Sinyal istihbaratı Kıbrıs Troodos: Savaşın merkezi

Sinyal istihbaratı Kıbrıs Troodos: Savaşın merkezi
Sinyal istihbaratı Kıbrıs Troodos: Savaşın merkezi

İsrail, Kıbrıs/Troodos dağındaki izleme ve dinleme üslerinden aldığı anlık istihbarat ile İranlı üç komutanı öldürmüştür. Aynı durum, bölgedeki tüm ülkelerde görev yapan üst düzey görevliler için de geçerlidir.

Son yıllarda Süveyş Kanalı’na ve fosil yakıtlara uzaklığı, israil devletine olan yakınlığı, daha da önemlisi dünyada en önemli üç dijital istihbarat merkezlerinden birisi olması, Kıbrıs’ı her zamankinden çok daha zor tehlikeli bir viraja sokmuştur.

Onun için bugün, israil ile İran arasında başlayan ve dünya savaşına evirilen savaşta Troodos’daki radara dikkat çekmek istiyorum.

israilin İran'ın nükleer programını hedef alarak 13 Haziran Cuma günü başlattığı saldırılarda, ülkenin en üst düzey üç komutanın hayatını kaybetmesi ile bir kez daha Kıbrıs Troodos dağında bulunan sinyal istihbaratı görevini yaptı. Yaptı ama her zaman olduğu gibi yine görünmedi.

Günümüzde bilgi toplamak için dinleme, izleme ve tüm bunları değerlendirme sonrasında depolama istihbaratın atar damarını oluşturmakta. İşte bu istihbarat penceresinden, ülkemiz için de yadsınmayacak öneme sahip Kıbrıs adasının güneyinde bulunan Troodos dağlarının en zirvesinde kurulu radardan, bulunduğumuz coğrafyadan, yeni savaş türünün temeli olan dijital istihbarata bakalım.

Teknoloji alanında, sıfır (0) ve bir (1) ile başlayan sayılar googolplex’e, verilerin boyutları da dijital ortamda bit’ten quettabayt’a doğru yol almaktadır. Bu arada yapay zekâ ve nesnelerin internetinin (loT) yükselişi ile SI’a 2022 yılında “Kettabayt”’ın da tanıtımını yaptı. Teknoloji geliştikçe sayılar ve verilerin boyutları, saklama kapasiteleri de katlanarak büyüdü ve büyümeye de devam ediyor. İndirme hızları da 1000 Mbps, 1 Gbps’a (Gigabit) olarak tanımlandıktan sonra bilgiye ulaşma hızı da arttı.

Ve devreye yapay zekâ girdi

Kıbrıs’ta sayılar ve verilerin büyümesine paralel olarak, İngiltere 1947 yılında ABD ile arasında, Ortadoğu’daki haberleşme ve iletişim araçları ile casus dinleme araçlarının konuşlandırılması için gizli bir antlaşma yapmıştır.
Kıbrıs’ta sayılar ve verilerin büyümesine paralel olarak, İngiltere 1947 yılında ABD ile arasında, Ortadoğu’daki haberleşme ve iletişim araçları ile casus dinleme araçlarının konuşlandırılması için gizli bir antlaşma yapmıştır.

Kıbrıs’ta yapılan antlaşmalarda, günümüz teknolojik olanaklarının istihbarat alanında kullanıldığı yer olan Troodos’un adı, işlevinden hiç bahsetmeden yalnızca 3 yerde geçmekte. İşte burada “0” ile başlayan sayılar ve “bit” ile evrilen hız da devriye girdi.

Ve Kıbrıs’taki Troodos, dünyanın telekulağı olarak bilinen Echelon sisteminin ana merkezlerinden birisi oldu.

GKRY sınırlarında, sınırsız görev yapan Amerikan ve İngiliz istihbarat birimleri, Troodos dağında dinleme, izleme, sinyal ve iletişim istihbaratı gibi her türden casusluk faaliyeti göstermekte.

Echelon, GCHQ ile Troodos’tan Kıbrıs’a bakmak

ABD’nin Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) bünyesinde kurularak Echelon adı verilen, uydular aracılığı ile çalışan küresel istihbarat sistemi de Kıbrıs’ta çok geniş bir alanda dinleme yapmakta.

Dinleme ve terör

Echelon sistemi sayesinde son yıllarda yine internetteki bütün faaliyetler, yapılan tüm mesajlaşmalar kayıt altına alınırken, yapılan ikili konuşmalar da dinleniyor. Bu sistem ile yapılan faaliyetlerin “terör ve terör” saldırılarına karşı olduğu söylense de yasal hiçbir dayanağı bulunmuyor. Hatta bu sistemi çalıştırmak için terör örgütlerini var ederek, finanse ettiklerini bile söyleyebiliriz.

ABD’de 1970’li yıllarda Echelon sisteminin kullanılması, insan hakları temelinde tartışılmış olmasına rağmen bir netice alınmamıştır. Fakat asıl tartışması gereken Kıbrıs halkı ise hiç oralı bile olmamıştır. Adanın her iki tarafında yaşayan halkın binde biri bile bu sistemin Troodos’ta kurulu ve gücünün ne olduğunu bilmiyor.

Kıbrıs Türkü olan Prof. Dr. Ulvi Keser’in Anka Enstitüsünde, “Dünden bugüne Kıbrıs ve stratejik önemi üzerine bir değerlendirme” konulu yazısında Echelon sistemini 3’e ayırarak söyle açıklıyor;

1- Mahremiyeti yok ediyor

Echelon sistemi yurtiçi veya dışında yaşayan kendi insanlarımızla ilgili özel hayat/mahremiyet olgusunu ortadan kaldırmaktadır. Her şey Büyük Birader tarafından takip edilmektedir. Bu durum ise ticârî şirketlere bilgi güvenliği sağlamayacaktır. Ayrıca bu sanayinin büyük ölçüde tahrip olmasına neden olacak ve 19. Yüzyıl sömürgeciliğine sürükleyecektir. Modern kültürümüze de bir tehdit oluşturacaktır.

2- Askerî sırlar toplanıyor

Bütün askeri sırları biz ne kadar meraklı gözlerden saklamaya çalışsak da NSA ve müttefikleri için aşikâr şeyler olacaktır. Bütün bu olup bitenleri altıncı hisleri olarak değerlendirdiğimiz bilgisayarları vasıtasıyla görüp duyabileceklerdir. Bu da insanlığın topluca yıkımına neden olacaktır. Tek bir savaş bile bütün insanlığın tamamen ortadan yok olmasına neden olabilir.

3- Teröre hizmet

Yukarıda bahsedildiği üzere Echelon sistemleri bizleri terörist saldırılarından koruyabilmek amacıyla geliştirilebilir, fakat bütün bunların dışarıdan müdahalelere karşı koruma altında olduğundan emin olmak zorundayız çünkü eğer böyle bir şey olacak olursa sonuç tam bir felaket olacaktır. Eğer teröristler askeri ve istihbarat sırlarıyla ilgili hassas bilgilere ulaşacak olurlarsa bir dünya savaşına da neden olabilirler, diyordu…

Üçüncü lokasyon olan “Sounder”, konumundan dolayı Kıbrıs’ta bir sır olarak bulunuyor. Burada toplanan veriler anlık olarak İsrail’in kullanımına veriliyor. Ortadoğu coğrafyasında soykırıma dönüşüyor, çocukların öldürülmesine, aç ve barınaksız kalmasına neden oluyor.
Üçüncü lokasyon olan “Sounder”, konumundan dolayı Kıbrıs’ta bir sır olarak bulunuyor. Burada toplanan veriler anlık olarak İsrail’in kullanımına veriliyor. Ortadoğu coğrafyasında soykırıma dönüşüyor, çocukların öldürülmesine, aç ve barınaksız kalmasına neden oluyor.

Kıbrıs’ta sayılar ve verilerin büyümesine paralel olarak, İngiltere 1947 yılında ABD ile arasında, Ortadoğu’daki haberleşme ve iletişim araçları ile casus dinleme araçlarının konuşlandırılması için gizli bir antlaşma yapmıştır.

Yapılan bu anlaşma, United Kingdom – United States of America Agreement/Birleşik Krallık – Amerika Birleşik Devletleri Anlaşması (UKUSA)arasında ilk olarak Mart 1946’da imzalanması ile başlamıştır.

Anlaşmanın ilk fikri, dünyayı kriptolojik etki alanlarına bölmekti. Yani bir bilginin istenmeyen kişilerce matematiksel teknikler kullanılarak okunamayacak hâle dönüştürülmesi ve şifrelenmesiydi. Aynen Kıbrıs’ta olup bitenleri anlamadığımız gibi…

Anlaşma kapsamına ziyaret edilen web siteleri, e-postalar, anlık mesajlar, aramalar ve şifreler dâhildir. Belgeler, İngiltere'nin şu anda ABD Ulusal Güvenlik Ajansı'ndan (NSA) ile birlikte daha fazla İnternet izlemesi yaptığını söylüyor. GCHQ'nun İnternet ve mobil trafiğinden erişebildiği kişisel veriler beş yılda %7000 arttı.

İnternet gözetiminin büyük bileşeni Kıbrıs’tan geçiyor

Bu merakın arkasında da siyonistler ve israil var. Bu faaliyetlere, bilgiyi güç olarak görüp, herkesi izlemek isteyen sapkınların koruma kalkanı oluşturması da diyebiliriz. Tıpkı Dolar’daki piramit ve gözü kullanarak, teknolojinin gelişmesine paralel DARPA bünyesinde faaliyet gösteren, “Information Awareness Office”(*) gibi ofisleri ağlarına kaynak yaparak ilerliyorlar.

(*)Information Awareness Office / Bilgi Farkındalık Ofisi; ABD Ulusal Güvenliğine yönelik teröristleri ve diğer asimetrik tehditleri izlemek, gözetim ve bilgi teknolojisinin uygulanmasına odaklanan birkaç DARPA projesini bir araya getirmek için Ocak 2002'de Amerika Birleşik Devletleri Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı tarafından kuruldu.

Yeraltı kablolarında Kıbrıs’ın konumu.
Yeraltı kablolarında Kıbrıs’ın konumu.
Yeraltı kablolarında Kıbrıs’ın konumu.
Yeraltı kablolarında Kıbrıs’ın konumu.
Yeraltı kablolarında Kıbrıs’ın konumu.
Yeraltı kablolarında Kıbrıs’ın konumu.

Dünyadaki 3 dinleme merkezinden biri (Sounder) Kıbrıs’ta

Kıbrıs’taki İngiliz üsleri, israilin İran’a karşı açtığı savaşta kullanılıyor.

Nasıl kullandığına gelince, dünyadaki internet gözetimi çalışması üç yerde gerçekleşiyor. Ve bu dinleme yapılan yerler, "Benhall, Bude ve Sounder"da bulunuyor.

Bunlar GCHQ'nun merkezinde oluşuyor. Benhall, GCHQ merkezinin adresi ve Bude, Cornwall'daki ana İngiliz dinleme istasyonu.

Üçüncü lokasyon olan "Sounder", konumundan dolayı Kıbrıs’ta bir sır olarak bulunuyor. Burada toplanan veriler anlık olarak İsrail’in kullanımına veriliyor. Ortadoğu coğrafyasında soykırıma dönüşüyor, çocukların öldürülmesine, aç ve barınaksız kalmasına neden oluyor.

Ada’daki diğer istihbarat birimleri (Agrator ve Aya Nikola) ile bağlantısı olan Troodos istihbarat birimidir. Uluslararası haberleşmenin takibini yapan ABD’nin, “Küresel Gözetim Ağı” olan “Echelon” sisteminin bileşenidir. Bahse konu birim klasik görevlerinin yanı sıra Soğuk Savaş zamanında SSCB’nin, günümüzde ise RF’nin (Rusya Federasyonu) nükleer füze denemelerini ve İran’ın nükleer silah geliştirme çalışmalarını izlemekte, olası bir nükleer saldırı için erken uyarı görevi yapmaktadır. Çünkü bölgedeki ABD radar sistemleri; Orta Doğu, RF veya Batı Asya’dan atılan bir füzeyi yüksek irtifalarda tespit edebilirken, Kıbrıs’ın konumu sebebiyle Troodos Dağındaki radar sistemi, füzeyi atıldığı andan veya kısa bir süre sonrasından itibaren takip edebilmektedir.

Fotoğrafta görüleceği üzere yeraltı kablolarının hepsi GKRY bölgesinde bulunuyor! Ve bunlar da israilin güvenliği açısından son derece önemli.
Fotoğrafta görüleceği üzere yeraltı kablolarının hepsi GKRY bölgesinde bulunuyor! Ve bunlar da israilin güvenliği açısından son derece önemli.

Dünyanın en kıymetli yükseltisi Kıbrıs’ta

Kıbrıs’taki radar üssünün ehemmiyetini şöyle açıklayabiliriz. Troodos dağ kütlesi olarak, dünyadaki

en büyük ve en iyi çalışılmış ofiyolit(*) gövdelerinden biridir.

(*)Ofiyolit; Dünya'nın okyanus kabuğunun ve altındaki üst manto tabakasının yükselip açığa çıkmış ve çoğunlukla kıtasal kabuk kayaçları üzerine yerleşmiş bir bölümüdür.

Bu çerçevede The Royal Society’de “Kıbrıs'taki Troodos masifinin jeolojisi ve yerçekimi anomalileri” başlıklı makale 1 Ocak 1963 tarihinde, Ian graham Gazı ve D. Masson-Smith tarafından yayınlandı…

Kıbrıs üzerinde, +250 mgal'in(*) üzerindeki maksimum değere ulaşan en büyük kaydedilmiş yerçekimi anomalilerinden(**) biri bulunmaktadır.

(*)mgal; Yer çekiminin deniz seviyesindeki değişimleri (1 mgal = çekimin milyonda biri). Bu ölçümlerle Dünya'nın tam şekli (jeoit) ve yer kabuğunun bileşimi tespit edilir.

(**) Anomali; gök mekaniğinde Kepler yörüngesinde(***) hareket etmekte olan bir cismin pozisyonunu belirleyen açısal bir parametredir. Gerçek anomali, bir yörüngedeki çeşitli noktaların konumlarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

(***)Kepler Yörüngesi; Gök mekaniği olarak, Kepler yörüngesi üç boyutlu uzayda iki boyutlu bir yörünge düzlemi oluşturan bir elips, parabol, hiperbol benzeri bir yörünge cisminin hareketini açıklar.

Kıbrıs esas olarak 100 ila 250 mgal arasında güçlü bir pozitif yerçekimi anomalisi ile kaplıdır. Anomalinin ekseni, Troodos dağ kütlesinin üzerinde yer alır. Yani Troodos’daki o dinleme radarlarının bulunduğu yerdir!

Yerçekimi alanı Kıbrıs'ın her yerinde 100 mgal'den daha aza düşer; bu boyutta başka bir yerçekimi anomalisi şimdiye kadar doğu Akdeniz'de bulunmamıştır! Bu büyük anomaliyi oluşturduğu görülen yüksek yoğunluklu kayalar, 120 mil doğu-batı ve 70 mil kuzey-güney ölçülerinde dikdörtgen, yüzeye yakın, yarı yatay bir dilim biçimindedir ve merkezi, Kıbrıs'ın merkezinden yaklaşık 20 mil kuzeybatıya kaydırılmıştır.

İsrail Troodos’a göz dikti!

İşte tüm bu özellikler dinleme ve izleme imkânını da artırdığı için Troodos’u kıymetli bir yer yaptı.

israil, Arap ve Müslüman devletlerini ve de Türkiye’de olanları izlemek için Rum Yönetimi’nden Troodos dağlarında radar üssü istedi. Ancak israilin bu talebi, Troodos radarının kontrolünde olan İngilizleri rahatsız etti. Rum Yönetimi de böylelikle İsrail’in teklifini kabul etmedi.

Zayıf halka Kıbrıs Rumları

“israil mevcut radarlarla Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun –Suriye ve diğer ülkelere doğru- büyük bölümünü izleyebiliyor. Radarların olanakları, yer yüzeylerinin şekillerinden dolayı -dağlar ve engebeler- daralıyor. Bu sorun israilin elindeki uydular vasıtasıyla çözülüyor. İsrail, İran’dan hava yoluyla Türkiye ve/veya Suriye üzerinden gelecek terör ve diğer faaliyetleri engellemek için bölgeyi denetimi altına almak istedi.”
“israil mevcut radarlarla Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun –Suriye ve diğer ülkelere doğru- büyük bölümünü izleyebiliyor. Radarların olanakları, yer yüzeylerinin şekillerinden dolayı -dağlar ve engebeler- daralıyor. Bu sorun israilin elindeki uydular vasıtasıyla çözülüyor. İsrail, İran’dan hava yoluyla Türkiye ve/veya Suriye üzerinden gelecek terör ve diğer faaliyetleri engellemek için bölgeyi denetimi altına almak istedi.”

israil, Kıbrıs sorunlarını kullanarak, “zayıf halka” olarak tanımladığı Güney Kıbrıs’ın ekonomik durumunu, yeterli savunma örgütü olmayışını öne sürerek niyetini açıkladı.

-Troodos’taki radarda kolaylık sağlayın…

Haziran 2014 tarihinde yapılan haberlerde, israilin Troodos’taki radar üzerinden uydu yardımıyla İran’ı izleyebileceğini, ABD’nin nükleer program ve Irak krizi dolayısıyla Tahran’la flört ediyor olmasına karşın, İran’ın israil için sürekli tehdit kaynağı olmaya devam ettiğini belirterek şunları yazdı:

“israil mevcut radarlarla Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun –Suriye ve diğer ülkelere doğru- büyük bölümünü izleyebiliyor. Radarların olanakları, yer yüzeylerinin şekillerinden dolayı-dağlar ve engebeler- daralıyor. Bu sorun israilin elindeki uydular vasıtasıyla çözülüyor. İsrail, İran’dan hava yoluyla Türkiye ve/veya Suriye üzerinden gelecek terör ve diğer faaliyetleri engellemek için bölgeyi denetimi altına almak istedi.”

Kıbrıs fiberoptik kablo merkezi

Kıbrıs çok sayıda fiberoptik deniz altı kablo haritalarında merkez olarak gösteriliyor. Bu da Kıbrıs’ı, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu iletişimlerini gözetlemek için doğal bir yer haline getiriyor.

Bir dizi kablo, Kıbrıs'ı israil ve Suriye'ye bağlıyor. Bunlar Anglo-Amerikan casusluğu için açık hedefler. Diğer kablolar Kıbrıs'tan Lübnan'a, Kıbrıs'tan Mısır ve Türkiye'ye, Yunanistan ve İtalya'ya vb. uzanıyor.

Güneydoğu Asya, Orta Doğu ve Batı Avrupa'yı birbirine bağlayan, 1997 yılında başlayan büyük SEAMEWE3 kablosu da GKRY’den kıyıya çıkıyor.

Troodos Dağlarındaki Olimpos Dağı'nda bulunan radar hâlen Kıbrıs adası çevresinde, Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır ve Türkiye'nin sivil ve askeri hava trafiğini yakından takip etmektedir.

ABD, Kıbrıs'taki İngiliz topraklarında faaliyet gösteren başlıca casusluk teşkilatı Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA), bütün bilgileri anlık olarak İsrail ile paylaşmaktadır. NSA'nın, İsrail SIGINT(*) Ulusal Birimi (ISNU) ile "erişim, müdahale, hedefleme, dil, analiz ve raporlama konusunda bilgi paylaşımı" yaparak "geniş kapsamlı teknik ve analitik bir ilişki" sürdürüyor.

(*)SIGINT; insanlar arasındaki iletişimin veya diğer elektronik sinyallerin dinlenmesini tanımlayan sinyal istihbaratı anlamına gelir.

İlişki yakın zamanda “CIA [ve] MOSSAD gibi diğer israil ve ABD istihbarat örgütlerini de kapsayacak şekilde genişledi.” ABD'nin Kıbrıs'ta dört casusluk tesisi bulunuyor ve bunların israil ile "kapsamlı" istihbarat ilişkisinin bir parçası olduğu biliniyor.

israil, Kıbrıs/Troodos dağındaki izleme ve dinleme üslerinden aldığı anlık istihbarat ile İranlı üç komutanı öldürmüştür. Aynı durum, bölgedeki tüm ülkelerde görev yapan üst düzey görevliler için de geçerlidir.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım