşılır bir vaziyettir.

Demek ki; insanlar öz-nitelikleriyle uyumlu işlerle uğraşmadıkları ölçüde aylaklığın, tam bir boş zamanın, özlemini çekmektedirler. Modern insan genellikle ve çoğunlukla kendi tabiatına uygun olmayan işlerde çalışmaktadır. Ve bir ölçüde haklı olarak bu iş ve çalışma hayatından kaçmak istemektedir. Ve bunun içinde her şeyin dışında, kaidelerin bir ölçüde iptal olduğu ve/veya önemsenmediği bir boş zaman dilimi olan tâtili sabırsızlıkla beklemektedir.

Şirkin önemli bir tezahürü

Özellikle plaj tâtili deniz turizmi ve turizm turlarının çoğunluğu, insanı boş zamanın kaotik anaforuna atmaktadır. Bu anafora kapılan insan pozitif insan etkinliğinin önemli ölçüde dışına çıkmaktadır. Buysa bilinen mânâda nefsânî hevâ ve heveslerin yönlendiriciliğindeki bireyin çılgınlıklar sergilemesi ve dağıtması süreçlerinden oluşan bir tâtil anlayışını ve hayatını beraberinde getirmektedir.

Bu durumdaki insanın temaşa ve tefekkür ile alakasının olamayacağı açıktır. Tâtil zamanı boş zaman kavramı kapsamında tanımlanan bir kavramdır. Zamanın çalışma zamanı ve boş zaman/tâtil zamanı şeklinde ikiye ayrılması üzerinde dikkatle durulması, tefekkür edilmesi gereken önemli bir husustur. Burada modern dünyanın birçok tezahüründe gördüğümüz ikiye bölünme hususiyeti tekrar görülmektedir. Çünkü bir bu şirk tezahürüdür. Bu da zaten modern dünyanın şirk temelli doktriner yapısı ile doğrudan irtibatlıdır.

Özellikle plaj tâtili deniz turizmi ve turizm turlarının çoğunluğu, insanı boş zamanın kaotik anaforuna atmaktadır.
Özellikle plaj tâtili deniz turizmi ve turizm turlarının çoğunluğu, insanı boş zamanın kaotik anaforuna atmaktadır.

Ve bu şekilde etkinliğin olmadığı bir zaman tanımı esasen varoluşa aykırıdır. Ve insan varoluşuna daha doğrusu her türden varoluşa aykırı-tezat bir duruma işaret eder. Zamanın ikiye bölünmesiyle ortaya çıkan bu durumun da altı çizilmelidir. Bu bir mânâda varoluşun gölgesi veya negatif varoluş gibi bir durumdur.

Hareket yoksa yaşam da yok

Atâlet yani etkinliğin olmaması ‘hâl’i, bu manada bir ‘hal’dir. Bu atâlet durumunun insan psikolojisini bozacağı/bozduğu da malumdur. Bunun sebebi de ortada bir etkinlik olmaması durumudur. Yani bu, insan etkinliğinin mevcut olmadığı bir zaman dilimidir. Bu olmadığı vakit yine bir etkinlik olması bir zarurettir. Bu içinde bulunduğumuz âlemdeki varoluşun mahiyeti ile alakalıdır. İşte bu sebepten pozitif etkinliğin olmadığı ve azaldığı tâtil zamanında pozitif etkinliğin yerini gölge varoluşun temeli olarak negatif etkinliğin alması kaçınılmaz gözükmektedir. Çünkü içinde bulunduğumuz âlemde hareket olmadığında, yaşam mümkün değildir.

Ve bu sebepten tâtil zamanı, normsuzların kısmen değiştiği ve kural iptalinin az çok mümkün olduğu zaman dilimi, yani süre ve sürelerdir. Şu yahut bu düzeydeki kural iptali, bu ikiye bölünmeyle imkân dairesine girer. Özellikle plaj tâtili bir kural iptalinin gerçekleştirildiği zaman dilimi-süre olarak tezahür eder ve kendisini tezahür ettirir. Lakin plaj tâtilinin hâricinde de tâtil, boş zaman olarak kavranmakta ve gerçekleşmektedir.

Boş zaman kendini kaybetme zamanıdır

Tâtil kavramının arka planının zamanın ikiye bölümlenmesi ile irtibatlı oluşu; yani zamanı, çalışma zamanı ve boş zaman olarak ikiye ayırıp tanımlaması bize şirki çağrıştırmaktadır ve hatta bunun kendisidir. Ve aynı zamanda bu tâtil zamanı anlayışı, sanki orji’yi bir yönüyle kısmen çağrıştırmakta gibidir. Orji, her türlü kuralın/kâidenin iptal olduğu hatta kuralların ters yüz edildiği, anormal olanın norm haline geldiği an, zaman ve süreç olarak anlaşılabilir. Tâtil anlayışının Batı geleneğinde kısmen günümüzde de süren festivalleri ile de irtibatı vardır.

Yani kişinin kendine ayırdığı boş zaman-tâtil zamanı, kişinin kendini bulmaktan ziyade, kendini kaybettiği zamanlardır. Bu zaman dilimlerinde/sürelerde olduk olmadık eğlenceler, çılgınlıklar yapmak, bunlara dâhil olmak yerine, atalarımızın telakisine geri dönmemiz gerekir. Ve buna, zamanı boş zaman-çalışma zamanı şeklinde ikiye ayırmamak ile başlamak gerekir.