Sıhhat ve gelecek için Kenevir modası

 ​Hatice Coşkun​, kenevir kumaşından kıyafetler üreterek Rize’nin bu eski tekstil kültürünü yaşatmak için yola çıkmış.
​Hatice Coşkun​, kenevir kumaşından kıyafetler üreterek Rize’nin bu eski tekstil kültürünü yaşatmak için yola çıkmış.

İnsanlar çocuklarını çok sevdiklerini söylerler. Buna rağmen yedirdiklerine, içirdiklerine ve giydirdiklerine pek de dikkat etmezler. Tıpkı ne öğrendiklerine dikkat etmedikleri gibi. Belki de bu aşırı sevginin toksik bir etkisi olarak onlara alerji ve daha pek çok hastalığa davetiye çıkaran yiyeceklerin yanı sıra petrolden elde edilmiş kıyafetler sundular. Halbuki burada, çok sevdiğiniz bebeğiniz için tabiattan muhteşem bir ürün var: Kenevir kumaşı. Türkiye, bu konuda henüz yolun başında. Aslında o yolu açan ve kenevir kumaşının bin bir kullanım yolunu bilen atalarımızdan ve ananelerimizden koptuğumuz için de bu haldeyiz. Ama zararın neresinden dönersek kârdır. Böyle düşünen Rizeli bir hanımefendi, Hatice Coşkun, kenevir kumaşından kıyafetler üreterek Rize’nin bu eski tekstil kültürünü yaşatmak için yola çıkmış. Hatice Hanım’la kenevir kumaşını, işlenişini ve bu yolda yaşadığı zorlukları konuştuk. Bu mülakat bir pazarlama gibi gelebilir size. Ama biz insan sıhhatini düşünüyoruz ve burada da insanı önceliyoruz.

- Hatice Hanım bu işe nereden merak sardınız? Çünkü Türkiye’de çok bilinmeyen bir alan. Geçmişte kenevir ile ilgili çok şey yapılıyordu ama yaklaşık bir yarım asırdır Türkiye’de kenevir unutuldu ve siz yeniden ihya etmeye çalışıyorsunuz.

Aslında çocukluğumdan beri bizim evde hep bir kenevir kelimesi döner. Bizim çok geçmişten gelen bir kumaşımız var, ‘Rize bezi kumaşı’ diye geçiyor. Bu bezin çözgüsü pamuk, atkısı kenevir. Hâlâ dokunuyor ama çok bilinmiyor. Öncelikli hedefimiz bunu ön plana çıkarmaktı. Dokuma atölyelerimiz var, kadınlar elleriyle dokuyup bize gönderiyor, biz de bunları farklı ürünlere dönüştürüyoruz.

Acı gerçek: Kenevir ipimiz yok

- Geçmişte Türkiye kenevirden kumaş üretiyordu, ama artık yok diye biliyoruz…

Kumaş olarak üretiyoruz. Gerek fabrikalarda gerekse kadınlarımız eski usul ile el tezgahlarında dokuyor. Ama iplik olarak üretmiyoruz. Kenevir ipimiz yurt dışından, Çin’den geliyor.

- Türkiye’de çok yaygın mı dokuma işi yoksa istisnai bir şey mi?

Şimdilik istisna ama yaygınlaşmaya başladı. Cumhurbaşkanımızın da teşvikiyle farklı illerde elle dokuma tezgahlarımız şu anda faaliyette. Bu iş, kadınlarımız için de bir kazanç kapısı.

- Bu bitkinin bulunduğu yere haşeratın gelmediğini biliyoruz. Sizce evlerde, çatılarda, duvar dolgusunda, zeminlerde böcek gelmesini engellemek ve radyasyondan korunmak için kenevir mi kullanılmalı?

Aslında eskiden dediğinizi yapılıyordu. Biz şimdi bunun yeniden ihyası için çalışıyoruz. Sadece bu özellikler değil. Kumaşın iklim uygunluğu da var. Yazın serin kışın sıcak tutar mesela. Şunu da belirteyim ki kedi ve köpekler keneviri çok seviyor. Kenevir kumaşına karşı aşırı bir zaafları var. Başka kumaşlara göstermedikleri ilgiyi kenevir kumaşına gösteriyorlar.

Hatice Coşkun.
Hatice Coşkun.

Bakliyat saklamak için birebir

- Siz pamuk ile keneviri karıştırıyorsunuz galiba…

Kenevirin dokusu sert. Bundan dolayı çok fazla kıyafet üretemiyoruz, çünkü kıyafette sert oluyor. Kimyasal yollarla bu sertlik yok edilebiliyor. Ama biz Türkiye’de bunu kimyasal olmadan nasıl yumuşatabiliriz ona çalışıyoruz. Çünkü İnsanlar ‘%100 kenevir’ istiyor haklı olarak. Ayrıca talep de çok. Ben daha yumuşak olduğu için pamuklu keneviri tercih ediyorum. Eskiden Rize’de %100 kenevir dokurlarmış büyüklerimiz ama çok kaşıntı yaparmış. Sonra çözüm olarak çözgüsü pamuk olarak yapmaya başlamışlar, o da çok lüks olmuş o dönemlerde. Yüzde yüz kenevir olan kumaşla bakliyatlarımız için muhteşem bir üründür. Bundan torba yapılıp bakliyatlar içine konduğunda börtü böcek gelmiyor, kurtlanmıyor, nemlenmiyor. Muazzam bir koruyucu…

- İlginç bir şey söylüyorsunuz. Bir sürü koruyucu katkı maddesi eklenerek gıdaları koruduğumuza çalıştığımızı düşünüyoruz. Halbuki kendimizi zehirliyoruz. Oysa gıdaları kenevir ipinden dokunmuş torbalarda korusak bu meseleyi halletmiş olacağız ve bunu her hanımefendi evde eliyle bile dokuyabilir veya dikebilir. O halde soralım siz bunun kumaşını da satıyorsunuz galiba yani bu amaçla sizden veya piyasadan kumaş tedarik edebilirler mi?

Doğrudur biz saf kenevir kumaşı da satıyoruz. Dileyen kumaş alıp kendisi torbalar, keseler dikebilir. Zâten büyüklerimiz böyle muhafaza ederlermiş ürünlerini. Bu şekilde torbalar yaparak bakliyatlarını saklamışlar.

- Kenevirden yapılmış mâmüllere talep nasıl?

Çok güzel bir talep var ama biz yetişemiyoruz. Çünkü yeterince kumaş bulamıyoruz. Yâni dokuma atölyeleri yetersiz. Ve bazen istediğiniz kalitede kumaş da tedarik edemiyoruz. Ayrıca dokumaya geçmeden önce ip tedarik edebilmek de bir mesele. Mâlum ipler yurt dışından Çin’den dolar üzerinden geliyor. ‘GDO’suzdur sertifikası’ talep ediyoruz. Onu da bulup, alıp ürünlerimizi dokutana kadar, yıkayıp dikişe sunana dek bir hayli emek ve vakit geçiyor. Ben dokumadan vazgeçmek istemiyorum. Fabrikalaşmak da istemiyorum. Yine kadınlarımız elleriyle dokuyarak bu kumaşı üretmelerini en büyük tercihim. Bu hem istihdam sağlar hem de doğallığı muhafaza eder.

Eline iğne alan bunu dikebilir

- Şu ana kadar söylediğiniz en kötü şey, “İpliği ithal ediyoruz” cümlesiydi. Koskoca Türkiye’de iplik üretilememiş olması ülkemiz adına büyük ayıp. Peki, bu işi kim yapacak? Fabrikaların kurulması mı lazım? Belediyeler mi, dernekler mi, özel sektör mü, kim yapacak bu işi?

Elbirliği şart. Ayrıca bu işin geleceği var. Buna inanan herkes yapabilir. Şunu da belirteyim ki bu hususta bazı çalışmalar olduğunu duymaktayız. İnşallah gerçekleşir. İpimiz üretildiği sürece sorun yok. Maliyeti düşürmek istiyoruz açıkçası.

- Türkiye tekstildeki başarısıyla bilinen bir ülke. Antep, Urfa, Manisa ve Bursa şehirlerimizde iplik üretiyoruz. Ayrıca bu şehirler başta olmak üzere tekstil hayli gelişmiş durumda. Bu şehirlerde kenevirden iplik üretimi yapılmaması bir talihsizlik değil mi?

Temel nedeni ülkemizde kenevire uzun bir zamandır düşman gözüyle bakılması olsa gerek. Ayrıca geleneksel ve ata tohumu ile kenevirleri ekmek hâlâ yasak. Sadece bakanlığın izin verdiği endüstriyel tohum ekilebiliyor. Kenevirden iplik üretmek hiç de zor değil. Biz geleneksel yöntemlerle ürettik, üretiyoruz. Tezgâhta dokuttuk hatta ürün de çıkardık. Ama 1 ayda 1 ürün çıkarabiliyoruz. Fabrikalarda miktarlı üretim şart. İnşaallah iplik firmalarımız buna ilgi duyar.

Kemal Özer, Hatice Coşkun.
Kemal Özer, Hatice Coşkun.

- Peki, kime satıyorsunuz ürünleriniz, tam olarak müşterileriniz kimlerden oluşuyor?

Daha ziyade sağlığını önemseyen ve kenevir konusunda bilinçlenmiş kişiler ürünlerimizi tercih ediyor. Kenevirin faydasını ne kadar anlatabilirsek kullanım da o oranda artmış olacak.

- Bu ürünün yaygınlaşması için hanımlara nasıl bir çağrı yaparsınız?

Kenevir kumaşı kolay dikilen bir kumaş. Eline iğne alan herkes bunu dikebilir. Uğraştıran bir kumaş değil. Dikiş yaparken evdeki çocuğun giydiği bir kıyafetin kalıbını kullanıp kendiniz dikebilirsiniz. Hanımlar kumaş alıp kendi kıyafetlerini kendileri dikebilir. Ayrıca gelir de elde edebilirler.

- Üniversitelerle bu konuda bir işbirliğiniz var mı?

Evet var. Bize iç çamaşırı talebi geliyor mesela ama kumaş esnemiyor. Large boy istenen ürünü esnemediği için XLarge olarak gönderiyoruz. Fakat bir yandan da bu kumaşı kimyasal olmadan doğal şekilde nasıl esnetebiliriz, bunun üzerine ARGE çalışması yapıyoruz. Şu an sirkeli su kullanıyoruz. Ama bu konuda bilgisi olan varsa bize dönüş yapabilirse mutlu oluruz, faydalanmak isteriz. Aksi halde her aşamada illaki kimyasal bir süreç işin içine giriyor. Şu an Muğla Üniversitesinin bu yönde bir çalışması var. Neticeyi bekliyoruz.

Yerli üretici stok yapoyor

- Anne babalar çocuklara kıymet verdiklerini düşünerek renkli, boyalı, simli kıyafetler giydiriyorlar ama bunlar kimyasal maddelerle kirletilmiş ve çok kötü malzemelerden yapılmış kıyafetler. Keza yetişkin kıyafetleri için de geçerli bu…

Maalesef piyasa ürünleri giyilecek gibi değil. Bedene temas ettirilebilir şeyler değil pek çoğu. Biz içlik yapıyoruz. İçlik çok önemli. Kadınların elbiselerinin içine giydiği içliklerden. Terletmiyor. Ayrıca kenevir tezgahlarımızda istediğimiz her türlü tekstil ürününü üretebiliyoruz. Çantadan yorgan ve yastığa, perdeden çocuk battaniyelerine kadar yapabiliyoruz. 30 derecede yıkamak şart. Birazcık sert bir kumaş olduğundan nemliyken ütülenmesini tavsiye ediyoruz. O zaman daha iyi açılıyor. Herkes dertsiz kumaş istiyor, ütü derdi olmayan ‘giy-çık’ kumaşlar istiyoruz. Ama onlar sağlıksız kumaşlar. Doğal olan için ütülemek gibi minik bir derdimiz de olsun. Bazı kıyafetlerde terlediğiniz zaman kıyafeti çıkarıp değiştirmek istersiniz. Kenevirde onu hissetmezsiniz. Teri hapsediyor ve hastalanma riskini de azaltıyor. Bir de bu kumaşı kullanmak isteyen bazı müşterilerimiz, kenevir kumaşı giyerlerse uyuşturucu etkisine girecekleri gibi tuhaf bir düşünceye kapılıyorlar. Kumaşın uyuşturucu etkisi nasıl olabilir, ayrıca kenevir uyuşturucu bir madde değil, keyif verici ve o da özel üretilmesi gereken istisnai bir durum.

- Son olarak, bu işe yönelmek isteyenlere bir mesajınız var mı?

Bu işi duyan ve ilgi gösteren gençler zâten gelip bizi buluyor. Özellikle saha çalışması yapanlar geliyor. Ama bazı yerlerde tıkanıyoruz, yön veremiyoruz. Rize’de kenevir lif fabrikası açılacağını duydum. Bu konuda çalışmalar artarsa iş sahası da genişler. Şunu da belirtmek gerekiyor: Bir lif ayırma fabrikaları var, bir de ip yapma fabrikaları. Ülkemizde zâten iplik fabrikaları var, onlar bu lifi alıp ipliğe dönüştürebilir. Şu anda 2-3 yıldır kenevir ekiliyor ve ekilen tüm kenevirler ambarlarda bekletiliyor. Bizden evde kullanmak, duvar izolasyonu yapmak vs. için kenevir isteyen oluyor. Özetle kenevir tarım ve sıhhatimiz için ilgi göstermemiz gereken olağan üstü bir bitki. İnşaallah ilgi artar da ithal etmek zorunda kalmayız. Aksine ihraç ederek büyük kazançlar sağlayabiliriz.